Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Alain de Button'dan 'Romantik Hareket' Seks. alışveriş ve romanı Alain de Botton, 'Romantik HareketSeks, Alışveriş ve Roman'nda reklamcı Alice ile bankacı Eric'in aşk öyküsüne değinmektedir. Yanlış bu deyiş, hayır, değinmemekte, bütün yeteneğiyle, bütün dehasıyla, bütün kılı kırk yaran dikkat gücüyle, öykünün içine girmektedir. Girer girmez de Alice'i tanımlamakla başlar işe. Botton, iki insanın birlikteliklerini sarıp sarmalayan gerçeği ve gerçeğin ürünlerini aramaktadır.. ama ararken bilinenin dışındaki yollarda yürür gıbidır. Gerçek nasıl bir gerçektir? Nelerle kuşatılmıştır? Nelerle örülmüştür? Ya da hiçbir takıntısı, hiçbir engeli yoktur da aklına gelen nemen, kârını, zararını düşünmeden yapan özgür bir gerçek midir? Onu hiçbir şey saramamış, hiçbir yerde kullanılmamış mıdır? MUZAFFER BUYRUKÇU eryüzünde ilk gorüldüğü andan beri hep gündemde olan, her zaman, her yerde konuşulan, tartışılan, eleştirilen, yerilen, cezalandırılan ama bir yandan da övülen, göklere çıkarılan insandır. Şu ya da bu nedenle savaşlan başlatan, her yeri yakıp yıkan, kül eden, milyonlarca canlıyı öldüren odur.. odur da yengiler kazanınca bireye yenginin onurlu lezzetini tattıran da odur. Uygarlık adındaki dev olguyu, içeriğinde keşifler, icatlar bulunan gelişmeleri, ilerlemeleri başlatan gene odur. Ve onun bitmez tükenmez istekleri vardır. Kar, kış, yağmur, çamur, deprem, hastalık gibi önemli durumları umursamadan ister. Tutkulannın peşine takılarak harikalar yaratma hayallerine kapılır... Bu hayalleri sürekli bir biçimde körükleyerek, sürekli bir biçimde kışkırtarak ölümsüzlüğe onlara ereceğini sandığı anıtlar dikmek ister ve dıker. Bugün dünyada 'insanlığın eseri' olarak görülen ne varsa Çin Seddi, Piramitler, îskenderiye Feneri, Tac Mahal, Selimiye, Ayasofya onun çabasıyla meydana gelmiştir. Yalnız bu olağanüstü canlı, canlılığını ayakta tutmak için bazı yaşamsal gereksinimlennin mutiaka karşılanmasını ister. Onun iyi, para getiren, refah getiren bir işi olmalıdır. İyi bir mekânda barınmalı, iyi bir biçimde beslenmeli, iyi bir ilişkiler ağı kurmalıdır ve kurulan bu ilişkiler ağının merkezin kendisini aşkıyla, sevgisiyle, cinselliğiyle ödüllendirecek kişi ya da kişileri oturtmahdır. Y doğmuştur. Ve insan zihnini, insan mantığını, insan beynini aydınlatan filozoflar, felsefeler oralarda doğmuştur. Sonradan işgaller ve ticareder aracılığıyla Afrika'ya, Amerika'ya, Avustralya'ya sıçramıştır. Bizim bir ayağımız Avrupa'da olmasına karsın uzun yıllar romanda, öyküde, şiirde felsefeden söz etmiyorum, çünkü yok onlar gibi değerler çıkaramamişız. Bugün, elbet dünya çapında bir iki öykücümüz, bir iki şairimiz, bir iki romancımız var ama genel olarak aynı düzeyde değiliz.. yalnız, yarın durunı değişebilir, yarın bize sunulan olanaklardan yararlanarak onlardan da öteye geçebiliriz. Şimdi Avrupa edebiyatında ortaya koyduğu yapıtlarıyla özellikle aydın okurlan şaşkına çeviren Alain de Botton'dan söz etmek istiyorum. Alain de Botton Londra'da yaşayan 1969 doğumlu. genç bir yazardır. Ülkemizde 'Aşk Üzerine' ve 'Proust Yaşamımızı Nasıl Değişdrir' kitapları basılmıştır. Bazılarının çok beğendiği, elinden bırakamadığı, başucundan uzaklaştırmadığı 'Romantik HareketSeks, Alışveriş ve Romanı'nın arkasından öbür kitaplarının da Sel Yayınevince yayımlanacağını, basım haklarını satın aldığını öğrenmiş bulunmaktayız. Alain de Botton, 'Romantik HareketSeks, Alışveriş ve Roman'nda reklamcı Alice ile bankacı Eric'in aşk öyküsüne değinmektedir. Yanlış bu deyiş, hayır, değinmemekte, bütün yeteneğiyle, bütün dehasıyla, bütün kıt kırk yaran dikkat gücüyle, öykünün içine girmektedir. Girer girmez de Alice'i tanımlamakla başlar işe. Botton, iki insanın birlikteliklerini sarıp sarmalayan gerçeği ve gerçeğin ürünlerini aramaktadır.. ama ararken bilinenin dışındaki yollarda yürür gibidir. Gerçek nasıl bir gerçektir? Nelerle kuşatılmıştır? Nelerle örülmüştür? Ya da hiçbir takıntısı, hiçbir engeli yoktur da aklına gelen hemen, kârını, zararını düşünmeden yapan özgür bir gerçek midir? Onu hiçbir şey saramamış, hiçbir yerde kullanılmamış mıdır? Botton'un yapıta yaklaşma tavrı bende böyle bir izlenim oluşturdu. Botton bir kez, gerçeği kendisinden öncekilerin anladığı gibi anlamamaktadır. Daha özgün, daha değişik gözlerle bakmaktadır her şeye. llerisinde, gerisinde, sağında, solunda bir şeylerin bulunabileceğini sezer ve sezdıklerinin tamamını, hatta daha çoğunu Uişkilerin derinliklerinde arar ve o derinliklere inmesini Alice'i tanımlamakla sürdürür. 'Alice kimdir?' sorusunu sormaz, onu birden anlatmaya koyulur. Alice, gürültüsü, patııtısı, kıncılığı olmayan sakin bir kadındır ve Botton da Alice'in kişiliğine uygun bir üslupla anlatır. Alice gibi sakindir bu üslup.. sükuneti hayranlık uyandıracak boyuttadır. Evet, Botton'un anlatımında yaşamı anımsatan, yürekleri ağızlara getiren, kalpleri göğüslerden fırlatırcasına çarptıran bir heyecan yoktur ama sanatın, estetiğin yoğurulmasından, imbikten geçirilmesinden fışkıran yüksek düzeyde edebi bir heyecan vardır. Ve (Romantik Hareket) baştan sona bir sanat ve edebiyat gösterisidir. Alain de Botton Alice'i şöyle tanıtır bize. "Alice'i tanımlamalan istendiğinde insanların en çok kullandıkları sözcük, 'hayalci'ydi. Medeniyetten ve onun tamamlavıcı süphecilikten oluşan o katmanın altmdan, derinlerde bir yerlerde, hep başka, hep daha az somut bir dünyaya kayıp giden düşünceleri, istekli ve bir yere odaklanmayan bakışlarına yansıyordu. Açık yeşil gözlerinde belli belirsiz biraz da utanarak, bu dünya kargaşasının içinden kendi vasat varlığının anlamlandıracak bir şey ararken" CUMHURİYET KİTAP SAYI 605 Nnıl bh1 BtrçskT Bu istek onun her şeyden önemli gördüğü, hiçbir biçimde varlığından vazgeçmediği, vazgeçemeyeceği, uğrunda ölebileceği, cinayet işleyebileceği bir istektir. Bu isteğin tamamı üretme gerçeğinin anlamlarıyla donatılmıştır. Evet, o, üreyecek, çoğalacak ki sesini evrenin geniş, uçsuz bucaksız boşluklartnda çınlatabilsin. Üreyecek ki aşkları, sevişmeleri bu banş ve haz yüklü eylemlerisürdürsün. Bu açıdan bakılıp değerlendirildiğinde çok masum, çok temiz, çok zararsız bir istektir bu. Sevişmenin, sevişerek dengeleri korumanın ne kötülüğü, ne sakıncası olabilir ki... Ama bu olayın gerçekleşmesi için 'birliktelik' ön koşuludur. Bir kadın, bir erkekle, bir erkek bir kadınla bir arada olacak ki amaçlanan şeyler, yaşamın her anında kendine yer bulsun. Işte, bu birlikteliklerin kesintisiz sürmesini, çekici ve çağırıcı bir hale gelmesini sağlamak ere|iyle senlikler, törenler, düğünler yereştirilmiş.tir birlikteliklerin ucuna. Kişiler, üreme gereksinimini hiç unutmamalı bu şenliklerin, bu törenlerin, bu düğünlerin büyülü etkisinde kalarak nişanlanmakta, nikâhlanmakta, evlenmektedir. DBnostori kopumsk Alain de Botton, Romantik HareketSeks. Alışveris ve Romanını. gerçekiik bölümü, sanat ve yasam bölümü. gıpta edllen öykü bolümü. şüpheclllk bölümü, baklre doOumlar böiümü, a$ka a$ık oima bölümü vb. glbl bolumlere ayırmış Î İnsanın bu hali, söz ve yazı ortalıkta gezinmeye başladığından beri, çeşitli duyurma, icarşıdakilere iletme yöntemleri denemiştir. llkin duvarlara, taşlara, kazılmış, sonra da olanlar bitenler kitaplara aktarılmıştır. Bu ilginç konuyu, yazının bulunduğu çağdan bu cağa kadar milyarlarca kalem kurcalanmış, elde ettiklerini kitaplara dökmüştür. Kitaplar, her ülkede yaşanan ortak durumlan, benzer durumları sergilerken kendi anlatım tekniklerini kullanmıştır. Anlattıkları onlara aittir, onların damgasını taşımak tadır, onların üsluplarının bir yansımasıdır. Bu evrensel sorunların yumağı, bütün edebiyatlann L 'başvurdukları kaynaklann özünde yatmaktadır. Ve o kaynaklan hangi yazar derinlemesine işlemişse, işlerken yumağı çözmüşse ve Uişkilerin ipliğini pazara çıkarmışsa, o, en yetkini, en büyüğü olmuştur. O büyüklerin yurtları da Asya ve Avrupa'dadır. Şiir oralarda doğmuştur, öykü oralarda doğmustur, roman oralarda doğmuştur, masal oralarda doğmuştur; resim,.müzik, heykel, oyun oralarda SAYFA 14