06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUNEYT AKALIN Ifluslararası Sosyal Tarih Bıstltüsii ve Osmanh Tarih Yanmı M etc Tunçay, bu kitapta hem daha farklı bir zaman dilimini ele alıyor hem de araştırma ve tarih yazımında yeni bir tarzı, bir grup çalışmasını deniyor. Türkiye'deki araştırma çalışmaları açısından henüz yeni sayılabilecek olan bu tarz, Hollanda'dald Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü'nün Osmanlı ve Türk Tarihi alanında yarattığı bir araştırma projesi sayesinde ortaya çıkmıs. Enstitü, tarih alanında karşılaştırman çalışmalara öncelik tanımaya ve bu amaçla bir grup çalışması örgütlemeye karar vermiş. "Osmanlı împaratorluğu"nda Sosyalist Hareketin Oluşum ve Gelişiminde Etnik ve Dinsel Toplulukların Rolü" hakkındaki bu projenin yönetimi için Mete Tunçay'a teklif yapılmış. Boston Üniversitesi nden yakın çağ tarihi uzmanı Prof. Feruz Ahmet, Sofya Üniversitesi'nden Dr. tbrahim Yalımov, Bochum Üniversitesi'nden Prof. Fikret Adanır, Paris I. Üniversitesi'nden Dr. Anahid Ter Minasyan, Strasbourg'dan Prof. Paul Dumond ve Yanya Üniversitesi'nden Prof. P. Noutsos bir araya gelmişler proie kapsamında. Mısır'ın sosyalist ve komünist akımları uzmanı Prof. Rıfat es Said de çalışmalara katılmış. "Dış Türkler" ve özellikle Azeriler üstüne bir uzmanı da işin içine katma çabaları, o yıllarda yani Sovyetler Birliği'nin çöküş yıllarının kargaşası içinde sonuçsuz kalmış. Mete Tunçay ile birliktc çalışmayı derleyen Hollanda Nijmegen Universitesi Profesörlerinden Türkolog Erik J. Zürcher'in kitabın önsözünde belirttiği bu hususlar, konuya ilgi duyan bir okurun bam teline basıyor. Osmanlı împaratorluğu gibi çoketnili, çok kültürlü bir imparatorluğun içinde yeşeren Osmanlı solunun, o yıllarda başta Karl Marks olmak üzere sosyalizmin önde gclcn bütün düşünürlcrinin dikkatini çektiği bilinir. Ancak Osmanlı sosyalizminin çokkültürlü kökeni hakkında bilgiler çok sınırlıdır. Tunçay ve Zürcher in çalışması bu ihtiyaca cevap veriyor. Fakat kitabın dana da ilgi çekici olan yönü, çalışmanın sosyalist akımların kökeniyle sınırlı kalmayışı, 19. yüzyılın bir başka büyük doktrinine müliyetçiliğe sıçraması vc milliyetçilikle sosyalizm ilişkisini irdelemesi... Eric Jan Zürcher bunu şöyle ifade ediyor: "Levant'ta sosyalizm henüz görece marjinal bir olgu iken, milliyetçilik siyasal gündemin en tepesinde yeralıyordu. Bu akım, 19. yüzyılın başından beri Elen (Rum/Yunan) ve Sırp toplulukları içinde, geçen yüzyılın ortalarından beri Bulgarlar, 1880'lerden bu yana da Ermeniler arasında canlı bir güçtü." Araştırmacılar sosyalist akımları incelerken sık sık milliyetçilikle yüz yüze gelmişler. Zürcher'in deyişi ile "dönemin her sosyalist hareketi, bu her şeyi kapsayan milliyetçiliğe karşı tutumunu tanımlamak zorunda kalmıştır". Araştırmacıyazar Mete Tunçay yıllar önce başlattığı "sol akımlar" üzerindeki çalışmasına, yeni bir boyut ve yeni bir devinim katarak devam ediyor. Bilen bilir, Mete Tunçay'ın "Türkiye'de Sol Akımlar" adlı yapıtı, olayları 1908 yılından itibaren kapsamaya başlar. Tunçay bu kez, yanına bir başka araştırmacıyı alarak, 1908'in öncesine uzanıyor. Hollandalı Türkolog tarihçi Erik Jan Zürcher ile birlikte, XIX. yüzyılın sonlarına gidiyor, I. Meşrutiyetten başlayarak Cumhuriyet'e kadar uzanan dönemdelci sol akımları ve bunların milliyetçi akımlarla olan ilişkilerini inceliyor. Mete Tunçay ve Erik Jan Zürcher"den yakın tarihimiz Osmanlı İmparatorluğu'nda Sosyalizm ye Milliyetçilik kalesinde bir yandan Makedonya'daki ulusal gelişmeleri irdelerken, bir yandan da Makedon devrimcileri ile Bulgaristan Sosyal Demokrat îşçi Partisi arasındaki ilişkileri ele alıyor ve deşiyor. Makedonya sorununun ortaya çıkışı, Adanır'ın da belirttiği gibi, 1870'de bağımsız bir Bulgar Küisesi'nin ortaya çıkışı ile yakından ügilidir. milliyetlerden işçi sınıfını başarı ile bir araya getirdi, birleştirdi. lkincisi Sosyalist Enternasyonal'e başvurarak, ulusların işçi dayanışması içinde yer aldı. Üçüncüsü ise "ekonomizme" hapsolmadan yani işçi müdahalesini salt ücret artışı çabasının ve sendikal mücadelenin içine hapsetmeden, sonuna kadar siyasal demokratik mücadelcye önem verdi, II. Meşrutiyet Devrimi'nin getirdiği hak ve özgürlükleri korumaya çalıştı ve Osmanlı'yı ve Osmanlı'nın toprak bütünlüğünü dış tehditlere karşı savundu. Sosyalist İşçi Federasyonu, merkezi Selanık'in Osmanlı sınırları içinde kalmasının mücadelesini verdı sonuna dek. Fakat Balkan Savaşları sonunda Selanik'in Osmanlı'dan kopması kesinleşince, bu kez Balkan Federasyonu fikrine yakınlaştı. Federasyon'un gözünde son bir çareydi bu.. n bir çare Yanya Üniversitesi'nden Panayot Noutsos ise "18761925 YılJarı Arasında Osmanlı imparatorluğu'nda Sosyalist Hareketin Oluşumunda ve Gelişmesinde Rum Topluluğunun Rolü"nde bir yandan Istanbul, Selanik, Girit ve Izmir Rumları'mn oynadığı rolü, bir yandan da Yunan Sosyalistleri ile Osmanlı Rumlan arasındaki ilişkileri inceliyor. Istanbul'da esas olarak Rumlar tarafından çıkartılan Ergatis (Irgat, işçi) gazetesinin öyküsünü anlatıyor. Prof. Noutsos'un anlattıklarından öğreniyoruz: Yunan ordusunun Anadolu'yu istilasından sonra lzmir'de kendilerini Rosa Luxemburg'a yakın hisseden ya da çeşitli sosyalist çevrelere yakından ilgi duyan birtakım aydınlar ortaya çıkıyor. Bu aydınlar lzmir'de Yunanistan Sosyalist İşçi Partisi'nin (SEKE) savaşaleyhtarı bildirisini yayarken, bir yandan da gerek partinin Rizospastis gazetesini, gerekse kendilerinin hazırladığı Funta ve Arambas gibi dergileri Anadolu cephesindeki askerler dağıtıyorlar. Aynı donemi Osmanlı sınırları içindeki Bulgar azınlık açısından inceleyen Ibrahim Yalımov da çok ilginç katkılarda bulunuyor. Osmanlı sosyalist düşüncesinin bir yandan Selanik üzerinden Batı Avrupa'dan, öte yandan ise Sofya üzerinden Rus düşüncesinden etkilendiğini belirten yazar, Osmanlı topraklarında yaşayan Bulgarlar'ın, iki toplum yani Türkiye ile Bulgaristan arasında taşıyıcıhk görevi yaptığına işaret ediyor. Bulgar SosyalDemokrat Işçi Partisi'nin 25 Ağustos 1908 günlerinde toplanan XV Büyük Kongresi'nde, işçilerin ulusal ve demokratik mücadelede yerlerini almaları gerektiği vurgulanıyor. "BSDÎP Kongresi... Türkiye proletarvasının mutlakiyet rejimini ortadan kaldırmak ve Türkiye proletaryasını tamamiyle kurtarmak için yapmakta olduğu savaşımı sürdürmesini ve bu savaşımda tam zafere ulaşmasını temenni eder. Türkiye proletaryası tam özgürlüğe ancak öz sınıfsal örgütüyle, sosyalizmin bayrağı altında, uluslararası sosyaldemokrat güçlerle omuz omuza savaşarak erişebilir." Bulgar SosyalDemokrat Işçi Partisi'nin serüveni de yakın tarihimizi yakından ilgilendirmektedir. Merak edenler ayrıntıları kitapta bulacaklardır. Osmanlı Anasır'ı arasında "milleti sadıka" olarak anılan, ancak kaderi 19. yüzyılın sonlarına dofiru Osmanlı'nın öteki anasırından ayrılmaya yüz tutan Ermeniler, bu yıllarda örgüt arayışı içindedirler. Türk tarihinde adı "milliyetçi örgütler" olarak geçen Daşnak ve Hınçak örgütleri bu yıllarda doğar. AsK İ T A P S A YI3 7 2 ItekMdan veOsmanı Araştırmacılann Osmanlı tmparatorluğunda sosyalizmin kökenleri üstünc yürüttükleri bu proje, ayrı ayrı toplulukların deneyimlerinin birbirine ne kadar benzediğini göstermekle kalmıyor, Osmanlı tarihini çokkültürlü bir temelde incelemenin zorunluğu bir kez daha karşımıza çıkıyor. Zaten bu olgu, tekıl makalelerde hemen ortaya çıkıyor. Fikret Adanır "Osmanlı tmparatorluğu'nda Ulusal Sorun ile Sosyalizmin Oluşması ve Gelişmesi: Makedonya Orneği" adlı maSAYFA 10 Çok MUIyetll Balkanlan ve Osmanlı Sosyalizminin Kökleri Strasbourg Üniversitesi'nden Paul Dumont ise Osmanlı sosyalizminin en ilginç örgütlerinden birini ele alıyor ve Osmanlı'nın Bütünhiğü ve S r inceliyor. "Yahudi, Sosyalist ve OsSelanik Sosyalist Işçi I : ederasyonu manlı" sıfatlan ile tanımladığı bu öryakın tarihimizın en ilginç sol örgütlegüt, Selanik tşci Federasyonu'ndan rinden biridir. Tarihimize birkaç bobaşkası değil... Gerçekten de Osmanlı yutlu katkılar getirdi. Birincisi bütün Imparatorluğu'nda kapitalizmin geliştiği ilk merkezlerden biri belki de birincisi olma özelliğini taşıyan Selanik, Osmanlı işçi hareketinin de tarih sahnesine çıktığı kent oluyor. Osmanlı Işçi Federasyonu esas olarak Yahudi işçilerden oluşuyor. Kurucusu, Abraham Benaroya adlı Vidin asıllı eski bir öğretmen ve baskı işçisi. Fakat Federasyon bütün Selanik işçilerine seslencn sosyalist bir örgüt olmayı esas alıyor. Kentteki öteki milliyetlerden işçileri, vani Rumlar'ı, Bufgarlar'ı ve Türkler'i de etkilemeye çaMete Tunçay. bu kitapta hem daha farklı bir zaman dlllmlnl ele alıyor lışıyor. hem de arastırma ve tarih yazımında yeni bir tarzı, bir grup calısmasını 1909 Mayıs'ın deniyor Selanik Işçi Federasyonu da bir grup militan tarafından kurulan Selanik Işçi Federasyonu haziran ayında II Enternasyonal'e üyelik için başvuruda bulunuyor. Federasyon, sosvalizm davasını aynı zamanda dört dilde aynı adı taşıyan gazetelerle kitlelere duyuruyor: Ladino (Ispanyol Yahudicesi): Jornal do Laborador, Rumca: Efimeris tu Ergatu, Türkçe: Amele Gazetesi, Bulgarca: Rabotniçeski Vestnik. Selanik'teki bu sol çekirdeğe Ulusal Federatif Parti^nin sol kanatı da katılacaktır. MÎDÖ'den (Makedonya îç Dcvrimci Örgütü) kaynaklanan bu partiyi, Osmanlı Parlamentosu'nda Balkan sosyalizminin ünlü sözcüsü Dimıtar Vlahov (Vlahof Efendi) temsil edecektır. sofya'dan Esen Rüzgâr Ermenilep ve Osmanlı'nın Son Yılları C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle