04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. •" nıyor ve çok büyük acılar çekiyorsa o zaman bu çok önemli bir meseledir. Abdullah Öcalan ve KemalBurkay'la yaptıg'ımz söyleşilcriyaytnladığınız kitabınızda Kürt sorunu gibi çok önemli ve son derece yakta bir sorunu gündeme getirtyorsunuz. Ve tarih 1993. Çatışmalartn en yogun oldugu dönemde eşcinsellerle ilgili sorular soruyorsunuz Bu soruyu sormamzdaki amaç neydi? Bazı arkadaşlarım da beni eleştirdiler. Sen Avrupalı bir Türk olarak gidip Güneydoğulu bir Kürdü çok üstten sorguluyorsun bu kadarı da fazla dediler. Hayır ben öyle düşünmüyorum. Acaba öyle mi yaptım diye, tereddüt ettiğim oldu. Ama Kürt hareketinin toplumsal kültüre ilişkin gerilikleri varsa bunlarla kavga etmek, bunları deşifre etmek gerekirdi. Bu bakımdan çok önemsediğün için o tartışmayı yaptım. Bana dediler ki kendi toplumsal kültürlerinde konuşulmayacak veya üstü kapatılacak şeyleri sormuşsun. Ne yapalım? Bunlan tartışmadan olmaz. Modern bir toplum yaratdacaksa bunlar da tartışılacak. "Kadınların tsveçi" adlı kitabımzda hveç'tekı kadtnlarla ilgili çok ilginç bir tablo ortaya koyuyorsunuz. Cirneg'in kadtnlarla ilgili "Eşitlik Omhudsmanı" diye bir mekanizma var ve oldukça fonksiyoncl bir mekanizma ve ayrımahğa karşı devlet tarafından almmış çok çarpıa bir örnek. Mesela bunu Türkiye'detartışmak, bunu bir mndel olarak Türkiye'de gelistirmek için bir şeyler düşündünüz mü? Isveç'te uygulananlar adım adım diğer Avrupa ülkelerinde de uygulanmaya başlamış. On kişiden fazla çalıştıran işyerlerinde kadın erkek ilişkıleri açısından para, iktidar, bütün bu konuların sorgulandığı ve denetlendiği bir yeni sistem yaratılmış. Tabii ki Türkiye'de çok ihtiyaç var buna. Bunun olması gerektiğini düşünüyorum. Avrupa Birliği'ne yönelik projeler içinde ben Kadınların böyle projeler geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki de var ama ben duymadım. Önümüzdeki dönemde herhalde Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde bu projeler de gündeme gelecek. Kadın sorunu konusunda son derece duyarlı olan, yazıp çizen Oral Çalışlar ev hayatında nastl? Işte Ipek'e az önce sordun. Bana 10 Siyasi anılarla gazetecilik arasında koşturan Oral Calıslar Mina Urgan ve Mlhri Belll lle düsünce özgürlüğu amacıyla yapılan bir basın toplantısında. üzerinden 7 verdi. Erkek egemen kültürü ortadan kaldırmak çok zor şey. Eşitlikçi bir kültür edinmelt ve hayata yansıtmak kolay değil. Ben teorik olarak ner şeyi doğru kavradığımı sanıyorum ve bunların pratikte de doğru olması için gayret ediyorum. Çok da gayretliyim. Kendimi de değiştirmeye çalışıyorum. Ama şunu söyleyebilirim, hiçbir erkek tam anlamıyla eşitİikçi değildir. Bu üç ana kategoriae ele aldığım kitaplannızda çok önemli bir damar da Siyasal îslam ve fslamcı hareketler üzerine. Burada bugün 2002 itibariyle bakttğınızda Siyasal Islam't nastl değerlendiriyorsunuz? Politik îslam bir yandan siyaset arenasında ve çok partili sistem içerisinde yaşıyor. Ama bir yandan da toptancı bir ideoloji var arkasında. Bu ikisinin bir arada yaşaması mümkün değil. Refahyol iktidarı döneminde halkın yüzde 80'ine karşı, onlann hayatına hükmetmeye çalışan bir tavır aldılar. Bu yüzden iç gerilim arttı, demokrasi yönündeki yürüyüş zaafa uğradı. Bunun bir hesaplaşmayla nalledilemeyeceğini bilmeleri gerekiyordu. Burada karşı tarafın kışkırtmalan da gerilimi iyice artırdı. Ülkemizde farklı kültür ve inançlann banş içinde yaşadığı ortaklaşa yeni bir kültürün oluşturulması gerekiyor. Islamcılar da yıllardır ikinci planda kalmanın etkisi ile biz sizden hesap soracağız deyip parlamenter sistemin boşluldarından yararlanmaya kalkışınca işler kızıştı. Bu tutumları ciddi bir çatısmaya yol açtı. Ben Necmettin Erbakan ile ve Islamcılarla yaptığım tartışmalarda şöyle söylediğimi natırlıyorum. Bu demokrasi ve çok partili sistem sizin için de, bizim için de oir imkândır. Bu imkânı doğru da kullanabiliriz, yanlış da kullanabiliriz, ki siz yanlış kullanıyorsunuz. Bunun bedelini yalnız siz değil, bütün toplum ödeyecek diye söylemiştim birkaç tartışmada. Bence 28 Şubat işte budur. Kötü bir deneydir. Bir AKP iktıdanndan söz edıliyor Bu seçenek, 28 Şubat benzeri yeni bir gerilim hattını yaratabilir mi? Yaratabilir tabii. Türkiye'de Islamcı harekete karşı kendilerine kurtarıcı misyon yükleyen kuvvetler var. Bu kuvvetler şu anda sessiz bekliyorlar. Eğer AKP, Refahyol döneminde olduğu gibi dikkatsiz davranırsa, kendilerinden farldı yaşamak isteyenlerin yaşamlanna müdahale etmeye kalkarlarsa, pusuda bekleyen kurtarıcı kuvveder yeniden ortaya çıkabilirler. O zaman başka belalann içine savrulabiliriz. Böyle bir şey muhtemel mi, AKP'den böyle bir şey bekliyor musunuz? Ben Islamcı hareketin demokrasiyi kavradığı kanaatinde değilim. Geçmişe göre bir değişim var, daha dikkatliler. Ancak onlarla yaptığım tartışmalarda, siyaset yapma tarzlannda bazı endişe verici eğilımler sürüyor. Tayyip Erdoğan, MHP tabanından oy kapmak amacıyla idam cezasının kaldınlmasına karşı çıktı. İdam cezası ve Kürtçe eğitim ve yayın konusunda oynadıklan rol gösteriyor ki, bu kesimde demokrasi, özgürlük sözleri tam yerine oturmuş değil. Istanbul'da belediye tesislerinde hâlâ alkollü içki yasağı uygulanıyor. Laik kesimlerin Siyasal îslam'a bakıştm nasıl değerlendiriyorsunuz? Laikliği savunan bazı kesimler "bölücülüğe ve şeriata" karşı kurtarıcı misyonunu üsdenmiş durumdalar. "Bu ciddi tehlikenin kafasını ezmezsek kurtulamayız. Onun için devlet şeriata karşı tekrar tekrar örgütlenmeli ve her yolla bunun üzerine gitmelidir" düşüncesinde olanlar var. Iran örneği ve Islamcıların hala toptancı bir dünya görüşüne sahip olmalan bu korkuyu geliştiriyor. Bazı insanlarımız, Islamcılar çok büyük bir güçle ortaya çıkarsalar, belki de bütün hayatımızı zehir edebilirler diye düşünüyorlar. Türkiye'nin ulaştığı gelişmişlik düzeyi, Türkiye'nin modernlesme konusunda attığı aaımlar dikkate alındığında onlann îran tarzı bir iktidar yaratamayacakları 1968 GençliK Onderlerindendi y Tarsus'ta doğdu. Ortaöğrenimi, Tarsus AmeriS kan Koleii ve Tarsus Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası Ilişikiler Bölümünden mezun oldu. 1968 gençlik olayları sırasında öğrenciydi. Gençlik eylemlerinin önderlerinden birisi naline geldi. O dönemde Siyasal Bilgiler Fakültesi Soşyalist Fikir Kulübü Başkanı, Ankara Üniversitesi Öğrenci Birliği Genel Sekreteri ve Devrimci Gençlik Federasyonu'nun (DEVGENÇ) Merkez Yürütme Kurulu üyesiydi. Fakülte Yönetim Kurulu'nda öğrenci temsilcisiydi. 