Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yüzleşmeler/ Henri Michaux/ Çeviren: Ömer Aygün/ Sel Yayıncılık/56s. Aforizmalar/ ]ohannHeinrich Fusslı/ Çeviren Cemlleri/ SelYayıncılık/ 70 s Kızdbaş Günlerim/ Abtdm Dino/ Sel Yayıncıltk/ 34 f Sel Yayıncılık'tan üç yeni şiir kitabı. îlki "Yüzleşmeler": "Pazarlık yok. Hep kendinden söz etmeyi de kes. Biz toplumu ilgilendirecek bilgiler istiyoruz. Kendini düşünmemek bir irade sorunudur. Herkesin derdi var. Peçeteni de doğru düzgün tut. Akan kan görenleri rahatsız ediyor." Henri Michaux: yüzünü saklarken içini gösteren zamanşair.... tkinci kitap "Aforizmalar": "Bir ermişe rastlamanın normal bir insana rastlamaktan daha kolay olduğu dönemlerde, dinden hiçbir §ey beklenmez; işçiKroll»! Uuıüata* den çok sanatçı üreten bir dönemden de boş yere sanat beklemeyin." Füssli, Avrupa Klasik Sanatının korkunç çocuğu. Blake'in yakın arkadaşı. Uçan Shakespeare yorumcusu. Kılıç gibi bir zekâ. Pırlanta paragraflar. llk kez dilimizde... Üçüncü kitap ise "Kızdbaş Günlerim": " Ne Para ne bir şey. Aramadık bir yer komadık. Kapak. Iğde. Çenesinin altına. Kazık. Budadı. Yatnk. Agop gâvur. Ah ah, yiğit kardeş. Ezraile karşı gelmiş. Yanaşıp baktık. Dikelyo. Elinde sınk. Madenî iki lira. Papazlar toplanmış. Gidek. Giderik. Gidelim. Agop. Papazlara. Bakarık. Gorkma. Sağ mı ölü mü? Yürüdük. Varıvermiyelim. Gorkmam. Devürdük. Ölü. Sandık. Toprağın içine. Yatmn. Kapağın indirin. Gömün. Itin doprağı. Agop dedi ki, Daşı yuvarlayın. tte gaka. Yat burda.'Abidin Dino'dan, ilk kez günışığına çıkan, yıldınmsavar metinler. Yılmaz/ Mubsin Kızılkaya/ Sel Yaytnaltk/ 252 s. + Albüm. "Ben bu biyografi yazan değilim. Ülkemde olup bitenler karşısında bir duruşum var. Yazacağım her şey, bu dııruşııma da halel getirmeden, ülkemizin en sancılı yıllannda çocukluğunu yaşamiş, 'bellek silme dönemi' dediğimiz 80'li yıllarda gelişimini tamamlamış bir starın içinde büyüdüğü politik atmosferi de verebilsin. Onun için sade suya tirit bir 'nerede doğdu, nerede büyüdü, şimdi ne yapıyor?' sorularına yanıt arayan bir hayat hikâyesi olsun istemedim. Bu nedenle, kitapta yerimi fazla bulanlara, şimdiden bu hatırlatmayı yapmak istiyorum. (...) Bu kitap bir methiye değildir. Bir eleştiri kitabı da değil. Çoğu okur, onu sevmeyenler, onu beğenmeyenler, onu popüler kültüriin kurbanı olarak görenler, bu kitabı okurken hayal kırıklığına uğrayacaklar. Çünkü yazarken, yergiden de, methiyeden de kaçınmaya çalıştım. Bu benim işim değil, popüler kültür ve şiir eleştirmenlerinin işi. Benimkı bir tanıklık..." diyor Muhsin Kızılkaya kitabında. Yine de tyimserKültür ve Yaşam Denemeleri/ Öner Yağa/ Ber/in Yaytnları/ 272 s. Yaşamın aydınlatılması ve değiştirilrnesi savaşımırun yazan Öner Yağcı, Yine de îyimser adını verdiği bu denemelerinde, geçen yüzyılın son yıllarındaki tanıklıklannı bir araya getiriyor. Yazar, çeşitli dergilerde yayımladığı yazılardan oluşan Bu denemelerinde toplumsal ve kültürel yaşaCUMHURİYET KİTAP SAYI 605 mımızın çeşitli soruniarını, uikemı/ egemenJermın, küreselleşen dünyanın, Yeni Dünya Düzeni'nin bize dayattıklarını irdeliyor ve insani değerleri savunuyor. Öner Yağcı'nın, amansız karabasanlara zorlandığımız, her çeşit karanlığm yaşamımızı umutsuzluklara sürüklediği koşullarda Yine de Îyimser diyerek aydınlığa çıkış yollannı aradığı, tartıştıği; yaşamı sahiplenmeyi dert edinen insanların bilinçlerine, sorumluluklanna, duyarlılıklarına seslendiği bu denemelerini kıvançla sunuyoruz. Tiirkiye'nin Pasteur'uDr. Z. MuammerTunçman/ Fırdevs Gümuşoğlu/ Berfm Yayınlan/ 342 s Dr. Zekai Muammer Türkiye'de modern mikrobiyolojinin öncülerinden. O, yaşamı boyunca halk sağlığma kanat getmiş. Bir öncü, bir örgütçü ve bir bilim insani olarak yalnızca Türkiye'de değil, dünyada da buluşlanyla ilkler arasmda adını yazdırmış. Dr. Tunçman, halkına karşı sonımluluk duygusuyla kendisine nerede ihtiyaç varsa oraya koşmuş. Ondan acil olarak yüz bin kişilik çiçek aşısı, kolera ve veba kültiirleri temin etmesi istenmektedir. lşgalciler, Anadolu'ya kinin, aşı, serum, ilaç vb. gönderilmesini yasaklamışlardır. Dr.Tunçman, kolera ve veba kültürlerini îstanbul Bakteriyolojihanesi'nde ha zırlar. Dışarıya çıkanlması yasaklanan çiçek aşısını laboratuvardan alır ve Anadolu'ya geçer. Kuvayı Milliye'nin emıine girer. Kurtuluş Savaşı boyunca Kastamonu'da çalışır, binlerce aşı ve serum hazırlar. Cumhuriyet Devrimi'nin genç doktoru Tunçman, 1925 yılında Paris'e gönderilir. Pasteur Enstirüsü'nde kuduz hastalığı konusunda eğitim görür. Artık bundan sonraki yaşamı, bu ölümcül hastalıkla mücadele içinde geçecektir. 30 yıl boyunca Türk Mikrobiyoloji Derneği'nin başkanlığını yapar. Dünyada ilk kez kuduz hastalığına ilişkin dört dilde dergi çıkaran kişi Tunçman'dır. Penisilin'in kaşifi Alexander Flemming, Grip Aşısını bulan Waxman, Çocuk Felci aşısını bulan Sabin ve dünya tıbbının önde gelen çok sayıda bilim insani yakın arkadaşı... Bu kitap; Dr. Tunçman'ın yaşamöyküsüne, makalelerine ve 1940'tan, 1970'c Rio de Jenairo'dan, Moskova'ya, Tokyo'ya kadar uluslararası kongreler nedeniyle gidilen ülkelerin bilimine, sanatına ve gündelik yaşamına tanıklık eder. Bu kitap yalnızca yurtsever bir bilim insanının yaşamöyküsü de değildir. Aynı zamanda, mesleki gelişmelerini ve halk sağlığı çalışmalannı bir"memleket hizmeti" olarak gören bir kuşağın, Cumhuriyet'in Aydınlanma Devrimi'nin de öyküsudür. Isviçre'de Bir Aşk/ Mebmet Ba;çı/ Kora Yayın/ 75s Mehmet Başçı, "Isviçre'de Bir Aşk" adlı uzun öyküsünde, Türkiye'den göç etmek zorunda bırakılmış bir genç adamın Isviçre'de yaşadıklannı anlatıyor. Başcı, mülteci olma, sosyal, kültürel ve politik farklılıkları genç adam ile büyük aşk yaşadığı Isviçreli Zoe çerçevesinde anlatıyor. "îsviçre'de Bir Aşk", bir anlamda Isviçre'den Türkiye sorunlarına ve Türkiyelilerin Avrupa'da yaşadıklannı, anlatı örgüsü içinde irdeleyen bir yapıt. Bay Muannit Sahtegi'nin Notlan/ Viis'at O Bener/ tletijim Yayınlan/ 104 s "Yine öldürgen bir intihar sabahı, yirmi miligram nobraksin alrnama karşın, ellerimin titremesini önleyemiyorum; kaydın bay Muannit Sahtegi, yapma, seni konuşmak değil, yazmak kurtanr derken, yani günlük adı altında ilk üç beş tümcenin yazıldığı günden tam üç yıl sonra, yeniden başlamayı deniyorum. Yoksa, galiba, dün gördüğüm, yanıbaşında sulandınlmış rakı şişesi, dilenen ihtiyardan beter yıkılmış olacağım. Neyi, nasd, niçin kurtarmak? Neden bunca korkmak yıkılmaktan, yok olmaktan. Canlıhk rastlantısal oluşumu, geciktirilebilir avuntusuna sığınmayacağım, tek kuşkulu güvencem, gücüm bu. Hadi çabuk, iç çek biraz, zayıflığını kimse görmüyor nasıl oisa. Sonra bırakma, salma kendini, yaz ince eleyip sık dokumadan, kim ne derse desin. Ardına kalmamayı erdem saymak, hele günübirlik kime ne'lik yasamalan kâğıda geçirmemek; unutulurum kaygısiyla başvurulan sığ yöntemlere tepki burnu büyüklüğüdür; bunca ertelemek, durup dururken kesivermek de belki." Vüs'at O. Bener, Türkçe edebiyatın en özgün yazarlanndan biri. 1950'den beri yazıyor. Eserlerinin sayısı, bunca yıllık edebiyat hayatına göre az sayılır. Bu, Bener'in yoğun ve "iktisatlı"yazışından ileri geliyor. Vüs'at O. Bener'in eserlerinde bu ülke ve insanları zengin bir çeşitlilik ve derinÜkte yer alıyor. Yazarın Bütün Eserleri, Üetişim Yaymları tarafından basılmaktadır. Cumhuriyet'e Devreden Düşünce MirasıTanzimat ve Meşrutiyet'in Birikimi/ Modern Türkiye'de Siyasî Düşünce Cilt 1/ Editör: Mehmet Ö. Alkan/ îletıi Yayınlan/ 510 s. Modern Türkiye'de Siyasî Düşünce, Cumhuriyet Türluyesi'ndeki belli başlı düşünce akımlarının, siyasal açılımları ve etkilerini esas alarak, analitik bir değerlendirmesini hedefliyor. Her cildin bağımsız bir kitap kimliği de taşıdığı bu dokuz ciltlik edisyonda, düşünsel yönelimler, tartışmalar/polemikler, ideolojik söylemler, üzerinde odaklaşılan izlekler, aynca bunların düşünsel esin kaynaklan, dönemler ve akımlar boyunca etkisini hissettiren güçlü zihniyet kalıpları mercek altına alınıyor. Aynca politik düşünceye etkisi olan kurumlar, dergiler, düşünce insanlannın portreleri çıkartilıyor. Bazı konular/sorunlar ise, farklı akımlar bağlamında ele alınarak, değişik vecheleriyle inceleniyor. Ana akımlar, döneme damgasını vurmuş ideolojiler yanında, "marjinal" sayılan arayışları, savruluşlan da göz ardı etmeden... Yirminci Yüzvdda Paris/ Jules Verne/ Çeviren: hmet Birkan/ TÜBITAK Popüler Bilim Kitaplan/ 233 s. "Azizim Verne, peygamber bile olsanız, günümüzde getirdiğiniz vahye inanacak adam çıkmaz" yorumunu yapıyordu yayıncı P. J. Hetzel, Jules Verne'in kendisine sunduğu yazma metnin kenar boşluğunda... Jules Verne de böylece, 1863 yılında, Yirminci Yüzyıl'da Paris'i rafa kaldırdıp hem de tam Beş Hafta Balonla Seyahat'in, uzun ve kesintisiz bir edebi başarılar dizisini başlattığı sırada..^. Uzun zaman kayıp sanılan Yirminci Yüzyıl'da Paris'in yüz otuz yıl sonra bir rastlantı sonucu bulunmasıyla, insan ve yazar olarak Jules Verne hakkındaki fikrimizi baştan sona değiştiren ilginç ve güçlü bir eserle karşılaşmış oluyoruz. Tam anlamıyla bir bilimsel inceleme (anticıpation) romanı olmakla birlikte kendi çağının usa vurulmuş bir envanteri de olan Yirminci Yüzyd'da Paris gerçekten de XDC. yüzyıl üzerine son derece hoş ve ilginç bilgilerle doludur. Bu bilgiler, bu kısa notlar, bu yargılar açıklanmaya değer şeylcrdi. Dağlan Öylecene/ Seyyit Nezir/ Broy Yayınevi/ 79 s "Kuşkusuz daha önceleri de vardı Seyyit Nezir. Nıye farkına varmamışım şiirinin peki? Okur, hele şiirsever okur, arayıabulucu olmalı. lyi şiiri, iyi şairi arayıp bulmak zordur ülkemizde herkes şiir yazıyor, herkes şiir söylüyor. Hamurumuzda, geleneğimizde var bu. (...) Ölçülü biçili, tartılı şiir diye bir şey varsa eğer, iste o ölçülü biçili, tartıh şiire örnek. Duyarlılığı, içeriği, kelimeleri seçişiyle onlan bir bir yerlerine otur < SAYFA 21