Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Diinvalar Savası MUSTAFA YELKENLI Kanderliler, Varloklar, Katkinular çok uzak dünyalardaki uygarlık gelişimini tamamlamış, gelişkin nalklar. Ama ne var ki, bu iiç ayrı halk barış içinde yaşamayı beceremezler. Varloklularla Kanderlilerin savaşı gittikçe acımasız bir hal ahnca savaş başka dünyaların alanına kadar uzar. Bizim dünyamıza ait Franklin uzay gemisi dünyaya döndüğünde umulmadık bir şeyle karşılaşır. Dünya uzayda olması gereken yerde yoktur. Dünya yok olmustur... Dünyalılara ait uzay gemisi dışında hiç dünyalı kalmamiştır uzayda. Dünyanın yok edildiğini gören Franklin uzay gemisinin mürettebatının bir kısmı dünyaya karşı düşmanca duygular beslemediğine inandıkları Katkinu'ya, bir kısmı da savaş halinde olan Katkimu'ya değil de bir başka sistemine gifmek isterler. Bu tartışmalar isyana dönüsünce Donnan yönetimi ele geçirir. Donnan önce Varlok'a gelir. Varlokluların suçlu olup olmadıklannı öğrenmek ister. Varloklular, güçlü kolları, beş parmaklı ellcri ve iki ayaklarıyla insana benzeyen, ama yine de birçok yönden insanlardan farkiılar. Vücutları basık, bacakları kahn ve uzundur. Ayak parmakları arasında yüzmc zarları bulunur. Kafatasları arkaya doğru uzanır; alınları dar, burunlan uzun ve siyah, yırtıcı hayvanlar gibi sivri disleri, kocaman ağızları vardır. Kanderliler isc dünyadaki toplumsal gelişimin tam tcrsi bir yol izlemişler. Kentlerde oturan burjuvaları seri kalırken, göçebe halk büyük bir gelişim gös termiştir. Makineleşme, endüstrileşme ve bilimsel gclişimler hep bu kesimin eseri olmustur. Sosyoloiik ve diyalektiksel gelişime aykırı olan bu toplumsal süreci sağlayan etkcnlerin neler olduğunu yazar açıklamamakla bilinıkurgudaki öğenin sosyolojik kısmını pek ciddiye al madığinı göstermekte. Bilimc aykırılık her zanıan olduğu gibi kanıtlanmamış teorilerle olmaz; sosyolojik gelişimi ters yüz etmekle de kendini gösterir. Yazarın ters yüz ettiği bunlarla sınırlı değil. Robotları işçilerin yerine kullanan Kanderliler, işçileri de uzay gemilerinde tayfa olarak çalıştırırlar. Geri kalmış ve teknik yönden ilerleyememiş ilkel gezegenleri baskı altına almak, sömürgeleştirmck bu gezegeııin vazgeçilnıez geleneksel politikası nalinc gclmiştir. Kanderlilcrin bu saldırgan vc sömürgeci politikasına Varlokluların teki göstcrmcleri aralarında savaş çıknıasına neden olnıuş ve savaş yıllarca sürüp gitmiştir. Kanderlilerin barış karşıtı politikaları yüzünden Donnan ve ekibi zor anlar yaşar. Donnan ve arkadaşları Kanderlilere tutsak düşerler. Kanderlilerinfizikselyapıları diğcr uzaylılardan farklıdır. İki metrc boyunda, geniş omuzlu, oval başlı, yeşil ve mavi arası iri gözlü, küçük burunlu, uzun iri kulaklıdırlar. Deriieri tüy süz, ellcri altı parmaklı, parlak siyah derilidirler. Peki dünyamızı kim yok etmişti? Banşı, hakça bir düzeni kuramayan, sömürgeciliği, emperyalizmi kendi içinde yok etmevi beceremeycn insanların düşmatu başka bir yerde aramasının bir anlamı olabilir miı' Baskan Yayınlarında 1984 yılında Dünyamızı Kim Yok Ktti adtyla Türkiyeli okurla tanışan Poul Anderson bu soruya çarpıcı bir yanıt verir. Bu kez yine aynı tcmayı işleyen bir başka yapıtı ise Metis Yayınlan'nda çıkan tki Dünya Savaşıyor adlı romanı. Dünyalar arası savaş bilimkurgunun savaş vc dünyanın sonu üzerine kurulu SAYFA 18 PoulAnderson'dan yeni bir bilimkurgu Poul nderson bu kez dünyayı istila eden uzaylıları anlatmıyor. Dünyalılar uzaya açılıp bir başka gezegeni ele geçirmeye çalışiyorlar. Üstelik 1345 yılıarının teknik donanımlarıyla. Yani kılıç, kalkan, mızrak ve Hıristiyan imanıyla. anlatıların önemlilcrindedir. Bu konuda en ünlü olanı H.G. Wells'in unutulmaz klasiği Dünyalar Savaşı'dır (The Wat of teh wbrld.) Bu roman radyoda oyunlaştırılmış, belleklerde unutulmaz izler bırakmıştır. Ünlü sinema oyuncusu ve yönetmen Orson Wells Ekim 1938 yılında radyofonik skeç haline getirmiştir. CBS radyosunda skecin reklanıını yaparak yayını keser ve heyecanlı bir ses tonuyla "Merih'ten gelenler Newjersey kentine inmektedir diye anons yapınca halk korkuya kapılmış, büyük bir panik yaşanmıştır. Isveç kökenli Amerikalı yazar Poul Anderson'ıın 1953'te yazdığı İki Dünya Savaşı (War ot Two Worlds) adlı romanda yine Marslılarla Dünyalıların savaşı nı anlatır. Bu kez de hep oldugu gibi istilacı ve sömürgeci yabancılar kötü roldelcr. H.G. Wells'in Marslılarmdan daha farklı Andersonunkiler. Daha ince ve estetik fizik yapıları var. Uzun, düz bacakları, ince bel ve kolları, geniş omuzları, kahve rengi tenleri, saçsız başlarında cıkık elmacık kemikleri, kavisli alın lı, cıar çeneli, uzun sivri kulaklarıyla ve üç gözlü oluşlarıyla hiç de çirkin değiller. Hele zarif antenleri altında çekik ve altın sansı gözleriyle sempatik bilc sayılabilirler. Wells'in ve Anderson'un bu kitapları yazdıkları yıllarda yeterince Mars gezegeni üzerine bilgiler olmadığından bi limkurgu yazarları Mars ve Marslıları kendi hayal güçlerine dayanarak betimlemişlerdi. Mars'la ilgili gerçek bilgiler ekle edifdiğinde, orada hiçbir şekilde canlı olrnadığı anlaşılınca Marslılala ilgili öyküler de son bulmuştur. Poul Anderson bu bilgilerden yoksun olduğundan Marslıların fiziksel yapılannı ve yaşam sistcmlerini kendince betimlemişler. Hayal gücünün sınırsızlıgından olacak, Marsmarın dünyada yaşamaları için iç organlarını bile aünyadaki kosullara uyarlamıştır yazar. Süngersi ciğerleri sayesinde oksijeni sadcce havadan değil, yediklerinden de sağlayabilecek şekilde anlatmıştır yazar. Dünyalı komutan Arnfeld Marslı komutan Regelin'e emperyalizmin askeri ve iktisadi rekabetin doğal sonucu olan savaşı lanetlediğini söylcrken, karsılık olarak Regelin'uen askerlerin politikayı komutan birbirlerini savaş sonrası çok iyi anlamaktadır. Marslılarla dünyalıların rekabetini emperyalizmin doymaz hırsına bağlayan yazar, savaş karşıtı ve sömürgeciliğe karşı oluduğunu bize gösterir. Savaşta yenilen dünyalılara Marslı komutan Regelin'in söyledikleri ise unutulmaması gereken bir yanıt olur. "Siz savası kaybcttiniz ama, evlerinize geri dönuünüz, güvencedesiniz, rahatınız yerinde, hayatınıza yeniden başlayabilirsiniz ve hürsünüz. Biz savaşı kazandık ama, sizin dünyanızda zincire vurulmuş durumdayız. Nasıl bir zaferse..." Öyle ya, işgalci güçler yabancı bir ülkedc o halkı baskı altında tutarlarken kendilerini de aynı baskının cendcrcsinde hissetmeyecekler mi. Kendini güvende hissetmeyen bir güç nasıl özgür olabilir ki... Ancak anlatılan sadece iki ayrı dünyanın güç ve egemenlik sağlama mücadelesiyle sınırlı değil. Sirius'ta mutanlaşmış, yapay bir ırk, kendilerine bir gezcgen bulmak için her iki dünyanın birbirIeriyle savaşıp güç yitirmelerini ve sonra her iki dünyayı da işgal ederek kendıle rine yurt etmek için sinsice fırsat kollamaktadır. Mars ve dünyanın bu ortak düşmana karşı mücadcle etmesinin ıck bir yolu olduğunu çok geç olmadan kav ramalan mümkün olabilecek mi? Poul Anderson Ithaki Yayınları'ndan çıkan Uzaya Haçlı Seferi (The High Crusade) adlı romanıvla bir kez daha Türkiyeli okura merhaoa diyor. Bu kez yazar dünyayı istila eden uzaylıları anlatmıyor. Dünyalılar uzaya açılıp bir başka gezegeni ele geçirmeye çahşırlar. Üstelik 1345 yıllarının teknik donanımlarıyla. Yani kılıç, kalkan, mızrak ve Hıristiyen imanıyla. Wersgar soyundan Branitler sarı gözlü, mavi derili, kısa, tıknaz ve kuyruklu uzaylı bir ırktır. Çok çabuk ürcdiklerinden yeni dünyalar keşfedip orada yaşamak için uzaya açılırlar. 1345 yılında dünvaya gelirler. Fransa'ya karşı savaşan Kral 3. Edvard'a katılma hazırlığı yapan Sir Roger'in ordusunun ortasına inerler. Haçlıların acımasız saldınlarına davananıayan uzaylıların hepsi ölür, biri nariç. Sağ kalmayı başaran Branithar haçlılan kendi gczegenine götürür. Uzaya açılabilecek kadar teknik olanağa sahip ve bilimsel düşünen uzaylılar ne gariptir ki, kılıç, ok ve mızraktan başka saldırı silahı bulunmayan ve dinsel doğmalarla hareket eden dünyalılara karşı hiç direnernezler. Işık hızını aşan uzay gemilerine, üklid'in düzenli üç boyutundan öte bir boyuta dalarak uzayı aşan uzaylıların öldürme içgüdüsüyle saldıran barbarlar karşısında yenilmesi için yazar mantıklı hiçbir gerekçe sunmaz. Yazar uzaylı ırkları farklı farklı betimlemekten çok hoşlandığı anlaşılıyor. Nitekim bu kitabında da, uzun boylu, başlarının etrahnda yclcieri, kcdilerininkini andıran bıyıklarıyla Jairler, kocaman mor gözlere sahiptirler. Beyinlerindeki gizli güçleri uyandırmak için dinsel for mülleı kullanırlar. Bunların dışında Ashcnkoghliler, PrPotonlar diye adlandır dığı uzaylı ırklar da var. Poul Anderson'un westernden öteye gidemeycn bu üç yapıtıyla karşılaşan okur, LeGuin, Asimov, Clarke, Lem, Herbert gibi yazarları okumuşsa eğer büyük bir hayal kırıklığına uğraması muhtemel. Oysa Anderson beş kez Hugo, üç kez Ncbula olmak üzere birçok ödülün sahibi. 1954 yılında yazdığı uzaydan gelen bir ışınım sayesinde zekâ düzeylerinde büyük sıçrama yapan hayvanlann öyküsünü anlattığı Brain Wave, 1956 yılında yayımlanan, uzayda enfor masyon değişimini romantik t>ir kıırgulama içinde işleyen Star Ways ve 1971 yılında okuruna sunduğu yitik, efsanevi, ülke Atlantis'i arayanların öyküsünü an lattığıThe Dancer From Atlantisadlı kilapları Türkiycli okurla daha öncc bulu şabilmiş olsaydı eğcr, bilimkurguyla ye ni yeni ısınan bu türün hayranları için olumlu bir izlenim yaratabilirdi. Bunun yani sıra romanlarında bilimselliğe de önem verdiğini belirtmeliyiz. Örneğin hız sorununu birçok yazar pek önemsemeden uzak yıldızlara gidişi biı iki yıl içinde çözümlenirken Poul Anderson'da bundan kaçınmayarak zaman konusunda ilginç bir eser ortaya koyar. Zaman kolcuları adlı romanında tarihin akışının bozulmaması için oluşturulan bir örgütü anlatır. Uzayda serüvenden serüvene koşan dünyalı ve uzaylıların öykülerindcn hoşlanıyorsanız eğer Poul Anderson tam size göre. Sadece hoşça vakit geçirmek isteyenler için. Türkçe'de Poul Anderson 1 Dünyamızı Kim Yok Etti: Baskan Yayınları, 1984 2 İki Dünya Savaşıyor (War of Two Worlds): Metin Yayınları, 1995 3 Uzaya Haçlı Seferi (The High Cru sade): tthaki Yayınları, 1999 CUMHURİYET KİTAP SAYI 513