23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Fırat'a Karışan Öyküler", arkeolog Nezih Başgelen'in önerisi ve desteği ile bir araya gelen on beş öykücünün öyküleri ve çizer Tan Oral'ın desenlerindcn oluştu. Arkeoloji ve Sanat Yayınları tarafından yayimlandı. LEYLA RUHAN OKYAY £{ "I 1 ırat'a Karışan Öyküler", NaII lan Barbarosoğlu, lnan Çetin, l Müge Iplikçi, Karin Karakaşlı, Cemil Kavukçu, Sema Kaygusuz, Leyla Ruhan Okyay, Almüa Oy.dek, Sıızan Samancı, Akın Sevinç, Murat Sohtorik, Deniz Spatar, Nemika Tuğcu, Saliha Yâdigar, 1 lürriyet Yaşar'ın öykülerinden oluşan kitabın yazarlarının bir bölümü bölgeyi ziyaret ederek, bir bölümü de bu konuda hazırlanmıs belgeseller ve vazılı kaynaklardan vararlanarak izlenimlerini farklı bakış açılarıyla yansıtarak birer öykü yazdılar. I an Oral'da hcröykü için bir desen çizerck kitabı daha da değerli kıldı. Bu kıtabın bence en önemli yanı on beş yazar ve çizer Tan Oral'ın elbirliğiyle ha zırlanmış olması. Bir toplumsal sorıınun çeşitli boyutlarda irdelenerek belgelen mesi ve ciddi bir çalışma sonucu hazırlanıp sonuçlandırılması. Kitabın ber aşa ması ınrernet ortamında kıırıılan gnıp içinde öykülerin dolaşımı ve tarlışılması, haberleşme ve sonuçta öneri len kitap adlarının oylanması sonucu 'Fırat'a Kansan üykü ler' adıntn çoğunluk tarahndan benimsenmesi Lle oluştu. Kapak tasarımını l'ın.ır KJ/.ma Çınar'ın üstlendiği bu ça lışmanın basimı siirecınde de gereken işbirliği sürdürüldü. Barajın bitinıi ile yükselen sular altında kalan Zeugma antik kentinin dışında on üç yerleşim yeri de sulara gömüldü. Ve bu kövlerde yaşayan yaklaşık otuz ikı bin kişi de göç ederek geçmişlerini, yaşamlarını suya verdiler. Cıbçe neden olan Birecik Barajı'nın yapımına yaklaşık otuz yıl önce karar verilmiş. Ve barajın ucuza mal edilebilnıesi için hazırlanan fizibilite raporlan sonııcunda en rantabl proje seçilmiş. Sayısal verilere göre en rantabl!.. Zeugma antik yerleşmesinin sular altında kalması dünya basınında yer alıp tepkilere neden olduğundan bugüne dek ona dair haberler, belgeseller daha çok ses getirdi. Yerleriıiden olan insanların dra mı, sivil mimari örnekleri, görkemli konakların yer aldığı yerleşmelerin yok oluşu yeterince anlatılmadı, ya da duyulmadı. Onların öyküleri de... Bizler bir avuç yazar onların öykülcrinin peşlerine düştük. Acılarını belgelemek ve destek olmak üzere... Toplumumuzda kentli köyü yeterince tanımaz. Kente göç etmiş köylüler de büyiik ölçüde dcğişime uğramışlardır. Özellikle metropollerde yaşayanlar köy gerçeklerine uzaktırlar. Kentli insan hızlı yaşam temposu ıçinde makineleşen bireylere dönüsmekte, meyve ve sebzeleri manav sandıklarında görüp satın almakta, müteahhitlerin kendi beğenilerine uygun inşa ettiği modalara uygun konutlarda ya şamaktadır. Kentli çocuk tohumun yeşermesini, gelişmesini bilmez. ündaki emeği de... Mekanlarının oluşum süreçlcrinden de habersizdirler ve yaşadıkları mekânlar neredeyse birbirinin aynıdır. Oysa küçük yerleşmelerde yaşay an ço cuk çiçeğin, ağacın.kısacası doğanın ayırımındadır. ündaki emeğin de. Yetişkınlerı evlerini yaşam biçimierine göre planlarlar. Yaşamlanndaki önemli aynntıları SAYFA 14 On beş öykücü ve bir çizerden Zeugma'ya ağıt Fırat'a kansan övküler mekânlarına yansıtırlar. Örneğin öykiilerimizin geçtiği bölgedeki yerleşmelerde Fırat'ı görebilmek için pencerenin parapet yüksekliğini, boyutlarını, sedi rin hangi yükseklikte olması gerektiğini bilirler. Yörenin iklimsel, yapısal özellikleri ve yaşam biçimine göre sağlıklı, kııllanışlı yapılar üretmeyi de. Çocuklar da yapdarının üretim sürecini izler öğrenirler. Özellikle sivil mimari örneklerinin yer aldığı bu yerleşmelerdeki birikimler, nesiller ooyu aktarılan detaylar, malzeme seçimi ve kullanımındaki beceriler geçmi.ştcn günümüze sınanmış ve mukemmeleşmiş tarzlardır. Çok az sayıda kalmış bu örnek yerleşmelerde ki konutlarda ustalıkların yarışı hiç bitmezveevlerinin guzelliği övünç ne Yaşar Kemal, edebiyatçı dünyanın savaşlarına, devinimlerine katılmak amacında ve durıımunda, diyor Azra Erhat ile yaptığı bir söyleşide. Hpik gelenekte olduğu gibi. Sanatçı bulunduğu toplumun somnlarından kendini sovutlayamaz. Edebiyat ürünlerinde anlatılanlarla o ülkenin insanının yaşam biçimi, politik gelişmeler resmi tarih te anlatılanlardan çok daha objektif ve sosyolojik açıdan daha tutarlı, güvenli verilerdir. O dönemde yaşananlara ilişkin dikkate değer ipuçlarını verirler. Bu açıdan bizler üzerimize düşen bir görevi de yerine getırmiş oluyoruz, diyedüşünüyorum. Yazdıklarımız gelecekte de okunacak önemli belgelerdir. ne getirilmeli. Elektrik enerjisi üretimin de de uzmanların aktarımlarına göre ülkemiz için en uygun yöntem hidroelektrik santrallarından yararlanmak. Ancak kriterler yalnızca rakamlarla sınırlanma yarak. Zira rakamlarla ilade edilemeyen ve çok daha büvük kayıplara neden olan değerler yitirildiğinde kımliğimiz de yok oluyor. Birtakım politik söylemlerde kim lik ön plana alınıyorsa bütün boyutları girmeli. En başta tarihsel ve kültürel birikim gelir. ITÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Ta rihi ve Restorasyon Kürsüsü Profesörle rinden Nur Akın ve Günkut Akın uzun vıllar Halfeti ve köylerinde belgeleme çalışmaları yaptılar. O bölgeye ait bugün sular altında kalan mimari mirasımız on ların özverili, titiz çalışmaları sonucu hazırlanmakta olan bir kıtapta toplanarak kalıcı kılınıyor. ünlara teşekkür borçluyuz. Ve bu konuda çeşitli bölgelerde sessiz sedasız kültürel mirasımızın korunması için çalışıp savaş veren, bütün bilim adamlarına ve mesleK adamlarına da... Binalar hikâye anlaürlar1 Gunumu/de v.ılnı/ca mimari cserlerin belgelenmesi gibi algılanabilen bu çalışmaiar yapıların plan ve cephe karakterleri itibariyle yaşam biçimleri hakkında da fikir verirler. 15 Temmuz 2001'de Istanbul Mimarlar Odası'nda Amerikalı Mimar Garth Rockcastle uyguladığı restorasyon projeleriyle ilgili bir konferans verdi. Eski yapıları onararak yeni işlevler verdiği yapüarı anlatırken 'binalar hikâye anlatırlar' diye başladı konuşmasına. Ya pıları onarıp yeni işlevlerle kente ka zandırırkcn eski işlevlerine ait izler bıraktığını, yani onların hikâyelerini yeni kullanıcılara anlatacak biçimde nır yöntem uyguladığını belirtrı. Heryapıdaki tarihsel geçmişin, onların hikâyelerinin ne denli önemli olduğunu vurgulayarak surdürdu konuşmasını Evet binalar hikâye anlatırlar. Örneğin Halfeti ya da Savaşan köyünde bir konutta kadınların nerede gündelik işlerini yaptıkları, nerede oturup sonbet ettikleri, yazın sıcağında nerede uyudukları, erkek lerin çilingir sofralarının yeri, çocukların oyun alanlan ve her evde lunapark coşkusunu yaşatan kaydıkları merdiven trabzanlarının parlaklığı, hep hikâyeler sosyolojik açıdan önemli verilerdir. Evlerini, kentlerini terk etmek zorunda kalan köylülerin çocukluk, gençlik anıları ve yaşadıkları acılarkendilerindesaklıkaldı. Hikâyeleri de yaşadıkları konutlar, kanveler, hamamlarla birlikte suyun altında... Bizler 'Fırat'a Karışan Öyküler' adlı kitabımızda çok küçük bir oranda da olsa bu anıları, acılan öykülerimizle belgelemeye çalıştık. Yaşanan acdar, savaşlar, bizler ve çocuklarımız için geleceğe ilişkin umutsuzlukları da beraberinde getiriyor. Ve ne ya zık ki biıyüyerek sürüyor günümüz dunyasında. Yazdıklarımız yaşananlarm yanı sıra tarihsel değcrlerin kayboluşlarının ve Akın Sevinç'in ifadesi ile 'kullanılan elektriğin bedelinin peşin peşin nasıl ödendiğinin' de öyküleri... Prof. Günkut Akın'ın 16 Temmuz 2001 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan makalesinde, "Elektriği satın alabilirsiniz, ancak yok ettiğiniz tarihsel referansları sizc kimse satamaz ve dünya nın tüm elektriği bir örnek kentlerdeki ağır çekim yaşamları aydınlatamaz," diyordu. Dilerim bundan sonraki projelerde tarihsel referanslar ve insani değerler fizibilite hesaplarında sayısal verilerin önünde yer alır ve yaşanan acı deneyimler dik kate alınarak çözümler üretilir. Belki bu kez ıç] kez içinde büyük sevinçler de barındıran öykülıler yazabiliriz. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 613 Actları belgskMnsk denleridir. Halfeti, Savaşan gibi yerleşmeler böyle örneklerdi. înşa edilen yapılar, yaratılan «üzellikler kendilerinin eserleridir, emekleridır. Malzemesini kendileri seçer, sokaklarını, kentlerini yine kendileı i biçimlerler. Yapılarını kurarken ustalarından öğrendikleri detayların yanı sıra insan ilişkilerıni göz ardı etmezler. Yerleşimm butünündekimsekimsenin manzarasını kapamasın, ışığına engel olma sın, güzel komşuluk ilişkileri kurulsun, dostluklar süriip gitsin isterler. Şüphesiz bütün bu kriterleıle inşa edilmiş yapılar, günümüz düzeninde mimarlar ve yapı us taları için dikkate alınması gerekli tartışılrnaz birer okul niteliğindedir. Bölgede oluşturulan bitki örtüsü de uzun yıllann, deneyimlerin ürünüdür. Kendine özgü doğa, bitki ortiısü, incelikleri, ustahklan barındıran bu yerleşim birimlerinin yok olması, tarihın, çocuklukların, gençliklerin, emeklerin de yok olmasıdır. Ölümle eşdeğerdir. Bizler bu acılan dile getirmeyc çalıştık. Belirlenen bir konu çerçevesinde ve alışık olmadığımız biçimde öykü yazmaya koşullanmak sıkıntılı bir süreçti. Bu nedenle ortaya çıkarmaya çalıştığımız proje birazürkiitiıcüydü. Nedenlıbaşarabildik, bilmiyorum. Ama kendimizce bir şeyler yapmaya çalıştık. Olanlan belgelemeye. Yaşananları öykülerle anlatmaya, oıılaruı ağıtlarına omuz vermeye... Kentli gözüyle oıılaruı dünyasına bakıp aıılayaDİlme, dramlarını içselleşürerek aktarabilmeyi amaçladık. Hepi miz en sıkıntılı zamanlarınızda belleğimizdeki güzel çocukluk, gençlik anılarımıza dayanırız. Yaşadığımu yerlerdeki en küçük aynntüarı anımsarız. Özellikle çocuîduğu küçük yerlerde geçmiş olanların şanslı olduğunu düşunurüm hep. Doğayı bilirler. Güzel insan ilişkilerini yaşamışlardır. Insana, emeÎ\e saygılıdırlar. Köyuen kente göç edener de hcp bir giin köylerine dönmeyi düşlerler. Birecik Barajı suları altında kalan köylerden göç edenlerin artık böyle bir düşleri olamayacak. üüş kurma şansları ellerinden alındı. Her biri kendine özgü ayrıntılar barındıran çocukluk, gençlik mekânlarına bir gün geri dönnıe, tatillerinde köylerine gidip geçmişi yaşama haklan da amk kendilerini 'ait' hissede bilecekleri köyleri de yok. Işin en an veren yanı da bu. Gelecekte çocuklarımıza bize özgü kültürel birikim, gelenekler, mimari eser ler ve anılar bırakabilmesi için bu değerlerin artık göz ardı edilmemesi gerekiyor. Bizler bu projeyi arkeolog Nezih Başgelen ve Mimarlar Odası Başkanı üktay Ekinci'nin de destekleriyle bu amaçla gerçekleştirdik. Örneğin Hasankeyf ve benzer projelerin de aynı akıbete uğramaması icin... Şüpnesiz modern çağın gerekleri yeri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle