Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sahneden İzdüşümler HASAN ERKEK İZ süren bir eleştirmen, Ayşegül Yüksel'den tiyatro üzerine yazılar Yirmi beş yıldır tiyatro eleştirileri yazan, 'Yapısalcılık ve Bir UygulamaMelih Cevdet Anday Tiyatrosu', 'Haldun Taner Tiyatrosu', 'Samuel Beckett Tiyatrosu' ve 'Çağdaş Türk Tiyatrosundan ö n Yazar' kitaplarıyla da tanınan, ülkemizin sayılı ve savgın eleştirmenlerinden olan Prof. Dr. Ayşegül Yüksel'in eleştiri yazılarından oluşan geniş bir seçki, yüzlerce tiyatro kitabı yayımlayarak tiyatromuzun gelişmesine büyük katkılarda bulunan MitosBoyut Yayınları tarafından yayımlandı. 'Sahneden îzdüşümler' adiyla yayımlanan bu kitap tiyatroyla doğrudan ilgili sanatçı, biliminsanı ve eleştirmenler için olduğu kadar, tiyatroyla amatör oîarak ilgilenen tiyatroseverler için de başvuru kaynağı olacak önemde bir yapıt. Ayşegül Yüksel'in kitabı, Cumhuriyet, Özgür Insan, Bilim ve Sanat gibi çeşitli gazete ve dergilere yazdığı eleştirilerden oluşmuş. Bunların yanı sıra, kitapta hiç yayımlanmamış eleştiri yazıları da var. Kitabı oluşturan söz konusu eleştiri yazıları, gelişigüzel seçilerek ve arka arkaya konularak (gcnellikle yapılageldiği gibi) büyük hacimli bir kitap oluşturma yoluna gidilmemiş. Yüksel, her şeyden önce, yirmi beş yıllık eleştirmenliği boyunca yazdığı bütün eleştiri yazılarım da kitaba almış değil. Böyle yapmış olsaydı (her biri en az ikiüç sayfadan oluşan bin dolayında yazı üçuört bin sayfa tutardı) sanırım bir ansiklopedi olurdu. Bütün bu yazıların içinde Kendince en uygun bulduğu yüz yetmiş yazıyı, kitabın önsözünde açıkladığı gibi beÛi bir dizge oluşturacak Dİçimde ve birçok konuyu göz önünde tutarak seçip bir araya getirmiş. Yazıları, siyasal tarihimizde büyük toplumsal değişimlere neden olan, dolayısıyla toplumla yoğun bir ilişki içindeki tiyatromuzu da etkileyen onar yıllık (70'ler, 80'ler, 90'lar gibi) dönemlere ayırmış. Bununla da yetinmemiş, her dönemin başına o dönemin tiyatro etkinliklerine ışık tutacak bir yazı da ekleyerek okurun işini daha da kolaylastırmış ve böylece kitabını daha bütünlüklü bir yapıta dönüştürmüş. " Sahneden Izdüşümler bir tarih kitabı değil kuşkusuz... Ama kitabın önemli bir önemi de (yazarı yaşıyor, eleştirileriyle, üniversitede verdiği dersler, yönettiği tezler ve öteki çalışmalanyla tiyatro sanatınabüimine katkıda bulunuyorken) tarihsel bir belge özelliği taşımasıdır. Yüksel, tiyatromuzun son kırk yılına seyirci ve eleştirmen olarak tanık olduğu ve bunun son yirmibeş yılını da eleştirmen olarak yazıyla beıgelediği için dolaylı olarak bir tarihçi işlevi de yerine getirmiş olmaktadır. Böylece son yıllarda yazdığı eleştirileriyle günümüz tiyatrosunun durumunu irdelemekle, sonuçlara C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI TarihselBlrYolcıılukGibi varmakla kalmamakta, yirmiyirmi beş yıl önce yazdığı eleştirileriyle bir anlamda artık tarih olmuş bir döneme dc ışık tutmakta, o dönemin tiyatro etkinliklerini irdeleyip aydınlatmaktadır. Böylece yazarın kendisinin de belirttiği gibi tiyatro sanatçılarının su üstüne yazdıkları yazıların (yani tiyatro uğraşının) izdüşümleri (eleştiri olarak) kitap üzerine alınmış olduğundan, olup bitenler birer belge olarak o gıinlerden bugünlere kalabilmiştir. Kitabı okurken tiyatro tarihimizin içinde bir yolculuğa çıkmış gibi oluyorsunuz. Çeşitli duraklarda duruyor, Yüksel'in sağduyulu, olumlayıcı ama ııyarıcı değerlendirmelerine tanık oluyor, tiyatrodan tiyatroya, oyundan oyuna merak içinde yol alıyorsunuz. Bu yolculuk sırasında, bugüne kadar ayakta kalabilmiş, kalıp da donüşebilmiş, ya da artık yaşamayan birçok kişi ve kurumla karşılaşıyorsunuz. örneğin, Sezuan'ın tyi Insanı'nı yöneten Vasıf Öngören'le, Toprak'ı yöneten Erkan Yücel'le, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ahmet Gülhan'la birlikte Devkuşu Kabare Tiyatrosu'ndaver alan Haldun Taner'le, Sevgili Doktor'u sahneleyen Asuman Korad'lakarşılaşıyorsunuz. Bunun yanında ilginç kişi ve durumlarla da karşılaşabiliyorsunuz bu yolculuk sırasında. Örneğin 1976'da Istanbul Şehir Tiyatrolarında o y n a n an Brecht'in Galile'nin Yaşamı adlı oyunun müziklerini Cem Kara Aysegül Yüksel ca'nın bestelediğine, 1976'da Çağdaş Sahne'de sahnelenen Grev'in sahne tasarımını Vecdi Sayar'ın yaptığına, Kuzgun Acar'ın Kafkas Tebeşir Dairesi'nin masklarını tasarlayıp gerçekleştirdiğine, Seygi Soysal'ın (Başar .Şabuncu ile birlikte) Arturi Ui'nun Önlenebilir Tırmanışı'nı çevirdiğine, Erol Toy'un Düş ve Gerçek adlı bir meddah oyunu yazmış olduğuna ve Erkan Yücel in bunu oynadığına kitap aracılığıyla tanık oluyorsunuz. Bu yönüyle kitap geçmiş'le bugün, tarihsel olan'la gündemde olan arasında ilişki kurmakta, geçmişi olduğu kadar bugün'ü de değerlendirmekte, bu konuda yardımcı olacak bilgiler sunmakta ve ulaşacağınız sonuclar konusunda olanaklar yaratmaktaaır. Kitabından anlaşıldığı kadarıyla belgeliği geniş, belleği güçîü bir eleştirmen Ayşegül Yüksel. Belgeleri karşılaştırarak bilgileri ilişkilendirerek yalnız tiyatroların, o tiyatrolarda sahnelenmiş oyunların değil, yönetmeniyle, oyuncusuyla, sahne tasarımcısıyla tiyatro sanatçılarının da izini sürmüş hep. Bütün bunlardan sonuclar çıkararak, çıkardığı sonuçları eleştirilerine aktararak sürdürmüş kendi serüvenini. Örneğin Ankara Bir5 6 6 lik Sahnesi'nde sahnelenen Sezuan'ın tyi tnsanı'ndan mı söz edecek, oyunun daha önce Istanbul Şehir Tiyatrolan'nda sahnelenmiş olan serüveninden de söz ediyor, Yücel Erten'in 1984'te sahnelediği Keşanlı Ali Destanı üzerine yazarken, yirmi yıl öncesinde Genco Erkal'ın aynı oyunu sahneleyişini anımsıyor, Nurhan Karadağ'ın 1985 yılında DTCFTiyatro Bölümünde sahnelediği Yazıbağt'nda Şenlik adlı gösteriyi övgüyle değerlendirirken bunu yine aynı yönetmenin iki yıl öncesinde lstanbul'da sahnelediği Yaren ve Samah'la, bir yıl önce AST'ta sahnelediği Taziye'yle, tstanbul Şehir Tiyatrolan'nda sahnelediği Misaıir'le pekiştiriyor. Şakir Gürzümar'ın sahnelediği Uyarca üzerine yazdığı değerlendirme yazısında ise, daha önce sahnelediği Töre ve Hayvan Çiftliği'ndeki başarılarının izini sürerek, Gürzümar'ın Uyarca'daki başansının doğal ve beklenen bir sonuç olduğunun altını çiziyor. Kitaptaki son yazı ise yine buizsürmenin başarılı bir sonucu olarak çıkıyor karşımıza. Yüksel, bu yazısında, Çehov'un diği sekiz ayrı yapımdaki sekiz ayrı yorumıı karşılaştırarak değerlendiriyor. Yalnız oyunların, yönetmenlerin değil, oyuncuların da izini sürüyor yazar. Oyuncuların yalnız bir oyundaki rollerinden yola çıkarak değerlendirmiyor onları. Daha önce rol aldıklan yapımlardaki başanlarını da anımsayıpanımsatıp daha isabetli sonuçlara varıyor. Işte bütün bu iz sürmelerin yüz akıdır Sahneden tzdüşümler. Martı'sını, izle tir tiyatro eleştirmenliği. îşte Ayşegül Yüksel bu bıçak sırtını yazarak geçirmiş yirmi beş yılı. (Yirmi beş yıl tiyatro eleştirileri yazmak, dile kolay... Ben otuz üç yaşındayım....) Kitabındaki hemen hemen bütün eleştirilerinde yer yer bilgi vererek seyircilerin yetişmesine katkıda bulunduğu, onlarda bir bakış açısı yerleştirmeye ve geliştirmeye çalıştığı gözlenmektedir. Ama oyunları değerlendirmekte de hiç geri durmadıgı, eleştirisini sakınmadığı, diyeceğini, bir yolunu bularak, mutlaka dediği de görülmektedir. Gerçi tiyatro sanatçılarına yöneltilen bu eleştiriler bazen dolaylı olabilmekte, satır aralarına gizlenebilmektedir. Bazen satırlar seyirci için satıraraları ise "işten anlayan", "işin uzmanı" tiyatro sanatçıları için olabilmektedir (gel gör ki, bazen tiyatro sanatçıları satır aralarını okumuyor, buralarda gizlenmiş olanları üstlerine almıyor, seyirci için yazılmış satırları sahipleniyorlar, bu da tiyatro sanatçılarına vöneıtilecek ayn bir eleştiri konusu). Böylece bir taş birkaç kuş için olabilmekte, hem tiyatro sanatçıları eleştirilerle uyarılmakta, yönlendirilmekte, hem seyircinin oyunu alımlamasına kılavuzluk edilmekte hem de seyircinin tiyatrodan kaçması önlenmekte, dahası artması ve yetişmesine katkıda bulunulmaktadır. BıçASnmtaYiramkGbl Çok güç bir iştir, tiyatronun yeterince gelişmediği ülkemizde tiyatro eleştirmenliği yapmak. Çünkü yalnız tiyatronun oluşması ve gelişmesi konusunda değil, aynı zamanda seyircinin de oluşması, artması ve tiyatro konusundaki estetik beğenisinin gelişmesi konusunda da kendisini sorumlu hissetmektedir ülkemizde tiyatro eleştirmenliğine soyunan kişi. Bir yandan tiyatro sanatçılarının, onların oyunlannın daha çok yetkinleşmeleri için uyanlarda bulunurken öte yandan tiyatroya gelen seyirciyi de ürkütmemeye, kaçırtmamaya büyük özen göstermek zorunda kalmaktadır eleştirmen. Kuşkusuz ülkesine, tiyatrosuna, halkına karşı kendini sorumlu hisseden bir eleştirmen (örneğin Prof. Dr. Sevda Şener'in yaklaşımı da böyledir) içindir bu dediğimiz. Böyle bakınca, ülkemizde bıçak sırtında bir iş olagelmiş Sahneden Izdüşümler'i okurken yalnız tiyatromuzun son kırk yıllık serüvenine değil, dolaylı olarak bir eleştirmenin yirmi beş yıllık serüvenine de tanıklık etmiş oluyorsununuz. Yetkin bir eleştirmenin tiyatro seyircisi olarak "yarım asır"a yakın, eleştirmen olarak ise "çeyrek asır" süren uzun soluklu serüveninde kendi içindeki değişimleri, dönüşümleri de izlemek mümkün. Bu uzun serüven boyunca elbette değişmeyen şeyler de var. Eleştirmenin duruuğu yer, kendini konumladığı yer, bakış açısı bir bakıma hiç değişmiyor. Bu onun emekten, özgür düşünceden, aydınlıktan yana olan tavrı ve tutumu. Bütün bu serüven boyunca bu duruşu iyi ki değişmiyor. Ama aynı "duruş" busbütün de aynı kalmıyor. Donmuyor, kalıplaşmıyor, klişeleşmiyor. Sahip olduğu dünya görüşünün bir gereği olarak bir değişim geçiriyor elbette. Ama bu kendi içinde bir değişim. Bir filozofun dediği gibi, aynı kalarak değişiyor ya da değişerek bir bakıma yine aynı kalıyor. Dikkatle okunduğunda, özünü koruyarak bir değişim geçirdiğini, yazdığı satırlarda ve satır aralannda izlemek mümkün. Görünürdeki değişim ise daha çok biçimde, dilde, yöntemde kuşkusuz. Bu da olumlu yönde bir değişim. îyiyken daha iyiye, yetkinken dana çok yetkinleşmeye doğru bir gelişim. Artan bir birikime dayanan, dana aydınlık bir dile, daha berrak bir üsluba doğru yol almış olan bir değişim. Bu yönüyle, daha yolun başında olan kalemşörlere (bencileyin) örnek olacak bir eleştirmenin serüvenin izdüşümünün de yansıdığı bir kitap Sahneden İzdüşümler Uzun Soluklu Bir Serüven Sahneden îzdüşümler, okunup bir yana bıralulacak, bir kerede tüketilecek bir kitap değil. Kuşkusuz, başından sonuna kadar okunabilecek, önemli sonuclar çıkanlacak ve çeşitli tatlar alınabilecek bir yapıt. Ama aynı zamanda tiyatro bilimcileri, tiyatro sanatçıları ve tiyatro okullarının öğrencileri için sürekli bir başvuru kaynağı. Edinilmeye, kitaplıkların kolayca ulaşılabilecek bir rafına konulmaya aday bir kitap. • Sahneden İzdüşümler/ Ayşegül Yüksel/ MitosBoyut Yaytnlan/ 240 s. OYard.Doç.Dr, Anadolu Üniversitesı, Devlet Konservatuvart, Sahne Sanatlan Bolumü, Ttyatro Oyunculu&u Ana Sanat Dalı SAYFA 11 Bk* Başvuru Kaynağı