Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
N I S A N 1 8 8 7 • Mustafa Emne, Çetin Yığenoğlu'nun öykülerini değeriendirdi . lar Ülkesine" adlı kitabını yazdı Milliyetçilik"i değeriendirdi Ablasfdı değeriendirdi . . .3 tayfada 8 sayfada U) sayfada 13 sayfada • R Hazinedar, Akgün Akova'nın "Güzel At• Cüneyt Akalın, "Osmanlıda Sosyalizm ve ü M. Buyrukçu, Şiir E. Yılmaz'ın "Abdullah'ın KITAP Cumhuriyet I Z E K Altmış yılın sanatçısı Nuri İyem Türkiye'de toplumsal gerçekçi resmin ustalarından Nuri îyem, sanatta altmışıncı yılını kutluyor içinde bulunduğumuz günlerde. Sanatçılar en tipik işleriyle tanınır ve sanat tarihine de gene bu işleriyle kalırlar. Buna bağlı olarak da lyem'in en tipik işlerinin aeğerlendirilmesi tüm sanatını kapsar aslında. Nuri îyem'in sanatını salt "topluma dönük bir estetik" bağlamı içinde ele almak doğru olmayacağı gibi sanatçıya da haksızlık olur. Çünkü îyem yalnızca resim yapmakla kalmamış ayrıca çağdaş Türk resim sanatının son altmış yılı içinde kendine özgü bir üslup savaşı da vermiştir. Bu savaştan Nuri îyem'le birlikte Türk resmi de galip çıkmıştır. Altmışıncı sanat yılını yaşayan Nuri îyem için Evin Sanat Galerisi'nde 21 Mart'ta bir sergi gerçekleştirildi. 17 Nisan'a kadar sürecek sergiyi izleyenler isterlerse bir de Nuri îyem kataloğu edinebilirler. Nuri lyem'in altmışıncı sanat yılını Kemal tskender ve Demirtaş Ceyhun'un birer yazısı ile kutluyoruz. KEMAL İSKENDER ice bir zamandan (ve belki de yaklaşık olarak 1970'lerden) bu yana Türkiye'de sanatçı ya da ressam olmak, eskiden olduğu kadar zor bir şey değil artık. Ressam olmak dediysek eğer aslında bunun ikili bir anlamı var. llki şu: Ressam olmak kişinin duygu ve düşüncelerini hem kişiliğine hem de resim geleneğine özgü biçimsel bir dıl yapısı içinde anlatabilecek bir yeteneğe ya da veriye sanip olmak demektir. Bu, ressam olmanın "olmazsa olmaz" koşuludur. Diğeri ise, "ressam" olarak yaşayabilmektir. Bu da, kişinin yaşadığı ortam ve koşullarla diyalog kurabilmesi, çekişmesi ya da çatışması, mücadele etmesi ve en sonunda da kendini bir ressam olarak kabul ettirmesi ile gerçeklesebilir ancak. Ressam olmanın ilk anlamı kişide yoksa eğer, zaten ressam olunamaz. Bu yetenek tanrı vergisi bir şeydir ve kişinin gördüğü sanat öğrenimi ile de pekiştirilir. Ancak bu yeteneğe sahip olan herkes, istese bile, ressam olup çıkmaz sonuçta. Türkiye'de öteden beri asıl yerine getirilmesi ya da aşılması zor olan şey ressam olmanın bu ikinci anlamıdır. Bir diğer deyişle hem resimden geçinmek hem de kendini ressam olarak kabul ettırmektir. Işte bu zor engeli geçmek, çok kolaylaşmamışsa bile artık eskiden olduğu kadar güç bir şey değildir. Evet ama kimlerin sayesinde? Hiçbir gelişme kendiliğinden olmayacağı ya da yoktan varedilemeyeceği için, ressam olmanın geçmi§e oranla bugün daha kolay bir hale gelmesinin diyetini birileri ödemiş olmalı. Özellikle de Türkiye gibi, bilinegelen anlamda bir resim ve heykel geleneğinin olmadığı, hatta sanat ilgisinin de çok kısıth olduğu bir ülkede ressam olmanın toplumsal bedeli adına, bazı kimselerın örneğin çarmıha gerilmekle eşdeğer boyuttaki bir maddi ve manevi işkenceden mutlaka geçmiş olmaları gerekir. Kimbilir bu uğurda yok olup gitmiş, adını dani bilmediğimiz kaç fedakâr var? Şu ya da bu şekilde günümüze ulaştıkiarı ıçın adını bildiklerimizden biri (ve belki de başlıcası) olan ve şimdilerde doğumunun 80'li, sanat hayatının ise 6O'lı ydlarını süren bir Nuri îyem var. Ama öyle kolay mı olmuştur acaba, (Demirtaş Ceyhun'un ifadesiyle) "devrimci eylemleri yüzünden 'Parmaksız Hamdi'nin tabutlukları'nda aylar boyu kalıp, aklını yitirmek kertesine gelen Nuri îyem'in bugünlere kalması? Bir yandan solculuk suçlamalanndan kaynaklanan emniyet güçlerinin baskısı, öte yandan da D Grubu'nun sürekli bir hal alan dışlayıcı hışmının takibi altında, üstelik de sadece sattığı resimlerden sağladığı kazançla bugünlere gelmesi hiç de kolay olmamıştır Nuri lyem'in. Bu yönüyle Nuri Îyem ekmeğini sadece uğrasından ya da resminden kazanan sanatçı tipinin en eski ve ünlü örneklerinden biri ve hatta bu uğurdaki simge bir kişilik de sayılabilir. Ve gene eğer bugün için ressam olmak kolaylaşmışsa, Lunu büyük Dİr oranda, D grubunun Andre L'hote'un akademizmini Devamı 4. sayfada *" N CUMHURİYET KİTAP SAYI 372