25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nasuh Mahruki'nin son kitabının kendindeki izdüşümlerini aktarıyor Nadir paksoy aşağıdaki yazısında... Kitap, Istanbul'dan Katmandu'ya (Nepal) motorsikletle gerçekleştirilen bir yolculuğun ve "bir Himalaya devi" 8201 m'lik Cho Oyu Dağı'na (Tibet) tırmanışın öyküsü... NADİR PAKSOY Yolculuk benliğin yer ve zaman diizlemindeki akışkanlığıdır. Yalnızca benlik midir durağan halden hareket haline geçen? Kuşkusuz değildir; yolculuklarda benlik ruhu da peşine takar. Yola çıkmak; kapıyı örtüp ardına bakmadan gökkuşağının peşine düşmek, ruhu da değişkenliğe sürükler. "Kapıyı örtmek" yerine, kişinin ruh yapısına ve genetik kodlamasına bağh olarak "çarpmak" fiili de pckaia daha uygun düşebilir. Yolda ilerledikçe, cam kenarındaki görüntülcr flulaştıkça ruh da giderek, tıpkı brılan bir termometreden yere dökülen civa tanecikJeri gibi yakalanmaz olur. Yola çıkarun artık ne geçmişi vardır ne de geleceği. Bambaşka "özel" bir kimlik taşır kişi, sürekli değişen ve hareket eden bir lumliktir o... Yolculuk bir anlamda ihmal edilmiş, kenara itilmiş geriye bırakılmıs ya da sonraya ertelenmiş yaşamaları nayatın kendisine çevirmektir. Sıra sıra darboğazlardan, kapalı hacimlerden, değişik mevsimlerden, adım adım tüketilen yaş duraklarından, farklı mekânlardan geçer dururuz yollar boyunca... Her iskelede bakış açılanmız değişik, isteklerimiz oynaklaşır, beklentilerimiz farklılaşır. Geçen her gün, belki daha önce hiç yasanmamış ya da yaşanmış olsa bile mutlaka ötekilerin kopyası olmayan öğeler, anılar, çağnşımlar taşır. Akşam alacası indiğinde, yaşanılan her anın apayrı bir deneyim olduğunu ayırdına vanr yorgun fakat taşkın belleğimiz. Sürekli kişilik kazanma süzgecinden geçer benlik. Yolculuk aynı zamanda değişim demektir. Kavafis ibe bu değişime katılmaz görünür: "Bir baska ülkeyc, bir baska denize giderım derdtn. Yeni bir ülke bulamazsın, bir baska denız bulamazsın. Bu şehir ardından gelccektir Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksın sonunda Baska bir şey umma Bineceğın gemiyok, çıkacaSın yol yok Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşectkte Öyle tükettın demektir bütün yeryüziinde de. Aslında Kavafis'in dizelerinde pek de haksız sayılmaz. Gezginler zaten yerleşiklikle ayrdığın iç çelişkisinin keskin kenarında ip cambazlığı yapan kişiler değiller midir? Yolculuk bir noktada uçurtmaya dönuşmekle eş anlamlıdır. Yer ve mekân değiştirmenin albenisine kapılıp bulutların arasında özgürce salınırsınız. Üzgürce salınırsınız aına bir yandan da göğe açıldığınız noktada toprağa iple bağlısınızdır. Sonunda ip kopmadığı, dengenizi yitirip yere çakılmadığınız sürece engin maviliklerle sarmaş dolaş gezinirsiniz. Yorulunca sizi tekrar gerisin geriye toplarlar. Ancak her seferinizin sonunda bir öncekine kıyasla ruhen daha gerisin geriye toplarlar. Ancak her seferinizin sonunda bir öncekine kıyasla ruhen daha zenginleşmiş olarak dönersiniz... Hep sorarlar "niçin geziyorsun" diye. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 513 Yolculuk, yaşamı hayata çevirmektir Bunun ne açıklaması ne de reçetesi vardır. Ben bu tür sorulara hep şu cevabı veririm: "En mutlu halim, gezerkenkidır de ondan..." Uçan bir halıya binmekle eşanlamlıdır yolculuk. Toprağa yakın gidersiniz ama değmezsiniz. Sürekli yer değiştirmenin hazzını yasarsınız. Her an deöişen farklı görüntülerle genişler gözbebekleriniz; giinü nerede sonlandıracağını bilememenin gizemli heyecanı sarar benliginizi... Bu tarifi zor bir duygu yumağıdır. Öte yandan da üzcrinden teğet geçtiginiz zemine bağlı ve bauımlı değilsinizdir. O toprakta yaşanılanıarın sadece gözlemcisisinizdir. Olayların renklerinden kokularından etkilenirsiniz, ama bizzat içinde kaynayamazsınız. Akışkan ve değişken bir suyun üzerinde salla gitmek gibidir yolculuk. Suyun üzerinde hareket halindesinizdir, ama suyun içinde yıkanmıyorsunuzdur. Çünkü aranızda sal vardır. O suyu hissetmek için elinizi ayağınızı daldırır ıslatırsınız, ama sal devrilmediği sürece o suda sırılsıklam yüzemezsiniz. Su ve toprak yolculuk sırasında geçilen beldeler, mekânlar ve toplumlardır. Uçan halıdaki ya da saldaki kişi yolculuğu yapandır. Her ne olıırsa olsun, yine de gezmek gezgin için bir tutku, bir yaşam biçimidir. Kendince bilinmeyenin keşfi, tekdüzeliğe başkaldırı, yeni coğrafyalarla tanışmanın kayı konulmaz davetidir. Gezmek için mutlaka sınırlar, ülkeler, kentler değiştirmek gerekmez. Kişi kendi içinde olabileccği gibi yaşadığı mekânda bile gerçek ya da hayali yolculuklara çıkabilir. Her gün "Işeşaş" tekdüzeliğinin biteviye gelgiderinden bunalıp da dıımeninizi rarklı bir rotaya çevirerek yine varacağınız aynı limana ulaşmayı isteyip denediniz mi? Istemediyseniz isteyin; isteyip denemediyseniz deneyin; kendi tekdüze üçgeninizde bile ne aenli tarklı görüntülerle karşılaşacak, o güne kadar kaçırdıklarınıza hayıflanacaksınız. Eger bu duyguları hissedeceğinize inanıyorsanız, eteSinizden çekenlere aldırmaksızın yola koyulun. Hiç durmayın, çekip gitmenin o karşı konulmaz dürtüsüyle haritaları kendinizce yaşama çevirmeye çabalayın. *** Nasuh Mahruki'nin son kitabının bendeki izdüşümleriydi yukarıda aktardıklarım... Kitap, Istanbul'dan Katmanduya (Nepal) motorsikletle gerçekleştirilen bir yolculuğun ve "bir Himalaya devi" 8201 m'lik Cho Oyu Dağı'na (Tıbet) tırmanışın öyküsü... Katmandu benim hayal kentim. 1970'li yılların başında Sultanahmet'e demirleyen "Büyülü Otobüs"lerin (Magic Bus) son durağı idi Katmandu. Düşlerimi süsleyen masal beldesiydi o... Cerrahpaşa Tıp FakültesiHaydarpaşa vapur iskelesi arasındaki günlük öğrencilik güzergâhımda, Sultanahmet durağına vardığımda şöyle bir göz atardım belediye otobüsünün penceresinden. "Büyülü Otobüs" gelmişse iki elim kanda olsa bile yolcuları ite kaka kendimi dışan atardım. Bakışlarımı ön camından "AmsterdamKatmandu" yazan tabelaya odakJar, sonra yalundaki çayhanenin sandalyelerinden birine çöker, ruhumu otobüsün koltuklanna salar, gönül kervanımı Iran, Afganistan bozkırları üzerinden Himalayalar'a doğru mahmuzlardım. Aradan yıllar geçti ve Katmandu hayallerimi iki aşamada gerçeğe çevirdim. Önce 1973 yazında sırtımda küçük bir çanta, Allah ne verdiyse her türlü taşıtla Iran, Afganistan yoluyla Pakistan'a vardım. Afganistan'da krallık henüz devrilmiş cumhuriyetin ilk günleri yaşanıyordu. Binbir gece masalları tarih sahnesin Bir yolculuk kitabının izdüşümleri den fırlamış çevremde dans ediyordu adeta. Zaman daralıp öğrenci bütçesi suyunu çekmeye başlayınca Lahor'dan geri dönmek zorunda kaldım. Yıllar sonra ikinci aşamayı tamamlayıp Katmandu'ya ulaştım. Düşle gerçek arası çizgide tahtıravalli oynadım Nepal'de geçirdiğim üç hatta bovuncay. Tadı hâ13 anılarımın damağındadır... Nasuh Mahruki ve yoldaşı donanımlı bir motosikletle ll Ağustos 1997 günü yola koyulurlar. Iran'ı, Pakistan'ı, Hindistan'ı aşıp Katmandu'ya varırlar. Binbir renge, gizeme, kokuya, serüvene bulanmıs olarak... Kısacası hayatla sarmaş dolaş bir Katmandu yolculuğu gerçekleştirirler. üradan sonra Nasuh Mahruki yoldaşını Istanbul'a uğurlar, ardından doğa tırmanışı için Tibet'e geçer. Başarılı bir zirvenin ertesinde Mahruki için dönüş vakti artık gelip çatmıştır. Donüş yolunda Nasuh'un motorsikletinin arka selesi boştur, yalnızca rüzgâr ve çağnşımlarıdır belinden kavrayan... tşte Asya Yollan, Himalayalar ve Ötesi, bu yolculuğun günlük tarzında kaleme alınmış duygu kırıntıları ile Mahruki'nin objektitinden yansıyan görsel kesitlerin elele tutuştuğu bir belgesel: "dört ay, yirmi btr bin kilometre yol. sekiz bin iki yüz metre dağ. altt ülke, saytsız inanç sonsuz renk, koku, tat, doku. farklı insanlar, farklı kültürler, farklı coğrafyalar. farklı..? orada..? uzakta..? Hayır1 Her şey ve her yer burast ve orast özde aynı ve aslında hepsı bir " Kitap Nasuh Mahruki'nin ilk eseri Bir Dağcının Güncesi hariç diğcrlcri gibi (Everest'te İlk Tiirk, Bir Hayalin Peşinde. Yapı Kredi Yayınları) fotoğrafların daha ön plana çıktığı; cildi, tasanmı, baskı kalitesi, boyutu açısından "ağır" bir ürün. *** "Asya Yolları, Himalayalar ve Otesi"ni bitirdiğimde dalıp gitmişim. Eşkiler herkes kaderiyle, alın yazısıyla birlikte doğar der. Günümüze uyarlayacak olursak hayat bizlere bahşedilen bir kredi kartı sanki. Limiti belirli ama ne kadar olduğu bilinmeyen; makineye kaptınlınca geri verilmeyen ya da süresi bitince yenilenmeyen bir kart. Içini nasıl doldurursan doldur, kartını nasıl harcarsan harca o artık sana kalmış. Sadece şunu bil ki, her akşam limitinizden bir gün daha eksiliyor ve kart bitti mi yenisi gelmiyor! Asya Yolları, Himalayalar ve Ölesi Nasuh Mahruki Yapı Kredi Yayınları (Tel U 212 280 65 55) Sömiz cilt, kuse kâ^ıt, ofset baskı. 24 5 say/a Meraklısına not: ÎstanbulKatmandu arasında tek, grup ya da organize turlar şeklinde yol culuğa çıkanlarımızın sayısı giderek artıyor. O nedenle, bu yolculukların izle nimlerini içeren geziyaşantı türünde bildiğim diğer kitaplara da değinmede yarar gördüm. * Sırt Çantamda Coğrafyalar, Nadir Paksoy (Bağlam Yayınları, 0 212 243 17 27) * Büyülü Bir Yolda, Işıl Ozgentürk (Telos, 0 212 249 24 80) * Nameste, Özcan Yurdalan (Fotoğrafevi,0 212 25105 66) * Katmandu'dan Meksika'ya, Zeynep Oral (Doğan Yayıncılık) (*) Prof. Dr. Nadir Paksoy*un yeni iletişim adresi: Citographica SitoPatoloji Tanı Lab. Hürriyet Cad. 125, tzmitKocaeli SAYFA 15 Nasuh Mahruki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle