Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 1 E K I l 0 0 1 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde, bu hafta Erdal öz'ün son öykü kitabını yazdl 3. sayfada LJBedri Baykam'ın romanı 'Kemik'i Ferhat özgür tanıttı 8. sayfada • A.Oktay'dan, 'Şairin Kanı' Mehmet H. Doğan yazdı . ıo sayfada ü L. Cinemre, Güneş Karabuda ile yazarlığı üzerine konuştu 14. KIT/Mf ' &TÖ N Â Cumhuriyet 1 Edebiyatı Yaratılışı NECMETTİN SEVİL Yunan Sarhoşluğu Ülkemizde edebiyat üzerine düşünce yeterince üretilmemekte. Edebiyat üzerine okuma da neredeyse yok gibi. Edebiyatın Yaratılışı, giderek edebiyat özürlü bir topluma dönüşmekte olduğumuz sırada yaptığı zamanda yolculuk çağrısıyla, özellikle edebiyat meraklıları için edebiyatın kökenine ilişkin düşüncenin canlandınlması çabalarına bir ışık tutmakta. Bu yapıt, coğrafi yolculukların bizi ulaştırabıleceği yeni yerlerin kalmadıöı günümüzde, edebiyat alanı içinde kalınarak zamanda yapılacak yolcuîuklar aracılığıyla, Ben'in asıında Başkası, Başkası'nın da Ben'in bir parçası olduğunu gözlemlemenin bir yolunu da sağlamakta. Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının felsefeyi, hümanizmi, demokrasiyi ve insan haklarını bulmuş olması, bu kavramların günümüz uygarlığının temel taşları gibi görülmesi bizleri Eskiler'in çağdaşı durumuna mı getirmektedir? Florence Dupont'un Edebiyatın Yaratılışı adlı yapıtı, bu ve benzeri sorulann yanıtını ararken, insanların: söz/yazı; sözlü bellek/yazılı bellek; vazıt yazısı/çevriyazı yazısı gibi toplumsal dönüşümlere yol açan gelişmeler arasında yaptığı seçimlerin günümüzdeki yansımalarını da gözler önüne sermekte, edebiyatın kurumsallaşması sürecinde bu seçimlerin belirleyici rolünü irdelemekte. F Dupont, Edebiyatın Yaratılışı'na ilişkin savlannı antik dünyanın toplumsal değerleriyle ilin<ilendirdiği şöyle bir denkleme dayandırmakta: Yunanistan'da» symposion »ile »sarhoşluk kültürü (dolastmlan kadeh) Roma'da • comissatio» ile • öpücük kültürü (oyunlar) Tüm antik dünyada> Asinus aureus^ ile »öykü kültürü (öyküler) F. Dupont'un bu gösterimi, Antik dünyanın toplum sal kurumlarının içinde üretilmiş olan kavramlar aracıCUMHURİYET K\TAP SAYI 608 lığıyla şiir ve öykünün edebiyat niteligi edinmesi sürecine çağdaş dilbilim ve antropoloji kuramları aracılığıyla açıkuk getirmekte. F. Dupont'un dallararası çözümlemesi, bizleri Antikçağ kültürlerine, bu kültürlere yataklık eden toplumların törelerini, avinlerini kurumlaştırma sürecine tanık kılmayı amaçlıyor. Bu tanıklık fırsatını okurlara sağlamak için, F. Dupont Edebiyatın Yaratılışı'nda çağdaş dilbilimin sözcelem kuramını Eski Yunanistan'da içkili şölenler olan symposionların şiirlerinden, Roma'ya özgü oyunlar olan comissatioların dizelerinden ve gezgin öykülerinden oluşan soyleme uyguluyor. Araştırmacı, sözcelerin gerçek değerlerine ve işlevlerine ancak kişi, uzam ve zaman değişkenleri göz önünde bulundurularak ulaşılabileceğini savunan sözcelem kuramının, edimbilimsel anlam ve anlambilimsel anlam karşıtlığına dayaü temel ayrımını, çözümlemesinin kalkış noktası olarak almakta: "Sözcelem ve sözce farldı anlamlar taşır; çünkü, olayı yeniden oluşturarak elde edilen edimbilimsel anlam olan sözcelemle bir metin olarak ele alınan sözcenin çözümlenmesiyle elde edilen anlambilimsel anlamı birbirinden ayırmak gerekir" (s. 27). Peki 2500 yıl önce söylenmiş sözün edimbilimsel anlamına nasıl ulasılacaktır? Yoksa bugün eski kültürlerden kalan metinlerin yalnızca anlambilimsel anlamıyla yetinmek zorunda mıyız? Bu sorudan yola cıkan F. Dupont Eskiler'in söylemlerinin gerçekleşme koşullannı: lcişi, zaman ve uzamdan oluşan sözcelem durumunu yeniden canlandırmak için, kendisinin deyişiyle, bir sözcük arkeoloğu gibi çalışıyor. Konusunun aoğası gereği, sözcük arkeoloğu nesne arkeoloğundan farklı bir yordam izlemelidir. Işte tam bu noktada: söz/yazı; sözlü bellek/yazılı bellek; yazıt yazısı/çevriyazı yazısı süreçlerinden geçen eski Yunanistan ve Roma'nın gerçekliğini yeniden oluşturmaksızın ne Devamı 4. sayfada. *~