27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiirler Yahudi mezarlığının kapısında o bana bilet gişesini gösterince, neyse ki köprü sonunda turistik bir tişört gördüm, üstünde şamdan sembolü olan Ibranice 'Şalom" yazısıyla. Dolunayla yeryüzü nereyeyse nereye! Kime ne! Romşunun yaşlı kurt köpefii et çanağındaki lokmayı koklarken burnu pudra şekeri içinde. Çeviren: Tarık Günersel SARI KUŞ Bir ses dedi ki: korkma ve yineledi: korkma kaldır gözlerini tcpclere orada sarı bir kuş Deldemekte orada sarı bir kuş beklemekte ve o bir tutku ve o bir huzur tüylcri yumuşak gagası sert, sesi bir bulutun soluğu Gel ormana çamların altında, kayanın gölgesinde (işte, ellerin kaya gibi açılmakta, düşen iğneler hacamatta) ve biliyordum burada ağacın altında Yüzü çiçeklerden bir beşik Çeviren: Pınar Besen Bergama V. Akdenizli Ozanlar Şenliği'nden Şiirler Türkiye P.E.N. Yazarlar Derneği'nin her yıl Bergama Belediyesi'nin desteğiyle düzenlediği "Akdenizli Ozanlar ŞcnliğT'nin bu yılki konusu "Edebiyat ve Barış"tı. Bu hafta Şiir Atlası'ndan şenlige Fransa, Ispanya (Katalanya), Fas, Hırvatistan, Filistin ve Bosna1 lersek'ten katılan ozanlardan yapılan çevirileri sunuyoruz. Muhammed Çurovac (BosnaHersek) ÇOK YIL SONRA Ne zaman seni hatırlasam neşeli anlar bir bir kayboluyor. Ve yalnızlığın kokusu geliyor bir yolcuya taze ekmek kokusu nasıl gelirse. Hedefi nicedir unutulmuş ıstırabı bulmak, o yolcunun. Birbiri ardına şchirler katediyor. Her birinde hep aynı hayali görüyor. Asla cesaret edemiyorum düşünmeye seni nasıl selamlavacağım bedbaht göemenler grubunda. Mukaddermiş gibi sana rastlamak. O ana nasıl anlam verebilirim ıstırabın ağırlığında? Ardımızdakiler büyük bir duvar örüyorlar. Bir tuöla senin, biri benim. lkisi de birer anı. Çeviren: Tarık Günersel M. Nguyen van Huong (Fransa) DUA Her biriniz gibi kardeşlerim Ben de yoksulluğu tattım tek bir öğünde içtiğim Çorbayla karnımı doyurduğum Günlerim oldu bcnim. Her biriniz gibi kardeşlerim Ben de savaşı tattım, Yaralandım, esir düştüm, işkence gördüm Bugün bile gecenin sessizliğinde Bir kamyon durduğunda evin önünde Yatağımdan sıçrayıp kalkarım. Onca sene geçti iizerinden Ancak hâlâ unutamadım Beni yakalayıp sevdiklerimden ayırdıkları Hapse attıkları o korkunç geceyi. Yoksulluğu tattım, Savaşı da tattım. Işte bu yüzden yazıyorum bu duayı. Artık ele verelim. Farklı olduğumuzu kabullenelim Savaştan kurtulmanın tek yolu bu, Yoksulluktan kurtulmanın tek yolu bu, Aslında bu dünyada yaşamanın tek yolu bu! Çeviren: Ayşe Banu Karadağ Zoran Anchevski (Hırvatistan) ...ANTEPORTAS Savaşın çılgınliğında bilinçsiz ölümün Korkunç tuza^ında yenilginin kusursuz oyununda tutsak taşıdılar a^ır silahları dik bayırların dipsiz vadilerden ve de kan buzullanndan. Cennete yolculuk muydu bu yola çıkış yoksa Tanrı'ya bir saldırı mı ensest içinde boğularak günah doğurarak ama gene de mermer bir yontu kadar güçlü. Bu yolla işte sözü kuşatmaya soyunuruz bizler de ve tam da eminken ganimetten Roma gibi kaçar gider elimizden. Geriye dönüş ne denli acılı olacaktırsizler, zaferin değil, çabanın küçük kurbanları? Miquel Desclot (Katalanya) KAYBETTt ADALET TERAZtSlNÎ TAŞLARLA SOPALARDAN OLUŞAN ULU BİR DALGA ÇARPINCA GÜNEŞ TA TEPEDEYKEN O PERŞEMBE. DOĞAÇLAMALAR YAPTI O DA BtR KILIÇ VE İKÎ KlREMlTLE GÜNEŞ ZATEN BATARKEN Havaya kalkmış o kara coplar kopardı saç tokanı hakaret dolu gerçeğinde güneşin. Bir attan savrulan çizme büküverdi dehşetle sararmış dizlerini. Yaralı bir kuş gibi düştün. Bütün itler yarış köpekleri, av köpekleriüşüştü kıpırtısız vücuduna. Parçaladılar göğüslerini. ArtiK donuk aydan bile soluk onlar. Kırdılar kemiklerindeki direnci daha demin seni kahramanlaştıran. Ve ebediyen kararttılar lacivert gözlerini. Rahmini mahvetti avcılar sürü halinde geldiklerinde; ellerinde ayaklannı hayvan gibi bağladdar. Ama kartal gölgesi belirince güneşte SUÇLI bir kurdun üstüne attılar. Sana yorgan olan toprakta, güneşin son parasıyla oynuyor tefcci elleri selvilerin. Çeviren Tarık Günersel SAYFA 14 Oded Peled (tsrail) POLONYA HAÎKUSU YERİNE Bitkin bir at burnundan soluyarak Varşova'dan Lodz'a giden yolda. Soğuk bir sabah. Strıkov (Âllah'ın unuttuğu bir yer). Donmuş ırmakta yorgun bir kuğu. Ve güney çıkışında şehrin, parıltı bir ihtişam içinde, çiseleyen yağmurda bisiklette bir şemsiye. AYIŞIĞ1, PUDRA ŞEKERİ Nereye gidiyor yeryiizü bulutsakalıllı dolunayla muhteşem bir ışıltıyla yelken açarak kırmızı kiremitlerin iizerine Pod Svahem 6 ("yokuş aşagı") Branik, işçi sınıfı mahallesi ARE YOU CRAZY diyc patladım bekçiye BALKANLAR Çeviren: Suat Karantay lağım borusudur sapkınlıklarla kafirlerin, Avrupa'nın odunlar üstünde ateşe verip keyfine göre affettiği ve vücutları işkence masasında gerdiği hiç de Hıristiyanca olmayan bir şekilde günahları zihinlere damgalayarak. Işıkla karanlığın düğümüdür, tanım gereöi yalnızca kılıçla çözülen. Kavşağıdır idam sehpalarının. Kemiklerin öfiütüldüğü. Bir gözyaşı şelalesi. Çok fazla geçmişten ne barış doğar ne de bugün. Çeviren. Tarık Günersel CUMHURİYET KİTAP SAYI 384
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle