06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ESER TUTEL gün lstanbul'da poyraz çok sertti; Sarayburnu'nu dönüp Haliç'in güvenli sulanna girebilmek marifet gerektiriyordu. Çift direkli yelkenlinin kaptanı zarif bir yelketı manevrasıyla bu işi başannca Kazasker, kaptanı yanına çağırttı, bir kese para sıkıştırdı eline..." Tarih Vakfı Yurt Yayınları dizisinde yayımlanan Bizans'tan Osmanlı'ya lstanbul Limanı adlı kitaptan alınan şıı birkaç satır bile konu hakkında yeterince fikir vermeye yetiyor. Kitabı okudukça, yüzyıllar öncesinden beri dünyanın en cski, cn işlek ve en güvenli limanlarının arasında yer alan îstanbul limanının, aynı zamanda, en kalabalık, girişi çıkışı en zor ve demirlemek için bile güçlükle yer bulunan bir liman oldıığu da anlaşılıyor. Türkiyc'de bu konuda pek az eser yayımlanmış. Limarun tarihi hakkında güvenilir bilgilere erişmenin zorluğunun yanıbaşında, görsel malzeme de ancak belli kaynakların dışında yok denecek kadar az. Tarih Vakfı, kısa bir süre önce yayımladığı bu eserle, bu alanda bilgi edınmek isteyenlere gerçekten çok değerli bir hazinenin kapısını açıyor. "O Bizans'tan Osmanlı'ya "Bizans'tan Osmanlı'ya istanbul Limanı" adlı eser, yüzyıllar öncesinden günümüze kadar gelip geçen olaylar zincirini ilgi çekici ayrıntüarıyla toplamış olmakla, îstanbul sevdalılarının kitaphklarınaa yeralması gereken bir eser. Sayfalarını çevirdıkçe Wolfgang MüllerWiener'm bu geniş kapsamlı incelemesine saygı duymamak, okudukça da bu konuda ne kadar az bilgimiz olduğuna şaşmamak, sanırım elde değil... mış: İstanbul suriçi, Eyüp, Galata, Üsküdar ve Boğaziçi'ndeki bütün yapıları ele alarak tstanbul'un topografyasını çıkartmış... Aynca KentteriKaleye, lıaclt Kaleleri, Yunan Yapıları aiye baska kitaplan da var. 19. Yüzytt'da lstanbul'da Hayat adlı kitabını ise Renate Schiele ile birlikte yazmıs... Bıırada sıraladığımız eserlerin hepsi de Alman ca... Yazarımız, 1991'de, lstanbul'da 68 yaşında ölmüş. Bizans'tan Osmanlı'ya İstanbul Limanı MüllerWiener'in ancak ölümünden sonra yayımlanabilmiş. Yazar, İstanbul limanının tarihini ve gelişerek bugünlere gelmesini inceleyen bu eserinin önsözündc Konstantinopolis, Bizans ve tstanbul hakkında değişik alanJarda pek çok eser yazılmış olduğunu kaydettikten sonra, "...Ancak İstanbul'un Bizans ve Osmanlt devirlerinde liman kenti olarak islevinı bir bütün halinde ele alan bir arastırma yoktur. Bu çaltsma bu bosluğu amadıyor. Ancak iktisat tarihi meselelerinden çok, limandakive limana dahiltesislerdeki faaliyetleri, bunlann tarihsel gelisimıni, liman bölgelerinin topograjyasınt, aynca liman bolgesinin kentin yapıst ve görüntü süne tarihseltopografik bağlatnda etkilerini ele alacağtz." diyor ve şunları ekliyor: "...Bununla birlikle, Osmanlı arsıvlenndekı mahemelerden, ancak konunun uzmanlarmca değerlendirildtkleri ölçüde yararlanabilmiş olduğumuzun dikkate alınması gerekiyor. Bu, bazt bağlamlan yeterince açtk kavramamızt, önemli bazt sayı ve olgulan bilmemizi engelledi... Bilinen arsiv malzemeleriyle buradaki bilgilere pek çok tamamlaytcı ekleme yaptlabileceği (ve yaptlmast gerektiği) açıktır; ancak bu, konunun uzmanlanntn isidir." Eseri Türkçe'ye Erol Özbek kazandırmış., aynca gerek bilgüerin toplanma sında, gerek tümünün değerlendirip toparlanmasında, aynca yazarının ölümünden sonra düzenlenip basılmasında doğal olarak pek çok kişinin emeği geçmiş. Çogu Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün özel arşivinden alınan, eski gravürler ve çizimlerle Sebah & Toaiflıer, Abdullah Biraderler imzalı eski fotoğraflar da esere görsel bir çekicilik kazandınyor. Kaldı Kİ, kitabın sonuna eklenen zengin dipnotları da tamamlayıcı bilgi olarak zevkle okunuyor. İstanbul Limanı Kltabm yazarı, btanburda yafam» Mr Mman bUhnMianiı 1923, Fredrichswert/Thüringen doğumlu, Wolfgang MüllcrWiener adlı bir Almart bilim adamı yazmış bu benzersiz kitabı. Yasamının önemli bir bölümünü Istanbul'da geçiren yazar, bir sanat ve mimarlık tarihçisi... 19761988 yılları arasında tstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün birinci direktörlüğünü yapmış. Aynı zamanda, 19761986 yılları arasında tstanbul Üniversitesi Edebiyat l'akültesi'nde antik dönem ve mimarlık tarihi dersleri vermekle kalmamış, zaman buldukça Batı Anadolu'da Milet ve Priene kazılarını da yönctmiş. Yurdumuzda görev yapan pek çok bilim adamı gibi, o da yaşadığı ülkeyle ilgili çeşitli eserler vermiş. MüllerWiener, bir sanat ve mimarlık tarihçisi olarak tstanbul hakkında çok sayıda makale kalcme aldıktan başka, Îstanbul Topografyast Üzertne ResimliSö'zlük gibi çok önemli bir eser de hazırla tstanbul, her dönemde onemN bh* Hman kontl Yanıbaşındaki Halkedon'un, yani bugünkü Kadıköy'ün kuruluşu biraz daha eski olmakla birlikte, MÖ 660658 tarihleri arasında Megaralılar tarafından kurulan Bizantion bugünkü tstanbul'un çekirdeğini oluşturmuştur. Marmara ile Haliç'in arasında kalan üçgen şeldindcki yarımadanın üzerinde yer alan Bizantion'un çok kısa bir zamanda gemicilik açisından büyük bir önem kazandığı bi liniyor. Zamanla, hayli güçlü bir de donanmaya sahip oluyor Bizantion. Uzak ülkelerden mal getiren yelkenli gemilcrin artmasıyla şenirdeki ticaret hayatı gelişiyor. Kaldı ki, Bogaz'dan beüi mevsimlerde, belli bir düzen içinde kalabalık sü rüler halinde gelip geçen çok çeşitli balığm tutulması da şenre bir başka önem li gelir kaynağı oluyor. Bir yanda denizciukten, öte yanda balıkçıhktan sağlanan zenginlikle, Bizantion hızla güçleniyor. Haliç, coğrafi konumu sayesinde tari hin her döneminde en güvenilen limanlann başında gelmiştir. Yelkenli tekneler, en sert navalarda bile bu sularda güvenlik içinde fırtınanın geçmesini bekleyebilmislerdir. tki akarsuyun birleşerek denize dökülürken meydana getirdiği Haliç, Ortaçağ'ın küçük gemileri için aşırı büyük sayılabilirdi. Limanın girisi 600700 metre genisliğindeydi, derinliği de 45 metre kadaraı; içeriye girildikçe hem daralıyor, hem de derinliği azalıyordu. Şu da vardı ki, büyük de olsalar, lcüçük de olsalar, her boy tekneler Karadeniz'e doğru yollarına devam edebilmek için kış aylannın sona erip güney rüzgârlan ntn esmeye başlamasını Deklemek zorundaydılar. Böyle olunca da demir üstünde beldeyen tekneler vüzünden liman ka labalıklaşıyor, demirlemek ya da baglayacak yer bulmak hayli zorlaşıyordu. Yine de İstanbul limanı, gelgit olmaması, teknelerin doğrudan doğruya kıyıva yanaşabilmeleri sayesinde malların Kolavca yüklenip boşaltılabildiği bir limandı. Karayel, yıldız, poyraz gibi sert esen kuzey rüzgârlan yüzünden, Marmara'dan gelen yelkenli gemiler Sarayburnu'nu dolaşıp limana girerlerken zorluklarla karşılaşabiliyorlardı. Böyle olunca da sık sık kazalar oluyor, denizciler ölüyor, tüccar mah zarara uğruyordu. Sarayburnu'nda olduğu gibi, Boöaz'da da sert akıntıların geçişi imkânsız nale getirdiği burunlarda beldeyen birkaç kişi, teknelerden atılan halatlara asılarak ge minin akıntıyı yenmesine yardımcı olmaya çalışırdı. Bu zorluk, ancak' uzun yıllaı sonra buhar makineli gcmilerin çalışmaya başlamasıyla yenilebilmiştir. Önca talul ve baharat... Sonra da mum, tuz, Ipek, kersste vedekürfc Rusya üzerinden, sıcak Akdeniz sahillerinden ve egzotik Asya ülkelerinden pupa yelken gelen her türden çok sayıda ticaret gemisinin varış ve kalkış linıanıydı İstanbul... Kıyılannda, Slavlar'ın, Latinler'in, Araplar'm, Adalılar'ın, her milletten, her renkten insanın kaynaştı ğı görülürdü. Meyhanelerinde, malum evlerinde her dilden konuşulurdu... Her dönemde dc, pcş pese gelip limana dcmirleyen ticaret gemılerinden boşaltılan malların başında Mısır'dan getirilen tahıl gelirdi. Özellikle Hindistan baharatının büyük bir kısmı gönderilecekleri yerlere hep tstanbul üzerinden scvkedilirdi. Bu nedenlc limanda yeterli ambarlar yapılmıştı. Aynca mum, tuz, bal, ham ipck ve kürkler de büyük önem taşımaktaydı. Ve de, değişik ülkelerden getirilen kadınlı, erkekü köleler... Ayrıca Prokonnesos, yani Marmara adalarından getirilen mermer, Pontus (Doğu Kara deniz) dağlarından taşınan kereste, aynca çok mıktarda da kiremit limana indirilen malların arasında önemli bir yer tu tardı. Zaman zaman bazı mallar önemini kaybederken başkalannın önem kazandığı görülebilivordu. Değişik boy ve birbirinden hayli fark lı türde pek çok yelkenli geminin yan yana bağlı durduğu kıyı boyunda gemicilerden, yerli hamallardan, liman işçilerinden, kıırnaz tüccarlarılan, gideceği ülkenin limanına kalkacak gemileri arayan CUMHURİYET KİTAP SAYI 461 1080lerde İstanbul. (Andrea Vavassore, 1550) SAYFA 12
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle