Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
karanlıklarda hâlâ tutsak. Kurtanrsın onu, bakarız süzülerek yükselirken, scnin saycndc uçuşuna, cennet bahçesine, bizi bekledıği yerc. Yok, senin etin zorbalık taslamaz, ne bastığın toprağa, ne sımsıkı sardığın bedenime. Kolların sarınca beni, göğsümde duyumsarım, koynumda atışını dokunmadan başka bir yaşamdan çıkagelen yıldızın. Sen gidince dünyaya gelir çevremdeki elle tutulur dünya. Ve yüreğimi tüketir, çöreklenir ağırlığı gönlüme bıraktığın göleelerın, sözcüklerin, dudakların olmadan, kâğıtlara yazılmış. Devran dönmüş, yeniden yürürliiktedir artık yasası maddenin, taşın ve etin. Ete kemiğe bürünmüş halin senin, toz pembe tatlı ağırlığın, işte nudur beni dondüren ağırlıksız bir dünyaya. Ama benim kaldıramadığım, beni yere perçinleyen, toprağa çeken, üstelik beni koruyacak sen yanımda olmadan, uzaklığındır, geridc bıraktığın, bcdeninin bıraktığı boşluktur. Böyle işte; sen dcğilsin, sen değil: bıraktığın anıdır elle tutabildiğim. Sen beni sevemezsin: Yücesin, çok yükseklerdesin! Ve avutmak icin beni gölgelerini yollarsın, kopyalarını, resimlerini, sözde benzerlerini, öylesine benzerler ki sana senmişsin gib görünürler bana. Senin canlandırmaların arasında sensız yaşarım. Severler beni, yanıbaşımdadırlar. dolanırız su dolu hücrelcri, yüzen buz kütlelerini, . gözalabildiğine düzlükleri ve sinemaları küçücük ve derin. Dilimizden düşmezsin. Bana derler ki: "Biz sevdiğin kadın değiliz, ama bir görsen ne benzeriz! Hayaletlerin senin, ne uzundur koliarı, ne güçlü dudakları: cvet, tıpkı seninki. înandırmak için beni sevgine sarılırlar, öperler. Sevecen sesleriyle söylerler, işte böyle sanlır, böyle öpersin sen. Gölgelerle yaşıyorum, gölgelerin arasında, ılık güzel tenler ve senin gözlerin, senin etin, senin öpüşün, evet herşeyiyle senin oıan senle, bir eksiği sen. Bunlann aslı yok, sözde yaratıklar, bunlar lannsal bir aracı olurlar seninle birbirimize veremediğimiz o yüce öpücüğü versinler diye bana, vereyim ben onlara. Onları göremezsin sen; ben görebilirim. duru, toparlacık, ılıktırlar. Usulca inerler yazgılarına; usulea, geciktirmek için teninden ayrılığı. Yokluğa kayıp giderler; hepsi tıepsi bu, bir akış. Ve artlarında uzayan bir iz, çok geçmeden silinecek gidecek. Yddızlar mı bunlar acaba? Sen onları öpemezsin. Ben öperim onlan senin için. Tadlarını alırım; bunlar dünyadan çıkarılan tüm suların tadında. Ne de kara ve ağdalı bir tat, yerkürenin, güneşin, denizin tadı! bir an kalakalırlar öpücüğümde, duraksarlar soğuk etin ile dudaklanm arasında; sonunda kopanr alırım onları. Bilmeden, acaba benim için miydiler? Çünkü bilmem aslında hiçbir şeyi. Yıldız mı bunlar, burçlar mı yoksa, hiikümler mi, ağaran tanlar mı? Ne bakarken öğrenebildim ne öperken her ne olduklarını. Onların istedikleri kalır geride oralarda bir yerde, hepsi bilinmedik. (Tutsam gözyaşı desem bunlara, kim inanır bana!) Bilseydin eğer kollarınla sardığın bu kocaman düğüm düğüm nıçkırık, ve öperek kuruttuğun gözyaşlan, senden kaynaklanırlar, sensin onlar, acındırlar, gözyaşıma, hıçkırıklarıma dönüşmüş! Bilseydin, tutum da sormazdın artık geçmişe, göklere, alnıma, mektuplara neyim var diye, neden acı çektiğimi. Ve engin bir sessizlik içinde, ışığın ve bilginin sessizliğiyle, beni daha da öperdin, anlatılmaz hüzünler içinde. Öyle bir hiizün, öyle bir yıkım ki ne başka bir kişi, ne de başka bir acıya yer var yanıbaşında; acısıyla oaşbaşa tek biri. Avutmaya çalışır başka bir kuruntuda kendisinin olan o büyük acıyı. BAUDELAIRE EFSANESI TtecnU Dünyada, hakkında beş bin kitap ve makale yaalmış, mümbit toprak ve yağmalanan efsane şair Baudelaire'i tanıyormusunuz?!. KİTAPÇILARDA Direk yayınevinden edinme şartlan: 110 arası siparişler: (KDV'li) üzeri fıyattan (1.750.000 TL.), 1050 arası siparişler: (KDV'li fıyattan) % 20 indirimle, 50'den yukarı siparişler: (KDV'li fıyattan) % 30 indirimle, Kitabevlerine (50'den yukan olmak şartıyla) % 35 + KDV ile gönderilir. (Bütün siparişlerde posta masrafı yayınevine aittir.) Siparişlerin gönderilmesi için, sipariş bedellerinin aşağıdaki hesap numaralarına yatırıldığını bildirir makbuzun yayınevine ulaşması yeterlidir. Banka hesap numaraları; s > X Albaraka Turk Kadıkoy Şb. / 021691 Kuveyt Türk Kadıköy Şb. / 403728 İş Bankası Ziverbey Şb. /1155 0219966 Yazışma adresi: X Kitabevi, İ.stasyon Cd. Yakut Sk. No: 23 Bakırköy / İSTANBUL Tel: 0(212) 572 15 19 572 85 59 0(216)349 15 33