Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nermi Uygur kitabı üzerine kendisiyle konuştu Içimin Sesi' üzerine seslenisler wmm^mmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmınmımmwmıımvmwım\ ın ııııı ı ı ı ııııı n ı mıı ı ı ı ı i | ^ ^ simle öylesine pır pır ediyor ki yüreğim. tçimin Sesi hep aynı ses, hep ayn ses. Beni azçok tanıyan hangi kulağa ulaşsa, "tştebıı Nermi Uygur!' der. "Orası oyle de, yanıldığımı sanmıyorum, bu kex sesındebaşkaDİrtını var!"der.Peki, nasıl bir tını bu, bak işte bu benim yargıalanım dışında kalıyor Yazar sestndcn kalan, kalabilcrı nc, pekı > Seninle en içten özdeş olmasaydık, bu da ne tür insan böyle, hep kendi çevresinde döneniyor, ne de çok kendi kendisiyle uğraşıyor, türünden bır damga yapıştınrdım sana. Gerçek apaçık oysa; kenui sesini izliyorsun sen, kendi sesine sayısız insan sesinden bir sesçizgiciği. Gerekçelere ne gerek apaçık: Atom fizi ği açısından büsbütün yokolup gitmese de insantoplumkültür açısından en gelipgeçen, şimdivaraa silinipgitmışbile türünden bir nitelenişi hak eden şeylerden bir ses. Yazıyaçiziye vansıdı mı az çok korunsa bile, sınırlı bir yaşamı var. Bilelim ki, bazı yeniden sınırlandı rışlar bir yana, olsa olsa, az çok çağdaşlara erişebilir sesler; bunca gürultüba tırtıda, onların da kaçta kaçı sesniteliklerinin yetesiye ayırdına varabiliyor. Ben kendim, içine kim bilir ne başka sesler karışmış biriyim? Kimseyi yüreksizlendirmek istemem, gene de saymakla bitmeyen sesyazgıları üşüşüyor akJa. Sözgelimi (sesgelimi de diyebuirim ya, neyseTişte Rimbaud. Genişçe bakıluıkta, Verlaine dışında (o da nasıl?) kim yakışasıya işitti Rimbaud'nun sesini? Hugo'nun zamanı azdr, Proust, kendi havasındaydı; Valery'nin gundemi doluydu; Gide, özel sorunlarıyla uğraşı yordu; Breton, çevresindekilerle koz paylaşmaktaydı; Sartre, kendi sesinın gürlüğüne kapılmıştı; Camus ayaktakaldımkalacağım savaşındaydı. Desene, bütün bu duyarh mı duyarlı kulaklann dışında kalakaldı Rimbaud'nun sesi. An cak çok sonra, talihler, anlayışlar değişınce... Rimbaud ya bu kadarcık uğramakla yetinmek zorundayız şimdi. Denecek ki: Herkes nerkesi işitmez; zaten gerekli de değil bu. Oyle de, ses işıtildikçe yaşar. Neylersin ki bunda güriiltüpatırtı ortamında, sesi gücü kadar, hattâ bazan daha çok, rastlantılar da rol oynar. Ötesi? Ötesi belli. Susalım. Sen nereye elatsan çetrefil çetrefıl. Baskacayolyordam bulunmadığma göre, bız SES IŞhİLDtKÇE YAŞAR Düşünce dünyamızın en üretken ismi Nermi Uygur'un tüm yapıtları YKY tarahndan yayimlaniyor. Bu dizide çıkan "Içimin Sesi" ise Uygur'u tanımak için iyi bir fırsat. Uygur bu kitabı üzerine kendisiyle konuştu. NERMİ UYGUR T Içimin Sesi Nasıl bır ses bu? I Kimin olacak, benim sesim. L Bu ben diye öneçıkışta özgeyi incitircesine bir unutuş yok, hiç yok. Kim olursa olsun, ne olursa olsun, başkalarına, başka'ya aldırışsız biri değilim. Inancım şu: sesimde insanca bir sıcaklık varsa, bunu, şöyle ya da böyle, başkalarına borçlu oİduğum bilincindeyim. Ola ki bundan, hepimiz dışavururuz sesimizi. ünemim önemsizliğimle, hepimiz gibi ben de, can payını bağışlayan öncelerin, şimdilerin varettiği bir canlıyım, hos, o da bir sürecik. Sesim deuiğim şey, böylesi bir canlı varhğın öğesi işte. Bir bakıma biricik. Gelmiş geçmiş heıkesin sesi de öyle. tlginç yanı: bu sesi, zaman zaman, derinlerimden boğukça duyup sezinliyorum gibime gelse de, bu, benim kendime özgü sesin bir yorumu önünde sonunda. Sesimin ne nitelikte bir ses olduğunu ancak başkaları algılıyor. Desene, kendi sesimin kaynağı olsam da, kendi sesime yabancıyım, sesim bana yabancı. Içimin Sesi başkalarına armağan. Ben yoksam sesim de yok. Ama ben sesimi belki de en iyi başkalanndan bana yansıdığı oranda bilebilirirn, bu biliş ne denli bir bilme sayılırsa, kuşkusuz. Kendi sesim, birdeyime, başkalarının bana katkısı. I lerkes gibı benim de kendimdcn türeycn bir ses var ortada. Gene de bazen "Bu ses benim mı?" diye sorarım kendi kendime. Oyle ya, sözcüğün çok özel anlammda, ilk sesim bu. Sesçe neyin ne olduğunu karşılaştıracak başkaca bir sesten yoksunum herkes gibi. Şimdiaztcık kitabın ıçeriğinden sözetsek. Olabildiğince çapraşık bir soru bu. Tek bir soru da değü hani. Hiç sevmediğim yönelişlerdir içerik gibi şeyler, hele gündem kitapsa. Genelde böylesi yönelişlerle istenen özettir. Gcl gör ki, özete elverişli şeyler, bu arada özerlenir kitaplar yazdığımı sanmıyorum doğrusu. Sayımıdökümü çabucak verebilen; sağı soluyla niteliği bır çırpıda cle avuca sığan yazıçizi yörelerinin uzağında buldum hep kendi mı. Hemen soyluyorum: Yazdıklarımın ne önceden ne sonradan haritasını çizebildim. Tabak gibi yalın topraklardan ötelerde işimgücüm. Inçık, derlen sa çil yitik yitik bır aranış benimki. Dolambaçtan dolambaca kaptırdık gidiyoruz işte. • Gene de, derin dalışlara zamanı olmayanlar için kirkaç ipucu sunulabtltr'* Ba/ı denemelerin yer aldığı dipsiz bir sandıkçık Içimin Sesi. tlk izlenimce Birbiriyle ılgili ıızunlu kısalı yazılar, daSAYFA 12 ha doğrusu yayılışlar. Kimi başlıklar, ne yin ne olduğunu açığa vuruyor, kimileriyse örtıiyor. Denemelerimin hepsi birbir leriyle akraba da, değil de. Önce'mi kimi anaırışlarla geliştirerek sonra'mla birlev tirme çabalarımda düşselgerçek sevgili yolarkadaşlarım, yolaçıcılarım denemeleriın. Zamanda uzayda sınırtanımayan bir gelgit Içimtn Sesi. Evrenin bclirişinden tarihsei başlangıçlara, ordan da yeryüzündekı damıma, yokülkelerime, uzak mı uzak geçmişlere geleceklere koşturmalanm. Sorucuşaşıcı, yakıcısaygılı, isteklivazgeçen yaklaşıınlar, sarılışlar, öpüşler. Ânlamayı bırtürlü bitiremediğim dünya; tüm ilişkileriyle bcnde kesişen dünya; doğainsan diinyasından baktıkta, kannca kararınca, içimde yankılanıp içimde dillenip sesleşen her şey. Kitabı şoyle çepecevre anlatamadım, değil mi? Gel burda Dirakalım. Ne oldu ğunu, ne olmadığını kitap kendisi anlatsın. Kitapta dile geleni yeniden dil'le mek okıırun katkısı nasıl olsa. Dile getirmedikçe kitap diye bir can olamaz lci Yazı okumayla bıirünlenen bir çcmberdir; çevir de çevir gitsin kafa gönül alanlarında. Öyle ya, kitap, kitapiaşmak için yazannı çağırır; yazarsa, okuru olmadıkça ses'inaen ayn düşer bir bakıma. Içses ancak dışsesle oylumlu bir can kazanır. Yazar ile okur sesçe birbiriyle azçok bağdaştı mı da, seyreyle sen gözlere, kulaklara özgıi şenliği. Bu kez oyle gorunuyur ki, felsefe de ağır bastyor kitapta? • Benimle ne zaman öyle değil ki? Gerçekten de, felsefeseverlere seslenisler var, ne de olsa felsefece seslenisler biirümüş her yanımı. Zaten felsefeydi, düpedüz yazıydı, şiirdi, sanattı datıa da başka şeylerdi, kim koparabilir bunlan birbirinden? Hepsi birden soluk alıp veriyor her soluk alıp verişimde. Bu gidişle ilk soluktan son soluğa dek öyle. tlkin belkı bılınçbiz ama, sonra artan bilinçle, nicedir de boş ver bilincemilince desem bile; her şey tıngırmıngır bir arada. Denemenın özünde var bu. Kuşatıcı bir salınım her deneme. Başka türlüsü olası değil benim için. Hesaplı, ölçülmüş bir saptayış değil bu. İçimden ner zaman gelen ses böyle. "Deneme" sözcüğunıın başkalarına da tattırmayı dilediğim anlamıyla, o başka çare bulamadığım ıçın hep sığındığım ueneme doğrultunı bu. Şimdi kitap ortalığa çıktıktan sonra bakıyorum Ja, kitabı oluşturan hemen her deneme yazısında hep yeni baştan bir punduna getirip bazı çeluncelerle de olsa kendi kendime deneme'yi sorgulamaya kalkışmamın nedeni de budur diyorum. Böylesi bir eğilimin bendeki tortıısıı şu: Yalınçocuksu, ama gene de titiz karmaşık bir evren deneme, her deneme, "deneme" denen şey gerçekten denemeyse bu böyle Eskt ses mi, yeni ses mi Içimin Sesi? Soruya ne kadar yanıtsa artık, şunu diyeccğim. Söylemesi epeyce kolay, gerçekleştirmesi zorsa da çabanın her turlüsüne değen bir şey var: Yazar yapışmamalı yeni'ye bile. Eski'de mi kalsın o zaman? Hiç de değil. Yeni'lenmek yeni budalası olmak değildir. Kendimce özüme özgü tutamaksa şöyle bir şey: Ölçüme sığmaz yazıakışları; bir kitabım elimden çıkar çıkmaz, çoktan bambaşka bir oluşumda bulurum özümü. Yazar yazarsa, nerde olursa olsun, kim olursa olsun, bu hep böyledir kanısındayım. Nitekim ben şimdi öyleyim. Özüme uygun oluşum uyarınca yeniydi, eskiydi •bu gibi sözüm ona kaygıların semtime uğramamasından anlıyorum bunu. Kitaptan kitaba gönlümce süren devrimgelenek siiresince bu hep böyle benim için. C) hiç değişmeyen eskisesimle, o değişe değişe kalbura dönüşen yeni se YENİYDİE8KİYDİ KUŞimCIBİR8iUJNM DİÜMİN SESİ, ÖZÜMÜN SESİ KİTOP KENDN MUTSM CUMHURİYET KİTAP SAYI 608