Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Işte şimdi her pazar günü aşağıya bakıvorlar çukurun kenarından çukura da bu nedenle Cehennem diyorlar. Bunun yanındaki başka bir çukurun i sa Henrik Nordbrandt/ Şiirler/ Çeviren: Murat Alpar dibinde bir kilise var, bu kiliseye bir merdivenden inebiliyor insan, durup bakabiliyor yukanya oradan. lşle bu cukura da Cennet dıyorlar. ALTINKUŞ Benim benden olduğu/n kadar ıızak ve geçip gitmiş yıllar yüzünden tedırgin edecek kadar yakın: avludaki o sarı ağacı bir zamanlar ben dikmiş olmalıyım. Bugünkü dünyam aydınlatıp onu gösteriyor bir altınimgesi olduğunu köstebeğin yeraltı dehlizinde. Harf harf ilerliyor yaz sonbahara, akşama ve bulaşık tabaklara Daha önce Türkiye'de Çevre, Aşk Şüridir Bütün Şiirler ve Ayaklarımın Altına Serdim Bütün Dünyayı adlı şiir kitapları yayımlanan Henrik Nordbrandt'ın Danimarka'da yayımlanan son kitabından yeni şiirleri gene Murat Alpar'ın çevirisinden sunuyoruz. GARSON Garson saygıda kusıır etmiyorsa da dilini konııştıığum için nerret ediyor benden. aptal bir Amerikalı turist olsaydım eğer apral bir Ingiliz, aptal bir Alman aptal bir Fransız ya da aptal bir îtalyan olsaydım içtenlikle sırtımı sıvazlayacak sonra da kazık atmaya çahşacaktı. Ama nerenin olduğunu bilemediği bu yüzden de nefret ettiği bir şiveyle bile dilini doğru konuştugum için onu ondan daha iyi tanıdığım dııygıısuna kapılıyor. Haksız da değil hani. Onun için nefret ediyor benden. Biramdan bir yudum alıp bunu yazmayı sürdürüyorıım, bir sigara yakıyorum sonra. Hemen bir kül tablası getiriyor. Teşekkür edip uzun bir süredir göz ııcuyla süzdüğü gazetenin spor ekini uzatarak isteyip istemediğini soruyorum. Elbette istiyor! Ama spor ekini alır almaz aklından geçenleri okuduğum sanısına kapılıp CUMHURİYET KİTAP SAYI 689 Ama doğru değil hiçbiri yazdıklarımın, baştan yanlış öğrenilmiş bir dil benimkisi. Tutuklu giysisi giymiş bir sürü çocuk: elindeki harfi gösteriyor her biri. Harf harf ilerliyor yaz sonbahara, akşama ve bulaşık tabaklara. Altınağacın üstünde ötüyor bir altın kuş, şarkı söylüyor bir altınağaçtaki bir altınkuş üstüne. Yanıt vermiyor ona hiç kimse. daha çok nefret ediyor benden. Hiç şivesiz konuşsaydım dilini ona benzediğimi sanacak ama ondan daha şansh olJugunıu düşünüp kıskançhkla hayranlık karışımı bir duyguyla da olsa kendisinden daha şansh bir kardeşi gözüyle bakacaktı bana. Ne var ki belli belirsiz şivem tiksinti uyandırıyor onda. Nefret ediyor benden. Ceza yiyeceğini bilmese rahatlıkla öldürebilir beni. Biramı bıtırip kalkıyorıım soğuk bir baş eğişle selamlıyorum onu ve gereğinden çok bahşiş, bırakıyorunı. Anlıyor ne demek istediğimi! CEHENNEM VE CENNET Bir şey düşmüş aşağıya Evren'den kocaman ve derin bir çukur açmış, ne var ki hiçbir şey yok bu çukurun dibinde. İMETİN CELÂL GİTMEK ZAMANI KOSOVA SAVAŞI ÜSTÜNE BtLGÎLENDtRME BoJrumdayken hiçbir şey göremı yordum: gözümdeki güneş gözliiklerindenmiş meğer, onları çıkarınca fark ettim bunu ve hrlatıp attım kızgınlıkla. Şimdi de burada oturduğum yerden denizi açık seçik göremiyorıım: okuma gözlükleri var çünkü gözümde, ama gün ışığı çok keskin olduğu için ne yazdığımı da iyice okuyamıyo rum. Inat edip çıkarmıyorum okuma gözlüklerini, güneş gözlükleriniyse getirmeye bodrumdan hiçbir giiç zorlayamaz şimdi beni. Işte böyle benim yaşamım. Insan yaşamı böyle. Bu savaş işte böyle sürüp gitmekte. Çatalçeçme Sfc. No: 19 Cağaloğlu/islanbul Tel.: 0212 527 10 20 • 512 94 67 Fax: 0212. 520 82 12 nmail: genctası*ixircom Aşkın kanatları olsa... Kişinin yeni bir hayata doğru yoleuluğunda kendisini ve belki de varlığını terk etme ve yeni bir ülkede, yepyeni bir kimlikle varolma arzusunu anlatan bir "kaçış" romanı. GEnDöS KULTUR