Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
l ki fiziki engellerin dünyayı algılamamı zorlaştırdığını düşünürüm hep. Jerome Garcin'in dediği gibi her şeye başkaldıran biri değilim; bu dünyada yaşayan ve çevresinde olan biteni anlamaya çalışan biriyim. SDF'ye karşı sempati duyuyorsam o grupla kendimi gerçekten özdeşleştirebiliyorum dcmektir. Grupla öylesine bütünleşirim ki bircy olarak kalmak için kendimi korumam gerekir. Dünyavı algılama çabalanm beni bazcn birtakım gruplara katılmaya itiyor. Ashnda tüm yaptığım, öykü yazmak. Bir okur olarak yalnızca dünyadan söz cden kitaplan severim, ama dünyayı çok gerçekçi bakış açısıyla clc alan kitaplan hiç sevmem. Kitaplarda, gerçeklcrlc yazılanlar arasında belli bir mesafe olmalıdır. Yazarlar, kitaplarındaki yaşamla gerçek yajam arasında bir denge tutturmalıdırar. Içinde bulunduğumuz yıl ile 2000 yılı arasında olağanüstü hızıı bir edebiyatın oluşması için çok az bir zaman var. Tam olarak günümüzün edebiyatı olmayacak bu olağanüstü hızlı edebiat, ama yine de günümüzde yaşananarı açıklayabilen bir edebiyat olacak. Kuşkusuz, edebıyatın dünyayı kurtaracağını düşünmüyorum. Ama 2000 yılı ile aramızdaki bu kısacık zaman diliminde yazı yazıyorum ve bu özelliği yazılarıma yansıtmak istiyorum: Yazılarımı ikibinli yıllarla ve günümüzün gerçekliğiyle arama bir mesafe koyarak yazmak istiyorum. l Bu olağanüstü hızlı edebiyat. yaşadığımız çağın bir ürünü mü? Örneğin, aklıma senin AIDS'le ilgili yaşadtkların geliyor. Söylediğin çok doğru. 1988 yılında on dokuz yaşındaydım; o sıralarda herkesin cinsel yaşamı alabildiğine özgürdü. tnsanlar, yalnızca eşcinsellerin ÂIDS'e yakalandığına inanıyordu. Ben de prezervatifle korunmak yerine doğum kontrol hapı almayı tercih ediyordum. Herkes gibi ben de AIDS'e yakalanabilirdim bu durumda. Birtakım rastlantıların üstüste gelmesi sonucu birden AIDS'li olduğuma karar verdim. Bundan o kadar emindim ki bedenimle fiziksel belirtiler başgöstermeye başladı: Zayıfladım, vücudumda kırmızı lekeler oluştu, v.s. Çok yakında öleceğimi düşünerek üç ay geçirdim. O sırada Bordeaux'da oturuyordum; saatlerce kentin içinde yürüyor ve ayaklarımın altındaki toprağı hisscderek kendime şunları söylüyordum: "Allah kahretsin, yaşam aslında bu işte! yaşam bu!" Bu harika yaşamı bırakmak istcmiyordıım. Sürekli dünyayı, doğayı izliyordum. îste o günlerde deli gibi yazmaya başladım. Sonra kız arkadaşlarım beni zorla test yaptırmaya götürdüler. Testin sonucunu bekleyerek korkunç bir hafta geçirdikten sonra hastaneden mektup geldi. Bu tür mektupları bir sürü kişi neyecanla açmıştır herhalde. Benimkinde "negatir olduğum yazıyordu. Birden yaşamım yeniden başladı ve içim inanılmaz bir enerjiyle doldu. Hâlâ da bu enerji var içimde. Hep daha Ueriye gitmek istiyorum. Sonra da 2000 yılını düşünerek kendine bir stmrlama getirdin. 2000 vılının gelmesini, Mesih'in bir bin yıl daha dünyanın var olacağını söylemesi olarak yorumlayan kişiler gibi düşünerek seviniyorum. Çünkü ölmekten korkuyorum. Kafamda yazılmak için bekleyen belki on roman var; hep acele etmem gerektiğini düşünüyorum. Yarın bir kamyonun altında lcalıp ölmeyeceğimi kim söyleyebilir? ÇcvremdeKİleri düşünürseniz söylediklerimde haklı olduğumu görürsünüz. AIDS'İ saymazsak, damar tıkanıklığı gibi bir sürü önemli hastalık yüzünuen acı çeken arkadaşlarım var. Çevremdekilerin böyle acı çekmesi, CUMHURİYET KİTAP SAYI 376 bir şey, birinin başına gelse her şeyin yaşadığımız çağla Evet, kesinbirden değişeceğini düşündüm. ilgili bir şeylerin likle öyle. Yirmi "Çok derin politik düşüncelerim Her şeyi gerçekten deSiştirmek mi kanıtı olarak algıyedi yaşında, inyok. Kitabımda dünya üzerine istiyorsun? Ya da yalnızca \ıtabında dilanmalı. 2000 yılı dirim günlerinde söylediğim her şeyi, kendi le getırdiiin bir istek mi bu? benim için acele alışveriş yapan, etmemiz gerektiği Kitabımda olayların bu isteğime gördüklerimden yola çıkarak güzellik malzemeni belirten bir eğuygun olarak geliştiğini söyleyebiliriz. leriyle ilgilenen dile getirdim. Kitabın adı da retileme. Berlin Ama, yalnızca bu tür istekıerden yola genç bir kadınım. öyle; yazdijhm her şey Duvarı'nı boşuna çıkarak kitap yazmıyorum. Örneğin, Bu söylediklerimi yaşadıklarımla örtüşüyor." yıktılar. Duvarın Jacques Chirac'ın kazandığı zafer üzeyaparak rahatlıyoyıkılışını radyodan rine bir kitap yazmak istemem. Bu rum. Aslında dinlemiştim; çok günlerde yazmayı planladığım kitapta bunların aptalca heyecanlanmıştım, işler olduğunu bi'Dişi Domuz"da o kadar derinlemesidünyada bir şeyleliyorum, ama kane incelemediğim iç dünyalara, insanrin değişeceğine dınlara özgü hoş ların kendi içlerinde yaşadıklarına eğilemindim. Aslında bir havailik duymeyi düşünüyorum. Aslında dünya hiçbir şey değişgusunu da böyle üzerine söyleyecek pek bir şeyim yok, medi; duvarın yıalışveriş ederek, ama dünyayı betimlcyebileceöimi dükılması zayıf bir parfümeri dükşünüyorum: Yeni kitabımda oir sürü simge olarak kaldı. kânlarına girerek değişik kent olacak, belki de bir yol Bana göre 2000 yıyakalayabiliyofilmi gibi olacak, Çernobil'e bir kez lı dünyadaki tck rum. daha gidip oralardan söz etmek istiyogerçek duvar ve rum. Yeni kitabım da kesinlikle bir ro Bu kıtabı yazben bu duvarın arman olacak. ma fıkri nasıl doğkasında ne oldu Yazarlar, romanı bir edebiyat türü du? ğunu çok merak olarak sık sık betimlediler. Bir sabah ediyorum. Duva Bu tür betimlemclerden özellikle uyandığımda ayrın arkasında belki kaçınıyorum. Altı yıldır roman yazıyonava baktım güde iğrenç şeylcr rum ve bu işi sürdürmeye kararlıyım. zellik söyleminin var, ama yine de Roman kuramları beni hiç ilgilendirdünyamızda çok ben neler olduğumiyor. Birkaç yıl öncc Kundera'nın önemli bir yeri olnu görmek istiyoRoman Sanatı'nı okudum ve çok raduğu doğru ve rum. Kitabımda dişi domuzu kullanahatsız oldum: Bu adam, özgünlükten kendime şunları söyledim: "Ben, Marie rak söylemek istediğim bu işte: Kızın uzak, birtakım modelleri anlatıp roDarrieussecq, bir gün aynada burnubaşına korkunç bir şey geliyor; o inaman kullanma kılavuzları oluşturuyor. mun garip bir biçim aldığını ve yavaş nılmaz bir saflık ve korku içinde, ahlak Kitabımın onun anlattıklarına uvgıın yavaş bir domuza dönüştüğümü görkurallarını hiçe sayarak bu olayı yaşıolup olmadığını bilmiyorum; aslında sem ne yapardım?" Bunun ancak bir yor, ama hiç vazgeçmiyor, neler olacabu sorunun yanıtını bilmek de istemikâbus olabileceğini düşündüm. Bir doğını görmek istiyor. yorum. Insan kendi yazdıklarını başmuza dönüşmenin düşüncesi bile yaşakalarınınkilerle kıyaslamaya başlarsa mımızdaki yerleşik düzeni nasıl da ye Kafka'yı, kitabının bazı bölümlerinyazı yazamaz. • rinden oynatıyordu! Sonra, sevgilimin de 20 yıl wnra yeniden gündeme getiribeni bir dişi domuz olarak görünce ne yorsun. yapacağını düşündüm. Bu dönüşümün Dişi Domuz/ Marie Darrieussecq/ Evet, dediğin doğru. Benim dişi gerçekten düşündüğüm kadar kötü Çevıren: Özdemir tnce/ Telos Yayındomuzum, cilveli bir tezgâhtar. Başına mü olacağını sordum kendime. Böyle cılık/ 112 s. gelenleri atlatması gerçekten çok zor! Geçirdiği değişiklikleri farketmeyecek kadar dünyaya yabancılaşmış bir kız. Bedenine bile yabancı; bir bakıyor ki dişi bir domuz olmuş. Ama bana göre ÇOK sempatik bir kız; cilveli yapısıyla başına gelenlerden kitaptaki pek çok kişidcn daha az etkileniyor. Bu cilveli havası bana göre çok ilginç: Bir kadının bedeni sayesinde elde ettiği güç bu. Çevresinde fırtınalar koptuğunda dünya savaşlan, kriz dönemleri, depremler ve daha bir sürü korkunç olaybir mahzcnc saklanıveriyor. Bu olaylar olup bittikten sonra manzenden hiçbir (Roman) şcyden etkilenmeden çıkacağı düşüncesi beni büyülüyordu. Böyle başımıza "İnsan, zaman zaman yaşadığı gelen felaketlerde zarar görmcmesi olaylardan dolayı umutsıızluğa lcaiçin çaba harcadıöımız en değerli şeyi korumuş oluvordu: Bireyin, canlı bepılıp herşeyin bittiğini düşünür. Oydenin güçlü bilincini, ne olursa olsun sa yılmamak, sonuna kadar miicahep daha ileriye gidecek olan bilincidele etmek, kaderci olmamak lazıın. mizi. Tabii, bütün bu anlattıklarımda belli bir söylemin de etkisi büvük. FeKanser olduğumu öğrendiğimde minist bir söylcm değil bu, belki kadın ben de böyle bir anımı yaşıyordum. söylemi diyebiliriz ona. IfÖİMYAYIN Şeyma Karaca UMUDUN BİTTİĞİ YERDE Neden feminist demiyorsun? Kitabımın baş kişisi bir fahişe. Onun fahişe olmasında yazdıklarımla yaşantım arasına belli bir mesafe koyma isteğimin payı büyük. Bütünüyle yabancılaşmış bir dişi domuz var kitabımda. Tüketim ekonomisinin sıradan bir ürünü konumunda. Ama kendisinin de bu düzende yer almayı isteyip, konumunu iyice sahiplenmesi bana asıl ilginç gelen yönüydü. Kalemimden dökülüveren kişiliğin bu ilginç yönünü düşünürsek, kitabımda feminist bir söylem olduğunu söyleyemeyiz. Aslında bu noktada büyük bir sorunla karşı karşıyayız: Yabancılaşmadan zevk alma olgusu. Hem yaşamdan sürekli keyif duyma, hem de cinsel zevk dalgasına kapılma söz konusu. Tck bir romanın sınırları içinde bütün bunlar üzerine tek tek düşünmek mümkün deöil. Kadın dergtlerıni okumayı bu söyledıklerinden dolayı mı sevtyorsun? 117 Saytd/MKUXH)TL 2.BASIM Herşeye rağmen ölilmii kabullenmeyi değil mücadele etmeyi seçtim ve kazandım. İnanıyorum ki, umudun bittiği \yerde mutlaka ama mutlaka yeni bir umut başlar. " 'Ölüme Karşı Direnişin Romanı' Yeni Çıkan Diğer Kitaplarımız: Mustala Çifci / AŞK BU İSE (Öyku) / 200.000 TL. • Veyscl Otunç / « O Z L E R İ N ŞAFAĞIMDI DAĞLARDA (Şıır) / 270.000 TL. • Latıl Özdemir / YASAK AŞKA ŞİIRLER (Şıır) / 2X0.000 TL. • Latıl" Özdcmır / (JULBIHAR (Şıır, Kürtçe) / 25O.DOO TL. • Şakır Doğan / KARINCALARIN İNTİHARI / (Şıır) / 200.000 TL. • Gulşah Fındık Kara / YOLLAR YINE G Ö Ç E B E (Şıır) / 200.000 TL. • Sabri Kuşkonmaz / ÖLÜMSUZ RESİMLER GEÇİDİ (Şıır) / 250.000 TL • Huseyın Şengün / EMEĞİN ÖFKESİ (Roman) / Çıkıyor! • H.OM Berfin Yayınları Adrcs: Cağaloğlu Yokıı^u, Evrcn Han, Kal: 3, No: 60 Cağaloğlu 34440/ Islanhul Tel: (0.212) 513 79 00 Fax: (0.212) 520 64 84 KİTAPÇILARDA