Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EROL MUTERCIMLER nalizcilcre görc22. yy. 1918'de savaşın sonu ile başladı ve 1989 SSCB'nin çözülmesiyle sona erdi. Kimine göre de Körfez Savaşı ilc bitti. Stratejüere görc "Pasifik YüzyılT, analizcilerc göre "enfermasyon" yüzyıh olacağı değerlendirilirken; Jacques Attali'ye göre; "pırıl pınl, çok neseli, barbar, hayırlı, saçma canavarı andıran yaşanmaz, kurtarıcı, iirkütücü, dindar, laik... 21. yüzyıl böyle olacak." Attali'nin sözlüğü 450'den razla sözcük içermektedir. "Savaş", "iş", "aşk" gibi her yüzyılda kullanılan sözcüklerin yanı sıra, "klon", "nonogöçebelik", "Lego uygarlığı", "biyogcnctik", gibi çok kullanılacağını düşündüğü sözcüklere yer vererek, herkesin sorabilcceğini öngördüğü sözcükleri de kullanmıştır. Geleceğe yönelik senaryolann da üretildiği kitap bir başucu eseri niteliği taşımaktadır. Gelecekbilim, öngörülerin olabildiğince doğru olması durumunda yapılandırılabilir ancak, günümüzde öngörülere kimse güvenmiyor. Öngörüler aldatıcı, sahte ve güverulmez bir etkinlik olarak kabul edıliyor. Bunun en önemli nedeni olarak da nüfus tahminlerinin tutmayışı göstcrilmektedir. Ama "gelecekbilim" nakkındaki bu suçlamalar gelecekten söz etmemizi engellemeli mi? Attali'nin analizine göre; "Ongörüye her zamandan daha çok ihtiyacımız var: Bir taşıt hızlandığı zaman farları uzağı aydınlatmalı..." "Bilgi Çağı" tanımlamasındaki "bilgi" sözcüğü, sinirlı bir anahtar kavram mıdır. Ekonomi ya da siyaset dünyasında yaratılan ve türetilen kavramlar bir üretim süreci sonunda ortaya çıkmaktadır. Kısacası bir evrim süreci yaşanmadan, yalnızca "üretilenin" taşıyıcılığı yapılabilir. Bu ncdenle de Türkiye gibi ülkelerde 21. yüzyılın en önemli öğesi olacak olan "entelektüel insan" kavramıyla ne anlatıldığı pek algılanamamaktadır. "Bilgi" ve "enrormasyon" değişimin ve dönüşümün farkında olmayanlar için birer sihirli sözcüktür, sanılıyor ki, bu sözcükleri ağıza sakız etmekle 21. yüzyıla uyum gösterilecek ya da gösterilebilir. 21. yüzyılda da en önemli sermaye insandır ama, hangi niteliklere sahip olan... Sıra sıra diploma sahibi olan olan mı, yoksa, lider niteliklerine sahip "entclektüel" birikimi olan mı... "Bilgi çağının" insanı, lidcrkrin lideri olabilecek yetenek ve donanımındaki kişidir. Eğer bu "lideri" yaratacak sistemi kuramazsanız, 2025 yılı sonrasını da unutmak zorundasınız. Thomas Stcwart "Entelektüel Sermaye (Intellectuel CapitaD" adlı yapıtında, "enformasyon ve bilgi günümüzün termonükleer rekabet silahlarıdır" saptamasını yapmaktadır. "Bilgi doğal kaynaklardan, büyük fabrikaiardan ya da şişkin banka hesaplarından daha değerli ve daha güçlüdür." T. Stevvart sermaye dünyası için geliştirdiği "entelektüel sermaye" kavramını şöyeltanımlamaktadır: "Entelektüel sermaye zenginlik yaratmak üzere kullanıma sokulabilen entelektüel malzemedir, yani bilgi, enformasyon, entelektüel mülkiyet vc deneyimdir." 20. yüzyılın başka bir deyimle "endüstri çağının" ürünleri gözle görülebilir, elle tutulabilir ve satışta bir hacim işgal eden nesnelerdi. Ülkelerin bürokrasisi, iç politikası, uluslararası ilişkiler de bu anlayış ve alışkanlık doğrultusunda yapılandırılmıştır. l liç kuşkusuz, yaratılan ya da üretilenler de "bilginin" eseridir ama, "bilginin" tanımını ua çağın değişiminc görc doğru yapıp yerine oturtmak zorundayız. Alvin ve Heidi Toffler "Savaş ve Savaş, Karsjitı Mücadele" adlı yapıtlarında, bilginin deöişimi, yeni bir uygarlığın basjıangıcında olduğumuzu işarct etmekte A 'Demokrasi Batı'da hile vokolabilir' Jacaues Attali'nin sözlüğü 450'den fazla sözcük içermekte. "Savaş', "iş", "aşk" gibi her yüzyılda kullanılan sözcüklerin yanı sıra, "klon", "nonogöçebelİK , "Lego uygarlığı", "biyogenetik", gibi çok kullanılacağını düşündüğü sözcüklere yer vererek, herkesin sorabileceğini öngördüğü sözcükleri de kullanmış. Geleceğe yönelik senaryoların da üretildiği kitap bir başucu eseri niteliği taşımakta. le açıklamaya çalışmaktadır. Örneğin; "Komünizm" konusundaki öngörüsüne tepki duyulabilir, ama tartışılmalıdır. Uzun süren karanlık ütopya. Komünizm adına insanlı tarihinin en büyük toplu kıyımlan işlenmiştir. Eğer eşitsizlik skandalı dayanılmaz boyutlara ulaşırsa komünizm tckrar canlanacak. Bu durumda Kardeşlik arayışı şekline bürünebilir. Ulkemizi ilgilendiren en önemli madde, Türkiye başlığı altında analiz edilmektedir. Batı ile tslam dünyası arasındaki ilişkiler, bölgede vc dünyanın geri kalanında savaş* ile barışın kaderi Düyük ölçüde Türkiye'nin geleceğine bağlı. 2030 yılından önce 100 milyonluk nüfusa ve yüzyılın sonundan önce 150 milyonluk nüfusa ulaşabilecek bu ülkenin karşısında üç gelecek olacak: * Avrupa Birliği'ne kabul edilirse, eksik olan Müslüman boyutunu katıp, birliğin evrensel misyonuna tekrar kavuşmasını sağlar. Türkler bugün bu seçenekten yana; * Orta Asya'da, biraz da Amerikan petrol şirketleri adına yöneteceği bir imparatorluğun merkezine dönüşür. Eğer Türkler, Avrupa yolunun sonsuza dek onlara kapalı olacağına inanırsa, eninde sonunda bu ikinci seçenek gerçekleşir. * Biri Avrupa'da, dığeri Orta Asya'da üçüncüsü de güneydoğusunda olmak üzere üç parçaya ayrılabiür. Birinci çözüm Avrupa için, ikincisi ABD için en iyi seçenek olur. Üçüncü çözümse, eğer barışçı bir şekilde gerçekleşmezse, dıinyadaki fosilenerji luynaklarmın yarısı bulunan bölgede uzun sürcli bir kargaşa ortamı başiatabilir. 21. yüzyılda sürekli kullanılacağı ön;örülen iki kavram "ağ" ve "lego uygarığfdır. ]acques Attalı den "21. Yüzyıl Sözlüğfi" rarşik bir düzendir. Ağ ile bütünleşmesi ancak iktidar yönetimi olmaktan çıkıp her ağ gibi hiç kimse tepede veya merkezde bulunmazsa gerçekleşebilir. Bu da demokrasiyi sınırlar olmadan düşünme, partileri günümüzdeki iktidara ulaşma araçları olmaktan çıkarıp dayanışma ağlarına dönüştürme anlamına geliyor. Daha ilerideyse ağlar daha karmaşık hale gelip tekrar hiyerarşik düzene geçecek ama bu sefer gemisini kurtarmayı bilcnlerin hiyerarşisi oluşacak. Geleceğin uygarhkları ne bütün uygarlıkların Batı uygarlığıyla birleşmesin den doğan tek, bireyseıve laik, ne de her uygarlığın kendi içine kapanmasından doğan bir uygarlıktan oluşacak. Tam tersine herkesin var olan birçok uygarlığm, felsefe, ideoloji, siyasi sistem, kültür, din, sanat dalları arasından istediği kadar çok le sömürge kültürlerinin birleştiği ka ve Latin Amerika Lego Uygarlığı'nın öncüleri arasında olacak. Uygarhklar uygarlığı oluşacak. Lego Uygarlığı bütün melezleşmeler arasındaki uyumu, birbirlerine karşı hoşgörülü olmalarını, yeni farkhükları ortaya çıkarmalarını sağlayacak. Yeni olanın iyi, geçiciliğin değer, dengesizliğin rahatlık, melezleşmenin zenginlik kabul edilmesi, özgün dayanışmalar kaynağı yeni göçebe kabileler Lego Uygarlığı'nı sürekli yenileyecek. Demokrasi, "Batı'da" bile yokolabilir, öngörüsünde bulunan "21. yüzyıl Sözlüğü , gelecek üzerine konuşmak isteyen nerkesin en azından bir öncü çalışmaolarak elinin altında bulunmalı.» 21. Yüzyıl Sözlüğü / 1acque\ Attalı Türkçcsi. Kosta Sarıoğlu /Güncel Yayınctlık /}23 s. Lego Uygarbğı Komünbm Türtdye Attallnln, geleceâe yönellk senaryolar da ürettlOI kitap bir başucu eseh nlteiigi taşımakta. dir, saptaması yapılmaktadır. A. ve H. Toffler, dünya uygarlığını üç dalga sektörüne ayırarak analiz yapmaktadırlar. "Birinci dalga sektörü tanmsal ve madeni kaynakları sağlar, ikinci dalga sektörü ucuz emek sağlar ve seri üretimi yapar, hızla yayılan üçüncü dalga sektörü ise bilgiyi yarattığı ve kullandığıyeni yollara dayanan bir hâkimiyete yükselir. Üçüncü dalga milletleri dünyaya bilgi ve ycnilik, iş idaresi, kültür ve pop kültürü, ıleri teknoloji, yazılım, eğitim, sağlık bakımı ve diğer nizmetleri satar. Bu hizmetlerden biri de, üstün Üçüncü Dünya güçlerinin hâkimiyetine dayanan askeri korunma da olabilir." Dünyadaki strateilerin ortak düşünceleri, 21. yüzyılda farklı bir uygarlığın yaratılacağı öngörüsünde odaklanmaktadır. Endüstriötesi ülkelerle endüstri ülkeleri, bilgisayarın simge obje olduğu "bilgi çağını" yaratma ve yaşatmada başarı ve uyum göstererek, 22. yüzyıla yeni bir "uygarlık" sinyalleri verecelc değişim ve gelişimi de sağlayacak konsepti yaratırken, Türkiye henüz daha "endüstri çağının" eğitim düzeyini yakalayamadı.Bir öngörüde bulunmak için, nüfusun gclişimi, teknolojik değişimler, topt, lumsal hareketler, jeopolitİk rekabet, fikir hareketleri, büyük kitle sarsıntıları hakkında çok riskli yöntembilimsel bahislere girmeyi göze alabilmek gerekir. Bir başka deyişle, büyük kuvvetleri, onları sarsabilecek veya en azından sorgulanmalarına yol açabilecek çok küçük karışıklıklar ile karşılaştırmak gerekir. Bunlar hangi kuvvetlerdir? Jacques Attali, "21. Yüzyıl Sözlüğü"nde bu kuvvetleri kendi bakış açısı ve duruş yeriy NeoLibera Saldırı, Kriz ve Insanlık «0UfflUM.ttLBRI UtZ « ItttAUJK GJ*»elN Demırer Temel Demırer Metln Duran Tayfun Görgun Özgur Orhangazı Gfikçer Ûjgur Kahraman Yapıcı U T Ü P Y Â YAYINEVİ f Bütün siyasi, iktisadi, askeri, toplumsal, kültürel, teknolojik kurumlar hiyerarşiden, birbirlerine bağlı kavşaklardan, labirentlerden oluşan ağ sistemine geçecekler. lletişim sistemleri, kentler, elektrik enerjisi, su, televizyon ağları, tclekomünikasyon sistemleri, lnternet de birer ağdır. Kurumlar da bilgi iletişim sistemleri etrafında şekillenecek. Limanlar, yönetimler, işlctmeler hatta ordular ağ sistemini benimseyecek. Ağ sistemine geçebilmek için bu kurumlar önce hiyerarşik düzeylerini azaltmak ve enlemesine ifetişimi arttırmak zorundalar. Bazı kurumlar bu değişime diğerlerinden daha hazır. Örneğin doğası gereği pazar bir ağsa, demokrasi hiye "YDD" Kıskacında Çevre ve Kent OAkselN Oemırer Temel Oemırer O Eylem Doflmu» Melın Dutan Taytun uurgun Kaya Hünler Nıda K. Ozbdal Sıbel Ö2budun Ûzgur Omangazı Kahraman Yapıcı n nn SAYFA 14