22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AT CAPAN Şiirler / Çeviren: Lütfi Özkök Mevsimlerın gizlerini durmadan dinledim. Gizler, gizler sonu gelmeyen gizler, Tekrarlana tekrarlana içi bosaJan gizler. Bıktım artık bir heykel olmaktan Taş vüreğim, tulu, perişan. Hiçbir küreğin kazmakla varamayacağı Yerin altma girip yitmek istiyorum Toprakla bırlikte şarkj söylemek istiyorum, Toprak yemek istiyorum, Toprak olmak istiyorum... YÜREKÎSTER Kadm uvumaktan korkar olum birden bastırır diye Erkek ağlamaktan korkar kadının dcnizinde boğulmamak için Kadın gülmekten korkar yüzündekı maskesi düşecek diye ev kurmaktan korkar ölümsüz gerçekler temelini çökertecek diye Kadın metroya binmekten korkar karanlık sonsuza bilet isteyecek diye Erkek kimsesiz mevdandan geçmeye korkar boşluğun fanişesi bastıracak diye Kadın şölene gitmekten korkar üzerine bir pars atılacak diye ya da daha kötüsü pars onu görmemezlikten gelecek diye Erkek bir çocuğa gülmekten korkar içindeki çocuk uvanacak diye Ve ne erkek ne de kadın mutluluktan söz açnıaya korkar üçüncü birinin uğursuzluğuna uğramanıak için 1 Iem kadın hem erkek geleceğı haber veren falcıdan korkar korkarlar duymaktan aptallıklan yinelenecek diye. Lasse Söderberg ORHAN VELİ'Yİ DÜŞÜNÜYORUM 1. Limon rengi bir gök altında kulağıma şarkılar çalındı. işittim kötülüğün soluk alışını Açık arazisinde kara düşüncelerin. Işte şimdi geliyorum Doğunun yıldızlarını göğsünden içmek için Ay dilinde güvercinlerin tünediği, Yalın içkilerle kadınlann sevdaLisı! Ey şiirferindeki güzelliğin Kefebek hafifliğını hapsetmeye çalıştığım ozan kardeş! Candas Isvec Siiri Bu sayımızın kapak konusunu oluşturan Lütfi Özkök, Isveççeden Türkçeye çevirdiği şiirleri ilk kez 1951 yılında yayımladı. Zaman içinde çoğalan bu çevirileri "Çağdaş Isveç Şiiri" adıyla 1973 yılınaa kitaplaştırdı. Bu kitaptan şiirler sunuyoruz sizlere. Erik Lindegren DURUM SIFIR Nedir böyle içimden boşalan Benliğimi bırakıp giden Dumammsı şey Eski evin yennde Şimdi yeller esen Bu numarasız sokakta Nedir benden arta kalan Sonra batan Bu taşımsı ağırlık Taş üstünde duran taşın içindeki taş gibi Çekimini yıtirmiş Yîğit ufuklar gibi Ben de bir zamanlar tuttum Çocuk gibi elinden Yaşam denen ınancımın Burada Şimdıyse Batan bir taş döne döne yükselen bir duman Ve dağa meydan okuyan Bir piç kurusu. Gunnar Ekelöv YAŞAMIN HtÇBÎR ÇEKİCl YÖNÜ KALMAY INCA Yaşamın hıçbir çekici yönii kalmadığı gün Içimde öz suyun ve asidin yükselişi durduğu gün Durgun bir yaşantıya vardığım gün Kısacası, kendi kendime benzemeye başladığım gün, Bırakın beni gideyim! Bırakın yaşayayım daha bir süre Hür olarak başkalanna karşı, Hür olarak kendime karşı! Bırakın benı gideyim buralardan Dostça ağaçlarla Dostça denizle, Taşlarla, yağmurla, güneşle I liçbir bağdan kopmadan, Hiçbir şey istemeden, hiçbir suçum olmadan Alıp başımı gideyim Yalnız, yapayalnız!... Biri hırsızlar için, bunun demir pencerelerinden Eller uzanmış dışan, bağınyorlardı resimleri çekilsin diye. Ama burası, dedi biletçi, ortasından ayrılan bir insan gibi sırıtarak "Siyasiler için". Göz attım yapıya, duvarlanna. Ta en üst katta birisi pencereye dayanmış Gözlerinde dürbün, denızi seyrediyordu. Çamaşırlar mavilikte asılmış, duvarlar sıcaktan çatlamıştı Sinekler mikroskopik mektuplar okumaktaydı. Aradan altı yıl geçti. Bir gün Lizbonlu bir kadınla karşılaşınca Sordum: Acaba aslı var mı bıınların, yoksa bir düş müydü gördüklerim? 2. Yurdumda kar meydanlarda ölürken Savsaklamanın uyuşukluğu kaplar içimı. Yurdumda çalınır o ezici, kahredicı Avrupai ölümün tekdüze oda musikisi. Marie Wine ŞİtRCİK Taşın kafasında Oyulmuş bir yumurta var Yumurtanın içinde Oyulmuş bir göz var Bu gözün içinde de Oyulmuş bir nebula var. Yurdumda kar, genç kızların düşleri gibi kokar Beyaz dallar altında okurken yabancı şiirlerini. Maria Wine BİR HEYKEL OLMAKTAN BIKTIM Bıktım artık bir heykel olmaktan Kimsenin göremeyeceğı bir hiç olmak istiyorum Gövdeme bakan hayran havran Insanlardan da bezdım artık Hani açık ağızlan, dilsiz gözleriyle Taştan ayaklarıma sürünenlerden. Ve adi düşünceleriyle avnalarda Iliklerime değin beni üşütenlerden. Yüz yıllardır dinledim Zaman denen kanlı oku, Öldürcn, öldüren, salt öldüren. İnsanlann gizlerini, kuşlann gizlerini, 3. Her gece bir gündüzün içine akar. Her tedirgin pencere bir çığlık fırlatır Kapanırken karanlığın göğsüne. An olur uzak ülkeler özlenir, An olur zaman anaforu kösnüyle içilir. Ama bugün seni düşünüyorum ey yaşamın kırdığı ozan! 4. Görüyorum ölümünü herkesinkine benzeyen, Görüyorum yalınlıSını kahramanlara yaraşan, Duruyorum bir dakıka hayale dalmak için Gök denen şu koskoca erincin altında. SAYFA 19 Totnas Tranströmer LİZBON Bayırı çıkarken şarkı söylüyordu sarı tramvaylar. Alfama mahallesinde iki cezaevi vardı. CUMHURİYET KİTAP SAYI 573
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle