03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ayazma pencerelerinden sarkan bir çocuk yazılsın alnıma / alnıtna doğru yürü, ordan gülümse yüzüme / git orda öl ve kızlar soyunsun başucumda / başucunda bir hayalet gibi ben yarı yorgun, biraz ıslak / azıcık da şair gibi alçakgönüllü ve coğrafi alçak / kanctk kireç tavanda bir örümcek gözii sanki acemi gece / sanki gecesıiırlı sınırlı avuçlarımda ben fısıltı uzaklarda... Gözıerin çapak çapak, gözlerınin göğü Suzidilara, neniiz yenı uyanmış scvda sından, uykusundan, intiharından, gecesinden! Ilişme ki şıirini sürdürsün, Edip Cansever ithafı "Shakespeare'in Bir Ağustos Gecesi Kâbusu...' bir sesle: sivilceli bir zencinin dudağından geliverdi ağustos / pencereden giriverdi ceviz kaplama masaya / kalpağını atıverdi. tniverdi truva atının sırtından / altın ateşler döküldii kadife kesesinden toprağa / sarışın, turuncu burunlu, tıknaz ve / soylu bir balerindi yakınen tanındığında / gözlerindeki balonlar kirpiklerine deydikçe patladı / sanki havariieri balonlar birer birer patladıkça rahatladı / âşık da değildi neniiz hiç kimselere, vebalıydı / tül pelerinini balkondan uçuverirdi aşağı lımon ağacına / ekşidi eskici dükkânına benzer dişleri kamaştı / sonra bir giin düş görmelere filan da başladı / devamlı sinemaların / alaskafrigo satan şehzade delikanlılarında. Ah, saçları tel tel akşamüstü kokusu Suzidilara! Eski aşklar, eski âşıklar ki aJaskafrigo değil midir biraz da? Yüzler hüzün bi hüzün puslu sonbahar, kalpler içli içli eski * 45'lik ezgiler. Gözleri darmadağın Suzidilara, sen ki, o günlerde albatros saçlarınla ten Teşvikiye'den, Beşiktaş'a inip Rimbaud yalnızhğı, Pasolini yırtığı intiharlar yaşardı uzun yüzlü. Kafanı çevirir, şöyle bir bakardın ki, âh! senden düşmüş gibi "Ortaköy'ün Orta Yeri Çınar Mezarlığı.." Suzidilara! Büsbütün çınar mezarlığı: beyaz evlerin kırlaşmış kiremitli damlarından sarkardı adı / yankı yankı yankılanan gökyüzünün sahi o yıl ve o nastl / yıkılmışsa, bir giin anımsanır, cinsten / ne ÇOK ölmiiş bir de kocası vardı. Kocaman, acı gibi bir adamdı / şık giyinirdi, alışılmış giyinirdi, ayhan ışık'tan sözederdi / severdim derdi, kirpikleri alevlenirdi, bakardı uzaklara / oralara tutunurdu, engini tutardı, engini tutar griye boyardı I içerdi, kusmuğu rakıyı oeyazlatana kadar sek içerdi I telefon rehberini oniine alır, yitirilmiş bir şehirde kestiği / soprano sevgilisinin telefon numaralarını arardı, / rakamsız bir ölümdii bu.. Bütün rakamsız, kıyısız, dipsiz, yarasız ölümler sende yaşanırdı; âh! Suzidilara, bütün hepsi sen olmuştun sonra! Ondandır ki, kendinle telefon şakaları yapsan da eski bir çocuk intinarıdır yüzün hâlâ. Içinse, eski bir Rum opereti sessizliği! Günler heyhat, fotoroman ürpertisi, "Baykuşun Hatıra Defteri" biraz da! Ruj gibi dökülür dar gecenin dudaklarından: ilk çarşafımızda mayıs gibi kıvrılır kan / atlas gibi ebrulîlenir, şakır bedii / zaptedilir zodyak, ayakucunda rakı şişeleri / tarih unutulur, beni unutma der kadın / o bakıştan öteki bakışa bir uçurum dikilir / o bakıştan diğer bakışa bir tayfun diklenir / kanaviçesine bir ut işler kadın, ağlar, / mavi bir kedi leşi sürüklenir gözyaşlarında / bir arzunaldir hayat, çoğaltılması yasaklanır / ve o hayat ki hâlâ / gülsuyu kokan tülbentlere sarılı saklanır! Ah, penceredeki son gri kadın Nilgün Marmara da en son sende durmuştu Suzidilara! Kış serçeleri kadar soğuktu o günlerde. Gerçeküstü dudakları, derinine krizantemleriyle içinc doğru üsüyordu! Düşercesine balkona yakındı hayatı. 1 lüzünlü bir aşk güzelliğinde düştü sonra, hayatın balkonundan. Kırıldı cam ruh, cam bir makas CUMHURİYET KİTAP SAYI 375 gibi! Sepya vals da bitti usulca, "Cam Makas" tadında: temmuz yırtılıyor vazın ortasında / ... / bach dinlivor benim karanfilim / dürbünlü tiireğimin kabzasında verlaine'in / parmakizleri. / düşürüp kırıyorum cam makasımı. / hüzünlü bir şeyler çalıyor akordeonla eski mevsim. / polisiye bir aşk bizimkisi / polisiye bir caz bu dinlediğimiz / erken yaşlanır terkedenler / erken ölür ellerini ellerden alıp da gidenler / yakışmaz ayrılık / yakışmaz ihanet / sarıl bana / sarıl bana / beni sana davet et! Ben'leri, gardırop tenlerı sana davet et Nilgün Marmara, hadi' Suzidilara! Suzidilara! Suzidilara! Etheromanieü Günlerin alt dudağında biraz biraz eskidik biz de. Gel, bir jilete anlatalım hayatımızı birlikte! Genç yönetmen küçük îskender "Gömü" adlı fotoromandan çaldığı çocukluğu, "Ateşli Duygular" adlı fotoroman ve "Gönül Garip Bir Kuştur" adlı filmden kopardığı okul kokan yüzüyle gençliğinin dokümanter filmine hazırlanıyor. Gerçi, henüz daha 33'ünde! Kritik bir anda içindeki sinemalar başlarsa diye telaşlanıyor. Başyapıtı, hayatının fiiminin senaryosunu çoktan bitirmiş; her şey çekim aşamasında! Nasıl ki, her aşk kendine ihbardır, her film de yönetmenine ihbardır biraz da. Bütün oyuncuları "ilk" ve erkek olacak bir filmin yönetmeni de filmine ihbardır tabii! "Pasolini'yi hatırlıyorum eski bir sevgili olarak" diyen yönetmenin fiiminin adı ise underground sinemaya en gri ihbardır: Gelecek Salı Sonbahar! Ama, dedik ya! O bugünlerde, gençliğinin dokümanter fiiminin senaryoları üzerinde çalışıyor. The Kırmızı Başlıklı tstasyon Şefi de, iştc bu The Kırmra BaşlıklıtetasyonŞefl (3) dokümanter filmin senaryosunun buruşuk ve dağınık sahneleridir yeryer. Şenâ sonbaharının çekimini bitirir bitirmez slowmotion Gelecek Salı Sonbahar'ın deneme çekımlerine geçecek. Hayatının senkronunu çoktan düzeltmiştır, Beyoğlu ve Yeşilçam'ın geçtiği her yerde yeni dublaiıyla anlatıcıdır: Yazık! Kalbinizi çaldırdınız! Yaşlanmayan çingene kızlarının sattığı giillerin yalnızlığıdır sanki tüm görüp görebileceğiniz! O sıra uzanır ve bir gül seçersiniz. Bir diken, parmağınıza batar. Kan damlasını bir park taşına sürersiniz eğilip; işte artık Beyoğlu'yla kankardeşsiniz! Bilmem farkında mısınız, yürüyorsunuz; bir kolunuzda kolej talebesi rolünde Arzu Okay, diğer kolunuzda meyhane arkadaşınız Göksel Arsoy, Taksim Gezi Park'ta Yadigar Ejder, açlıktan ve soğuktan ölürken, siz Giovanni Scognamillo'nun vampir olup olmadığım düşünüyorsunuz. Papyonunuz parlıyor. Çünkü Galatasaray Postahanesi'nden atılan mektuplar, sahiplerine asla ulaşmazlar. Siz, küçük îskender'in, eskiden beri söylenegelen Galatasaray Postahanesi'nin bu mektup hikâyesine inanır gibi yapın inanmayın gene de. Zarfı pronterol kokulu, içi kalpliyse mektuplarınızın kuşkulanmayın hiç, Marilyn Monroe'nun eteklerini havalandıran cereyan gibi alıcısına çabucak ulaşıverir. Kaldı ki, küçük Îskender de Galatasaray Postahanesi'nden postalamamış mıdır masum bir tatla bütün mektuplarını! Şu anda bile İlhan Berk'e ya da James Dean'e mektup postalamakla meşguldür belki de! Çünkü insan, en çok mektuplarından, mektup yerlerinden kanar! Tıpkı küçük tskender gibi. Kitap adı dahil, üç özne de ikizler burcundandır! Beyoğlu, küçük Îsken der, The Kırmızı Başlıklı tstasyon Şefi. Oznelerden biri ki, âh hcp gizli öznedir hayata karşı: küçük îskender! Beyoğlu'nun öznelliği ise, hep kuşkuludur tümce içinde. Beyoğlu bukalemun! The Kırmızı Başlıklı tstasyon Şefi ise, artık dingin öznesidir ikizler burcunun! Çünkü, akmıştır, ıslanmıştır, kurutulmuştur, yaralanmıştır, naftalinlenmiştir, birer zülfükâr imgeye dönüşmüştür erkek güzeli delikanlılann boyunlarında! Tunaftır ki, bitmiştir?! Adı üzerinde fazlaca kafa karıştırmanızı da artık gerektirmez. Herhangi bir argo sözlüğe bakarak, kitabın sayfaları arasında dolaştırabilirsiniz gök kırığı kalbinizi. Şimdi, The Kırmızı Başlıklı tstasyon Şefi bir enjeksiyon natüreldir biraz da. a, en çok göğsünden duyulur çocukluğu. En çok aamarlarından üsüyecektir sonbanarda, gelecek salı Itnafı bile bir deniz kabuğu serinliğindedir: hüzün altında yürürdük saatlerce elele / seni şimdi görsem, kendimi bir yerlerden natırlar / ama asla çıkartamam! Sahi, 70'lerın kolejli artistluzı memelerinden mi haykırırdı dışarı!? "Yatır Sev Kaldır Döv"leri, "A'dan Z'ye Kadar"ları, "Beş Atış Yirmi Beş"leri, "Sevişmek Bir Dakika"ları, "Arzu"ları görebilsem bir daha yüzünü daha koIay çıkartırım belki. Senin içinde hâlâ o cam makas belki de, keyfince ölme arzusu nöbetleri tutuyorsun Jean Cocteau'nu öperekten! Günün ne renk olduğunu Dİr hatırlasan, hayatın üşümüş gri yerinde çocuklukla delikanlılık arasınaaki kararmada cam makasını bırakacaksın usulca! Belki kırılır kırılmaz belki! Üstelik aşk maçları da epeydir tatilde, hiçbir şey değişmeyeçek gri gri üşüsen de, özür dilesen de: Özür duemek, davranışlarını kontrol edemeyen insanların son hücum ve son savunma şansı. Oysa ben de herkes kadar peygamberim. Ben de herkes kadar bir peygamber öldürdüm. Herkes kadar benim de ellerim kanlı. Noter huzurunda yalnızlıklarını onaylam,ış halklar isyan etmeye mahkumdur. Qzür dilemek, halkların dışındadır. Özür dilemek, kişilerin tekelindedir. Büyük kapitaldir. Benden özür dileme kılıcım! Seni başkalarına saplayan benim.'!! Özür dileyeceksek, bir tek kendimizden özür dilemeliyiz belki. O da kendimizin makasına sıkıştıkça! Biraz sonra hayatına gireceğiniz küçük îskender, The Kırmızı Başlıklı tstasyon Şefi'nde bazen "maskeli alo", bazen "0900'lü Cinsel Telefon Hatları", bazen "bol düdüklü bir senaryo", bazen "makyajı akmış bir replik", bazen de "izlenme oranı çok düşük bir yerel televizyon" istasyonudur. Zaman zaman meuya kirlenmesi kadar da medyatiktir. Kınk bir tırnakla hayata takılıp, eski bir aşkı temsilen ağladığında bile üzerinde flaşlar patlar! Oysa bütün bunlar hüzün ve ironi içeren görsel birer kurgudur: Gece kar yağmış. Ev soğuk: Tuvalet kirli. Sular akmıyor. Kedi azdı. Her yere işiyor. Mutfakta kirli bardak tabak üzerinde çeşitli organizmalar oluştu: Kirayı ve taksitlerimi ödeyemedim. Oturdum. Eski bir aşkı temsilen ağlıyorum. Objektiflere yakalanmadan olay yerinden uzaklaşabilecek miyim? Kalabalıkta kaybolabilecek miyim? Kalktım. Sokak kapımın üstüne "intihar nedeniyle kapalıyız" diye yazılı bir not astım. Zile basanı bazukayla incitirim. Bu saatlerde küçük îskender'i rahatsız etmezseniz ÇOK iyi edersiniz! Çünkü O, bu aralar "şüpheli aşk fılmleri" senaryoları ve "vamp şiirler" eskizleri üzerinde çalışıyor. Esrar tırnaklarını kırmış, üstelik vücudunun gri yerleri mor mor acıyor! Yoksa birazdan başlayacak Cangüncem hayatına giremezsiniz!? Şüpheli fılm aşkları yaşadı geçen son' SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle