Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aydınların yazgısında bir yenilik yok Tarihçi Mustafa Âli bir anılar kitabı. Cornell H. Fleischer'in dilimize okunabilir, anlaşılabilir bir dil ve anlatımla kazandırılmış bu çalışmasını yalnız tarihle, tarihimizle değil, günümüzle ilgilenenlere de önermek istiyoruz. Hem hiç sıkılmadan okuyabilecekleri bir kitap edinmiş olacaklarından hem de pek çok şey öğrenip kimi olguları daha iyi değerlendirebilecek bilgilere sahip olacaklarından kuşkumuz yok. ÜSTÜN ALSAÇ urum kötiiye gidiyor.. ..işinin ehli, yararlı kişiler yönetici olarak atanacaklarına kayrılanlar işbaşına gctiriliyorlar. rüşvet başını almış gidiyor, yönetici konumundakiler halka hizmct cdcccklcrinc onu soymaya bakıyorlar.. ..eğitimin niteliği giderek düşüyor, okuması yazması bile olmayan kişilerin yönetici konumuna gelmesi daha da büyük olumsuzluklara yol açıyor.. ..yasalar yok sayılıyor, herkes kendi bildiğini okuyor, bu durum böyle sürerse devletin batışı kaçınılmaz olacak.." Bunlar bugünü betimleyen yakınmalar değil. Bu tümceler bir tarihçinin saptamalan, üstelik de günümüzdcn 400 yıl önce yaşamıs, bir tarihçinin. Ben yalnızca onları onun söylediklerinden seçerek ve biraz da ilk bakışta anlaşılmasınlar diye günümüz diliyle aktarıyorum. Gene de ne kadar bııgün söylenmişçesine, anIatırcasına yeni gcliyor insana değil mi? () da kendi toplumunu bu ve benzeri anIatımlarla betimlemiş, bununla da yetinmeyip clcştirel bir tavır bcnimşemiş. Bu tarihçinin adı Mustafa Âli, orada doğduğu için Gelibolulu ve kimi zaman böylc de anılıyor. 1541 1600 yılları arasında yaşamış, yani Osmanlı lmparatorluğu'nun en parlak döneminde. Şöyle bir bakınca 1. Süleyman (Kanuni),2. Selim, 3. Murat ve3. Mehmet'in padişahlıklarını görmüş, onların dönemlerinde kimi görevler üstlenmiş, ülkenin çeşitli yerlerini dolaşmış, şiirle, edebiyatla, düz yazıyla uğraşmış. Cornell \ I. Fleischer'in kitabı işte bu tarihçiyi konu ahyor, onun yaşamını, yapıtlarını, duygu ve düşüncelerini anlatıyor. Türkiye Kkonomik veToplumsal Tarih Vakfı bir süredir çok olumlu bir iş başlattı, önemli tarih kitaplarının nitelikli baskılarını yayımlıyor. Bunların bir bölümü dc çeviri, Fleischer'in yapıtı bu yolla dilimize kazandırılan kırka yakın kitap arasmda. Tarih denince mangalda kül bırakmayız, geçmişimizle, geçmişimizdeki başarılarla övünürüz. Ama gene de en az bildiğimiz konulardan biri de tarihtir. Bir mimarlık tarihçisi olarak bunu rahatlıkla söylcyebilirim. Helc en iyi bildiğimizi sandığımız üsmanlı lmparatorluğu tarihi belki de en az bilinenlerden biridir. Oysa başka ülkelerdeki araştırmacılar bu konular üstündc çalışıyorlar, yapıtlan ilgiyle karşılanıyor. Bizi bizden iyi anlayıp çözümlemeleri bundan kaynaklanıyor belki de. Tarihin biraz da kendi yapısindan gelen iticiliği var galiba. Bilmedık kişi ve yer adlan, insanların kendisiyle özdeşleştiremediği olaylar, ağdalı bir anlatım çoğukez onları bu konulardan uzaklaştırıyor. Bu da hoşa giden öykülerin dışında bilgi edinmeyi zorlaştıran bir etken. Aslında tarihin kökeninde söylenceler, anlatılar var. Kimi Batı dillerinde tarih sözcüğü öykü ile yakın akraba. Ingilizce'deki history öykü anlamına gelen story sözcüğünden türemiş. Almanca'da ise hem tarih hem de öykü aynı sözcükle, Geshichte sözcüğü ilc anlatılıyor. Fleischer'in kitabı da böyle bir çalışma. Tüm bilimsel kurallara uyarak geniş bir araştırmaya dayanarak yazılmış olmasına karşın kendisini neredeyse heyecanlı bir roman gibi okutan bir yapıt.Bunda biraz da yazarının bu konuya yaklaşımının etkisi var kuskusuz. Çalışması anılara dayanıyor, Tarihçi Mustafa Ali bir anılar kitabı. Fleischer giriş bölümünde şöyle diyor: "..Osmanlı Imparatorluğu üzerine modern araştırmacılıkta, anlatı kökenli, özellikle de edebi nitelikteki kanıtlara güvenmeme, arşiv belgelerine dayalı, kişisellikten arındırılmış "katı" verilcri ya da "olgusal" anlatılan yeğleme eğilimi vardır. Böyle bir güvensizlik ya da bu kaynakların içerdiği öznelliktcn korku duymak yalnızca yersiz değil, aynı zamanda ciddi biçimdc kısıtlayıcıdır. "Yumuşak" kanıtlar, tıpkı yumuşak dokular gibi, katı yapılara can ve anlam kazandırır. Kadı sicilleri ve hazine kayıtları, alınan yönetsel önlcmlere duyulan gereksinimler hakkında bilgi verebilir. Ama belirli bir buyruk ya da uygulamanın altında yatan varsayımları, onun arka planını ve uzantılannı her zaman açıklamadığı gibi etkilerini de kaydetmez. Vakayiname, yaşamöyküsü, hatta edebiyat türü kaynaklar ise arşiv defterlerini dolduran lturu, kısa ve kopuk kayıtlara, dofiaları ve amaçları geregi düşünsel tutarlılık katabilir.." Çalışması da aynen bunu yapıyor. Döneminin yaşambiçimine tanıklık ctmiş bir insanı konu alıyor ve onun aracılığıyla da pek çok ayrıntıya açıklık getiriyor. Daha güzel bir tarih kitabı az bulunur. Anlaşılıyor ki, Mustafa Ali ilginç bir insanmış. Tasralı bir üsmanlı yurttaşı olarak, biraz da babasının konumu ve isteği gereği başladığı eğitimini Istanbul'a gelerek medrese eğitimi ile tamamlamış. Bunun gereği olarak Arapça ve Farsça öğrenmiş. Edebiyata meraKlı, şiirleryazmış, divanlan var. Hatta kenaini dönemin ünlü şairi Baki ile karşılaştırdığı oluyor. Böyle bir kişinin önünde yükselmek, yani önemli görevlere gelmek için çeşitli yollar var, o da bunlardan birini tutmuş. Üstlendiği görevlerle hem imparatorluğun çeşitli yerlerini görmüş tanımış, hem Cornell H. Fleischer Tarihçi Mustafa Ali'yi anlatıyor D de kendi eğitimi dışında kalan alanlarda bilgi ve deneyim sahibi olmuş. Dürüstlüğüyle kendini göstermiş,. Bu arada şiirle, edebiyatla uğraşmayı sürdürmüş, bu işlerle uğraşan kimselerle yakınhklar kurmuş. Bir bakıma kendini elindcn geldiğince çok yönlü bir biçimde geliştirmeye çalışmış. Osmanlı Imparatorluğu'nun bu tür kişilcri kazanmaK, onlara üst düzcy yönetim görevleri vermek için geliştirdiğiyöntemler var. Bunların da en önemli dayanağının 2. Mehmet (I'atih) ilc 1. Süleyman (Kanuni) dönemlerinde çıkarılan yasalar olduğu anlaşılıyor. Mustafa Ali bunlart biliyor, bilmekle de kalmıyor, bunlar uyarınca daha yüksek konumlara getirilmeyi beküyor. Ama başta ondan yarıa gibi gözüken şansı bir yerde ters dö nüyor ve bir türlü bekJentıJerinc ulaiamıyor. Zaman zaman işsiz kaldığı, kendi bilgi ve denetim birikimine uygun olmayan görevlere atandığı oluyor. lsteklerini başta padışahlarolmak üzere tüm ilgililere iletmesine, kimi zaman manzum biçimde dolaylı olarak, kimi zaman da düzyazı ile doğrudan haksızlığa uğradığını belirtmesine karşın bunlara karşılık alamayınca da bir baluma küsüyor. Böyle konumda olan biri ne yapar? O da onu yapıyor, bir süre tasavvufla ilgileniyor, bulunduğu çevreleri gözlüyor, şiirle, edebiyatla ilgileniyor ve en öncmlisi, yazıyor. En çok da tarih konusunda yazıyor. Bu hem o dönem aydınlarının ilgi duyduğu hem de imparatorluk aşamasına gelmiş Osmanlı sarayının önem verdiği bir alan. O da bu alanda yapıtlar veriyor. Mustafa Âli hiçbir zaman resmi tarihçi olmamış, yani devlet görevlisi olarak, devletin görüş açısını belirtmek amacıyla tarih yazan bir konuma gelmemiş. Bu da belki onun şansı olmuş, resmi görevli olmayışına küskünlüğü de eklenince, tarihe baîuş açısı değişmiş, giderek eleş tirel bir tutum almış. Olayları bu gözle ele alıyor, gününü, çağını bu yönden değerlendiriyor. Başta yaptıgımız alıntılar gibi anlatımlar kullanıyor. Ozellikle üst düzev yöneticilerin bu durumu bilmezden gefdiklerinden yakınıyor. Bütün bunlar da onu öteki Osmanlı müverrihlerinden, vakanüvislerinden ayırıyor, ona ayrı bir yer kazandırıyor. Kendisini izleyen tarihçileri de bu özellikleriyle etkilemiş. Osmanlı Imparatorluğu'nun en güçlü dönemine böyle eleştirel bir bakış getiren birinin yaşamı, çalışmaları, söyfedikleri de birdenbire çok ilginç olgular olup çıkıyor insanın karşısına. Chicago Ünivcrsitesi'nde Islam ve Osmanlı Tarihi profesörü ve Ortadoğu Araştırmaları Merkczi yönetmeni olan Fleischer'in yapıtı da bunu büyük bir başarıyla iletiyor. Aynca bunları pek çok yan bilgiyle de destekliyor. Kitabın üç ana bölümü var. "Bir Osmanlı Yaşamı" başlıklı birinci bölüm Mustafa Âli'nin yaşamöyküsü üstünde duruyor. "Osmanlı Kanunu, Osmanlı Kariyeri" başlıklı ikinci bölüm 16. yy'da Osmanlı meslek yolları ve bürokrasisine ilişkin bilgiler içeriyor. "Osmanlı Tarihi nin Oluşumu" başlıklı üçüncü bölümde de tarih yazımı üstünde duruluyor. Bütün bunlardan Mustafa Âli'hin hem beklentileri, eleştirileri daha iyi anlaşılıyor hem de o çağdaki kurum ve kuruluşların nasıl çalıştıkları. Kıtübın iki ek bölümünden birincisinde 16. yy Osmanlı maliyest anlatılıyor. lkinciAsinde de Mustafa Âli'nin yaşamı cevresinde kurulan bir zamandizin (kronoloji) yer alıyor. Ayrıntılı kaynakçasının birincil kaynaklar bölümünde Mustara Alı'nin sayısı otu/ dokuza varan yapıtlarının dökümü verilmiş. Kullandığı kısaltmalanyla, dipnotlanyla, diziniyfe de bilimsel çalışma yapacaklara tüm kapıtarı açıyor, yolları gösteriyor. Her bakımdan dört başı mamıır bir çalışma. Kitabın başarısında çevirmeninin katkısına değinmek gcrekiyor. Heischerde bunu görmüş ve Türkçe baskısı için yazdığ önsözde her /.ınıan rastlanmayan bir şey yaparak onun adını anmış ve "..Ayla ()rtaç epeyce karmaşık bir metni zarif bir Türkçe'yc çevirmekle kalmadı, keskin editoryal gözüyle bazı aktarma hatalarını bularak beni utanmaktan kurtardı. Arada büyük mesafeler de olsa böyle önemli bir çevirmenle çalıştığım için olağanüstü şanslıyım..", demiş. Buna katılacak başka bir şey yok. Dilimize okunabilir, anlaşılabilir bir dil ve anlatımla kazandırılmış bu çalışmayı yalnız tarihle, tarihimizle değil, günümüzle ilgilenenlere de önermek istiyorum. Hem hiç sıkılmadan okuyabilecekleri bir kitap edinmiş olacaklarından hem de pek çok şey öğrenip kimi olguları daha iyi değerıendirebilecek bilgilere sahip olacaklarından kuşkum yok. Kimbilir, hiç aklına cetirmeyecckken onu sevip kendine çok yakın bulanlar bile çıkabilir. Tarihçi Mustafa Ali, Bir Osmanlı Aydın ve Bürokratı/ Cornell H. Fleischer/ Çevıren • Ayla Ortaç/ Ttirth Vakfı Yurt Yayınlarıll/'htanbul 19%/348 i./ 15x21 cm K İ T A P S A Y I 382 SAYFA 10 C U M H U R İ Y E T