Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Paha bicümez bir kaht Uğur Mumcunun tüm yazıları "Ueur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı" tarafından bir araya getirildi ve kırk kitaplık bir külliyat halinde yayımlandı. Uğur Mumcu'nun savaşımını daha iyi kavrayabilmek için bulunmaz bir hazine elimizdeki kitaplar. SEVGİ OZEL ğur Mumcu'nun günlük yazılarının çoğunu, yayımlandığında okumııştum, valnızca okııru değildim. Cumhuriyet'in Inkılap Sokak'taki Ankara bürosuna her gidişimde tatlı bir söyleşi yakalama coşkusunu içimde taşırdım. Iki katlı büronun alt katında Mustafa Ekmekçi'yi, Gencay Şaylan'ı, Cüneyt Arcayürek'i, Mehmet Açıktan'ı (o zanıanlar yalnızea selamlaşırdiK, bu güzel insanla), Uğur Mumcu'yu ve başka dostları birer bircr ya da hcpsini bir arada görme olanağı vardı. Ekmekçi'nin odası da bütün odalar gibi küçüktü ama dolar taşardı. Görüşmek, bilgi alışverişinde bulunmak isteyenlcr sıra beklerdi. Ekmekçi, odaya sığmayan konuklarını, öteki Cumhuriyet yazarları yoksa, onların odasına yerleştirirdi. Dil Derneği'ni kurmaya çalıştığımız günlerde Uğur Mumcu ilc görüşmeye gittim. Prof. Dr. Ccvat Geray da gelecckti, hazırladığımız tüzüğün kimi maddclerini onunln tartışmak istiyorduk. Mumcu geldi, "Ekmekçi'nin odası yinc mi dolu?' diye giildii, kendisini beklediğimi, Cevat Bcy'in gcleceğini dc söyleyincc Ekmekçi'ye telefon açtı, "Odanna boş ycr var mı?" diye sordu. Birkaç oda öteden, Ekmekçi'nin kcndinc rizgü kahkahası gazcteyi çınlattı. küçük bir kırılma, kopukluk, zikzak ve yıleınlık görülmcmcktedir. Kitapları okunduğunda neden hedef seçildiğini anlamak kadar, öldürülüşünden altı yıl sonra Mumcu'ya duyulan saygı ve sevgide en küçük bir azalma olmayıştnı kavramak da kolay dır. i lepimiz adalet ve demokrasi istiyoruz, ama çoğumuz bu isteğimizi, bizim adımıza dile getirenlere yüklüyoruz.Uğur Mumcu, adalet ve demokrasi uğruna canından olan ne ilk aydındı, ne de sonuncusu olacak. Onun da bizden, birçok yazısında pek çok kcz dile getirdiği istcklcri vardı; dayanışma istiyordu, işbirliği öneriyordu. Toplunısal olaylar, haksızlıklar karşısında devinimsiz, katılımsız bir gcnçlik yctiştirmemeleri için ana babaları uyarıyor, Bütün anne babalar çocuklannın bu işlerle uğraşmasını istemezlerse, bu işlerle yetimhaneden yetişenler mi uğraşacak sadece?" (Yeni Ortam, 17.8.1974) diye soruyordu. Uğur Mumcu öldürüldüğünde yeni do;an çocukar bugün 6 yaşıncfa, 10 yaşında olanlar 16 yaşında. Kafalarında ana babalarının scvgisiylc biçimlenmiş bir Mumcu fotoğrafı var, kimsi onun kitaplarını okuyarak bu fotoğraf ı canlandırabiliyor, kimisi canlandırmaya çalışıyor. Yazık ki, Atatürk başta olmak üzere cumhuriyetimi1990'ların sonunda irtica boyutlandıkça, aklın ipini koparanların topluma, laik cumhuriyete saldırılan çoğaldıkça, ciğerlerimizi yırtarak 10. Yıl Marşı'nı söylemcye başladık. Yitirdiğimiz ortak coşkunun önemini Mumcu, çcyrck yüzyıl öncc vurgulamıştı oysa. KatiDer Demokrasisi Hırsızlar Düzeni'nde, 196271 arasında yazdıklarında birçok kez devrimcilere, ilericilere seslenir. Dcvleti temsil cdcnlerin göstcrişli rftar sofraları o yıllarda da kurulmaktadır. Mumcu, 13 Ekim 197 l'de, "Ankara'nın Taşına Bak" diye yazma gereksinimi duymuştur. 1961 Anayasası, 1970'lere gelindiğinde milliyetçi muhafazakâr iktidarlan dehşctli rahatsız etmektedir. 12 Mart muhtırasını kitnse üstüne alınmaz, halk olup biteni anlamadan izlerken, cezaevlerinin kapısı aydınlara ardına değin açılır. Mumcu için Sakıncalı Piyade olacağı sürcç başlamıstır. Askerliğimı yapmaya hazırlanırken, "...komünist düzenin getirilmesinde bayrağın soldan sağa sallanacağını..." yazdığı için tutuklanır. Serbest bırakılınca hemen askere alınır, artık Sakıncalı Piyade'dir. Askerlik dönüşü, asis tan olduğu hukuk rakültesine dönmez, zanıanın egem en 1erine kalemiyle savaş açar. O d ö ne m in , 1990'ların T ü rk iye si'nden tek farkı, çetclerin daha dile düşmemiş olmasıdır. Dizinin 2. kirabının adıyla sorsak bugün, Quisling Kimdir diye, özellikle gençler bilmcz. 2. Dünya Savaşı sırasında Hitler ile işbirliği yapan Norveç Başbakanı Quisling'in adı, siyasalbilime işbirlikçi vöneticileri anlatan bir kavram olarak yerleşmiştir. Kitapta 1 Ocak31 Temmuz 1974 arasındaki yazıları bulunmaktadır. Amerika Küsmesin, dizinin 3. kitabıdır. 1 AğustosM Aralık 1974 arasındaki yazılarını içcrmektcdir. Kitap, Türkiye'nin yarısı siyah beyaz, yarısı yöneticilcrcc rcnkli gösterilmcye çalışılan kocaman bir fotoğ rafıdır. "Gülcr yüzlü faşizm"in aydınlara yönelik baskıcı tııtumıı sürmekte, rüşvet, devlet olanaklarını kötüye kullanma, siyasal istikrarsızlığın yarartığı kargaşa her alana yayılmaktadır. Mumcu, günlük yazılann yanı sıra yoğunlaşan araştırmalarının sonuçlarını kamuoyuna duyurmaya başlamıştır. 1 f)cak 17 I laziran 1975'teki yazılarının Çağın Suçu adıyla toplandığı 4. kitapta Mumcu, Susurluk kazasınaan sonra önemli bir kitlescl cylem olan "bir dakika karanlık" için çağnyı, daha o günlerde yapmaktadır. "Bir kişiye yapılan haksızlık bütün bir topluma, bütün insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur çağımızda... Susmayı, kendi kabuğunun içine çekilmeyi, bir yaşam biçiduyla başlayacağız, başlamalyız." Uğur Mumcu'nun tüm yazılan bir arada U mi, bir kişilik simgesi olarak benimseyen insanlar vardır. Özgürlükleri ve silahlan konuşmamaktadır. I ler adaletsizlik, onların eylemsizliğinden güç alır biraz da. Baskıya boyun eğmeyen, gelen geçen yönetimlere maşalık etmeyen, içinde insanlık onurunu bir değişilmez hazine gibi saklayan insanlardır çağlarına ve toplumlarına yakışanlar. Faşizmin utanç duvarlarına karşı birer 'fedai mangası' gibi dövüşenler her toplumda, her donemde, karanlığa karsı sıkılmış bir yumruk gibi uzanıverdiler bugüne kadar. Açılan yumrukların içinden özgürlük güvercinleri uçtıı havaya. Ellerini kana bulayanlar, içlerindeki korkuların mezar taşlarıyla yaşayanlar, aynı adaletsizliğin ve aynı sucun ortaklarıdır hep birlikte. Gözlerin açıksa göreceksin. Kulağın sağır değilse duyacaksın. EUerin kesik değilse uzanacaksın." (Yeni Ortam, 20.1.1975) Uğur Mumcu artık Cumhuriyct yazarıdır. Gözlcm adlı köşcsındc, hcmen her gün yazmaktadır. Bir yandan da ANKA Âjansı'nda çalışır. Altan Oymcn ile birlikte yeğen Yahya Demircl'in "hayali ihracat" yaptığmı kanıtlamaya çalışırlar, belge ve bilgilcrini "Mobilya Dosyası" adlı kitapta toplarlar. Sağcı Düşünce adıyla yayımlanan 5. kitap, 19 Haziran30 Aralık 1975 arasındaki yazılarını içermektedir. "Siz hiç 'fikir suçu' sanığı AP'li, DP'li, CGP'li, MHP'li gördünüz mü? Fikir suçu işlemek için insanda bir parça fikir olması gerekmez mi?" diye sorar. Şu sözleri bugün için dc gcçerlidır, daha uzun sürc dc gcçerli ola caktır. "Bir hukukçu çıksa da bu ülkede yolsuzluklar için açılan davalarla, düşünce suçlarından dolayı açılan davaların sayısını bir karşılaştırsa; Türk siyasi yapısının bütün çizgileri, en aydınlık biçimde ortaya çıkıverir... Düşüncclerinden dolayı binlerce insandan hesap soran rejim, yolsuzluklar için bir tek gün soru sormazsa, düşünce suçu adı altında kimleri ncdcn yargılamak istediği, neden bu amaçla yasalar nazırlattığı da belli olmaz mı?" (Cumhu riyet, 18.11.1975) Yolsuzluk, Şiddet, Bağımlılık başlıklı 6. kitaptaki yazılarda da görülcccği gibi artık çeteler su yüzüne çıkmaya başlamıstır. Mumcu 1 Ocak16 Haziran 1976 arasındaki yazılarında, volsuzluk belgelerini açıklamakta, "bir devrim arıyorum" diye sormaktadır. "Bazı ülkelerde bazı kimseler devleti soymak için politikacı kılığına girerler. ...İhracat, ithalat, banka soygunu gibi işleri siyasal ilişkilerle yürütürler. Bunlar da çetedir. Çetelerin en aşağılığı bunlardır...** (Cumhuriyet, 22.3.1976) "Bir toplum böyle çöker işte. Devletin yerini kaba güç alır, susulur. Yasanın yerini Allah alır, korkulur. Yolsuzluklar, cinayetler birbirini izler, eller kollar bağlamp götürülür. Vuran vurur, öldüren öldürür ve bütün bunlardan sonra bir çete gelir ve devleti teslim alır." (Cumhuriyct, 15.1.1976) 1970'li yıllardan öldürülüşüne değin, sonradan um:ag'ın, her yılı iki kitaba sığdırabileceği kadar çok yazmıştır. Devlet Bağımlılık, Adalet (7. kitap), Kontrgerilla Öğretileri (8. kitap), Bir Devlet Arıyoruz (9. kitap), Milliyetçilik A§ (10. kitap), Hukuk, Devlet, Asiret (11. kitap), Sistem (12. kitap), Atam Izindeyiz (13. kitap) ve Bağımsızlık Gülü (14. kitap) adlı kitapla 198O'leregelirİ7. "Batı sermayesi, bugün 1920'lerin Mustafa Kcmal Türkiyesi'ndcn öç alıyor. 'Haçlı seferleri' OF.CD ile N ATO ile, silah ambargosu ilc, savunma işbirliği anlaşmalan ile, IMF ile, dış borç ile her gün yeni baştan düzenleniyor. Ve Kurtuluş Savaşı öncesi ulusal kongrelerde reddedilen Amerikan mandası, bugün başka başka yollarla 'cebren ve hilc ile' içimizden yandaş bulup egemenlik kuruyor." ((Aimhuriyct, 1.4.1980) Bu yargılarını belgelerle de besleyen Mumcu, giderek artan terör karşısında tüm yurtseverleri işbirliğine çağırır. Silah CUMHURİYET KİTAP SAYI 482 "MoMyaDosyan" Î Uğur Mumcu hepimiz gibi gülen, kızan ycri gclincc sövcn, gözlcri dolan, yaJnız dostları için değil, hapisteki mahkumla, hastancdcki hastayla, pasaport aJamayan aydınla, haksızlığa uğrayan ya da başarısı, acısı gürültüye getiriîen herkesle, elbette binlerce okuruyla sıcak ilişki, sağlıklı iletişim kurmayı başarmış bir insandı. Zamanı kullanmaktaki ustalığı, dili kullanma becerisi, ılke ve ülkülerindcki ödünsüzlüğü ilc araştırmalarında ısrarlı oluşu, onıı üretken kılıyordıı. Tanişıklığımız, nc yazık ki gazetcdeki görüşmelerin dışına taşmamıştı, birçok okuru gibi, onu kimi toplantılarda izlemiş, konuşmalarının da yazıları gibi coşkulu oluşundan etkilenmiştim. Alkış almak, beğenilmek her insanın içinde saklı tuttuğu bir istektir, ama Uğur Mumcu alkışı, övgüyii gerçekten nak ediyordu. Çünkü konuşurken de, içi boş, o an için insanları coşturan parlak sözlere değil, yazılarında olduğu gibi araştırmalarına, belgelere yaslanıyordu. Sürekli yeni bilgiler, nabcrlcr aktaran, ününü ve adını satmayan biriydi. Şimdı Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakh'nın Yayın Yönetmeni olarak çalışırken bunu daha iyi anIıyorum. Kuşkusuz Uğur Mumcu bu ilkeli vc ödünsüz tavrından kaynaklanan kişiliği nedeniyle, yasarken topluma mal olmuş bir gazeteciydı, bıraktığı kalıt, bugün bu yüzdcn çok dcğcrlidir. Demokrat, laik, cumhuriyetçi, Atatürkçü, emekten, insan haklarından, özgürlüklcrdcn yana olan, vurguncuların, çıkarcdarın, yobazların karşısında, "soPdaki dik duruşunu hiç bozmayan, antiemperyalist Uğur Mumcu'nun paha biçilmez kalıtı düşünccleridir, bu düşünceleri içinde taşıyan 70'e yakın kitabıdır. Ölümündcn öncc yayımlanan 25, ölümünden son ra yazılarının toplandığı 40 yapıtında, ayrıca en kısa sürede yayımlanacak olan söylcşlcri, kimi dizüeri, kitaplar ivcdi hazırlandığı için ulaşılamayan kimi yazıları da düşünüluüğünuc, daha da çoğalacak kitaplarında, onun düşüncc çizgisinde en SAYFA 16 Yasarken topluma mai olmak zinkurucularının,savunucularının,aydınlanmaya emek verenlerin yaptıklarını, kalıplaşmış sözlere sıkıştırarak, özellikle gençliğin gündeminden çıkaranlara, hak ettiklcri tepkiyi göstermekte gcciktik. Bcdelini, çok ağır ödüyoruz. Bu nedenîe Uğur Mumcu'nun savaşimını, özellikle genç kuşaklara bütün çıplaklığıyla aktarmak; düşüncesinin onların düşüncesiyle birleşip çoğalmasını sağlamak, hem Mumcu'yu, hem dc onun uğruna canından olduğu değerleri sahiplen mek dcmcktir. "Bütün Yazıları" dizisinin ilk kitabı Katillcr Dcmokrasisi Hırsızlar Düzcni, daha 20 yaşındayken Cumhuriyet'te yayımlanan, Yunus Nadi Makale Yarısmasf nı kazandığı "Türk Sosyalizmi" başlıklı yazısıyla başlar: "Türkiye'de demokrasi kadrosuzluktan dolayı ideal safhaya erişememiş ve acı sonuçlar vermiştir. Kadrosuz sosyalizm ise kötü bir liberalizm olur. Acılarını yine milletçe çekeriz. Bugünkü bürokrasi, kartvizit imtiyazı, rüşvet alışkanlığı kalkmadıkça bilgili, rasyonel, dinamik bir kadro bulamadıkça, sosyalizmden mucizeler beklemeyelim. Kelimclerin sihrine değil, tatbikine önem verelim. tşte Türk halkı, şartların yarattığı bir sosyalizme ve dinamik, rasyonel bir kadroya muhtaç... Her şeye Atatürk gücüyle ve onuncu yıl umıı