08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

r sini bir başkası ilc paylaşmayacaktı. Genç kadının güıılük yaşamını alt üst cdcn bu aşk, onun ruh sağlığını tla bozmııştu. Başlangıçta aşkının bedcli olarak canını vcrmcyi cıüşünen kadın, bu ilişkinin yarattığı güvensizlik ve rahatsızlık ile aşkı için maktul olmak yerine katil olmuştur. Bilıncn ilk psikolojik romanımız olan Eylül'den sonra edcbiyatımızda genç bir kadının psikolojık durumunu bu denli gerçekçi anlatan cscrlcrdcn birıdir Siyah Gözler. Asıl meslcğinın hekımlik olması, Cemil Süleyman'a insan bedeni ve bcdcnscl ihtiyaçların ruh üzerindeki etkilerini anlat mak konusunda yardımcı olmuştur. On yıl öncc eşini kaybetmiş bir kadının cinsel istekJeri ve kadınlık arzuları elbet ki psikolojisi üzerinde etkili olacaktır. Osmanlı toplumu, dul bir kadının yaşamına sıcak bakmaz ve onu kolaylıkla suçlayacak konumdadır. Tüm bıınlar, döneminin gerçekleri ile romandu yer almış ve günümiiz romanlannı aratmayacak ölçüde bir psikolojik tahliJ yöntcmi ile okuyucuya sunulmuştur. Cemil Süleyman'uı, Fecri Ati yazarlarına göre daha yalın bir dil ve üsluba sahip olması onun romantik bakışından ve eserlerinde halk tiplerine yer vermcsinden kaynaklanmaktadır. Fecri Ati edcbiyat topluluğunda 19091912 yılları arasında roman yayunlayan iki romancımız vardır: Cemil Süleyman ve tzzct Melih. Fecr i Atit sanat anlayışının kavranması vc bu dönem hakkında doğru kararlar verilebilmesi için bu yazarların cscrlerinin mutlaka okunması gerekmcktedir. Siyah Gözler'in yeni baskısı bize bu olanağı sıınmaktadır Bedrettin Aykın'ın yeni şiirleri Yalnızlıklar Bedrettin Aykın'ın " Yalnızlıklar"ı üç bölümden oluşmakta. Birinci bölümdeki şiirlerini "Hüznün Sesiyle", ikinci bölümündekileri "Yüreğinin Depremleri" ile yazmış; üçüncü bölümde ise "Güz Lirikleri"nin simgeselliğine yer vermiş. MUZAFFER UYGUNER teler ve "Kanardı daracık sokaklarında / Çıplak ayakları çocukluğumun" diyc yakınır. Ama annesi birçiçektir, babası "Bilge ve sessizlik"tir. Aykın'm şıirııulc .sevd.ı, mıırluluk, ölüm gibi ana konuları da buluyoruz. Evi sandığı gurbettc yaşarken şiir ona mut luluk vermiştir. Sözcükleriyoğurup şiirine kattığında mutluluğu duyumsar. Di rengen umudu ile yaşatır içinde mutluluğu. Ama mııtsuzluk da çıkıvcrir karşı mıza bazı şiirlerinde. Sözgelimi "Dar Geçit" şiirinde "Gördüm aynanın arkasını / Bireruçurumdukbirbirimizc/Tanısıayrıydı seslerimizin / .. / Islandı kirlcndi imgeler / Sevdamıza boşanan o sağanakta / Sıçrayan zifoslarımızla" (s.30) dizelerini okuyoruz. "Benimlesin" şiirindeki "Yağmurlar yağardı durmaksızın / Güzün avlusunda aramıza" dizelerini de bu arada anabilirim. Umudunu yitirmediğini de anlıyoruz. "Peralı Yalnızlık" şiirinde yer alan "O direngcn umudum da olmasa / Atlayabilirim uçurumlardan aşağı." Sevda konusunda da olumsuz bir görüştedir. Kitabın ilk şiirinde "Hep kırık not aldım/ En çok sevdiğim sevda dersinden" dizeleri ile bu konuya dcğinmiştir. ama, baska bir şiirinde "Sevgimin bilgisiyle sildim öfkemi/ Öfkemi ve acımı" demiştir. Dediği gibi, "Bir sevda nasıl solar/ Hangi su kanatır köklerini" diye dii şünür ve karşısındakinin "Bulutlu kışı göğü gözlerinin" içindeki çölü büyüttüğünü açıklar. Şiir sevgisi ise hiç sona ermez. Aykın'ın şiirlerinde "güz" sözcüğü, ölüme yaklaşımın simgesidir. "Güzün yü zü hüzün"dür, ölüme yaklaşımdır. "Güzün kapısını çalıyor/Biriktirdiğim altmış yaşım' diyerek ölüme yaklaştığına inanır."Güzün kapısından" geri uöndüğünü de söyler bize. Ama "Zaman Kanıyor" şiirinde "îçimde kümeleniyor/ Güzle gelen bulutlar" diye gerçcği söyler. Çünkü, ona göre, *elen kaçınılrnaz kışı ömrün/ Dörtnala atını sürüyor güz". Olüm düşüncesi de onu zaman zaman üzcr, 'Üşüyor korkuyorum şimdi/ Önünde bir buzul sonun" dizeleri karamsarlığının işaretidir. Aykın'a göre, "Yeni bir doğum sevinciyle gelir her şiir/ Elbette önemli odalarda sofalarda o ses uyumu/ Ve sarılması sözcüklerin birbirine/ Sevgisiz yazılmıyor çünkü bir tek dizesi bile" (s. 9). Şiir, bir bakıma onun sığınağıdır, önemli bir sığınağı. içindeki bütün kötü duyumsamalar yok olmak için şiire sığınır; şiire doğru gitmesi yeniden doğmaktır onun için. Yakasına taktığı yalnızlıktan şiirle kurtulur. En kötü anlarında bile yan odadan sevgilisi şiirin sesi gelir." Alıp koynuma şiirimesaracağım seni" der umut için. Bazen de şiirine kötümserlik iner; "Utanır üşür şimdi şiir/ Islandı kirlendi imgeler" o zaman. Bir gül bahçıvanı olan şiir önemlidir; "Çocuktur çünkü şairler hiç yaşlanmazlar'. Bir şiirinde dc "Ben hep aysız gecelerle kuşatılırım/ Tek sen kaldın sığınacak sarıl oana şiir" demiştir, sığınağı olduğuna bir kez daha değinmiştir. Aykın'ın bu kitabı üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümdcki şiirlerini "Hüznün Sesiyle", ikinci bölümündeki "Yüreğinin Depremleri" ile yazmış; üçüncü bölümde ise "Güz Lirikleri"nin simgeselliğine yer vermiştir. Şiirlerinde dize ve bölümleme bakımından özgürdür. Şiire sevgisinden, sözcükleri birbirine iyice sarmalamıştır. Böylece, ses düzenine de önem vermiştir. Duygusal yaşamının bu şiirlerdeyansıdığı açıkça görülmektedir. Simgeselliğe fazlaca eğılmemiş, açık olarak söylemiştir söyleyeceklerini, içindeki düğümleri şiirle çözmüştür. • Yalnızlıklar/ Bedrettin Aykın/ Şıirler/ Hera Yaytnı/ lstanbul 1997, 80 s. SAYFA 13 Şiirinde başka konular B ı Siyah Gözle/ ile ilgili bilgi toplamaya jalıştığımda, bu romanın basım tarihi ile ilgili biıkaç iarklı bilgi edindim: Kenan AKVÜZ (2) romanın 1912'de basıldığmı söylerken, Behçet Necatigil (3) romanın 1910 yılında yayımlandığını belirtmektedir. Romanın eski harfli baskısında ise 1325 tarihi kayıtlıdır. Bu tarih, romanın basımı konusunda Selim îleri'nin bildirdiği 1911 tarihini doğrulamaktadır. Yazıldığından bu yana handiyse doksan yılı geçmiş olan bu roman, dana önce de söyledığim gibi, günümüz okuru için ilginç olabilecek bir kurguya sahiptir. Okur, romanın dilini anlamakta biraz sıkıntı çekecektir; ancak, Siyah Gözler bu sıkıntıya değecek bir roman. Romanın bu yeni baskısına, okurun okuma sıkıntısını gidermek amacıyla sözcüklerin anlamlarını içeren küçük bir sözlük eklenseydi , sanırım çok faydaiı olacaktı. Oğlak Yayınları'na bu eseri yeniden gündeme jgetirmesi nedeniyle teşekkür etmek gerekiyor. Fecri Ati , sanat, edebiyat ve sosyal bilimlerde ilerlemeyi savunmuş bir topluluktu ve 199O'lı yıllarda mutlaka tanınması gereken bir topluluk olarak edebiyat tarinimizde el değmemiş yerini korumaktadır... Siyah Gözler, Fecri Ati'yi tanımak için şüphesiz iyi bir başlangıç olacaktır. Darıst digcr Fecri Ati yazarlarımn bap(*) Bu başjık daha öncc yine Cumhuriyet KlTAP'ta yayımlanmış Siyah Incilcr (Cumhuriyet KITAP, 392, 21 Ağustos 1997) adiı tanıtma yazısına telmihen seçilmiştir. (**) Cemil Süleyman Alyanakoğlu, Siyah Gözler, îstanbul 1327, Tanin Matbaası, 120 s. (1) Hasan Âli Yiicel, Edebiyat Tarihi mizden, lstanbul 1989, 2. Baskı, s. 75. (2) Kenan Akyüz, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgilcri, îstanbul 1990, s. 161. (3) Behçet Necatigil, Edebiyatımızda Isimler Sözlüğü, lstanbul 1972, s. 9091. Siyah Gözler / Cemil Süleyman / Çevrimyazı: NuriAkbayar / Oğlak Yayınları / 90 s. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 4 1 1 FecNAtl'yitanımak edrettin Aykın, şiirlerini içeren yeni kitabına Yalnızlıklar adını koy nuış. Şiirleri okuduğumuzda, bu adın şiirlerin toplam adı olduğu kanısına varıyoruz. Aykın'ın bukitabındaki şiirler yaşamdaki yalnızlık duyumsamalarının çeşitli yönlerini aydınlatıyor. Bu yalnızlıkfarını şiirle paylaşmıştır diyebilirim. Zaten kitabın ilk şiiri "Iyi ki §en Varsın Ey Şiir" de bıınu ortaya koymaktadır. Şiirin sonunda "İyi ki sen varsın ey şiir / Voksa nasıl yaşardım bunca yalnızlığımla" dizeleri duyumsamalarının bir özeti olarak belirtilcbilir. Evi sandığı yeri bile yalnızlığı içinde gurbet olarak nitelemekredir. "Yanlış mı algıladım yoksa mutluluğu" diycreK yaşamında bazı mutsuzlukların olduğu ve bu durumun onu yalnızlığa ittiği söylenebilir. Belki de dediği gibi, en çok sevdiği "sevda" dcrsinden hep kırık not almıştır. Okul yıllarında bile "Yakasında sevdasız yatılı bir yalnızlık" ile yola çıktığını anlıyoruz. Bedrettln Aykın ın şiirlerinde "gitz' sOzcüğü, ölüme yaklaşımın slmgesldlr. Yaşamında çeşitli güçlerin olduğuna değinmiş, "Yeni yalnızlıklar edinmeye" suçsuz kaçışla yapmıştır. Bazen de canına kattığı sevinçle yalnızlığının üstüne ormanlar cizmiştir. Ama onun asıl kurtarıcısı şiirdir. Çünkü yalnızlıktan kurtuluş şiirde kalmıştır, şiir onu yalnızlıklardan Kurtarmıştır. En büyük yalnızlık içinde yaşarken Dİle "Sesin geliyor yan odadan / Sevgilim şiir" diyerek avunur. Yalnızlıklar içinde mevsimler geçer; yalnızlıklar duyuuğu ilkyaz bile geçmiş, "Sonrası bir başka yalnızlık" oluyor. ilkyaz dediği gençlikte bile yalnızlıklar içinde yaşadığını böylece vurgulamıştır. Hele geceleri yalnızlık duygusu daha çok derinleşir. Çünkü "Yıkık bir yüzlegelir akşam / Yalnızlığa açılır avlular." Ama onun için gün bile yalnızlıöın üstüne doğar. Yalnızlık duyumsamaTarından kıırtulmak için gömütü olarak nitelediöi evin kapısını çekip çıkmak ve"Asmaîımescit'ten Pera ya doğru" gitmek istcr. Bunun nedeni olarak da "îzlemese yanumda yalnızlığım beni" der. "Yalnızlık Burcu" adlı şiirinde, "Yeni bir yalnızlık burcuna gönüllü" girdiğini söyler, "Ne güzel yetinip çoğalabilmen kendinlc" diyc avunur; zaten sığınacak tek sıöınağı şiirdir, "sarıl bana ey şiir" diye seslenir. Aykın'ın "İki kişilik biryalnızlık" duyumsadığını da bu şiirden anlıyoruz. Belki de onun için "Yeni bir yalnızlık burcuna" girmeyi düşünür. Çünkü "Gidecek hiçbir yerim yok / Kendimden kederimden başka" diyerek iki kişilik yalnızlıktan kurtuluşun bir kurtuluş olduğunu belirtir. Yalnızlığın yarattığı bir hüzün de vardır Aykın'ın şiirlerinde. "Acımın Soyadı" adlı şiirinde, hüznünü "Sabahın ilk ışıklarına" dönüştürdüğünü açıklamıştır. Ama hüzün onu bırakmaz. Topladığı adsız çiçeklerin "Hepsinin kokusu hü Hüzün zün"dür onun yaşamında. Ona göre bu hüznü susuz nir çeşme de duyumsar. "îçinde dalgalanan hüznün bayrağı" giderek daha da yükselir. Duyumsadıgı hüzün yalnızlıktan mı doğuyor? Hüzün nedir, hüznün kaynağı nerededir? Tansu Bele, Bir Yaz Boyu Akçay'da adlı kitabının bir yerinde şu sorufarı soruyor bu konuda: "Hüzün nedir? ü , acı mıdır? Dert mi, kcder, elem, üzüntü mü? Yoksa kırgınlık mıdır? Ya da düş kırıklığı. Belki bir bırakılış? Unutuluş? Yitiriliş? Belki de sonsuz bir boşluk, yalnızlık duygusunu yaratan. Boşfuğun sesi mi yoksa? Bir öfkenin ya da kızgınlığın, yüreöi terkederken ardından bıraktığı buruk bir boşluk olabilir mi? Boşluğun yankısı olabilir mi?" (s.43). Hüzün kaynağı Aykın'ın şiirlerinde hangisidir? "Çöl" şiirinde dediği gibi "Kül rengi kimliksiz günler?" mi? Yoksa özlemler mi? "Peralı Yalnızlık" şiirinde, "Hiizündeyim yine / Kimseler çalmaya cak kapımı" dediği gibi yalnızlığın verdiği bir duyumsamadır hüzün. "Yurtsuz" şiirinde dediği gibi, yurtsuz kalınca "Bir başka hüzne / Sürüyor yolculuğu." ünun yaşantısında, doğduğu yer, "Kapanmayan yaram / Kırı hüznüm Niksar" diye anılır. Yaşlanmadan doğan bir duyumsama olarak da yer alıyor hüzün şiirinde; "Usulca okşuyorum yalnızlığı / Güzün yüzü hüzün ' uizcleri hcmen anılabilir bu konuda. Onun kimliğinde "hüzün çiçeği" olduğu "Benimlesin" adlı şiirinde belirtilmiştir (s.69). Aykın'ın şiirlerinde yaşantısının yansımaları da görülmektedir. Ona göre "Yaşam ki bir bilgi taşı / Kimini keskinleştirir yollarında. YıDar geçip gidiverir, "Ne zaman nasıl geçti ilkyaz" bilemeyiz. "Tssız Patika" şiirinde çocukluk yıllarını anar; yazın da geçtiğini söyler ve "Ah bi liyorum bu güz yağmurları da / Eritmez toktağan karlarını / Tenha kırgın çocukluğumun" der. "Demirin Korkusu" şiirindeki "Cıörmek istediğine baktın yalnız / Inanmadın yolun artık bittiğine" diyc yakınmıştır. Çocukluğunda bazı mutlu günler de vardır; "Güneşlc oynardı rütün kokusuyla / Niksar'da ağustos tarlalarında." Zaman zaman da "Kulağında çocukluğun kağnı sesleri / Boşuna aradı doğduğu güncşli ahşap evi." Bir şiirinde, Niksar ı acılarının doğum yeri olarak ni ŞHrlerinde şiir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle