27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TT^" anadalı yönetmen David 1 ^ Cronenberg'in Cannes J L \ Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü'nü kazanan olay yaratan filmi "Çarpısma'nın romanı geçtiğimiz günlerde Ayrıntı Yayınlan tarafından Nurgül Deveci'nin çevirisi ile yayımlandı. Dış uzaylara ve gelecetie yolculuk temalarının kısırlığından kurtulamayan klasik bilimkurgunun giderek teknoloji tapınmasına dönüşüp, verili dünyayı sorgulamadığını öne süren Ballard, alternatif bir bilimkurgu yaratmaya çalışan yazarlardan. J.G. Ballard'ın daha önce Güneş tmparatorluHi, Sınırstz Rüyalar Diyarı ve Yakın Geleceğin Mitosları adlı kitapları da yayımlanmıstı.lstanbul Film Festivali'nde bütün seanslan dolduran ender filmlcrden olan Çarpışma'ya kimi izleyiciler tahammül edemeyerek filmin yarısında salonu terk ettiler. Seks ve şiddet sahneleri yüzünden muhafazakâr çevrelerin tepkisini çeken, araba kazası ile orgazm arasında paralellikler kuran, literatüre "otoerotizm" kavramını armağan eden, elestirmenler tarafından sinema tarihinin en tartışmalı filmlerinden biri olmaya aday gösterilen ve sansürsüz hali birçok dağıtıa firma tarafından gösterime sokulmayan "Çarpışma" nın önümüzdeki günlerde gösterime çıkacağı belîı oldu. 1973 yılında ilk kez yayımlanmasından bu yana bir "kült roman" olarak yerini giderek sağlamlaştıran ve "yeraltı edebiyatı"nın bir klasiği haline gelen Çarpışma'da, her türlü gereksinimin anında doyurulabudiği, ısıltılı, ama aynı zamanda tehlikeli teknoloji dünyasının insanlara kazandırdığı yeni kavramlar anlatılıyor: Çevredeki her seyde olası bir cinsellik arama saplantısı, araba çarpışmalarının birer cinsel birlesme örneği olarak görülmesi, kaza yapmanın ve kazalarda alınan yaralann uyandırdığı erotik heyecan... gibi. Kitabını, konusunu teknolojiye dayalı ilk pornografik roman olarak tanımlayan J.G. Ballard, günlük yasamın vazgeçilmez aracı olan arabayı, teknolojik gelişmelerin insan beynine yüklediği sapkın mantığın bir öhesine dönüştürerek, insanlann biç durmadan bir' birini sömürdüSü ve yok etmeye çalıştığı bu parlak ve çekici dünyanın tehlikeleri karsısında dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. "Yeraltı edebiyatı'nın en parlak örneklerinden olan Çarpışma'da modern zamanlann gündelik hayat tanrılarından olan araba "başrol" de oynuyor.Ali Akay'ın kitap hakkındaki eleştirisini sunuyoruz. SAYFA 8 Araba kazalarının otoerotizmi ALİ AKAY J.G. Ballard'dan bir "yeraltı edebiyatı" örneği: Çarpışma S anayi toplumun en önemli göstercelerinden biri olan üretim ve tiiketim araçlarının tıpkı otomobilIer gibi hız yapması, ticari yolları ve uluslararası ticareti büyük teknolojik atılımlar sayesinde geliştirmişti. Araçların yol almalannın tren yollarından araba otobanlarına dönüşmesinden itibaren başka bir fantazma belirgin hale geldi. Sosyolojik olarak toplu taşımanın yerini alan bireysel araçlar, otomobiller, bireyin toplumun içinde valnız kalma sürecini de hızlandıracaktı. ABD'de başlayan bu süreç Batı toplumlannın kapitalistleşen dünyasının tükctim faktörünü öne çıkarmış ve otomobil kendi kendisini pazarlayan, satılığa çıkartan bir nesne konumuna sokmuştur. Marx'ın "meta fetişizminin" en yülcsck değerlerini bulabileceğimız otomobil imgesi tasarım dünyasının şahcserleri ve hız üzerine kurulu teknoloji sayesinde "otoerotik" bir saplantıya dönüşmeve başlayacaktı. Otoerotizmin, erotik olanın tasarımının hazzının, beyinsel bir yaklaşımda, maddeleştirdiği anda ortaya çıkan bir olgu olduğunu Ueri sürebiliriz. Akıl sayesinde hazza ulaşma, teknolojinin fantazmalanmıza verdiği zevk sayesinde gerçeğe dönüşebilecektir: Ballard'ın "Çarpışma" kitabında (Çeviren: Nurgül Deveci, Ayrıntı Yayınları, 1997), anlatıcı, Ballard, karısı Catherine'in, sevişirken "kendisini başka bir kadınla ilişkisi varmış gibi hissetmemi isterdi" diyor: Lezbiyen fantazmı ("Catherine'in aklından yıldırım hızıyla ilginç bir lezbiyen ilişki düşünccsi geçmiş olmalıydı" (s. 29). Bu fantazmanın tikelliği, beraberinde, otoerotizmin maddiyata dönüşmcsini otomobillerin nezaretinde bizlere sunmaktadır. Tapınılacak nesne bireyin kendisini tatmin yollarından birini oluşturmuş; tüketim aracı olarak da zor ulaşdan ve hız sayesinde kendi tasarımını ele veren otomobile dönüşmüştür. Araba şoförü "direksiyon tam bir itaat aracı, nereye çevirsen oraya gidiyor" diyen bir despot haline gelmiştir. Erotizmin öznelerarasılığı kendi kendini nesnenin egemenliğinde yok et mekte; burada özneyi nesne karsısında bagımlı bir sürece itmekte; bu bağımlılıktan ise sapkın bir cinsel haz meydana gelmektcdir ki, Ballard modern veya postmodern topIumlarımızda bu cinselligi teknoloji ile güncelleştiriyor. Reklamların esiri olan bir siyasetin müstehcenliği kadar, otomobil imgesini kadının güzelliği ile buluşturan kapitalist zevk, "atavratsilahı" araba vc cinselliğe dönüştürüyor. Seksin maddi sınırlarını zorlama yolu olarak kullanıyor Ballard otomobil imgesini. Ve otomobilin iç mekanı ise Marki de Sade'ın hikâyesinin geçtiği 120 günün yaşandığı şatoya tekabül edıyor. Romanın kahramanları ise Bataille'ın kurban üzerine yazdıklarını anımsatırcasına teknolojik kurbanlar olarak karşımıza çıkıyor. Kadınlar veya erkekler araba kazalarının özne olduğu yaşamda sadece birer kurban kuklaları oluşturuyor; konu mankenleri sanki: Parçalanan cinsel uzuvlar, kanın güneş ışığıyla karışması, kan vc ışık aklın es geçtiği yerde aklı, özellikle de teknolojik, araçsallaşmış modern aklı ve insanîar arası bağı temsil ediyor: Anlatıcı geçirdiği kazadan sonra karısı Catherine'in vücudunu ve cinselliğini hayal ederken hem daha evvelki sevişmelerini hem de sevişirken kurdukları nayalleri düşünüyor ve araba veya uçak gibi hız aygıtlarının oluşumunu sağlayan teknoloji sayesinde karısıyla ilişkilerinin pekiştiğini tahmin ediyor: "Biz birbirimize teknolojideki yeni birtakım öğeler bağlıyordu" diyor (s. 28). Her gün yaşadığımız kazaların, filmlerde abartılı bir şelcilde verilen sahnelerin gerçekliğini yitiren yanılsama üzerine kurulu oluşunu bize hatırlatırken, Ballard, bilim adamlannın artık dünyamızda gerçekleşecek kazalar üzerine de bir dal oluşturduklarını; tıpkı teknolojik gelişimin öncelikle askeri alanda kulîanıldığı gibi, sivil dünyamızda da kaza teknolojisinin beden teknolojisi üzerinde hakim olduğunu ifade ediyor. Fo 5 ucault'nun modern iktidarların ve en arkaik iktidar biçimlerinin beden üzerine kurduğu tahakkümü göstermiş olduğu gibi, Ballard da bedenin hız ile ilişkisinde, ağır ve hızlılık ilişkilerinde, otomobilin yerinin ne denli önemli olduğunu vurguluyor. Modern sapkınlık biçimlerinin araba içinde ne şekilde şiddet dolu bir şekilde oluşabileceğini ("Zührevi hastalıklar kliniğinden dönen nevrastenik ev kadınlarının yaptığı saçma kazaları, bu kadınlann sehrin dışındaki ana caddelerde park cuilmiş arabalara çarntıklannı düşünüyorum. Tek yönlü sokaklarda çamaşır kamyonlarıyla Durun buruna çarpışan heyecanlı şizofrenleri, otobana giriş yollarında gereksiz yere U dönüşü yaparken kaza gcçircn manik depresifleri, çıkmaz sokak olduunu bilc bıle yolun sonundaki tuğlaan duvara son hızla vuran şanssız paranoyakları karmaşık altlı üstlü kavşaklarda yaptıkları kazalarda başları kopan sadist hemşireleri, orta yaşlı metanctli itfaiyecilerin gözleri önünde küçücük arabalarından çıkan alevlerin içinde yanarak ölen lezbiyen süpermarket yöneticilerini, zincirleme kazalarda ezilen otistik çocuklan yol kenanndaki sanayi kanallarından birinde kaderlerine boyun eğerek boğulmaya razı olan zihin özürlülerini düşünüyorum (s. 15)), giyotine giderken beli gelen mahkum ölçüsünde veriyor bizlere. Yukanda görülebileceği gibi, kapitalist toplumlanmızın teknolojisi sayesinde bedenlerimiz ve zihinlerimiz arasındaki aynşmanın gitgide büyüdüğünü hissetmeden yaşayan insanların psişik konumları kazaların en önemli ögelerinden biri haline giriyor. Toplumsal gelişmeye göre yeni yeni bilimsel isimlerle karşımıza çıkan sapkınlık çeşitleri kazaların aldığı şekillerle örtüşüyor sanki Ballard'ın anlatımında. Otobanlarda hız yaparken mastürbasyon yapanlar, bir eıleriyle direksiyon kullanmanın zevkini tadarken, yanında oturan kadının vajinasında diğer elini kullanarak, kadınını tatmin etmeye çalışan maço tipleri sunuyor bizlere bu romanında: Bilim kurgunun öteki dünyalarda değil içimizde olduğunu göstermeye çalışan Ballard ile mikro faşizmimizi hissederek kuramsallaştıran Deleuze ve Gu C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 376
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle