09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. sözcelem çözümlemesi ne de sözcuk arkeolojisi yapılamayacağı son derece açıktır. F. Dupont'un yaptığı zamanda yolculuk cağrısını işte bu uslamlama gerekçelendirmekte. Eskilerin edebiyatı, sözlü bir edebiyat tı. Onlar için edebiyat, öncelikle, tanrılarla iletışim kurmanın yoluydu. Ayrıca, " Yıınanistan'da tanrılarla ilişkiler söz yoluyla sağlanır"dı (s. 17). Demck oluyor ki.Yunan şölenlerinde sözlü olarak söylenen "Homeros destanlan sözlü nitelikleriyle Dünyanın İlahi Belleği Mnemosyne'ye ulaşmanın bir yoluydu" (s. 16). Öyleyse günümüzde Illiada ve Odysseia'yı yazüı metin gibi okumak, bunlann eski Yunanistan'daki sözlü işlevini anlamaya olanak tanımaz. Dolayısıyla, Edebiyatın Yaratüışı toplumsal bir kurum olarak edebiyatın ortaya çıkışına açıklık getirirken, çağdaş dilbilimin geliştirdiği sözcelem kuramı aracılığıyla eski metinlerin gerçek işlevlerini de sorgulamamızı sağlıyor. Edebiyatın kurumsallaşma sürecinde yazının işlevi, edebi metinleri nesnellestirilmiş bir belleğe yükleme aracı olmaktan öteye gidemiyordu. Sözlü dilden yazılı dile geçiş, ayru zamanda sözlü beîlekten yazılı belleğe geçiştir. Bu da, uygarlık kavramında kökfü dönüşümlere yol açmıştır. Yazı, edebiyat söylemini eylem içinde söz olmaktan çıkarmış, sözün gücünü öldürmüştür; içinde gerçeklestiği durumun izlerinin silinmesi, sözcelemin ortadan kalkması anlamına gelir. Eskilerin bakış açısına göre sözlü dil eylemin dili olduğu için tanrılarla iletişimde ve iliskilerde kullanılıyordu; şiir kültürü buraUan doğmuştur. Felsefe sözlü yapılıyordu; büyük Antik düşünürler yazmaz, konuşurlardı. Demokrasi de sözlü dile dayanıyordu. Yazı, ambarcılann mal listesi hazırlarken kullandıkJarı ya da nesneleri ve ölüleri konuşturmak için başvurulan bir iletişim aracıydı. F. Dupont'un Edebiyatın Yaratılışı'nda savunduğu ilginç bir başka sav da, edebiyatın, gündelik yaşam etkinliklerinden doğmuş olduğudur. Eski Yunanlılar'ın tanrılarla ilişkileri, onları gündelik yaşamlarının akşamlarında düzenledikleri içkili şölenlere, symposionlara çağıran dualara dayanmaktaydı. Dolayısıyla eski Yunanistan ve Roma'da gündelik yaşamın dilscl izini sürmek, bu symposionlarda üretilmiş sözcelerin kişi/yer/uzam bakımlarından değerlerini ortaya koymayı gerektirir. Bu dualan bir araya getiren sympösionun oluşturduğu durum, giinümüz dünyasının elinde bulundurduöu sözcelerden yola çıkarak bunları eyleme dönüştüren kişi (Anakreon, Kleobulos), zaman (Panhelenik dünyanın doğuşu) ve uzam (içkili şölen ortamı) bakımından incelemeyi gerektirir. Anakreon, lyonyalı içicidir. Âma aynı zamanda, oluşmakta olan Panhelenik dünya içinde bir sympösiondan ötekine dolaşan ozan, yani aoidostur. Her symnösionda yenilenen ama aynı zamanda değişmeden kalan şiiri, aoidosu bugün Antik edebiyatın temel bir betisi (figür) islevine dönüştürmüştür. Aynı durum, bir başka aoidos olan Kleobulos için de geçerlidir. Sympösionu başlatan ve eski Yunanlılar'ın proposis diye adlandırdığı şiir içinde önde gelen bir yer tutar. F. Dupont, Kleobulos şarkısını sympösion içinde bir sözcelem durunıu olan proposis içine yerleştirerek, bu şarkının edimbilimsel anlamını Edebiyatın Yaratılışı'nın okurlarına sunuyor. F. Dupont'un Edebiyatın Yaratıhşı, antik edebiyatlardan bugüne gelebilmış sözlü dil parçalarının sözcelem koşullarını ayrıntıh bir biçimde gözleı önüne seriyor. Bugün eski Yunanistan'a özgii bilinen en eski yazı parçası olan: Pine SAYFA 4 •" Edebivatın Yaratılısı Yunan Sarhoşluğundan Latin Kitabına ftgtaçMrsav kai su ("sen de iç") ile başlayan bir sözce parçası nasıl bir süreç sonunda, îskenderiye'den Atina'ya, oradan lyonyaya tüm Yunan sıtelerinde gerçekleştirilen duaşiirler aracılığıyla ortak bir sözceleme dönüşebilmiştir? Panhelenik uzam içinde sözcelem, farklı söz.celer üretmiştir. Sözgelimi, Ege adaları üzerindeki her krallık, Truva savaşlarının şarkısınm aoidostan değişik bir çevrimini dile getirmesini ister. "Yunanistan'ın kuzeyinde, Hektor'u öldüren Akhilleus yüceltilir. Ithaka ve Kerkara'da (Korfu) daha çok, Ulysseus ve atından söz edilir." (s. 80). Bugün Homeros'a mal edilen Illiada ve Odysseia'nın tek bir sözceye dönüşmesi, aoidos yarışmaları sonucunda gerçekleşir. Illiada ve Odysseia gibi sympösion şiirlerinin de edebiyat niteliğı edınmeleri Panhelenik Yunanistan'ın ve tiranlık Atinası'nın düzenlediği yarışmalar aracılığıyla olmuştur. Edebiyatın yaratılısı Sözcelem çozümlemei.ı, Lskiler'ın sözlü edebiyatının bir başka özelliğini de gösterir. Sympösion sırasında söylencn Anakreon şiirlerı ve Kleobulos şarkılan birer sıcak kültur ürünüdür. Bugünun fiestalarının duendesi ("coşku") gibi ortak yaşamın yoğun anlarını bir araya getiren sıcak kültür edebiyatı, ancak içinde bulunulan anın ateşi ve coşkusunda yaşanabilir. Bu da, Antik edebiyat sözcelerinin değerınin, ancak sıcak kültür uriınleri olarak değerlendirilebilmeleri ölçüsünde kavranabileceğini açıkça gösterir. Aynı zamanda bir kimlik kültürü olan yazının kültürü, soğuk kültür, devınimsizin, olup bitmişin yanındadır (ss. 213214). Edebiyatta sıcak olan, tekildir, yaşanılan ana özgüdür. "Çingenelerin ficstasından kopartlan, uyumlu insanların iyeliğine eiren ve bir tiyatro biçimine dönüşen flamenko, coşkusunu, duendeyi yitirmiştir." (s. 78). Sözcelem kuramı ışığında edebiyatın kökenlerini sorgulamaK akla hemen şu soruyu getırmektedır: Antik Yunan ve Roma ortak bir Akdeniz uygarlığı geliştirmişler miydi? F. Dupont bu soruya şöyle yanıt verir: "Her şey, VIII. yy'da Italya'nın, Yunanistan'ın ve Ortadoöu'nun halklarının içkili sölenleri aynı biçimde yaptıklarını inandırmaya yöneJiktir" (s. 139). Roma comissatiosu ve cenası, Yunan sözlü edebiyatının hazlarının yazı kültürü içindeki devamı gibi jörülebilir. Eski Roma'da otıum ("dinence") zamanı, gündelik yaşamın yorgunluğunu atmakıçin yapılan tembellik (inertia mollita), comissationun özünü olusturur. Bu, oyundur. Ama, davetliler topluluğunun uzamı içinde, leziz yiyeceklerin ortak bir biçimde tüketilmesi olan cena da Roma içkili şölenlerinin bir parçasıdır. Bunlann kisileri de Catullus ve Licinius kişiliklerinde Latin edebiyatının kökenlerinde yer alırlar. Sympösion sarhoşluk comissatio ve cena da öpücük kültürünün ürünleri olduklan için sözleri edebiyata dönüşürken toplumca benimsenmişlik koşuluna uygun düşmeleri gerekmektedir. Sarhoşluk ve öpücük kültürü birer aşk uygulaması olarak erotizme kayar ama erotizmleri toplumsal benimsenmişlik değerlerine ters düşmez. Bu edebiyatlar kurumsallaşırken antropolojik ölçütler çerçevesinde toplum içinde benimsenmiş ilişkiler temeli üzerinde gelişirler. Bir başka deyisle erotizme değin uzanan yanlar içermekle bir Î likte kabul edilebilirlikleri bu etkinliklerin edebiyat olarak nitelendirilmesinde belirleyici bir rol oynar. F. Dupont bunu LeviStrauss'un ünlü üçgenine aktararak Barbarların pornograrik etkinliklerinden ayn tutulmaları gereğini açıklığa kavuşturur. Bir başka deyisle, F. Dupont, sarhoşluk ve öpücük kültürü içindeki ilişkilerin, bugüfıün toplumlarındaki kadın alışverışinin benimsenmiş (evlilik), dışlanmış (aykın ilişkiler) ilişkileriyle ilkef toplumlann yemek düzenine benzediğine dikkat çekmektedir. Pişmiş olan yiyecek, kültür içinde benimsenmiş türden ilişkilerle kosutluklar sunar. Çiğ ve çürümüs yiyecekler dışlanmış ilişkiler türünden bir yapı gösterir. Bu bağlamda Roma öpücüğü edebiyat içindeki yerini, benimsenmiş, pişmiş olanın niteliğine uygun düşmesi durumunda edinir. Öpücüğün pomografik bir nitelik içermesi onu çiğ ya da çürümüş olanın, toplumun dışarladığı aeğerlerin yanına itecek, geriye, hos kokulu öpücükle karşıtlaşan kaba sarhoşluk ya da barbarlık düzeninin alanına itilmiş olan delini şölen, sympösion yansıtmaktaydı; bu şölende şiirler, müzik ve şarkılar agapelerin canayakınlıği ve içtenliği içinde karşılıklı söylenmekteydi. Roma'da okuma bir recitatio, seçkin izleyicileri karşısında yazann yapıtını okuması niteliğine bürünüyordu. Kısacası, bunlar sözsel, Florence Dupont'un sıcak diye adlandırdığı kültürlerdi. Son derece aydınlatıcı bir bölümde, Roma'da aydm olmanın bütün kitapları okumuş olmak değil, geleneksel bir şölende yerini koruyabilmek olduğunu yazar. üldukça özgün ve çağrışımlar içeren bir biçimde, bu Yunan şölenlerini büyük Ispanyol flamenko geceleri ya da Yunaniştan'da bugün sürdürülmekte olan rebetikayla karşılaştınr. Hiç kuşku yok ki, daha sonra bu sıcak gecelerin doğal yaratımlannı papirüs ya da kitaplara aktararak Yunanlı ve Romalılar bunlann konınmalanna olanak tanımışlardır; ama bu, onların sıcaklıklannın ve ilk işlevlerinin yitmesine neden olmustur. Yazarın verdıği örneklerde buna yakından tanık oluruz; aşkın, şölenin, sarhoşluğun Yunanlı ozanı Anakreon bu durumun örneğidir. Onun daha sonralan derlenmiş olan Dionysoscu şarkılannın kokusu artık uçmuştur, içkinin ardından gelen düşlerin bulanıklığını akla getirir. Ama başka türlü de olabilir mi? Eğer bir mucize olsaydı ve bugün yazılı metinler yerine Perikles dönemine ait bir Yunan gecesının ya da Plinius döneminden kalma bir okuma etkinliğinin ses ve görüntü kayıtlarını eliCUMHURİYET KİTAP SAYI 608 Sıcak kültüp ürünlerl Sözlü dilden yazılı dile JACOUES LACARRİERE E debiyatın Yaratıhşı. Edebiyat sözcüğü bugün eskimiş, artık esamesi okunmayan bir terim durumuna mı düşmüştür? Bir roman ya da şiir yazmak değil de mumyalaşmış kisileri sayfaların beyaz kefenine sarmalamak ve okurların ümitsizceyeniden canlandırmaya çalıştığı sözcükleri kıs uykusuna göndermek anlamına gelecek denli eskimiş olabüir mi? Florence Dupont'un, kitabtn ve dolayısıyla Antik dünyada özellikle de Yunanistan ve Roma da edebiyat denilen şeyin doğuşuna adadığı bu yapıt, aslında belirlediği çerçevenin Dİr hayli dışına cıkan bir surü soruyu gündeme getirmektedir. En genel çızgileriyle bu yapıtın savı nedır? Kitaplara, ne içinden olcumaya ne de kitaplıklara değil de belü bir yaşama, karşılaşma, şölenlerin, şiirlerın, şarkı ve dansların kalıplaşmış törenlenne lcatdma biçimine dayandığı için Yunan ve Roma kültürlerinin bizim kültüriımuzle ortak pek fazla şeyı paylaşmadığı mı? Yunanlılara göre bu yaşama sanatının teme J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle