28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Kırılan Canlar/ Sunay Akın/ Çıtıar Yayınlan/ 159 s. "Sunay Akın, bir "araştırmacı gazeteci" değildir. Gazeteci bile değildir. Altı üstü bir şair! Ama, "araştırmacı şair"... Sömürünün, zulmün, katliamın, savaşın suçluların, haber ve imge arasında, karmaşık, inanılmaz, ama kesinlikle doğru ve "kanıtlara dayanan" ilişkiler kurarak yakalayan bir "araştırmacı şair"... Metin Göktepe davasına, Şair Eşref, Nazım Hikmet ve daha niceleri, onun çağnsına uyup ellerinde dizeleriyle tanıklığa gelirler. Üniversite öğrencilerinin eylemini desteklemek için, bin yıllar öncesinden Euklides'i getiren de; Bosnalılarla, Kürtlerle, "Cumartesi Anneleri"yle, Afrikalı halkların, Kızılderililerin, Eskimoların şiirlerini, söylencelerini buluşturan da odur. Bu kadar çok ilişki ve bağlantı kurmayı nasıl başarır, Sunay Akın? Once, Türk ve Dünya Edebiyatının ve sanatının muazzam birikimini bir bilgin titizliğiyle tarar. Hangi şair, hangi imgeyi nasıl kullanmış,romanlarda, heykellerde, filmlerde ne var, bulur. Sonra, bilginliği de, bilgiçliği de bir yana koyar, şiir işçiliğine girişir. Topladığı bütün malzemeyi kâğıttan bir kayığa doldurur. Kızkulesi'ne, bütün halkların düşgücüyle kurulmuş evrensel ülkeye götürür. Gerçeğin tümünü kucaklayacak kadar kocaman bu küçük adacığın üzerinden, iyi ve kötünün, ilcri ile gerinin kavgasının haberlerini yedi iklime duyuran sinyaller yaymaya başlar. O bir şey kazanmaz, ama duymayan kaybeder!" diyor Aydın Çubukçu kitabın arka kapağında. kötü yanlarıyla hayatı anlatıyor, kendi aynasından yansıtıyor. Genlerin Bilgeliği Evrimde Yeni Patikalar/ Christopher Wills/ Çeviren: Feryal Halatçt/ Sarmal Yaytnevt/352s Konuya ilgi duyan herkesin kolayca anlayabileceği bir dil ve açıklıkla yazılmış olan bu keyifli popüler bilim kitabı, süper genler gibi moleküler biyolojideki öbür parlak buluşlarla Danvin'in evrim teorisini aydınlatmaktadır. Evrimin aluşını yüzyıldır yapageldiğimiz gibi bitkilerin ve hayvanların çoğalmasıyla değil de doğrudan genlerin yönlendirmeleriyle kavramak insanlığın yeni ama soluk kesici bir adımı. "Genlerin Bilgeliği" bilimin karşısında tutucu ve teolojik safsataların nasıl çürüdüğünün en yalın, her düzeyden okuyucunun rahatlıkla anlayabileceği bir sergilenişi. Sancıh Yıllar: îzmir 19181922Mütareke ve Yunan Işgali Döneminde Îzmir Sancağı/ Engtn Berber/ Ayraç Yayınlan/ 493 s. Ege Üniversitesi öğretim üyesi Engin Berber'in bu çalışması, Ayraç YayınlarıTarih Dizisi/îzmir Üçlemesinin ilk kitabı. Türkiye Cumhuriyeti tarihini üzerine kurulduğu lzmir'in Yunanlılarca işgalini ve ardından başlayan KurtuJuş Savaşı'nı, Îzmir Sancağı kapsamında, Türk ve Avrupa ülkeleri kaynaklarıyla birlikte ilk kez Yunan belgelerini inceleyerek ele alıyor. lzmir'in Yunanlılarca işgalinin basit bir işgal olmadığını, Yunanistan'ın Batı Anadolu'yu kendine ekonomik, politik ve kültürel açıdan eklemlemeye çalıştığını, BatıAnadolu Rumlarının hatta bazı Türkler'in buna ne kadar hazır olduğunu bu çalışmada açıkça görüyoruz. "Sevinçleri ve üzüntüleriyle uzun yıllar aynı coğrafyayı paylaşan insanlann, Ege'nin iki yakasında yorgun, yoksul ve umutsuz kalabalıklara dönüşünü" titiz bir arşiv çalışmasıyla ve resmi tarihi sorgulayarak anlatan bu eser, üçlemenin diğer kitaplarıyla birlikte Anadolu Rumlarının trajik sonunun izini sürüyor. Tezer Ozlü'ye Armağan/ Hazırlayan: Sezer Duru/ Yapt Kredi Yayınlan/ 156 s.+ 34 s. Albüm Tezer Özlü yaşamın ucuna vardığında geride sadece üç kitap bıtezer özlü 'ye armağan raktı: Eski Bahçe, Çocukluğun Soğuk Geceleri, Yaşamın Ucuna Yolculuk. Yaşamı yazdıklan, yazdıklan yaşamıydı. Her gidenle gitmek, her yolculuğa çıkrnak istedi ama "güzel yaşamı" hiç ilerilerde || aramadı. 11 yıldır, inandığına son" ' suza dek bağlı: "Yaşanılacak bir yaşam vardır. Üzerine binilip dolaşılacak bisikleder vardır. Yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak gün batımları vardır." Hep "genç kalacak" bir yazar üzerine, yaşarken ve ölümünden sonra yazılanlar ve onun fotoğrafları. Bu kitap Tezer Ozlü'nün anısına bir armağan... nımları ve vatana hizmet anlayışları farklı. Benzer olansa, vatanı sevmek gereği. Biri"kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan/ .../vatan kurtulmaksa kokmuş karanlığınızdan/ ben vatan hainiyim" diyor, diğeri "Ya sev ya terk et." Böylesi sözler ya yurtseverliğin diliyle ya da milliyetçiliğin diliyle söylenir. Maurizio Viroli Vatan Aşkı kitabında modern öncesi düşünürlerden başlayıp Montesquieu, Rousseau ve Machiavelli'den Habermas'ın yazdıklarına uzanarak bu iki dili çözümlüyor. Sonra da "yurtseverlik", "yurttaş erdemi" gibi kavramları yeniden tanımlıyor ve içeriklendiriyor. Cumhuriyet, yurttaşların haklannı koruduğu ve ortak iyiye hizmet ettiği için vatan aşkı rasyonel bir sevgidir. Ortak özgürlüğün düşmanlarıyla savaşırken bile yasal sınırların dışına çıkılmamalı, adaletsizliğe maruz kalan tek bir kişi olsa bile, yurttaşlar sesini yükseltmeli ve karşı koymahdır. Yoksa tehlikeye giren yalnızca ortak özgürlük değil kendi kişisel ve politik özgürlüğü olacaktır. Kısaca vatan aşkı, kültürü ve hayat tarzıyla ortak özgürlük ilkesine dayalı bir politik cemaat olarak cumhuriyeti sevmek anlamına gelir. Milliyetçiler için millet politik bir kurum değil, doğal bir varlıktır; bir bitki hayat bulduğu toprağa ve havaya nasıl bağlıysa insanlardan da o kadar sıkı bir bağlılık ister. Yurttaşları birbirine ve vatana bağlayan bağ birliğe duyulan dinsel bir bağdır; bireyler milet bünyesinde erimelidirler. Kişi haklan ancak bu birlik sağlandıktan sonra ve birliğe katılanlar için söz konusu olabilir.Bir paranın iki yüzü gibi olan milliyetçilik ve yurtseverlik çok farklı toplumsal tasarımlara sahiptir. Maurizio Viroli bu kitapta yurtseverliğin milliyetçiliğe teslim edilemeyecek kadar önemli oldugunun altını özellikle çiziyor. Tüketim Toplumu/ }ean Baudnllard/ Çeviren: Hazal Deliceçaylı Ferda Keskin/ Ayrıntı Yayınlan/ 246 s Tüketim, doğal ihtiyaçların rasyonel olarak tatmin edilmesi midir? Daha çok tüketim, ilerleme ve mutluluk anlamına mı gelir? Tüketimin yaygınlaşması sınıf farklarının giderilmesı midir? Uluslararası markaların tüm dünyaya yayıldığı, yeni alışveriş merkezlerinin en geleneksel toplumların tüketim alışkanlıklannı bile değiştirdiği, insani iüşkilerin yerini giderek nesnelerle ilişkiye bıraktığı ve kide iletişiminin tüm bu süreci yönlendirdiği çağımızı Baudnllard bu sorular aracılığı ile tartşıyor. Baudrillard'a göre günümüzde tüketim, doğal ihtiyaçların mal ya da hizmet aracılığıyla tatmin edilmesi olarak değil, kodlar ve kurallarla düzenlenmiş global ve tutarlı bir göstergeler sistemi olarak yorumlanmalıdır. Bu sistemde ihtiyaç ve hazların olumsal dünyasının, doğal ve biyolojik düzenin yerini, bir toplumsal değerler ve sınıflandırmalar düzeni almıştır. Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumunda birey tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır. Böylece tüm bir toplumsal farklılaşma mantığı ortaya çıkar. îhtiyaç artık tikeJ bir nesneye duyulan ihtiyaçtan çok, bir farklılaşma ihtiyacıdır. Toplumsal olarak üretilmiş rasyonel ve hiyerarşik ihtiyaçlar sisteminde tüketici tek tek nesnelere değil, tüm bir mal ve hizmetler sistemini satın almaya yönlendirilir; bu süreçte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleşir. Işte bu kuramsal tabanda, günlük alışverişten lüks üretime, beden bakımından cinselliğe, reklamdan Pop Art'a ve bireylerin dinlenme biçimlerine kadar tüm yönleriyle tüketim toplumunu çözümlüyor. Baudrillard. Bu aşırı emek ve tüketim baskısına muhalefetin beklenmedik biçimlerde, örneğin kronik yorgunluk ya da irrasyonel şiddet olarak ortaya çıktığını ve bu muhalefetin öngörülemeyecek yepyeni biçimler bulacağını da ekliyor. "TüketinTin ötesinde bir hayat arayanlara... CUMHURİYET KİTAP SAYI 376 Artizler Kahvesi/ Mesut Kcra/ Parantez Yaytnlan/ 12Xs Türk filmlerinin unutulmaz görüntülerinden ilk aldınıza kimler gelir? En çok kimleri sevmiş, sıcaklık duymuş, bizden biri saymışızdır? Filmlerin başartistleri tabii ki özdeşleşmek istediğimiz, yerini almak istediğimiz, hayranlık duyduğumuz kişilerdir. Ama onlar biraz uzakta, biraz yüksektedir bizden, erişilmezdir. Oysa, karakter oyuncuları arkadaşımız, ağabeyimiz, ablamız gibidir, onlar babacan fabrikatör, acımasız ağa, genç kızların içeceğine ilaç koyup kötü yola düşüren zengin sevgili, polis, garson, aşçıbaşıdır. "Sütçü"dür, "Parçala Behçet"tir, "Yırt Kazım"dır, "Tecavüzcü Coşkun"dur. Sami Hazinses'tir, Önder Somer'dir, Münir Özkul, Behçet Nacar'dır. Filmlerin değişmez karakterleri onlardır. Mesut Kara, Artizler Kahvesi'nde kendi ağızlanndan onları, hayat hikâyelerini, sinema dünyasındaki maceralarını anlatıyor. Ay Hikâyeleri/ Savaş Ay/ Parantez Yayınlan/ 12H s Usta gazeteci, yazar Savaş Ay'ın yeni kitabı "Ay Hikâyeleri"nde onun kendine has üslubuyla hayatın içinden damıttığı olaylara bakışını bulacaksınız. Bu kitaptaki yazılarda Savaş Ay, güncel olaylara bakarken onların arka planındaki gerçeklikleri, diplerinde yatan felsefeyi aydınlatmaya çalışıyor. îstanbul'u, Türkiye'yi, geçmişi ve bugünü anlatıyor. Kutsal suçlarısuçluları, devlet için kılıç sallayanları, dadaşları ve godoşları, dönmeleri, dönemeyenleri, küftir etmenin keyfini, sokak çocuklarını, Metin Göktepe'yi, Ayşe tdil'i, Selamsız'ı, Kemancı'yı, Kasımpaşa'yi kısacası iyi ve SAYFA 16 9 Vatan Aşkı Yurtseverlik ve Milliyetçilik Üzerine Bir Deneme/ Mauruıo Virolı/ Çeviren: Abdullah Yılmaz/ Ayrtntı Yayınlan/ 208 s "Vatan", "millet" sözcükleri çok kullanılmaya başlandığında ortamın gerginleştiği, şiddetin arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Kimilerinin "vatansever" dediklerine kimileri "vatan haini" diyebiliyor. Çünkü vatan ta
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle