Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
l 1 A H A l 2 0 0 0 • Fethi Naci, Eleştiri Günlüğü'nde bu hafta, J. Steinbeck'in "Kasımpatlan"nı değerlendirdi .... 3.sayfada • Cemil Kavukçu, Özcan Karabulut'un "Aşkın Halleri"ne baktı ıo.sayfada • H. Z. Şahin ve S.Büker, R Pavis'nin kitaplannı değeriendirditer. Usayfada • Ahmet Günbaş, Aydın Boysan'ın "Damlalar"ını değeriendirdi m sayfada KÎT/MP Cumhuriyet Bir edebiyat, sanat ve kültür adanu... Doğan Hızlan Doğan Hızlan adı, kültür yaşamımızın bir alameti farikası adeta. Hızlan'ın içinde yer almadığı bir kültür etkinliği neredeyse yok gibi. Bunun yanısıra sanata ve sanatçıya bu denli sahip çıkan bir kültür adamı bulmak da bir nayli zor.Kimdir, nereden gelmiştir, engin kültür, edebiyat ve sanat bıleisini nasıl edinmiştir? Hızlan 'ı tanımak için bu soruların yanıtlarını almaya çalıştık kendisinden. Sennur Sezer'in söyleşisine; Hasan Bülent Kahraman. Zeki Coskun yazılarıyla katıldılar. Adnan Özyalçıner de Hızlan'ın yayıma hazırladığı "Ercüment Behzat LavBütün Şiirleri" kitabını değeriendirdi. SENNUR SEZER Sayın Doğan Hızlan, sizin yazarhk serüvemniz ktrk yılı astığma göre bellek tazelemekte yarar var. îsterseniz öğrenalik ytllanndan, edebıyata transferinizden baslayalım. Antmsadtğım kadanyta sız hukuk öğrencistydiniz Evet hukuk öğrencisiydim. Fakülte değiştirmedim. Arkadaşlanm Türkoloji'de okuduğu için vaktimin çoğunu orada geçirirdim. Lise yıllanndan gelme bir alışîcanlığım da söz konusu. Bunun da eski yılJara dayanan bir nedeni var. 19531954 yılıydı, bir gazetede Prof. Mehmet Kaplan'ın akşamüstü saat 17.00'de Yeni Türk Şiiri dersleri verdiğini okudum. Üniversite öğrencileri için. Ben lise öğrencisiyün, annemin bir öğretim üyesi arkadaşının yardımıyla, ilk derse gittim. Mehmet Kaplan, konuşma boyunca bana baktı. Ders bittikten sonra beni yanına çağırdı. Nerde okuduğumu sordu, ben de lise ikinci sınıfta okuduğumu söyledim. Dersi üniversite öğrencileri için verdığini sövledi. Ben de en az onlar kadar şiirle Üeilendiğimi, bildiğimi anlattım. Odasından çıkarken, bu konuşmalara gireceğime dair imzalı bir kartı elimdeydi. Not tuttum, o da notlannı bana verdi. Mehmet Kaplan'la tanwıklığun o gün başladı, ölünceye kadar da devam etti. Yıllar sonra, onun sınıfında ikinci Yeni üzerine iki ders bir konuşma yapmamı sağladı. O gün çok sevinçliydim. Çünkü Türkoloji'dekikonuşmama, Berna Moran, Memet Fuat, Asım Bezirci gelmişlerdi. Edebiyatçı arkadaşlanm o fakültede okuyo,rlardı. Çocukluk arkadaşım Konur (Ertop), Kemal (Özer), Adnan (Özyalçıner). Sonra Ahmet Hamdi Tanpınar'ın tiyatro derslerine devama başladım. Cumhuriyet gazetesinde küçük tiyatCUMHURİYET KİTAPSAV/ 588 ro eleştirileri yazıyordum, bu konuda birkaç kitap okumak istiyordum. Tanpınar'm eündeki kitap Henri Gouhier'nin Theatra et L'exiztence adını taşıyordu. Bana tavsiye ettiği iki kitap, benim için gerçekten çok yararlı olmuştu. Biri Francis Ferguson'un The îdea of a Theater'ı, diğeri de Eric Benuey'in The Playwright as Thinker'ıydı. Onunla da bağlanomı sürdürdüm. Tanpınar'ın isteğiyle bir de Ahmet Kutsi Tecer'in folklor derslerini dinlerdim. Okuduğum tiyatro kitaplan ilerde yazdığım Güngör Dilmen'le ilgili bir yazıda gerçekten kaynak görevi üstlendiler. Tiyatroya sevgim sönmedi. Samuel Beckett Nobel Odulü'nü kazandığında bu kez de absürd tiyatro ile ilgili eserler aldım, okudum. Tanpınar'ın Gümüşsuyu'ndaki üst kattaki anartman dairesine gittim birkaç kez. Bir de unutamaaığım bir görüntüyle onu hep anımsıyorum: Cerrahpaşa Hastanesi'nde ağır bir soğuk algınlığından yatıyor, ziyarete gittim. Uzanmış, cöğsünde o gün Fransa'dan gelmiş bir kitabı tutuyor. Adeta iki elle sanlmış gibi. Ama bugün bir Doğan Hızlan olsa hukukta, edebiyat fakültesine giremeyeceğı için dersleri dtnleyemeyecekti.... Evet bir nrsatmıs. Bir konuyu açmak isttyorum. Ltsedeyken tiyatro eleştirisı yazdığıntzı söyledinız galiba. Yayımlamadığım karalamalar. Lisedeyken tiyatroya çok giderdim. Bir alıskanlığım vardı. Gitmeden önce oyunu okurdum. Böylece tiyatroyu değerlendirme olanağını artardı. Cumhuriyet gazetesinde yazdığım eleştirilerde bu alışkanlığımı sürdürdüm. Lisedeyken bir başka alıskanlığım vardı. Gideceğim oyunların, basılı bir metni varsa, yayımlanmışsa, o metni okuyarak giderdim. Metne tiyatro ne kaüyor diye merak ederdim. Bu da herhalde bir eleştirel tavır. Metni bilirsem, rejinin, aktörlerin, aktrislerin ne kattığmı öğrenirim diye bir merakım vardı. Pekı, sürekli olarak edebiyat dergilerinde yazmamz tam olarak ne zaman? Bir edebiyat dergisi çıkardık, adı Yankı. Tek sayı yayımlandı. Devamı 4. sayfada.