Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
z s 0 C A K 0 0 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde bu hafta, Nâzım HikmetKemal Tahir ilişkisini anlatıyor 3.say/ada • B. Çotuksöken 'Insan Haklan" kitabınıdeğerlendiriyor 8.sayfada • Ali Akay, Felix Guattari'nin "Üç Ekoloji"sini değeriendiriyor. ıo. sayfada • V. Timuroğlu, Server Tanilli'nin gelecekbetimlemesinebakb . . .u.sayfada Cumhuriyet Bir kitap, bir miizik eleştirmeni 'Dinleyicinin Kitabı've Üner Birk "Dinleyici kültürü, müziksel işitme, algılama ve değerlendirme bilinci demektir. Eğer bu bilinci geliştirebilirsek sacayağının üzerindeki müzik sanatını Türkıye'de layık olduğu yere yükseltmiş olacağız" diyor Ahmet Say. Üner Birkan da "Dinleyicinin Kitabı "nda işte tam bunu yapıyor. Kitabı yayımlayan Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nin yanı sıra merkezin Genel Müdürü Sami Caner'e de teşekkür etmek gerekiyor tüm müzikseverler adına. Uner Birkan'ın bu önemli yapıtını tanıtıyoruz bu hafta. ONDER KÜTAHYALI B izde evrensel müzik konusunda 19'uncu yüzyılın ikinci yansından başlayarak yazılmış olan ilk kitaplar kuramsaldır ve genellikle meslekten müzikçilerin eğitimine yöneliktir. Hüseyin Remzi Bey'in Alexanare Garraut'dan çevirerek 1875'te "Usulii Nota" başhğı altında yayımladığı kitap, bilinen ilk örnektir. Kurumsal kitaplann çevirisi ya da yazarlanmızca kaleme alınışı cumnuriyet döneminin ilk aşamasında da sürdü; ancak 1930'lu ve 4O'lı yıllarda hem Ankara'da hem de Istanbul'da tanık olunan dinleti etkinlikleri, Ankara Radyosu'nun 1938'de güçlü vericisine kavuşmasıyla birlikte Türk halkına sunmaya başladığı yoğun evrensel müzik izlenceleri, bu sanatı tarihsel ve estetik yönleriyle ele alan kitaplann yazılmasını gerekli kıldı. Böylesi çalışmaların ilk adımını 1940'larda "Küçük Batı Miiziği Ansiklopedisi" ile atan Farıık Yener, 1950'lerden sonra çeşitli başlıklar altında birkaç kez yayımlanan opera kılavuzunıı ve "Müzik Kılavuzu"nu ortaya koydu. Yine 1950'li yıllarda Mahmut Ragıp Gazimihal "55 Opera"yı yazdı. "Borusan Kültür ve Sanat Yayınları"nın Aralık 2000'de piyasaya sunduğu Üner Birkan'ın "Dinleyicinin Kitabı , bu zincirin yeni ve değerli bir halkasıdır. Kitabın müzikseverler ve müzikçiler açısından ne kertede önemli olduğunu vurgulayabilmek için müzik sanatının her zaman taruşılan ilginç özelliği üzerinde b saca durulması yerinde olur: Evrensel müziğin opera, oratoryo, bale ve lied gibi türlerinde yazdı bir metin, bilinen ya da bilinmeyen bir konu, sahne devinimi ve dans vardır. Sanatsever, müziğin yanında onlan da izler. Böylece besteciyi anlaması oir ölçüde kolaylaşır. Bunlann dışında kalan ve sadece çalgılarla seslendirilen türler ise soyuttur. Bir sonatın ya da senfoninin içeriğı sözcüklerle acıklanamaz. Berlioz'un bazı senfonilerinde yazınsal bir konuyu betimleme çabası, Liszt'in "Senfonik Şıtr" dediği türde, bir şiirden, bir tarihsel olaydan ya da doğadan yola çıkması, onunla ilgili izlenimleri müzikle aktarmak istemesi, amaca ulaşım yönünden tartışmaya açıktır. Bu tür yapıtlardan birini, içeriği bilmeden dinleyen kişinin, besteciyle aynı duygulan paylaşacağı, aynı imgeleri gözünün önüne getirebileceği epey kuşkuludur. Melih Cevdet Anday'a göre 20'nci yüzyıl şiiri, tıpkı müzik gibi soyut niteliktedir. Güncel anlamlarınuan anndırılan sözcükler, müzik notalarına benzer bir yolla kullanılır. Girdiği bu yeni aşamada siir, anlaşılmak için değil okunmak içindir. Yazar, açıklamasının kap ı genişleterek yalnızca şiirde değil sanat yapıdasamını L ümünde, rının tümünde içerik hakkında bilgi verme eğüiminin sanatseveri duygu tembelliğine iteceğini, benliğinin yapıda bütünleşmesini geciktireceğini de vurgular. Böylece soyutlama, sanatın özüdür ve müzik, özede irdelemeye çalıştığımız bu kavrama güçlüğünü yaratmanm en uygun ortamıdır. Peki o zaman ünJü yapıtlar hakkında sanatsevere bilgi veren kitapları neden yazıyoruz? Sonat, konçerto, senfoni gibi türler, müzikseveri gözle görülemeyen, sözcüklerle açıklanamayan bir dünyaya götürür. Dinleyici, tadına varmak istediği bir sanat yapıtının epey uzağında bulunduğunu duyumsayabilir; ancak bestecinin böyle bir ortamı nasıl gerçekleştirdiğini, yapıtın yazılış öyküsünü, kurgusunu ve daha başka özelliklerini, aynca dinleti programlarında geçen bazı müzik terimlerini bilmek yoğunbir soyutlama karşısında onu rahatlatmakta, dinlemeyı daha anlamlı kılmaktadır. Önceki örnekler gibi "Dinleyicinin Kitabı" da işte bu noktada gündeme geliyor ve çok yararlı bir işlevi yeDevamı 4. sayfada CUMHURİYET KİTAP SAYI 571