22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hazırlayan: Cevat Çapan ]aume Pont/ Şıirler/ Kolektif Çeviri Duyuyor musun muzigi, taş ve tozun kadim ahenginl? 111 II 1947'dc Llcida'da doğan Jaume Pont günümüz Katalan şairlerindendir. 1621 Kasım 1998'de Divan Şiir Çeviri Derneği'nin Yapı Kredi Sanat Kültür Yayıncılık desteğiyle düzenlediği çeviri semincrine Âlex Susanna lle katılan Pont, Poiticrs vc Napoli Üniversitelerinde Ispanyol Dili vc Edcbiyatı dersleri vcrmiştir.Halen Lleida Üniversitesi'nde îspanyol Edebiyatı Profesörü. Şiir kitapları Limit(s) (1976), Els vels de l'eclipsi (1978), Jardi barbar (1980), Divan (Vicent Andres Estelles Ödülü, 1982), Rao d'atzar (1990) (19741989 arasındaki tüm şiirlerini topladığı bu kitabıyla Sevra d'Or Eleştiri Ödülü ve Ulusal Şiir Ödülü'nü almıştır.) Jaume Pont eleştirmen olarak da birçok yapıta imza atmış, savaş sonrası tspanyol şiiri ile 70'li yılların Katalan şiirini tanıtan seçkiler derlemiştir. Buradaki şiirleri Hüseyin Baş, Eray Canberk ve Adnan Özer çevirmiştir. o 'Bir rol oynamak resellisi bile yoksa, çoktan kendimi öldürürdüm.' Cesarc Pavese kımıltısız gözlerin kavuştıığu yerde aşırı boyalı gözbebekleri kalamar mürekkepli vahşi uzaklığın süindiği sessizlığin ya da gcçmisj bir tarihin çevresinde ve geleceğin tüm doğuşlan tükettiği yerde bedenin mutlu kalıbını yokluğun kemirdiği yerde duyunun çığlığa ve ayın renkler şemsiyesinc dönüştüğü yerde zamanın orda: ey ölümşölenölüm öte dünyanın dingin anlamı! F.k yazı uzak çok uzak domuzun boğazı gibi kırılgan saydam ölüm gibi daha uzak göğün çürümüş dişinden hiçliğin dilsiz kasabı (Sırur(lar)) Bedenler Bedenlerin Yapısı Anıdır, yaşam da öyle. Bulunniayışların bir taşbaskısı bizi ölüme yakhib.tii.in. SAYFA 18 teraziyi bir kefen, tüyü bir kanat, bir kâğıdı boşluk, sözcüğü bir kurban yapan boşluğun ve karanlıkların dönemecinde zamanın bana çizdiği vaha. Bellek tersindcn söz eder bize Değişim hiçbir şeyi ve kimseyi hpşnut etmez. Bir yığın kara düşlerle, gözleri kapalı, aşk çatar bedenlerin yapısını. Tankalar I Melek mühürlcr mezarımın üstüne boşluk vc kötü düşün sişme kuşunıı. Ot biter gözlerimin üstünde. II Hangi dolunaydır yürcgimi biiyüleyen, yırtan ve terkeden ruhumu, tatlı ve acı bir elma likörü gibi? III Dingin bir biçimde izüyoruz bulutları, a^klara ve yangınlara susamış. Dost için, buruk ölüm, fırtına sığınak için. Tutulmanın Tülleri lar. Duyuyor musun? Fırtına örtülü gün doğumunu biler ve gökyüzü, alevler içindeki kuş, 61ü zamanı değiştirir. Ve iştc perdc inmeye başlar, parlayan ateşin binlerce dilinin sahte imparatorluğu, kırmızı ve siyaha acılan doruk; ve işte sonun örtük çıplaklığı başlar. Orda, yıldızlann yansıttığı cök kapılarının göksel dokumayı örttüğü; alevli al, kor halinde ve çıplak meleğin, kömürleşmiş açıklıklan gizlediği yerde. Işığın suyu öptüğü ve suyun karanlıkları yaktığı yerde. Gökyüzünün mırdtısihi, ayın kalp atışlarını ve aşlcın acı ağırlığını azaltan güneşi dınliyorum. Kanla ıslanmış parmaklanm ve ışıkla çürümüş dişlı»rim var. Bir dııman gibi, can çekişen ben, beni karanlıklara ba^layan belleği aralıyorum ve açıyorum ugursuz gö^sünü güneş bekçisi Kerberos'un. (1) Ne daha boş bir doluluk vardır, ne de daha dolu bir boşluk. Yıldızların parlak ve karanlık yok edilişinden daha sert ve daha yumuşak, daha heyecanL yokluk yoktur. Böylece, insan dolunay altında yitik bir an, zaman yayında titreyen bir qk, prens ve köledir, diişü akıl, ölümü yaşam, biçimi ateşten madde yapar. Düşsel tutulmadan gerçeği. Kurguysa eğer aşk, yanıp tutuşmak istedigim ışık sessiz ve ağır kurguysa eğer, dünyada bize nasıl bir gele cek kalır? Çıplak, an'ı düşlüyorum. Sessiz bir saydamlıkla, gökyüzü ışığın koşan orağının hızını kcscr. Düşer karanlığın kellesi. Şimdi, belü belirsiz, agaçların nabzının attığını duyuyorum. Yanık bir soluk, titrek ve kaçıcı, esnek bir günbatımının renkli elini kapatır. Rüzgâr toprağı tohumlar. Ve ben anımsarım; ölümün soğuk ve derin sözlerini anımsayalım: Bedenin işaretleri kapanır gözlerle. Cıölgeyle dokunuş, ışıkla tüm varlık. (1) Kerberos: Yunan mitolojisinde Hades'in kapısını bekleyen ve resimlerde üç başlı ve yılan kuyruklu olarak gösterilen köpek. Yabanıl Bahçe XVI ra An'ı sahiplenmek. Şimdi; yara daha derin plsun, dünya ve gökyüzü ülkcsi daha açık. Duyuyor musun müziği, taş ve tozun kadim ahengini? Her şey ıssız bir ormanın kör bir imgesine dönüşecek diyeceksiniz, birbiri ardından gelen yaşam ve ölüm tortulu. Diyeceksiniz. Eller, son kalan parçasında gölgenin karışır birbirine diyeceğim. kuşsuz kunat kanatsız uçuş. (1) Diyeceğim. Cıörünümün neredeyse dilsiz sayuamlığı; dudaklann açlığı, ses ve yankı, çorak toprağın karanlık ve tatlı kıyımı arasında yiten gökyüzünün üzüntüsü neredeyse. Neredeyse ölüm: ey anın kaçıp giden belleği. XXI Aşk diyeceğiz. Ve bizim için gölgeyi tanımlayan kör sözlerde beaenlerin düşünü resmcdcceğiz. Cüzclleşmiş beden. Çıplak. Can çekişenin tarümar gözlerindeki humma ve ateşin şu parlayan ışığı gibi. Bilnıeden nerede basladığını aşkın ve nerede bittiğini çılgınliğın. Tüm uzayın yangın olduğu yerc bırak gelsin ışıkgündoğumunun. Konutta, yabanıl bahçcdc, oria yerinin gözü ve ıslak gcrçeğindc oturacaksın. F.riyip gitmcyi sessizliğin C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 4 6 1 XXX Ayı gözle, tutulmanın tülleri ardında oyunu dünyanın! Kulağın çukurunda, ycnik, imkânsız aşklardan sö/ ediyor bize anı denüen bu sessizliğin gemisi. Tutalım dilimizi, sözcüklcri, gecenin sarlıos ininde. Vc lıer şey sessiz kalır. Salt yıldızlar, cski habcrcilcr, kuş sürülerinin bu kör ettiği gecenin zafcrini mu^tıı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle