23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zamanla sorunu olan bir sair Enver Ercan, geçtiği her şeyi öpen, kanatan, inciten bir zamanı anlatıyor bu kez. Bir yanın "zamanı tuttuğu", öte yanın "yalnızca şaşırttığı" bir ilişkiyi. SENNUR SEZER küfür: "beni siz yaşıyosunuz ulan!" (Güngenci / Sürçüyor Zaman) Düşbozgunu insanlar, ağzında akşamdan kalma küfürle sokağa çıkanlar, gurbet türküsünü söylerken sesini göğe vura vura öldürenler, tebessümünü akşamdan ütülemiş sekreter kızlar, sınları yüzleri gibi künyesizler, şiirden kesilmiş şairler, kırkyalan rüzgârlar kuşatır Enver Ercan'ın şürini bu kitapta. Kendini, "suskun soruların hepsine birden parmak kaldıran", doğru saptamalar yapanları "tutup alnından öpen", sesi rüzgârh biri olarak çizer. Ne varki, "günü denerken acemi"dir. Eli ayağına dolaşır. Kendini zorla uydurduğu ner rol için öfkelenir. Üstelik "bir yaprak düşse dalından altında kalır." Yine de her şeyi boşlayıp, "yeni bir hayatın önsözü gibi pırıl pırıl günü yakasına takacağı" bir sabahı düşlemektedir. "Hâlâ güzel masallara inanmaktadır." Enver Ercan'ın 1988'de yayımlanan Sürçüyor Zaman'ını yeni şiirler izlemedi. Şairlerle söyleşiler: Şair Çünkü Onlar (1990), Şür Uçar Söz Olur (1994), Derlemeler: Varlılc Şiirleri Antolojisi (1993), Varhk 60. Yıl Seçkisi (1993), Şiirlerde tstanbul (1994), Tanzimattan Bu Enver Ercan E 20. Yiuyıldın Çoeuklırı Şürltt nver Ercan'ın ilk kitabı Eksik Yaşam'ın farkına bile varmamışım. 1977'deyayımlanmış. Kendiolanaklarıyla basılmış, edebiyat dergilerine ulaştırılamamış ilk kitaplardan olmalı. Onu on bir yıl sonraki kitabıyla tanıdık: Sürçüyor Zaman. 12 Eylül koşullan, topluma sinen baskı değişik bir söz dizimiyle dile geliyordu. îstanbul'un Tophane, Çeşmemeydanı, Kasımpaşa, Karagümruk semtlerinin argosunun duyarhlığı bastırmaya çalışan sevimli alaycılığıyla: kapını çalıyorsun kızın sıçrıyor kucağına üç bir yanın hüzün televizyonda bir başka teletanrı güler yüzlü buyruklar yağdıran seninse ağzında akşamdan kalma son Sfcrtfc güne Türk Öykü Antolojisi (1994), 20. Yüzyıldan Çocuklara Şiirler (1994), Gülümseyen Anlar (1994), Türk ve Dünya Masalları (1996) imzasının tek başına ya da bir başka yazarla birlikte yer aldığı kitaplar oldu. Dergilerde de söyleşiler, değerlendirmeler. Bir iki şiir yayımladıysa bile gözden kaçtı. "Şiirden kesilmiş şairler" nitelemesinin gocundurdukları, bıyık altından gülümsemeye başlamışlardı bile.. On yüa yaklaşmıştı suskunluğu. Bu kadar uzun süre susar mıydı bir ozan? Dergicilik, yayıncılık zaman bırakmıyor muydu? Şiire soluğunun yetmeyeceğini mi anlamıştı? Kimileri gibi küsmüş müydü? Nedeni ne olursa olsun "zaman" Enver Ercan'ın aleyhineişliyordu.. Ve Ercan, önce Cemal Süreya ödülünü aldı, yayımlanmamış şürleriyle. Sonra Yunus Nadi Ödülü nü, o dosyanın kitaplaşmış biçimiyle: Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman. Kitap, adıvla ilk kitabını anımsatıyordu. Acemilikten, eli ayağına dolaşmaktan kurtulmuş bir "zaman"ı satar gibi bir ad. Her şeyi öpmeye hazır bir süreç... Bir coşku mu bu, diye sordum kendime? Yoksa zaman, her şeyi incitiyor, tüketiyor, değiştiriyor mu demek istiyor ozan? «. 20. Yüzyıldan Çocuklara Şiirler / Enver Ercan/ Varltk Yaymlart /128 s. Mevlana'dan Masallar / Enver Ercan/ Varltk Yaymlart / 72 s. Bir aşk sonrası dinginliği DERYA COLPAN Geçtiği her dizeyi öpüyor Enver Ercan Şiirlerde Istanbul / Enver Ercan/ Altın Kitaplar Yaymevi / 208 s. Gülümseyen AnlarEdebiyat Dünyasından Fıkralar/ / Enver Ercan/ Varlık Yaymlart /103 s. Ç Enver Ercan/ Yön Yaymaltk /185 s. Şür Uçar Söz Olur / Enver Ercan/ Puhu Kitaplar / 47 s. Sürçüyor Zaman / ocukken yazlık sinemalarda izlediğimiz, çok ağladığımız ve kötü sonlarından korktuğumuz filmler vardı. Hüznü aşktan önce öğrendiğimiz için öpüşmeye anlam veremez, ama ayrdığa da dayanamazdık. Duymuştuk: Aşk güzel şeydi. Bizim olmayan aşkların hüznünü ve yalnızlığını yaşadık gıcırdayan sandalyelerde. Bizim olmadığı için de kimi zaman ilk arada içeceğimiz gazozun hayali her şeyi Dastınrdı. Zaten aşkı da bir masaldan öteye götüremezdik ve bu yüzden zamanla ona da yabancılaştık. tletişimsizliği söze, nefreti aşka ve düşü gerçeğe yeğler olduk. Enver Ercan, yaşamın bir parçası durumuna gelen bütün bu gerçekliği tartıyor son kitabı "Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman"da. Soluğumuzu tutarak izlediğimiz bu film, yatağını okşayarak akan t>ir nehir gibi. Bu çok çalışılmış melodi, Enver Ercan'ın dil ve söz ustalığını uzatıyor ellerinde. Bize düşen ise dokunmak ve duyumsamak bu yumuşaklığı dizelerde dolaşırken: "adımlarımıza uyardı bütün sokaklar evler kenara çekılirdi birden yağmur... düşerdi peşimize serin odalarda harfleri aşk ederdik birlikte" (s. 9) Aşbn büyüsüne kapılmış bıçkın bir delikanlının masumiyeti var filmin başında: "yıldızlan havuza bakan bir bahçenin çözülmüştüm büyüsüyle" (s. 10) "Ne zaman kapıdan girse kamaşırdı sözcükler canımı tazelerdi sesi" (s. 11) Geçtiği Her Şeyi Opiiyor Zaman / Enver Ercan/ Varltk Yayınlanl47 s. SAYFA 6 Şair Çiinkii Onlar / Enver Ercan/ Kavram Yaymlart/ 237 s. Kurulmuş düşler, akıp giden zaman ve dolu dolu yaşanan ve söze sığmayan sevinç: "cennete gitmeden de şansa inandım" (s. 14) Oysa aşk varsa hüzün de var, yalnızlık da. Artık kırgınlığını çabuk toparlamıs ve bilge bir eski aşık Enver Ercan. Şimdi hüznü ve yalnızlığı dokuyor dizelerin arasına: "bir yüzük verdi bana hoşçakal sözcüğünden yakarken ardındaki bütün harfleri" (s. 20) • Nefreti de öğreniyor zamanla, ama içine atıyor. Çünkü söz bitince aşk da bitiyor. Böyle bir durumaa söze başlamak zor: "kabzası parıldayan şu yalnızlığa iki kurşun sıksam iyi gelecek sanki" (s. 21) Söze başlamak ne kadar zorsa, sözü sevgiliden beklemek de o kadar zor: "hadi çevir telefonu bari dostluğunla oyala" (s. ??) "hadi artık nadi bir de benim sesimi dene" (s. 24) Çok duyulan, ama az yaşanan bir aşkın özlemi büyük Enver Ercan'ın dizelerinde. Yeniden başlamak? Unutmak daha kolay, hatta daha zevkli belki de: "bu sabah resmini kaldırdım raftan günlerdir kaçınyordu benden gözlerini" (s. 29) "ama artık öylesine unutsan ki diyorum ben bile bir daha hatırlayamasam seni" (s. 32) Son vıÛarda şiirde aranır duruma gelen yalınhk, zamanın incitmeden akmasını sağhyor Enver Ercan'tn şürinde. Söz ve sözcük kitabın önemli bir izleği olarak göze çarpıyor. Konuşmanın ya da konuşabilmenin sevinci söz geçiremediğimiz sözün hüznüne karışıyor: "birbirimizi suçladık bir gün affetmek için kendimizi gece gelip sildi usulca ağzımızdan sızan sözcükleri" (s. 17) Enver Ercan sözcüklerivle heyecan duyuyor ve yine onlarla nefreti öğreniyor. Sözü çabuk tüketmekten korkuyor ve bilgeliğini sınıyor sözcüklerinde. Yeri geldiğinde susmayı da biliyor sevgiyi büyütebilmek için: "bu gece sözcüklere ilismem artık" (s. 19) Umut bağlanmış bir aşkın kırgınlığı sözlerin kırgınlığına dönüşmesin dıye telaşh Elnver Ercan. Her sesi bir anlamda buluşturup zamanda gezdiriyor ve zamanı öptürüyor ses gibi büyüyen dizelerinde: "sesleniyorum ardından okşar gibi zamanı" (s. 41) SON sözcüğüdür fılm bittiğinde yalnızlığı sandalyeler arasında gezdiren. Sınemadan eve gidinceye kadar kimsenin yalnızlığı diğerininkine kanşmaz. Hüznün ve nefretin kurallarını öğrenmiş izleyici bir aşkı büyütmeye hazırdır artık. Çünkü aşk ve yalnızlık herkes için vardır: "ucuz bir adamdan da başlanabilir sevmeye tepeden tırnağa yağma durur da hep 'bi dostluk' kalır geriye" (s. 43) • CUMHURİYET KİTAP SAYI 389
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle