23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yayın kurulu üyeleri ile Bilgi Üniversitesi Edebiyat Kulübü'nün dergisi "Parşömen" üzerine Bilgi Üniversitesi Edebiyat Kulübü 'Parşömen' adında bir edebiyat dergisi yayımlamaya başladı. Dördüncü sayısına ulaşan derginin yayin kurulu üe bir söyleşi gerçekleştirdik onlar da amaçlarını anlattılar bize. RANATEKCAN R ana Tekcart Ntçin bir dergi çıkarma ıhttyaa duyaunuz? Ahmet Sait Akçay Her yeni dergi, edebiyat dünyasına açüan yeni bir soluk, yeni bir vizvon, yeni bir penceredir. Şüphesiz yeni bir şeyler yaratma güdüsü de diyebiliriz buna. Bir meraktan öte bir çabanın dıjavurum istemidir belki gerekçemiz. Şimdi, önce son yıllardaki edebiyat ortamına baktığımızda bu derginin çıkış gerekçesini şöyle anlamlandırabiliriz: Edebiyatın bize yansıyan yönü iki taraflıdır. Metin ve yazar açıstndan bakabiliriz.Bunu bir ikilem olarak da değerlendirmemeliyiz. Ancak eleştirel çaba dediğimiz de bu ayrımı yerli yerince yapmaktır herhalde.Ne yazarı yok saymak tamamıyla ne de eseri yazann ismiyle yok etmek. Birincisi, bu edebiyat dediğimiz alana bir metninden yola çıkarak muhatab olmaktayız. Yani metin edebiyatın eksenindedir. Bir de bu metine muhatab olan ve belki de edebiyatın anlamlandırdmasında büyük ölçüde katkıda bulunan okurdan söz edilebilir. Diğer bir taraftan da okur ile metin arasındaki bağlantıyı sağlayan, bir anlamda edebiyatın işlevine de katkıda bulunan, eleştirmen var tabii. lşte bu eleştirmenin görevi, okuru metnin coğrafyasına çekmektir. Yani okurun dünyayı algılamasına yardımcı olmaktır. Şimdı bu bağlamda, Türkive'deki edebiyat ortamına baktığımızda bir eleştirmenin varhğından ne derece söz edilebilir ki? Genel olarak elestiri yazılan ahbapdost ilişkilerine dayalı olduğu gibi, okur nıetinden uzaklaştınlarak yazann dünyasına çekilmekte. Yani yazann yaşamıyla ilgili sansasyonel haberler üretilerek okur tir magazin dünyasının içine çekiliyor. Edebiyatın magazinleşmesi diyebileceğimiz bir fenomenle karşı karşıyayız. lşte bu eleştirel kirlilikte, bizim yapmaya çalışttğımız okuru magazin dünyasından metnin kendisine, dolayısıyla edebiyatın merkezine çekmektir.Tabii bu yaklaşımda, karşılaştırmalı edebiyat bölümünde okumamızın bize getirdiği avantailar da çok. En başında eleştirel bir disiplin kazanıyoruz ve esere nasıl yaklaşmamız gerektiğini tam anlamıyla öğreniyoruz. ve daha çok karşılaştırmalı edebiyat vurgusuna denk düşen yazılan yayımlamaya gayret ediyoruz. Aldığımız bu disıplinle şimdiki elestiri adına yazılanlara baKtığınızda doğrusu dunımun vahametini daha şimdiden kestirebiliyorsunuz. Tabii şunu da söylemeden geçemeyeceğim, bölüm başkanımız Murat Belge'nin destekleri, yönlendirmeleri bizi bu konuma getirdi. AslıGüneş:Bugün, Parşömen 'in şöyle bir ihtiyacı da karşıladığından söz edebiliriz: Dergi, Türkiye'de akademik alanda bir ilk olan Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümünden besleniyor ve dolayısıyla şu anda Türkiye'de çıkmakta olan dergilerden farklı olarak Türk ve dünya edebiyatına bir bütün olarak farldı bir perspektiften bakmaya çalışıyor. Tamamıyla öğrenci ürünü olduğu için de genç yazarlar, şairler ve eleştirmenler yetişiyor. Derginin her sayıstnda farklı 'Dosya" konulan var. Bu konulan belirlerken nastl bir yol tzltyorsunuz •> Soldan saOa: Müge Cünay, Aslı Güneş, Onur Cülen, Rana Tekcan. cüibin Fırat, Ahmet Salt Akçay. Amaç, magazinleşen ortamda ciddi bir edebiyat dergisi Giilbin Fırat: Dosya konulanmızı seçerken en çok üzerinde durduğumuz nokta üzerinde pek durulmayan ama ufuk açıcı konulan.çok spesifikleştirmeden genel anlamda ele aıarak farklı yaklaşımlarla okura sunmak. İlk sayımızda "Türkiye'de Elestiri Geleneğinin Oluşumunda Berna Moran'ın Yeri" adlı dosyayla bugünkü elestirinin vardığı noktayı Fethi Naci, Tafat Sait Halman, Jale Parla ve Murat Belge'nin gözünden ele aldık.lkinci sayımızın dosyası, bir disiplin olarak karşılaştırmalı edebiyat idi. Bu bir ilk idi. Son sayımızda Ikinci Yeni Sonrasında Türk Şiiri başlıklı bir dosya hazırladık. Az da olsa bir şeyley yaptığımız kanısındayız. Onur Gülen: Ama bugüne kadar çıkan sayıların dosya kısmında çok fazla öğrenci yazısına ycr vermedik. Bunun yerine konu üzerinde çalışmış, konuya bir çok yönüyle hâkim olan kişilerden yazı almayı tercih ettik. Önümüzdeki bir yıl içerisinde çıkacak olan sayılann dosya konulan belli ve biz artık bu sayıların dosya kısmını oluştururken öğrenci yazılarına daha çok yer vermeyi planlıyoruz. Yine alanlannda uzmanlaşmış kişiler olacak ama konuyu asıl tartışan öğrenciler olacak. Parşömen 'de çalijmak sizlere nasıl bir tecrübe kazandtrtyor'' Gülen Çetin: Oncelikle genç bir dergi olduğumuzu hatırlatalım. Hepimiz daha yolun başındayız. Arkadaşlarla bu dergide kendi yazdıklarımızı değerlendirme fırsatı buluyoruz. Hem yazıyor hem de eleştirıyoruz. Bir anlamda bu dergiyle kendimizi sınıyoruz. Hepimizin söyleyecek bir şeyleri var ve Parşömen de bize bu fırsatı veriyor. Aramızda ileride yayıncılık alanında çalışmak isteyenler de var. Hepimiz burada yayıncılık hakkında da pek çok şey öğreniyoruz. Her sayımızın editörünün farklı olması her seferinde birimizin derginin sorumluluğunu diğerlerine oranla daha fazla tasımasını gerektiriyor ki böyle bir tecrübe hem her birimize hem ae derginin kendi kimliğine çok fazla artılar getiriyor. Dergt çıkartmanın sizler açısından en büyük zorluklart neler? Müge Günay: Karşılaştığımız zorluklar var tabii. Dergi ınadcfi açıdan üniversite tarafindan destekleniyor, bu da bizim işimizi büyük ölçüde kolaylaştınyor. Matbaa ve dağıtım sorunlanmızı hâlâ çözemedik ve bize en çok sıkıntı veren sorunlar da bunlar. Dergiyi Istanbul dışına kendi arkadaşlanmız vasıtasıyla gönderiyoruz. Yani dergi henüz her yere ulaşmış degil. Biz ise dergiyi bir çok insanla buluşturmak istiyoruz. Akçay: Ama bu tür sorunlara rağmen heyecanımızı yitirmemeye çalışıyoruz. Çünkü bu dergiyi başınaan beri ayakta tutan şey bizim üretebilme, ortaya bir şeyler çıkartabilme heyecanımız. Ünıversıtenın desteğtnden bahsetttniz. Ünivemteye baglt olarak çıktyor olmamz dergtnin içeriğini etkiliyor mu ? Günay: Dergide bu yönde bir etkilenmeden bahsedemeyiz. Zaten üniversitenin de bu konuda herhangi bir dayatması yok. Hangi yazıların seçileceğine yayın kurulu karar verdiği için bu konuda herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Yayın kurulunu nasıl seçiyorsunuz? Sabit miyoksa belirlı sürelerde değişecek mu Çetin : Yayın kurulunu Edebiyat Ku lübü belirliyor. Yayın kurulundaki herkesin üstlendiği belirli görevler var ve burada kalıcılık bu görevlerin yerine getirilme devamhlığına bağh. Bizlerin görevi, elimizden geldiği kadarıyla, dergiyi kalıcı yapabilmek için çalışmak. Çok büyük sorunlarla karşılaşmaaığımız sürece de bu işi sürdürmek istiyoruz. Sizlerden sonra dergiyi çtkartacak gençlerin neler yapmasını isterdiniz? Dergiyi beş yıl ıçensmde nerede görüyorsunuz? Gülen.: îlk önce bizimle aynı heyecanı paylaşmalannı diliyoruz. Derginin bugünkü formatının ideal olduğunu düşünüyoruz ama her sayıda dergiyi daha çok okunabilir hale getirmek için de veni bölümler çkleyip, yeni düzenlemeler yapıyoruz. Önümüzdeki sayılar için de aüşündüğümüz bazı yeniliklikler var. Bizden sonraki arkadaşların da aynı amaçla yenilikler yapmalarını isteriz. Gclecek içinse şimdiden bir şey söylemek çok zor ama biz çıkan her yeni sayıyla daha üretken, daha iyi olmak için çalışıyoruz. En çok hangi yönleraen eleşttriltyorsunuz? Güneş: Bir öğrenci dergisine göre çok ciddi, ÇOK yaşlı olduğumuz söyleniyor ve öğrenci dergisi çerçevesinde kalmamamız eleştiriliyor. Bize göre ise sadece akademisyenlerin kendi aralarında tartıştıklan alanlara öğrencilerin girmeleri "genç" olmadıklarının değil tam tersi yeni bir bakış açısı getirdikleri için "genç" olduklannın göstergesidir. Kaç tane dergi satıyorsunuzy Fırat.: Her sayı bin adet basılıyor. Bir kısmı üniversitelere, medyaya, yayınevlerine gönderiliyor. Dağıtım konusunda aksaklıldar yaşadığımız için tam olarak kaç tane sattığımızı biz de bilemiyoruz ama bir çok yerden derginin ellerine ulaşmadığına dair telefonlar alıyoruz ve buıalara mümkün olan en kısa sürede dergiyi ulaştırmaya çalışıyoruz. Dediğimiz gibi bizim için en önemli şey dergiyi okurla buluşturmak. Öğrencilerin dergiye olan ilgisi ne ölçüde? Çetin.: Öğrencilerin pek de ilgi gösterdiklerini söyleyemeyiz. Ama bu sorun sadece bizim için geçerli değil sanınm. Genel olarak edebiyat dergiierine karşı bir "ilgisizlik" oldugu için bu bizi pek de şaşırtmiyor. Akçay: Bugün bir çok konuda olduğu gibi edebiyatta da popülerlilik ön planda. Magazinleşen bir ortamda ciddi bir edebiyat dergisinin satılmasını, ilgi görmesini zaten niçbirimiz beklemiyoruz. • (*) IstanbulBtlgt Üniversitesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü Öğretim Ûyesi CUMHURİYET KİTAP SAYI 573 SAYFA 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle