Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 0 E K I Z 0 0 Z 3. yılında Fakir Baykurt Olumunun Cumhuriyet P A R A 8 I Z E Araştırmacı, gazetec anılar arasında bir y KITAP Oral Çalışla RIDVAN AKAR Cumhuriyet gazetesi yazan ve araştırmacı. "Denizler Idama Giderken" adlı kitabı Gendaş Yayınlan tarafından yayımlandı ve kitap bir hafta içinde ikinci baskısını yaptı. Kitap Oral Çalışlar'ın 16. kitabı. Gazeteci Rıdvan Âkar, Çalışlar'la kitaplan ve yaşamı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Hıfzı Topuz ve Ahmet Altan ise Çalışlar'ın yazarlığını ve gazeteciliğini değerlendirdiler. * / ^ Mart 12 Eylül süreçlertnde yasamımzın 7 yı I y la yakım cezaevmae geçiyor. Cezaevigerçek"~ J £* ten anlattldığı gibi bir okul mu? Size ne kazandırdı? Bir yönüyle baktığınız zaman okul olduğunu söyleyebilirim. Mesela 7 yıl boyunca içerdeki hayatımın tamamına yakınını okuyarak geçirdim. Okuyarak fiş çıkararak, not çıkararak, tarin okuyarak, fefsefe okuyarak geçirdim günlerimi. Bugün geldiğim noktaya baktığım zaman ciddi birikimlerimin bir bölümünü cezaevinde edindiğimi söyleyebilirim. Çok acı şeyler yaşandı cezaevinde. Hemen yanı başımızdan arkadaşlarımız idama götürüldüler. Insanlar önümüzde dövülerek öldürüldüler, işkence gördüler. Bizler de nasibimizi aldık. Bu açüardan baktığın zaman ciddi bir hayat tecrübesi tabii ki. Siyasi mankumlarla kaldığım gibi adli mahkıımlarla da birlikte kaldım. Toplumsal sorunlann çok ypğun bir şekilde yansıdığı hayat hikayeleri dinledim. Önemli bir yaşam tecrübesiydi. tki tane cezaevi kıtabtmz var. Biri "Mamak" bin de "Liderler llapishanest " Orada anlatılan çok önemli tespitler ve aalar var. Ama sız yoksunuz. ÖzeUikle "Liderler Hapishanesi" kitabında gazeteci kimliğimle olaylara bakmayı tercih ettim. Bir zamanlar kimsenin yanına yaklaşamadığı insanlar benim yanımda duruyorlardı. Müthiş bir nrsattı. Ben de bir gazeteci olarak bunu değerlendirmeyi tercih ettim ve günlük tuttum. Her gün Bülent Ecevit ile Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş ile uzun sohbetler ediyordum. Zaman çoktu, imkan çoktu ve bütün konuştuklarımı günü gününe not ediyordum. Kısa süre önce Türkiye'yi yöneten iktidar sahibi insanlar, bir anda bizim yanımızda bizimle birlikte aynı kaderi paylaşan, aynı çorbayı içmek zorunda kalan, aynı havalandırmaya çıkan, aynı odada yatan insanlara dönüşüvermişlerdi. Orada herkes eşitti. iktidar yoktu. Bu eşitlenme aynı zamanda onlann gerçek kimliklerini tanımama yarCUMHURİYET KİTAP S4V/ 660 dımcı oldu. Onlann, havatlannı, geçmişlerini sorgulamalannı en azından o dönemde nayata daha gerçekçi bir biçimde bakmalannı da beraberinde getirdi. Önlan insan kimlikleri ile görüyorduk. Kttapltmnızı üç ana bölüme aytrtyorum Bunlardan btrgrup kadın kitaplan dıye nıtelendirebtleceğım kıtaplar Bir ikinct grup sıyasal tslam üzerine ya da dünyada ve Türkıye'dekt Islamt hareketler üzerine yaptığınız çaItşmalar. Dtğerlen anı kitaplan ve söyleştler. Sıyasılerle yapmış oldu&unuz röportajlarda hep kadın sorunlanyla ilgtli ille de bir soru soruyorsunuz Dünyanın yarısı kadın, Türkiye'nin yarısı da kadın. Bu ülkede erkek egemenİiği var ve bu erkek eeemen mantık, Türkive'de hayatı zorlaştıran etkenlerden biri. Kadınlar çok acı çekiyorlar. Aydın kadınlar da bu aaya dahil. Kadınerkek Uişkileri Türkiye'nin toplumsal gelişmesinin önündeki en ciddi engeflerden bıri. Topıumun yarısı eğer bir diğer yarısı tarafından eziliyor ve hakkı yenÜiyor ise, o toplumun adil olması, uygar bi reyler yaratması mümkün değil. Biz sosyalist erkekler de geçmiste bu işin önemini kavramadığımız gibi geleneksel erkek egemen fikirlere boyun eğdik. "Kadınlara Dair" kitabımzda, Prenses Diana ile ilgilibiryazıntzvar. Diyorsunuzki, "Prenses Dıana'ntn kavgast da bir insanhk ve kadınlık kavgasıdır " Bunu Engels'te oldujtu gibi erkeğin ezen, kadtntn ezilen rolü üzerınden mi aeğerlendirıyorsunuz? türlü imkanı vardı. Zengin ve güzel bir kadındı. Ama o kadar çok acılar çekiyordu ki. Eşi başka aşklar ya§ıyordu. Diana ise yalnızlığa mahkum edılmişti. Bu eşitsizlik içinde yeni sevgililer buldu. O zaman saray, kadının üzerine geldi, onu yok etmeye çalıştı. En tepedeki kadın bile, en çok imkana sahip kadın bile bu sistem içerisinde eziliyor. Diana o bakımdan çok ilginç bir örnek. Hadi köydeki Fatma Teyze'nin ezilmesi, cinsel bakımdan istismar edilmesi, sömürülmesi anlaşılabilir bir şey. Ama Diana da eziliyor ve kadın olduğu için dışlaDevamı 4. sayfada Prenses Diana IngiJtere'nin kraliçe adavıydı. Her