18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

yi, bir süreç olarak, karşıt duyguların birlikteliği olarak, bir değişimler siireci olarak algılayabilmck. Yani, diyalektik. Hem sürgün şair olarak hem gurbetleki şaır olarak şiirler yazdtnız? Fran.sa, Almanya gibi ülkelerin edebiyat ortamım yakından izlediniz. Şiirin daha çok da azgelişmiş ülkelerde güçlü olduğu görüşüne katılıyor musunuz? Az gelişmişliğin ölçüsü ekonomik güçsüzlük mü? Kent yaşamının, teknolojinin, sözüm ona modemleşmenin insanı kendi ruhuyla daha çok ilgilenmekten alakoyduğu, mekanikleştirdiği bir gerçek... Buna karşılık yoksulluk da insanı canından bczdirir. Bizimki gibi ülkelerde gençlerin (eğitimdeki yetersizli2e karşın) şiirle daha candan İİgilendiklerini söylemek sanıyorum ki yanlış olmaz. Bunun nedeni az gelişmislik değil, başka bir şey. Daha az mekanikleşmiş olmak, doğal yaşama daha yakın olmak, daha istckli ve tutkulu olmak, vb.. 1960lı yıllarda yazdıiınız şiirler biçem olarak Garip şiirinden, biraz Sembolizmden, biraz Halk şiirinden esin lenmiş birçizgtizliyordu. "Bu Dert Benı Adam Eder aeolduğu gıbizaman zaman hem Garip şiiri, hem Halk şiiri esinlenmesi içindeydi. 197O'lı yıllarda, "BirGün Mutlaka" ıle tematik ve biçemsel anlamda rotantzı belırlediniz Yalın bir anlatımla yüksek sesle okunan cesaret ve kavga şiirlerıyazmaya başladınız. Ancak büyük olasılıkla yurtdışında yazılmış bu şiirlerde hüznün yanı stra ne yapacağına karar veremeyen, süreklt kenaisini eleştiren, kendisine öfkelenen bir devrimcı var. Ayrtca yabancı ülkelerde yazmantn şiirinize olumlu olumsuz ne tür etkileri olduğunu düsünüyorsunuz? Farklı ülkelerden bakıtarak Türkiye'yıyazmak, Türk edebiya tına ürün vermek ne tür handikaplar yaratıyor? O dönemde yazılmış şiirlerde fazlaca hüzün olabilir. 6O'lı yıllardaki siyasal düşüncclerim (çok daha öncelere, çocukluk dönemlerime kadar giden duygularım) bugünlere kadar, bence, derinleşerek süregeldi... Kısa dönemler için daha az iyimser olduğumu belki söyleyebilirim. (80'li yılların ikinci dönemindeki zorunlu göçgurbetsürgün yılları benim için birçok bakımdan elbette öğretici oldu. Finlandiya'dan Avustralya'ya kadar birçok ülke gördüm. Insan tanıdım. O yılları da hüzünle ve özlemle anarım... Fakat iilkede kalabilmeyi, 1970 sonları ve 1980 başlarında yakaladığım çizgileri (temaları, ses tonlannı) sürdürebilmeyi isterdim... Sorunun ikinci aşamasına gelincc; insan yaşamı çok fazla kesintiye uğramamalı... Bir yerc yerleşmek, orada derinleşmek önemlidir... Bunu en geniş anlamıyla (ülke, yer, dil, tema, imge vb. vb.) bağlamında söylüyorum... lyicedcrinleştikten sonra yeni arayışlara geçilebilir... Yurtdışında yazılmış şllrtep "Benlm İçin şllr. varoluşla blre bir ıiglli oldu hep. Insanın ölumlü olması ama yasamın sonsuzluuu benl öfkeiendlrmlyor, fakat hüzünlendlnyor" dlyor Ataol BehramoOlu. yısı da kayda değmeyecek kadar azdır. "Hayatımı anlatırken iesimidizginlemek, onu ölçüleyip biçilemek niye" dizeleriniz }irt poetikantzdan uçlar veriyor ancak "Öte yandan beniyaşamaya karı\maktan alıkoyan zincirler var" diyorsunuz. Sizi yaşamaya kartşmaktan alıkoyan zincirler aynı zamanda yazdıklarınıza da karışmıyor mu? Bu sözler, mizacımla, kişiliğimle ilgilidir... Elbette toplumla da... Ozgürlük duygusuyla dolup taşan, aynı ölçüde de hüzne yatkın biriyim. Buna toplumsal koşullardaki sınırlayıcılıkları, insanların bcynindeki zincirleri de ekleyebilirsiniz... Biçim ustalıkları aramayın şiirimde, içimin acılart ya da sevinçlcrı onu olujtursun istiyorum" diyorsunuz 'Aj/e Bir Şiir'de. Ancak "Hep şiirle ilgilıdtr zihnim. Sanki yent çıkışlaryapahilmek gibi" cümlesi de size ait. Öte yandan ilk dönem şiirlerinizle bugünküleri karsılaştırdığımızda epik şiirden imgeci anlayışa kadar 20. yüzyıl şiirinin anlatım yöntemlerini denemişsiniz. Önceleri daha çok Sembolizme, Garip şiirine, Halk şiirine, bir ölçüde II. Yeni'ye uçlar veren şüriniz örneğin uzun dize yaptsından kısa dizelere, imgeselden yalın bir siıre kayıs son dönemde bunların sentezinden olusan ve görüntüyü öne çıkaran bir siirde bulusuyor. Bence bütün bunlar doğru saptamalar... Derinleştirilmeleri isedaha soluklu çalışma gerektirir... Yine de, böylesi yakın vc doğru bir bakış için, teşeklcürler... "Ilıçbir şairi kıskanmtyorum ve hıc 'içindekı devrım rüzgârtnı şiddetle his bir şaire özenmiyorum,. isttyorum ki seden ancak çözümün evremel btr devkendi çırpınısları, kendi savruk aranışrimlc gerçekleşebıleceğıne inanan, bunun lart içindc bir disiplin yaratsın şiirim." dtştnda pek çok seyi yararsız gören, öte (UteBır Şıır) yandan evremel bir devrimın gerçekleşe Şii.rde doğal olanı, içten gelen arameyişımn hüznünü yaşayan birşairle karyış... Önemli olan, kendin olabilmektir. ştlaşılıyor kimi şiirlerinizde... Lorca'nın "Bir )tır nasıl biter, ya da bıter mi, yanında, Pahlo Neruda'nın yanında olahayat sürüp giderken " dizeniz siirin bay madıg"ı için haytflantyorsunuz. Öte yan ka boyutlara tasındıStnı mt ima edıyor? dan sansür, dönem dönem Türk edeoiya lnsanlıBın şiiriaır auolan belki de; yazıtt üzerinde çok ktyıcı oldu. Sıztn sözünü lan şıirlerın bilejimidir anlamına mı geettiğim şıtrlerınizı okuyan okur, şiirlerin liyor? antidemokratik bir dönemi yan stttığının, Çerçeve, bitiş, tamamlanmışlık, badönemin şaır üzerinde yarattıfcı baikının na sonluluk gibi geliyor... Belki de olufarkına vanyor. Sankiyazmak i%tediklen şum süreçlerindeki sonsuzluk duygusunizin tümünü yazamıyormuşsunuz duynu seviyorum... Biten bir şey, çok güzclgusuna kapılıyor... Içinizde sakladığınız, dir. Ama adı üstiinde, eninde sonunda sonunda da beyninizde sildığıniz şiirbitmiş olan (tamamlanmış olan) bir şeyler/dizeler oldu mu? dir... Şiir ise, bana sonsuzluğu çağrıştırır... Bende böyle bir şey olmadı. ülsa olsa, güncelliftin etkisinde ya da başka ne Edebiyat tarihimiz ülkemızdekt siyadenlcrle fazla kabaca söylenmiş bazı söz sal deg'işim dönemeçlerine kosut olarak ve dizeleri sonraki basımlarda değiştir'40Kusa^ı', '50Kusa$ı\ '6<)Kusağı'biçidiğim, çıkardığım olmuştur. Bunların samindc on yıllaj'la ı/aae edıliyor. Peki 60 CUMHURİYET KİTAP SAYI 504 EpHc şUrdan imgeci anlayışa Kuşağt' diye bir kuşaktan söz edilehilir mi? Kuşak diye adlandınlabilmek için bir ölçü yok mu? 6O'lı yıllarda ortaya çıkan farklı bir şiir (şiirler) var. Bir bakıma bir scntez şiiri. İkinci Yeni'ciliğin aşırılığına karşı çıkan, fakat kazanımlarını reddetmeyen; 'tu kaka' edilmiş toplumcu şiirin, Orhan Veli, Attilâ tlhan, Ceyhun Atuf vb. şiirlerinin, "itibar"ını iadeeden, Nâzım'dan (farklı biçimlerde, herkes kencUnce de olsa) bolca etkilenmiş bjr şiir. 1. Özel, A. Behramoğlu, S. Berfe, O. Mert, N. Behram, R. Durbaş, M. Demirtaş vb. şairler. Günümüz genç kuşak şiirındeki 'bütünscllik eksikliğinden ve şiirlerin kimliksizliğinden söz ediyorsunuz. Şiirimızin geçmişiyle bugününü karşılaştırdığınızda şiirimizin geleceği hakkında nasıl duygular taştyorsunuiz? Geneldeki dağınık kimliksiz görünüme karşın tek tek baküdığında, kendi payıma, bireyci ya da toplumcu, bireysel ya da toplumsal felsefesi olan, derinliği olan, gerçek dünyada karşılığı olan ve çok iyi islenmiş şiirler okumak istiyorum. Büyuk bakabÛen, söylediklcri toplumda titreşim ya da sarsıntı yaratan şairler özlüyorum. Son dönemde ülkemiz sanat gündemınde şiir, kasetlerle CD'lerle birltkte stk sık yer almaya başladı. A. îlhan, C. Ersöz, S. Akın, M. Mungan, N Hikmet gibi şairlerin şiir kasetlerinin yanı sıra 1. Sadri, Kerem Alıştk, Savaş Ay gıbı değişik isimler de şiirin gördüğü ilgi üzerine şiir kasetleri hazmadılar. Sanıyorum bu girişimin ülkemizdeki öncülerindendiniz. Şaır olarak şiirin geniş kesimlere seslenmesi gerekliğinden yanasıntz ama şiirin de bu yaygınlaşmadan yara alabileceğinı düşünmüyor musunuz? Böylelikle en önemli nitcliği bağımsızltğı olması gercken şiiri'şaır özgürlüğünü yitirmıyor mu, popülizm batağına diişmüyor mu? Sevdiğim şairin şiirini (iyi de kötü de okusa) onun sesinden dinlemek isterim. İyi şairlerin iirünlerini, seçkin sanatçıların abartısız ve doğru olarak yorumlamalarına da bir itirazım olamaz... Tersine, şiir, sesle, ses tonuyla, tonlamalarla yakından ilgili bir söz sanatıdır... İyi şairler, ürünlerinin bir takım bezirgânlarca uluorta yorumlanmasınan izin vermemelidir. Sanatçı örgütleri, varisler vb. yakın kişilcr de bu konularda duyarlı davranmalıdır. Buna karşılık kötü şiirlerin kötü biçimde okunarak kasetleşmesine, bu tür üretimlerin geniş ilgi görmesine de bir diyeccğimiz olamaz. Yine de, eninde sonunda şiire bir ilgidir... Şiirde eleştın boyutunda da çalışmalar yapan Ataol Behramoğlu, Türk şiirindc kendini nereye koyuyor? Çocukluk yıllarımdan bugünlere sevgiyle okuduğum (N. Fazıl. O. B. Uşaklı, K. Kamu, A. M. Dıranas, A. H. Tanpınar, F. H. Dağlarca, C. Külebi, N. Hikmet, A. ArifTO. Veli, A. llhan, A. Kadir, C. A. Kansu, B. R. Eyüboğlu, N. Cumalı, t. Berk, T. Uyar, E. CanseY.er, C. Süreya, Ü. Tamer, G. Akın vb. vb...) ni ce şairimiz arasında adım bir yerlerde anılır mı, bunu zaman gösterir. Rendimi koyabileceğim yere gelince; şiirlerimin sanıyorum ki çeşitli bakımlardan (konu, tema, biçim, tür, ses tonu, söyleyiş özelliklcri vb.) kendi içlerinde çeşitli özellikleri var... Doğru bir yerleştirme, şairin değil, eleştirmenin işi olsa gerek... Insanın ölümlü olması ama yaşamın sonsuzluğu öfkelendiriyor sızi "Mutlu olmayı bir kez yitirdim sonsuzca belki de / Üzüntüyle ayrılıyorum bu şiirden"(lşte Bir Şiir) Benim için şiir, varoluşla bire bir ilgili oldu hep. Insanın ölümlü olması ama yaşamın sonsuzluğu beni öfkelendirmiyor, fakat hüzünlendiriyor. tnsan (şair) bu hüznü (ya da sevincini) öylc bir güçle dile getirmeli ki yaşam bile titresin! Ya ölüm nedir size göre? Soru biraz tuhafkaçabilir ama mezar taşımza ne yaztlsın isterdiniz? Bireyi, bireysel olanı, bireysel olanın biriciklığini yadsımak mümkün değil. Ölüm, bu biriciğin yok oluşudur... Fakat tek bir insanın yaşam süreçlerinde de bir çok "kendi var... yok olan bunlardan nangisi? En son "kendi" mi? Yaöncekiler, bütün o "ben"ler ne oldu? Yaşam sürekli bir var oluş, yok oluş, değişim süreçlerinin toplamı olsa gerek... nn iyisi kendini çok fazla önemsememek. Yunus gibi "ben ne imiş, sen ne imiş" diyebilmek... Ve bunu pısırık bir tevekkül (boyun eğiş) olarak değil başka insanlarla başka "ben"lerle, insanlığın geçmişiyle, bugünüyle, geleceğiyle bütürıleşerek yapabilmeK... Mezar taşım olacaksa vc üstüne ille de bir şey yazılacaksa, belki şu iki dize yazılabilirdi: "Çiinkü ömür dediğimiz şey / Hayata sunulmuş bir armağandır / Ve hayat / sunulmuş bir armağandır insana..." Fakat hcnüz erken, bu mezar taşı yazıtı konusunda düşüncem değişebilir... 30.6.99). • Ask tki Kişiliktir / Ataol Behramoğlu / Aaam Yayınları / 61 s. Yaşamın sonsuzluğu Behramoğl u'nun llk $lineıi "Yenl Cankın" ve •Yes» Hgaz' gazeteierlnde Ataol Curus Imzasıyla yayımlanmı$tı. SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle