19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 KURL AR A Nazan Aksoy, Berna Moran adına hazırlanmış bir armağan kitapta Moran'tn 'Türk Komanına ElestirelBir Bakış'ını çeşitli yönleriyle değerlendirdiği yazıstnda şunlart söylüyordu: "Berna Moran 1950 sonrası Türk romanı üzerindeki incelemelerinde sanat eserinin hayatı yeniden üretirken ideolojik yapının edebisöylemi biçimlendirdiğini bilgi ve duyarlık ürünü çözümlemelerle örneklemipir. Ele aldıgı romanların ilerici, gerici, devrimci, sosyalist gibi ideolojik kavramlarla tanımlanabilen monolitik biryapı göstermediîini, zaten aslında anlatı söyleminden bağtmsızca yorumlanabilecek bir kurmaca anlatı metni olamayacağını, anlatının söylemine özgü, derin anlamını da kolayca açıklayabileceğimiz ve üzerinde rahatlıkla birleşebileceğimiz bir sey olmadıltnı örnekleriyle ortaya koymuştur. Jale Parta'nın da belirttiği gibi, Berna Moran bir eseri okumaya ve incelemeye Çıplak' bir gözle başlıyor; hiçbir zaman 'aman şu romanı şu yöntemle inceleyelim demiyor: birçok roman için çeşitli kuramcılara göndermeler yolluyorsa, bunlann tümünü metnin gerektirdiği yerlerde, metin zorladığı için uyguluyor. Yöntemlerarası diyebileceğimiz bir yöntem onunki." Üçciltlik'Türk Komanına Els Bakış', 'Edebiyat Kuramlan ve Elestin gibi kitaplar bırakıp gitmiş olan Moran ı saygıyla amyoruz. Bolkitaplı günler!.. TURHAN GÜNAY Mehmet Faraç, kanatıcı bir konuyu gündeme getiriyor Töre Kıskacında Kadın Mehmet Faraç'ın "Töre Kıskacında Kadın "ı, 21. yüzyılda, Avrupa Birliei'ne eirilmesinin tartışıldıeı bir dönemde, Duygu Asena'nın da dediği gİDİ,"Törelerin, geleneklerin, yanlış da olsa, zararlı da olsa değişmemesini savunanlara, kadın hakJarı da neymiş, insan hakları varken diyenlere, Anadolu'daki kadının çok güçlü olduğunu iddia edenlere bir tokat gibi". SİBEL EZGİ AKPINAR tırken, hiç de küçümsenemeyecek, yabana atdamayacak kadar ciddi saptamalara yöneliyor. Günizi Yayıncılık'tan çıkan Töre Kıskacında Kadın, kendi alanındaki ilk çalışma. Çoğumuzun filmlerde gördüğümüz töre uygulamalarının vahşete gidebılecek örnekleri çarpıcı gözlemlerle aktarılırken, okur ürküyor, zaman zaman gözyaşı döküyor, bazen de hüzne dalıyor. Korkunç öyküler Hüzün, dram, trajedi ve yaşamın acıları, insanı korkutan öykülerin gerçekliğinde gizli. Örneğin Sevda. Bu genç kız pastaneye gittiği gerekçesiyle Urfa'nın bir meydanında onlarca kişinin önünde teyze çocuğu tarafından rambo bıçağıyla boğazı kesilerek öldürülmüş. 13 yaşındaki Hatice, sinemaya girdiği gerekçesiyle imam nikâhlı 17 yaşındaki kocası tarafından bıçalda boğazı kesilerek katledilmiş. Mehnmet Faraç, " O küçük bir kadındı" diyor. Rabia ise bir erkelde kaçtığı gerekçesiyle yakınları tarafından traktörün altına atılarak parçalanmış. insan okuyunca inanamıyor, ama bu vahşice cinayeti işleyenler başarüarını havaya kurşun sıkarak kutlamış. Kadınlar ise zılgıt çekmiş... Yazar, Rabia'nın dramını, çevresel etkilerin çarpıklığını da vurgulayarak dikkat çekici bir duyarldıkla aktarıyor. Hacer'in öyküsü daha da dramatik. O, adı bir radyonun istekler programında yayım S evda, Hatıce, Rabia, Hacer, Şemse... Ve adları duyulamayan niceleri... Mehmet Faraç, Güneydoğu'da sevdaları uğruna yaşamlarından olan töre kurbanlarını yazmış. Ortaya, irkilerek okunan ibret verici öyküler çıkmış. Mehmet Faraç, bir Güneydoğu uzmanı. Hizbııllah üzerine yazdığı "Kod Adı Hizbullah" ve "Hizbullah'ın Kanh Yolculuğu"adlı kitapları kendi alanında ilk ve en ciddi çalışmalar. Yazarın bu kitaplannı okuyanlar, onun işini ne denli ciddi yapan, ince eleyip sık dokuyan ve titiz bir araştırmacı olduğunu görüyor. Harran'ın susuzlukJa mücadelesini anlattığı "Suyıı Arayan Toprak"ı anlatmaya gerek yok. Işin uzmanı değerli usta Fikret Otyam bu kitabı bir "Destan" olarak yorumlamış. Faraç'ın kitaplannı okuyanlar, yazarı yaşını başını almış biri gibi düşünüyor. Oysa o daha çok genç. Bu kadar ağır arastırmaların altından kalkmasının en önemli nedeni herhalde Urfa topraklarında doğup büyümesi ve Güneydoğu'yu, kültürüyle, sosyal ve siyasal sorunlarıyla, folkJoruyla, edebiyatıyla çok iyi soluması. Miithiş gözlem yeteneği de bu genç yazarın kalemine güç katıyor. landığı için küçük kardeşi tarafından domdom kurşunuyla katledilmiş. Mehmet Faraç, töre kıırbanı bu genç kızı, "Tarihi bir Urfa evinde ürkek birgüvercin" diye tanımlıyor. 21. yüzyıla girdiğimiz bu dönemde Turkiye'nin bir kentinde genç kızların bağnaz ve çağdışı gerekçelerle katledilebileceğine insan gerçekten inanamıyor. Tabii öyküler bununla da kalmıyor. Örneğin Harran'da Şemse adındaki bir kadın da evlenmeden hamile kaJdığı gerekçesiyle traktörün altına atdarak karnmda bebeğiyle birlikte öldürülmüş. Yazar, olayın araında bir"Berdel"dramı olduğunu gözler önüne seriyor. Gönül'ün öyküsü daha da korkunç. Sevdiğine kaçan bu genç kız da Antalya'dan Urfa'nın Birecik ilçesine getirilerek Fırat Nehri'ne atılmış. Töre Kıskacında Kadın kitabında bunlann dışında onlarca genç kızın töre uğruna nasıl katledildiğine de tanık oluyoruz. Bir de törenin yaşamın dışına surüklediği iki kadın öyküsü var. Bunlardan biri koca dayağından bıkarak üç çocuğuyla birlikte Fırat Nehri'nde intihar eden Cemile... Mehmet Faraç, törenin kıskacındaki bu kadına adeta ağıt yakıyor. Diğerinde de kocası öldükten sonra çocukları elinden alınan ve köyünden kovulan bir genç kadının sinema temizlikçiliğine uzanan trajik öyküsü var. Bu övkü ağa konağından paspasçılığa düşen bir kadının dramını aktarıyor FUmgibl Mehmet Faraç, kitaplarında ilginç bir üslüp geliştirmiş. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin inceleme ödülünü alan kitap, öykü dilindeaktardmış. Faraç'ın kitabını okuyanlar onun kaleminde Güneydoğu öyküleriyle tanınan Bekir Yıldız'ı buluyor. Trajediyi, polisiye unsurlarla harmanlayıp bir kadın arastırmasını bu kadar ustalıkla kaleme alan Menmet Faraç, televizyonlarda saçma sapan konulan dizileştiren, sinemaya aktaran yönetmen ve yapımcılara da hazır senaryolarsunuyor . lelevole kulturunun toplumun sosyal yapısını kemirdiği bir dönemde, büyük kentlerin loş ışıklı gece kulüplerinde sosyoekonomik yaşamın getirdiği bütün olanakları ve rahathğın keyfini çıkaranların, Mehmet Faraç'ın bu kitabını özümseyerek okumaları, kimi gerçeklerin de ayırdına varmalarına sağlayacaktır. Batdı kadtnların, özellikle bazı feminist çevrelerin, hiçbir şeyden habersiz yaşamaları, doğudaki hemcinslerinin sorunlarının giderilmesine ne kadar katkı sağlayabilir. Faraç, satırlan ardı ardına sıralarken işte bunları da düşündürüyor; dikkatleri, yalnızlığa itilen, baskı altında tutulan, kaderlerine terkedilen ve sürekli horlanan kadınlara çekiyor... Mehmet Faraç'ın kitabı, 21. yüzyılda, Avrupa Birliği'ne girilmesinin tartışıldığı bir dönemde, Duygu Asena'nın da dediği gibi,"Törelerin, gelenekJerin, yanlış da olsa, zararlı da olsa değişmemesini savunanlara, kadın halkları da neymiş, insan hakları varken diyenlere, Anadolu'daki kadının çok güçlü olduğunu iddia edenlere bir tokat gibi". Bu tokadın ne denli acı olduğu, kimleri gaflet uykusundan uyandırması gerektiği kitap okununca ortaya çıkıyor. Duyarlı her kadının bu kitabı okuması ve Güneydoğu kadını için bir şeyler yapması gerekiyor.B Imtiyaz Sahibi: çağ Pazarlama Gazete Dergi Kitap Basım ve YayınAŞyi temsilen Cumhuriyet Vakfı adına llhan Selçuk o Yayın Danışmani: Turhan Günay Sorumlu Müdür Fikret llkiz CörselYÖnetmen: Dilek Akıskalı o Baski: Sabah Yayıncılık AŞ Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 54 334 Istanbul Tel: (212) 512 05 05 0 Reklam: publl Media CUMHURİYET Üniversitede kadın sorunlarına ilgiduyduğumda karşımda en çarpıcı ve ciddi araştırmalardan biri olarak Töre Kıskacında Kadın'ı buldum. Mehmet Faraç, sıkıcı araştırma sonuçlarına dalmadan, Güneydoğu'nun önemli bir sosyal yarası olan töre sorunu ve onun kurbanlarının öykülerini akıcı bir dijJe kaleme alırken zorlanmamış. Önceleri bir film senaryosunu andıran öykülerin gerçek olacağına insan inanamıyor. Turkiye'nin bir kentinde genç luzların bir erkekle konuştuklan veya sinemaya, pastaneye girdikleri gerekçesiyle sokak ortasında bıçakla öldürülmesi, traktörün aJtına atılması ya da domdom kurşunlarıyla kuman edilmesine akıl erdirilemiyor. Yazar, genç luzların öykülerini kaleme alırken hem edebi bir dil kullanmış hem de polisiye unsurları çok iyi enjekte ederek okurun kafasında soru kalmasına engel ol mu§. Kitap, polisiye öykülerdekı gibi okuru sonu belirsiz bir atmos rere sürüklemiyor. Yazar, töre kur banı kadınların öykülerini yazarken onların sosyal ve toplumsaJ konumlarını irdeliyor, içinde bulundukları çelişkileri sorguluyor, sonra da bir sosyolog duyarlılığıyla ve gözlemlerine dayanarak yorumlar yapıyor, sonuca götürüyor. Bir erkeğin, hem de Doğulu bir erkeğin gözünden kadın sorunlarını okumak ayrı bir önem kazanıyor. Faraç'ın töreyle ilgili saptamaları öylesine çarpıcı ki, kitap okunduğunda, aslında sıradan cinayetlerin ardında nasıl bir sosyal ve toplumsal dram olduğu da ortaya Mehmet Farac, sıkıcı araştırma sonuçlarına dalmadan, Cüneydoğu'nun Töre Kıskacında Kadın/ Mehçıkıyor. Yazar, çözüm önerilerini önemli bir sosyal yarası olan töre sorunu ve kurbanlann öykülerini akıcı bir met Faraç/ Cürızı Yayıncılık/'191 sıralıyor, yapılması gerekeni anla dllle kaleme almış. 632 Çarpıcı araştırma K İ T A P SAYI SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle