Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
f ilmi Ziya Ülken sadece önemli bir düşünür değil, çok verimli bir yazardı da. Bütün ciddi yazarlar gibi kendi ülkesinin düşünce tarihini çok önemsiyordu. "Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi" adlı büyük çalışması, bugün bile önemini koruyan bir başyapıttır. 1966 yılında yayımladığı bu kitabın son bölümü "Türk Düşüncesi Nereye Gidiyor?" başlığını taşımaktadır. Ülken'in ileriyu dönük gelişmeler açısından çok da iyimser olduğu söylenemez. Bu böliimde şöyle diyor: " 1940'dan sonra Çağdaş Düşünce tarihimize bir göz atacak olursak bir bakımdan durgunluk, hatta gerileme, bir bakımdan ilerleme denebilecek bazı göz lemlerle karşılaşabiliriz. Batı fikir hayatına girmek için bir yiizyıldan beri yapılan tereddütlü, ürkek adımların birdenbire büvük hız kazanmış olan çeviri faaliycti bunların başında gelir. Tanzimatçılar Montesuuieu, Rousseau ve umumiyetle 18. yüzyıl düşüncesine dayanmak istedikleri halde onlardan hemen hiçbir şey çevirmemişler ve menılekute bu fıkirleri pek yüzeysel olarak aksettirmişlerdi. II. Meşrutiyet'te fikir hareketleri hızlandı, fakat derİnleşmedi. Fikir adamlannın çoğu derEDItlmlalMtfesl gi yazarı olmaktan çıkamadılar. Dergiler Ülken'in incelediği düşünceler arasınde uzmanlığa doğru gidecek ve derinleşeda ele alınması gereken bir alan da kuşcek yerde orta seviyeye hitap eden edebi kusuz, eğitim felsefesidir. (Jnun felsefedergi olarak kaldılar. Fikir yazıları gündesindeki temel kavramın "insan" olduğulik nayata tesir etmek için daima bu scvinu biliyoruz. "İnsan valnız felsefenin deyeden yukan çıkamıyordu. Toplumsal haîitimin de temel konusudur. Bunun reket uyandırmak, reform yapmak, öğret: öneminin altıru çizen Hilmi Ziya mek bugiyi haJka yaymak gibi maksatlar Ülken 1967'de Eğitim Felsefesi'ni yayımyüzünden asıl fikir, uzmanca düşünce bir ladı. Kitabın 327 sayfa olnıası onun bu türlü yerleşemiyordu. Buna rağmen bilgikonuda söylemek istediği şeylerin ne kayi halka yaymalc düşüncesi o kadar egedar çok olduğunu gösterir. Kitap yalnız mendi ki, Ahmet Mithat'dan günümüze nicelikten ibaret değildir. Niteük yönünkadar verilen her bilgi ağır görülerek halkın seviyesinc göre daha nafifleri istenden de, özgün yönleri içermektedir. Bu miş, bu yüzden hakiki fikir çığırları kurualandaki düşüncelerini kısaca özetleyelamamıştır. Buna karşı son zamanlarda bir rek şöyle söyleyebiliriz: yandan devletin yayınladığı Bau ve Doğu însanlık tarini insan olmanın tarihi ise klasiklerinden çeviriler serisinin gittikçe o her şeyden önce eğitim in de tarihi deçoğalması, bir yandan da bireysel teşebmektir. Eğitim felseresi insanı oluş içinbüslerle ve özel sermaye ile yayınlanan ayde ele alır. Bu oluşumda insan, bir DÜtünı nitelikteki eserler, geçmiş 80 vılın eksiknün aynlmaz iki parçası, iki yüzü gibidir. lerini tamamlamakta olduğu gibi, yeni BaBirinde insan, ötekinde evren vardır. Biz tı fikir hayatının büyük eserferini de verbıına filozof Platon'un deyişiyle diyad, mektedir. Daha şimdiden Platon'un belbaska deyişle kişilik diyoruz. Sosyoloji ve li başlı Dialoquewn Türkçe'ye çevrilmiş )sikoloji buradaki bütünlüğü göremiyorbulunuyor. Aristo'dan Organon'lan okuar. Böyle olunca konuya felsefe ve antyoruz. Daha metafizik ve ahlak kitaplan ropolojinin ışığında bakılması gerekiyor. çevrilmemiştir. Descartes'ın eserlerinden Bu bakış bizi insançevre diyalektiği'ne çoğuna sahip bulunuyoruz. Spinoza, Legötürecek ve yapılacak açıklamalar bu ibniz, Malebranche gibi esaslı Cartesien fidiyalektikte birleşecektir. lozofları Türkçe'den okuyoruz. îngilizlerVine Hilmi Ziya Ülken'in düşüncesiden Berkeley, Hume, Spencer ve Mill çevne göre "eğitim insanm yaptığı işlerin en rilmiştir. 18. yüzyıl filozoflanndan çoğuönemlisi, en yücesidir ve beşıktan mezanun eserinin Türkçeleri elimizdedir. Güra kadar bütün yaşların konusudur." nümüze gelince Bergson, Durkheim, 11. Sevgili hocamız, eğitime ve eğitilmePoincare gibi son yüzyıl Türk düşüncesinin bu yüceliğini felsefe ve bilim yolcune tesir etmişfikiradamlannın hemen büluğunun her dakikasında yaşamış bir dütün eserleri çevrilmiştir. Henüz Alman Felsefesinden Nietzsche müstesna hiçşünür idi. • bir şey çevrilmemiştir. Bu yeni fikir faali(1) Telifcıliğin Tenakuzlan (Mülkiye yetinin bütün başansına rağmen buna Mecmuası' ndan ayrı basım 77 sayfa). esaslı bir eksiklik gözü ile bakılabilir. Fa(2) Marksist görüşleri olan bir ıktisat kat 20 yıl içinde yapılanlara bakılınca, bu yazanmız. (3)20. Yüzyıl Filozoflart, 19)6, Istan eksikliklerin de yakında kapanacağı tahmin edilebilir. Bugün bile felsefe ve sosbul (önsöz). (4) Sosyoloji Dergisi 19471949, sayı 4 yoloji tahsil edenlerin eline verilebilecek nayli zengin bir kütüphane kurulmuştur. 5 (sayfa 152). Düşünce Tarihi, bizim bu konııdaki kaynakJarımıza ışık tutması açısından son derece önemli ve bugün hâlâ tek başvunı kitabıdır. Yazannın belleğine fazla güvenmesinden ileri gelen kimi küçük yanlışlar bu önemi azaltmaz. Ona göre, düşünce tarihi uygarlık tarihinin Dİlincidir, bütün uygarhk tarihinin özeti ve ruhudur. Düşünce tarihi, bu bağlamda fclscfe tarihi de, içine alır bir yandan bilimle, bilimsel gelişme ile ilgili olduğu için teknik uygarlığın tarihini, bir yandan da felsefe olduğu için bütün uygar yaşamı içine alır. Ama yalnız bilirn ve Felsefeden ibaret de değildir. O derecede ki, bilim ve felsefe tarihleri, düşünce tarihinin ancak bir parçasıdır. Hilmi Ziya Ülken çağdaş düşünce tarihimizi değerlendirirken bir yerde şunları söylüyor: T ü r k düşüncesi toplumsal eylemle ilgili yönlerin etkisi altında kalmış bile olsa Batı düşüncesinin başlıca özefliklerini tanımıştır. Oüşünürlerimiz toplumun bunalımları karşısında sorurnluluklarını bilen insanJardır, fildişi kulelerine çekilmemişlerdir. Bütün olanakları kullanarak, eğitimin yayıldığı her ycrde yani düşünceleri tanıtmaya, yeni toplunı hareketlerineöncülüketmeyeçalışmışlardır... (7). Bu sözlere şunları de ekliyor: "Çağdaş düşünce tarihimiz, özgün düşüncelerin, yeni görüşlerin tarihi değildir ama, bütünü ile yeni ve gerçek yaradılışları hazırlayacak eserlerin tarihidir. üradaki, toplumsal eylcme aşın bağlı olma bugün kıısur gibi görülebilir. Yarın için beidediğimiz düşünce eserleri, bu bağjılıktan kurtıılma oranında istenen nitelıkteolabilecektir." Hilmi Ziya Ü Ülken bugünleri aörebilsevdi ne derdi? EMRE KONGAR H (5) Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi, 1992, lstanbul (sayfa 16). (6) Sosyoloji Dergisi, 1943, lstanbul sayı 2, sayfa 357403. (7) Türkiye'de ÇaSdaş Düşünce Tarihi, 1992, lstanbul (sayfa 16). CUMHURİYET KİTAP SAYI 605 Batı düşüncesine ait kaynaklar artarken Doğu klasikleri de ona paralel olarak ilcrliyor. 5 asırlık Osmanlı fikir tarihinde medrese ve tekke ilminin temelini teşkil eden klasiklcşmiş kitaplardan pek azı Türkçeye çervılmişti. Farabi, tbni Sina, îbn Rüşd'lerin Türkçesi yoktu. Kelâm ve ortalarında kaleme aldığı kitabının sotasavvufun klasik eserlerine ait şerhler ve nunda, Türk düşünce yaşamını, dini kihaşiyeler de hiçbir zaman aslına bağlı çetaplar ile sosyalizm ve egzistansiyalizm virilerin yerini tutmuyordu. Bir ara Gazaarastnda, üstelik de seviyesiz bir yayın orlî çevirilerine rağbet edilmiş, o da yanm tarnında sıkışmış görmektedir. kalmışu. Abdülhamid H'nin Gazalî yi çeÜlken tüm toplumsal bilimlerin felsefi virtmek için gösterdiği gayretin yanmlığı bir temele dayanması gerektiğine inandıIhya ve Tehafül çevirilerinin Yıldız Küğından, (Hamza Uygun, Inan Özer, "Hiltüphanesi'nde bastırılmadan kalmış olmi Ziya Ulken", Türk Toplum Bilimcilemasından anlaşılıyor. Buna karşı, son yılri I, der.Emre Kongar, lstanbul, Remzi larda bu alandaki çalışmalar da hızlanKitabevi, 1982, s. 161) Türkiye'deki felmıştır. Fakat henüz Ibni Sina'dan hiçbir sefe akımlarını da çok önemsiyordu. çeviri yoktur." Ülken'in yukardaki yargılarında dikkati çeken husus, "özel sermaye ile basıHilmi Ziya Ülken bu saptamalardan lan" ya da "yayınlanan" ifadeleridir. sonra, dönüyor ve "Memleketin umumi Hiç kuşkusuz, Cumhuriyet'in ay<Jınlanfikir hayatı ne durumdadır" diye soruma devrimini devlct eliyle yaşayan Ülken, yor. "özel sermaye ile basılan ve yayınlanan" Bakın bu konudaki düşünceleri neler: kitapları biraz da yadırgıyor galiba. " Yiiz güldürecek olan bu çalışmalar dıAslında Ülken in "düşünce yaşamı" şında, acaba memleketin umumifikirhahakkındaki yargıları inanılmaz bir öngöyatı ne durumdadır? Bu bakımdan sayısı rü ile Türkiye'nin toplumsal yaşamındagittikçe çoğalmakia olan yayınları başlıca ki etkileri acısından doğnı çıktı. iki grupta toplayabiliriz: 1) Birincisi özel Sosyalizm, Komünizm, Marxizm kosermaye ile basılan ve sosyalizm ile günün nusunda, farklı ülkelerin değişik sivasal modası existentialism'e ait, çoğu birkaç uygulamalarından etkilenmiş modeller formalık bir yayinlar serisidir. Bunlardan üzerindeki yüzeysel, adela broşür biçipek azı telif, çoğu çeviri veya toplamadır. mindeki ezberci yayınlar, Türkiye'yi goBu yayınlarda gözc çarpan nokta Türk şizmin bataklığında önce 12 Mart Dil Kıınımu nıın ileri sürdüğü kelimele1971'de, sonra da 12 Eylül 1980'de, iki ri bol bol kullanmak yüzünden anlaşılsağcı ve baskıcı darbe ile karşı karşıya gemaz bir hale gelmek ve konularının yütirdi. zünde kalmaktır. 2) Ikincisi yine özel serHiç kuşkusuz, bu iki darbenin de arka maye ile ve sık sık yayınlanan dini kitapsında "düşünce ortamı" olarak, Mantist lar serisidir. Bunların pek azı ciddi bir felsefe konusundaki yoksulluk ve yokaraştırma eseridir. Genel olarak halkın sunluk ç.pk önemli bir rol oynamıştı. kapışacağı konular seçilmekte ve halktaTabii Ülken'in ikinci gözlemi de doğki fanatik zihniyet bu yayınları beslediği ruydu ve hâlâ doğrudur: Din konusundagibi, bu yayınlar da o zihniyeti belemekki yayınlar hâlâ yüzeysel ve kışkırtıcıdır, tedir. Eskiden viiksek Islami eserler MedTürkiye bunun da bedelini, 28 Şubat rese, Darülhikjme, vb. tarafından yayın1997'de, şeriat devleti tehlikesinin yanınlanır, tarihe ve ilme hizmet eder, bağnaz dan teğet geçerek ödemiştir. halkın ihtiyacına da sahhaflann yayınları Yine de Remzi Kitabevi'nin artık hızıcevap verirdi. Şimdi bu yeni ve çok sayını kaybetmiş olan "Büyük Fikir Kitapladaki yayınlarda bu iki kaynak bırbirine n" dizisi ve bugün Yapı Kredi Yayınlakanşmış ve yüksek ilmitarıhi eserlerin seri'nın tüm hızıyla devam eden çeviri ve teviyesini düşüren bir sonuca varmıştır. Uf yayınları arasındaki felsefe kitapları, Kısaca her iki yayın tarzı da karşdıldı iki Ülken'in deyimiyle "özel sermaye ile batürlü bağnazlığı besleyen zayıf seviyeli bisılan" kitaplar arasında, bir zamanlar Milrer akım halini aldıkları için, satış sayısı, li Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan okuma bilgisi bakımından halkı ve kitap"klasikler" dizisine benzer işlevler yerine çıları sevindirecek bir durumda iseler ae, getjrmektedirler. aslında fikir seviyesini alçalttıkları, sağ ve Ülken tabii "postmodern" felsefe sol kanada ait fanatizmi arttırdıkları için akımlanna yetişemedi. hiç de ümit verici görünmüyorlar. Bu nal Yetişseydı, Batı'nın "Soğuk Savaş" ara memleketimize özgii değilair. Iş bölümü a olarak, Soyyetlerin son yıllannda Avruzayıf, meslek teşkilatları kurulmamış, Orpa'da gelistirdiği ve hem akılcılığı hem tadoğu memleketlerinin çoğunda bu kudeneyselciliği reddeden, hem de akılçılık tuplasma ve bilgiden uzaklaşma, bağnazve deneysefcilik anlamındaki pozitivist lık halini alan bir inanç gerilemesi haîi göçağdaş uüşüncenin karşıtı olarak emporülür. Eğer yakında yeni yetişen nesillerin ze edilen bu akım için ne derdi bilmiyode işbirfiği yaparak dünya fıkir tarihinin rum. büyük eserferini dilimize mal etmek için Ayrıca bu akımın ülkemizdeki yansıyaptıklan gayretler ve onlarla birlikte yerması olarak ortaya çıkan, dinjstismarına li fikir ürünlerini veren kitaplar ve uzdayalı politika yapan sahtekârlarla, düş manlık dergileri çoğalmamış olsa bu son kırıklığına uğramış goşistlerin (özellikle işaret ettiğimiz yayınlara çok kötümser de eski Maocuların) ve Tahirîlerin (Kemal gözle bakmak gerckecektir. Fakat çok şiikürki Felsefe Arkivi, Arastırmalar, llahi Tahirciler'in) "postmodern" alandaki ityat Dergisi, DilTarih ve Coğrafya Dergisi tifakı onu bile şaşırtabilirdi. Ama kendisini şaşırtacak olumlu gelişgibi dergiler var ve bunlar ciddi yayınlar meler de dikkatini çekebilirdi Ülken'in: yapmaktadırlar. Örneğin, artık her kibapçıda rahadıkla Türk düşüncesi, îzzet, Baltacıoğlu gibi bulunabilen Batı felsefesinin hemen hefikir sentezi verecek kafalar yetiştirmiştir. men tüm klasiklerinin çevirileri, loanna Yeni nesiller fenomenoloii, yeniontofoji, Kuçuradi'nin "değerler" alanındaki özfelsefi antropoloji yönünde, ilim felsefesi gün çalışmaları, "insan haklan" ile felse ve yeni mantıkta araştırmalar yapıyorlar. fe arasında kurulan bağlar, Arslan KayHenüz olgun eserlerini vermemişlerse de nardağ'ın felsefe tarihi ve "kadın felsefeBatı fikir dünyasına açtığımız pencerenin ciler" üzerindeki çalışmaları ve Boğaziçi, her zaman daha geniş, ufkunun her zaOrta Doğu gibi çağdaş üniversitelerin felmandan zengin oluşu gelecek için iyimser sefe bölümlerinde üretilen özgüri çalışolmamızı sağlayan belirtilerdir." (Hilmi malar, Nermi Uyeur'un denemeleri, MaZiya Ülken, Türkiye'de Çağdaş Düşüncit Gökberk'in eskimeyen "Felsefe Tarice Tarihi, 3. baskılstanbul, Ulken Yayınhi" gibi bir temel başvuru yapıtının Türkları, 1992, ss. 488499.) çede yayımlanmış olması onu sevindirebiurdi. • ' Anlaşıldığı gibi Ülken 196O'lı yıllann SAYFA 5