1970 yılında Türkiye Işçi Partisi'nin(TÎP) 4.Kurultayı'na Içel delegesi olarak katıldı. Yaptığı konuşma nedeniyle hakkında soruşturma açıldı. 12 Mart 1971 asker darbesinden sonra gençlik eylemlerinin sorumlularından birisi olarak tutuklandı. Idamdan yargılandı. TlP Kurultayı'ndaki konuşması yüzünden bölücülük gerekçesiyle 8 yıla mahkum oldu. 1974 yılında çıkarılan Af Kanunu'yla 3 yıllık tutuHuluktan sonra serbest kaldı. 1978 yılında çıkarılan günlük Aydınlık gazetesinin Genel Yayın Müdürü olSAYFA 4 KİTAPLARI l.Denizler tdatna Giderken (Gendaş Yayınları) İ.Kadınlara Dair (Gendaş Yayınları) 3.Necmettin Erbakan Fethullah Gülen Kavgası (Sıfir Noktası Yaytnlart) 4.12 Mart'tan 12 Eylül'e MAMAK (Sıfır Noktası Ynyınları) 5.1slamiyet Üzerine Söyleşiler (Sıfır Noktası Yayınları) 6.tslam'da Kadın ve Cinsellik (Cumhuriyet Kitap) 7.Portreler (Cumhuriyet Kitap) 8.Liderler Hapishanesi (Çağdaş Yayınları) 9.Sol Geleceği Anyor (Cumhuriyet Kitap) lO.Umut Peşinde (Çınar Yayınları) ll.Hz.AliMuaviye Kavgası (Pencere Yayınları) lJ.Öcalan ve Burkay'la Kürt Sorunu Üzerine (Pencere Yayınları) 13.RP Nereden Nereye? (Pencere Yayınları) 14.Kadınlann îsveç'i (Imge Yayınları) 15.'68 Başkaldınnın Yedi Rengi (Aralık Yayınları) 16.Cezaevinde Büyümek (Aralık Yayınları) CUMHURİYET KİTAP SAYI 660 du. 12 Eylül 1980 asker darbesinden sonra bu kez soşyalist bir parti olan Türkiye Işçi Köylü Partisi'nin Başkanlık Kurulu üyesi olduğu için tutuklandı. Yöneticisi olduğu günlük Aydınlık gazetesi kapatıldı. Kaçaklık ve 4 yıllık tutukluluğun ardından 1988 yılında serbest kaldı. Bu dönemde Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş gibi ülkenin önde gelen siyasileriyle aynı cezaevinde yattı. Bu dönemde tuttuğu günlükleri "Liderler Hapishanesi" başlığıyla 15 gün Milliyet gazetesinde dizi olarak yayımlandı. Cezaevinde yaptığı bir söyleşiyle 1987 yılında Yunus Nadi Birincilik Ödülü'nü kazandı.Cezaevinden çıkınca 1990 yılında Hamburg hükümetinin davetüsi olarak iki yıllığına Hamburg'a gitti. Islamiyet üzerine araştırma yaptı. 1991 yılında "Islam'da Kadın ve Cinsellik" araştırması Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı ve bu dizi yoğun tartışmalara neden oldu. 1992 yılında Türkiye'ye döndü ve Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladı. 1993 yılında "Hazreti Ali Muaviye" araştırmasıyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından yılın gazetecisi seçil di. Daha sonra birçok kez gazeteci örgütleri tarafından aynı ödüle layık görüldü. KanalD'de ^Sıfır Noktası" isimli bir haber program yaptı. FlashTV'de ise iki yü boyunca "Bizim Medya" isimli bir medya programı hazırladı. Mehmet Ali Birand'ın 32.programında, haber programlar hazırladı. PKK lıderi Abdullah Öcalan'la yaptığı bir söyleşi nedeniyle 13 aya mankum edildi. Cezası çıkarılan bir kanunla ertelendi. Cumhuriyet gazetesi yazarı Oral Çalışlar gazeteci lpek Çalışlar'la evli. Bir oğlu var. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle