Katalog

Kapak konusunun devamı. düşimulduğündc, yapılacak kıyaslama, toplumsal ipuçları da verebilirdı. Işe, kilapların Sunu'larından başladım. Masal'ın sunusunda nervasız bir genç konuşuyordu. Kusurlan, eksikleri, yanlışlarıyln kendini ortaya koyduğunu sakmmadan clile getiriyordıı. Sankı {oaık uykuda batan güneş ıçıtnde Ve öncc ellcnmı daha umra kendimı Atamadım nc kö/ü bır kaldırım taşına Sevtn hoylecc bent k.ırlı gömleğjmı Anadolu'nun T ü r k ü s ü ' n ü n Sunu'suysa, kültürel kalıtımızın ustalarını anımsatıyor, kaynaklandığı dcnizi açıklıyordu: Âştk hattat \aır yoldaş ustasın Cjtdin dustlar hizinı ordan geçelim IMesınden sümbülünden giilünden O hüzünün mavisindetı acrelım Öykiisiin var bu des/ede diyelım Bu sıınu bir tür o/.anın gerive çekilmc denemesiydi bclki ki. Selçuklu'dan bu yana değışmeyen "hüznün mavisi", hangi izleklerde izlenecekti? Kitabı okuyunca eski uygarlıkların taşa işlediği motiflerin yinelenişinde sezdim o/.anın amacını. Yıtenin ardından bir aöıt söylemiyor, saygı sunuyordu. Tarine "Alevden kanatlı bir kartal gibi" dıştan, anıtların simgeledikleriyle bakmayı deneyerek. Ve lıep sevgiyı, kulluöa ycğlcycnlcrı anarak. Aslolan sevgidir miydi yoksa söylcmck istediği. "Yıkımlar yağmalar içindc kalmış/Sclçuk kartalının o mcrmcr ta^ı"nı anarkcn, bugünün yıkımlarımn, yağrnalannın yanna kitaplardan başka taş bırakmayacağının hu/nünü mıi duyurmak istiyordu? Mor Bcyaz Arası'nda da, olup bitenlcrc, ayrıntıları goremcyccck kadar üstten bakma gereğini vurgulayan dizclcr vardı: Ytldtzlara çok yakın yukarıda bir yerdcn Bahn/auın bılmelı gözlcrıne A\ya'ıun Bunca yııkarıdan görülecek oian nedir? "Bozkır ortasında o beyaz nokta" mıP "Iki rüzgâr üzcrindcn gcçilir" diyc anılan bir kcnt nıi? Ozanların dcğiştiremedikleri tarih ve coğrafya mı? "Iırtınası zamansı/ bastıran kar/ Altında yıllanmış bahar" mı? Yoksa Masal'da, Masal'ın yazıldıgı 196O'lı yıllarda bile iç sızlatan "yıkılmış şehirleri ıyiliğin ve insanlıgın" mir1 BCIKİ dc, "Ağlamayı unııtan ezilmiş insanlara", "kanımızdan terimi/.den ııe varsa" söylemenin yctmcdiğidir. Nurcr Ugurlu, sczdirmeye çalı^tığı dünyayla okurun arasına şiir tckniöiyle bir engel koymayı scviyordu, iiç kitabında da izlcdiğim bu. Bu cngel, ölçü ve uyaktı. Hecenin 7+7'li akışı bir türkü gibi alıp götürürkcn okuru, şiirin söylcdiği çok dcrindc kalabiliyordu. Kullandığı formlar, yinclemelerin şiirin biçimi gereği mi, ozanın söylemek istediğinin altını cizmck istcyişinin zorlayışı mı olduğu konusunu akla bılc gctirmiyordu. Yeni kitabında uyaklardan, formlardan yer yer kurtıılmuş görünse de, 7+7 hece kalıbı tınısıyla okuru yine pcşinc takıp götürüyor. Ceyhun Atuf Kansu'nun: "(...) Nurer Uğurlu'nun şiirlerinde tanıdığı buluyorum. Bu ycdi yedidir. Cumhuriyet şiirinin çocukluğunu emzirmiş bir yerde arıyormuşum: Birden Uyan'da, Ninni'de, Koş'ta, Masal'da ve Alır Beni Götürür'de buluyorum. Yenileşiyor ve şiirimizin serüveninden, kökferinden günümüze geliyor. (...) Nurer Uğurlu'nun şiirlerinde Cumhuriyet şiirinin çocukluğundaki yedi ycdiyi, bizi beslemiş o ölçüyü, yenili^in kökü olan gelcncği, yaratıcı geleneği yaşıyorum." diye andığı 7+7, Nurer'in engeliydi. Kuşkusuz bilerek yapıyordu bunıı. Okurun uyanık olmasını istiyordu. Şiirin sesinin peşine takıSAYFA 4 m~ Nurer Unurlu Mor Beyaz Arası bir şair Nurer Uğurlu (ust ol). Uğuriu Cazetecelek yaptığı dönemde Adana'lı topraksız küylulerle röportajda (üst sau). Uğurlu dostlarıyia Necati Cumalı, Nurar uğurlu samı Karaören, Tahlr Alangu, Tarık Dursun, Cavit Orhan Tutengil, oturan; Fazıl Hüsnu Oağlarca. soidan: Iıp gitmemesinı Belki de, o col. sevip yineledıgı "rüzgâr" söztıı güniin yansılan masıvdı ölçüdı Çünkü, Nıırcı 'rüzgâr' sözcüğıı nü eski ve yenı bütün anlamlarıyla kullanmayı eski Massd/Nurcr ozanlar gibi. U&urlu/Yedıtepe I lem yel hem zaYayınları/50 \ m an an1am ını kazanan rüzgâr esip geçmiyor elbet, tek duzeliğe de yansıyor. I (aftanın birbirine benzeyen günleri gibi; 7+7+7... seviyor Türkiyenin Mavisi/N«rcr Vğjurlu/Ok Yayınları/4") s Anadolu'nun Türküsü/Nurer V&urlu/Ok Yayınlart/46 s Kuzgardan Riizgara/N?/nr Ugurlu/liroy Yayınları/4S s Mor Beyaz Arası/Nunr Uğurlu/Örgun Yaymları/4H s Işhnizaramaktır" Şiire gönül verenler daha doğrusu şiire ömrünü adayanlar, benim için saygın kişilerdir. Ulkemizin ve dilimizin şiir zincirinde emekleri vardır çünkü. Nasılsa sözü cdilccck, ben oncedcn söyleycyim: Nurcr Uğurlu, bcnim eski arkadaşımdır, bu yazıyı yazmamda bunun elbet payı var. Ne var ki, haklarında yazı ya/dığım 1'ürk yazarlarının çoğu da arkadaşım. Bu yazı böyle yorumlanmamalı.. Ben ilk kitabından bu yana }3 yıl geçmiş bir ozanın şjirini irdelemeye çalıştım elımdcn gelen kadarıyla. Onun sözcüklcrinden bakmaya ça lıştım dünyamıza ve günümüze. "Koş çocuğum haydi koş" coşkunluğundan, "Sirkeci'den yukarı onu bir de bana sor" yorgunluğuna uzanan yılları, "mor beyaz arasını yaşamaktan yorgunum" saptamasından "kim ki olmazı ister işte ona vurgunum" inadına sıçramaları, Türkiyenin gündeminden notlar diye algıladım. Not ettim. Ve şiirde inat edenlerin sloganı sayılacak dizelerde durdum: Kımie bilmez doğrusun işimiz aramaktır Sonu gclmez bır oyun hepsi falan fılandır Ozanın isj "aramak"tır gerçekten. "11er soz bir başka bahçeden" gelmiş Mor Beyaz Arası'na. Sunu'ya göre. "Aıları var at içinde köz gibi" diye anı olan aramak, neyi aradığını bilerek. lan yiğitlerden esen rüzgârlar, "her şiire girmiş" bir öfkeye varmış Nurer Uğurlu'da. Aramasını bırakacak değil belli ki. Şiirleri dergilerde, bu kitabın ardından yayımlanacakların da olduğunu vurguluyor. Bu kitap daha çok "yok saydmaya" bir yanıt gibi.. Dilin, edebiyatın, şiirin, belli bir azınhğın gündeminde olduğu günümüzde, ozanın kendi değerinin bilinmemesinden yakınmaya zamanı olmamalı. Önemli Coşkunun,değişimin kışkırtıcı sözlerinin peşinde bir dmür boyu koşmak yetmiyor çünkü. Nurer Uğurlu, sana sonu gelmez oyunda bir ömür daha diliyorum. Sana ve tüm şiirden caymayanlara... Bu kez beyazla beyaz arasında yaşanacak bir ömür. Okurlannla. CUMHURİYET KİTAP SAYI 381