Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çağdaş Fransız felsefcsinin cn önemli temsilcilerinden birini, Jacques Dcrrida'yı Istanbul'da konuk ettik. 910 mayis tarihlcrinde Boğaziçi Üniversitcsi'nde, 11 mayısta da Fransız Kültür Merkczi'nde birer bildiri sunup, Pera Peras Poros (ütc, Sınır vc Gedş) gibi bir yandan, özellikle Istanbul'un tarihinc ilişkin, gcnelde de bütün insan ycrlcşimlerinin işlemsel kavramlarını, öte yandan da felseli tcrminolojide birçok ürctken kavramın kökünü vc ncredeyse 'sözdizitnini' oluşturmuş bir çcrçeve içerisindc gerçeklcştirilmeye çalışılan atölye çalışmalarına katıldı. Dr. MELİH BAŞARAN Derrida, adı etrahnda döncn bütün felscfi, yarı felsefi ve giderek de önyargılı tartışmalara rağmen Türkçe'de henüz, çağdaşları Dcleuze, Foucault ve hatta Lyoiard, BaudrLllard gibi filozoflara karşın, doğrudan ve kendi dilinden, birinci elden okunma şansının olmadığı bir filozof. Son yıllarda Türkçe'ye özellikle anglosakson yazarların 'postmodernlik' üzerine kalemc aldığı kitaplarda bir bölümü oluşturmaktan, böylece de iyicc çerçevelenmiş, etikcti konmuş, yargılanmış, ipotek altına alınmış olmaktan kurtulamamış bir adın etrafında oluşan bu yoğun ilgi ve merakın onun kitaplanna gösterilen özenle ölçüsüz orantısı/lığı başlıbaşına çarpıcı bir konu. Şüphesiz buözcn yoksunluğunda, Derrida gibi bir filozofun düşünce ve dil tczgahında dokunmuş bir mctinle karşı karşıya gelen bir çevirmenin içine düştüğüzorlukların payı büyük. Ama yine de, Levinas'la birliktc "öteki her zaman benden daha büyük" diyen Derrida'yı Türkçe'nin evinde konuk edebilmemiz için bütün bu son on yıl içindeki çeviri çabalarıyla onun gclişini hazırlamamız, evi genişletmemiz, alçakgönüllü konukseverliğin koşullarını hazırlayabilmemiz için de en az onun kadar 'küçük' kalmamız gerekiyor du.Çünkü yineen eski insantanrıbilimsel inanışa göre, gelen, yabancı, üçüncü kişi (tiers veya diger, öteki), şahit (testimonium) ve bclki de yine belli bir kaynağa göre 'şehit' (martye) veya kurban (hostia)'dır. Yani, bir ölçüde 'gelen' en mutlak anlamında, beklenmeyen, aniden çıkıp gelen, koşulları hazırlanmadan bir öte'den gelen, çıkagelen, ama bir 'gel' demeyi de bekleyen ve kendisine bir koşul, bir koşut koşuldugu, bir 'çift' koşulduğu zaman yokoluvcren, koşullarda ve 'benzer'lerinde, benzctim'lerinde (simulacrum), putlannda yitiveren, ama hep veren, niçinsizce (ohne varum), Angelus Silesius'larla, Paul Celan'larla, FHotinus'larla ve daha niceleriyle gelen ve "kendisinde olmayanı" veren, verebilen ama bunu da kendisi bile bilmeden verebilen "O"dur: Adı konunca 'çağrılan' ama belki de bu ad'ın ve adlandırmanın şiddetiylc birden yokoluveren O'dur. Işte şimdiden Derrida'dan, dün mii yoksa çok önceden mi, yoksa onun da "geçmişten daha cski olan" vc hatta geçCUMHURİYET KİTAP SAYI 381 Önemli bir konugu agırladı îstanbul Jacmıes Derrida Yani,kı sacası, bir başka deyişle, yabancı geldi ve yıllarca bize 'uzmanlık alanımız', 'spesialitemiz' olduğu öğretilen bir a Ianda , yani.misafirperverlik, ya da konııkseve r 1ik (adını nasıl istersek öyle değiştirelim) alanında, bize, yani 'tereciye' tere sattı. Üstelik bugünlerde, Oğuz Atak'ın cesedinin başında onu ancak ve ancak topra^ın konukseverliğine teslim etmekten başka bir şey istemeyen Antigonlar beklerkcn yorgun argın. lsterseniz küçük Isken der'in sesiyle söyleyelim ki Yabancı da duysun: "Bizi milletçe sevmeyenlcreayar oluyorum; ağız/larını burunlarını kıra rak onlara mcdeniyet/öğretmek iştiyorum Türkiye" (Türkiye; Periler Oliirken Özür Diler; YKY, 1994, tst.). Derrida, BU Künfcrans Salonunda, Ata türk'ün keskin bakışlaıı altında ve 'Yurtta Sulh C^ihanda Sıılh' vecizesinin çizdiği bir uzamda Kant'ın 'Sürekli Barış Tasarısı'nı yorumlarken, uzam aralanıyor ve Ankara'da seropozitif olması nedeniyle 'haberlerde' önce 'sınırdışı edilen' sonra da 'tıbbi gözetim altına' alınan bir Rus sanatçının uğradığı 'gelcneksel Türk misafirperverliğT kcndini örneklendiriyor, 'Toprak sana ait değil, sen sadece bir kiracısın' diyen Levinas'ı alıntılayan Derrida'nın sesine Sultanahmet Cıladyatörler Meydanı'ndan gelen bağrışmalara şiirinden cevap yetiştiren küçük Iskender'in sesi karışıyordu: "Uzak Asya'dan gclip Akcieniz'e bir kısrak ba/şı gibi uzanan bu memleket..sizin! afiyet/ olsun efendiler' demekten bıktım, bıktık,/ anlıyor musun, orada mısın Türkiye" (agy) Jacques Derrida mişte de "hiçbir zaman şimdiliği ve mcvcudiyeti içindcbulunmayan" bir geçmişten almış olabileceği, bizim de ondan almış olabileceğimiz bir 'dersi' mi yineliyoruz? Bıınlar bizim sözlerimiz mi, onun mu, yoksa öteki'nin mi? Seçme şansı bırakmayan bir sorıı. "Evet, evet": Yabancının Mekana ve Zamana Yayılımı alt başhğım taşıyan atölye çalışmalarına katılması için birbuçuk yıldan beri Onay Sözer'in öncülük etmesiyle yapılan ısrarlı davctlere Derrida'nın yanıtı da buoldu. üğretici vegcncl'değerlendirmeler' yapan bir kişi konumunda olmaktan nefret eden Derrida'nın bize kitaplarında öğrettiği de buydu: tlke olarak bir davct ısrarlı olmalı; bir 'gel' yetmez. Ve yine, bir davet zorunluluk içermemeli, koşul koymamalı; 'gelmek zorundasın' ya da 'gelirsen, bu koşullara uymak zorundasın' ne kibar ne de ahlaki bir darvanış olacaktır. Ya da, bir davete yalnızca 'ödeve uygun' darvanmış olmak için, 'ödev gereği' yanıt veriliyorsa, 'ödev' kavramının kendisinin de türediği ahlaki buyruğun kendisine ihanet edilmiş olacaktır (Bkz. J. Derrida; PassionsjGalilee, 1993, Paris). Oldukça biçimsel olarak özetlediğimiz ve Derrida tarafından daha önceden kitaplarında, konferanslarında sorunsallaştırılmış bu kültürel, etik (ki eski Yunanca, ethos'un hayvanlar için barınak anlamına geldiği iddia ediliyor) edimler îstanbul'da "Koşulsuz konuscverliğin açmazlan" başlığı altında, gerek Kant'ın "Sürekli Barış Tasarısı" adlı denemesinin günümüz uluslararası hukuk ve sığınma hakkı sorunları ışığında ycniden okunmasıyla, gerek iletişim teknolojilcrinin gctirdiği telcmevcudiyct olgusunun Kant'ın 'evrensellik' tasarımıylailintisinin irdelenmesiyel, gereksc Edebiyat alanından yine Türkçeokurunun oldukça yabancısı olduğu pierre Klossovvski gibi bir yazarın konusveerlikle ilgili şiirselicadi tasarımlarının Tevrat'ta Sodom betimlemeleriyle karşılaştırılmasıyla, son derece geniş bir yelpaze içinde yeniden alındılar. OSMANU BASININDA YÜZ YIL ÖNCE BU AY YÜCEL DEMİREL ^ BATI VE ORTADOGU BERNARD LEWIS V 19. YÜZYIL OSMANLI TOPLUMUNDA ERMENİ KADINI DR. ARUS YUMUL V İLANNÜMA: SAÇLARA REVNAK VERİR MUATTAR BİR TERTİP V KÜLTÜREL BİR D E C İ Ş İ M ARACI OLARAK GÜZELLİK YARIŞMALARI DR. DOĞANDUMAN PINAR DUMAN^* VESİKALIK: MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA DAGlTILAN BÎR BİLDİRİ: ALLAH'A, PEYGAMBERE, PADİŞAHA İTAAT EDENLER BÜYÜK MİLLET MECLİSİ'NİN EMRİNE TABİ OLURLAR V FESKALPAK MÜCADELESİ MEHMET EMİNELMACI* FRANZ LISZT'İN İSTANBUL MACERASI EMRE ARACI V SON SADRAZAMLAR: KİMDİLER, NEREDEN GELİP, NEREYE GİTTİLER? SEVAN NİŞANYAN^* ULUSÇU TARİH YAZIMI ÜZERİNE İLHAN TEKELİ ^* MUHACERETTEKİ İDİL"URAL VE KUZEY KAFKASYA ÖNDERLERİNİN MÜCADELELERİNDEN BİR KESİT ÖMER ÖZCAN*!* KİTABİYAT: TİYATRO ESERİ HAZRETİ YUSUF VE MİSYONERLİK H. DÎLEKBATÎSLAM BİRYAYBAYİURİNDI: • ABONE: AITI AYUK 1.500.000 TL. . ADRES Y1LDI7. SARAYI ARABACILAR DAİRESl. BARBAROS BULVAR1 80700 BEŞİKTASİSTANBUL . TEL (02U) 227 37 33 FAKS: (0212)227 37 32 SAYFA 13