Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü/ Akgün Akova/ Çınar Yayınlart/ 224 s. Onu hastaneye getirdiklerinde, yaşamla ölüm arasındaki iplikten köprüyü geçmek üzereydi. Yakınında patlayan bir bomba çenesini parçalamış, alt dudağı ve alt çene dişleri yok olmuştu. Akdlarını yitirmemek için delicesine çalışan; elektriksiz, susuz, yakıtsız hastanelerde ameliyat yapmaya çalışan hekimler onu yaşatmak için tam dört gün azraille yumruk yumruğa kavga ettilcr. Adam komadan çıkıp, kendine geldiğinde elleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştı. Hekimler ve hemşireler, ne demek istediğini anlamak için başına toplandılar. îçlerinden biri de, Belma adında bir hekimdi. Adam, Belma'yı işaret ediyor, ama kimse söylemek istediğini anlamıyordu. Adamın bir göçük kapısı gibi duran ağzının içine bakamıyorlardı. Parçalanan çenesi, ancak tıslamasına olanak tanıyordu. Yaşam bu korkunç iletişim güçlüğünü görünce, bir tansık yaratarak, adamın sözlerini Belma'nın duymasına olanak tanıdı: "Lütfen beni öper misiniz?" Genç kadının içi ürperdi, öptüğü bütün erkeklerin dudaldarı birer birer gözünün önüne geldi. Böyle bir şeyi yapamayacağını düşündü. Adamın sargdar içindeki yüzüne baktığında, gözlerinin birer buzdağına dönüştüğünü gördü. O zaman, çenesi parçalanan adamın ölmediğine inanıp yaşama tutunması için, parçalanmayan üst dudağının başka bir dudağın sıcaklığını duyması gerektiğini anladı. Eğilip adamı öperken, arkadaşları başlannı eğerek yaşlarla dolu gözlerini kapadılar. Kedi ve Ölüm/ Erhan Bener/ Ümıt Yayıncılık/ 128 s. Kedi ve Ölüm, Erhan Bener'in en ilginç romanlarından biridir. Ilk baskısı 1961'de yayımlanmış, 1%2'de Fransız Türk Kültür Derneği'nin Büyük Ödülü'nü almıştır. Kedi ve Ölüm, Erhan Bener J.P. Dorian'ın çevirisiyle, Paris'te Albin Michel Yayınevi'nce yayımlanmıştır (1965). Fransızca konuşan ülkelerin iletişim araçlarında Kedi ve Olüm için birçok değerlendirme yapılmış, eleştiri yazıları çıkmıştır. Bunlardan birinde, "... bu romanın övülecek yanı konusu değil, sanat yönctdiir. Yazar Erhan Bener sanatıyla bizi büyüJemcsini, tasarlandırmasını bilmektedir" denilmektedir. Kedi ve Ölüm sanat yönüyle olduğu kadar, konusuyla da dikkat çekici bir romandır. Cumhuriyetin ilk yıllarında resim öğrenimini Avrupa'da yapan Ressam Zahit, üç ay sonra öleceğini öğrenir. Erhan Bener, ölümü bekleyen bir insanın sarsıntılarını ustalıkJa anlatıyor.. Akıl Defteri05 Yaş îçin AnaBaba Rehberi/ The Riversıde Mothcrs Group/ Çevıren: Oya üngan Karaduman/ Papirüs Yayınları/ 255 s. Bir yere gideceğiniz zaman sadeu d ı l l l . i l i l l l ce cüzdanınızı ve anahtarınızı alarak kapıdan çıkıverdiğiniz günleri anımsıyor musunuz? O günler çok uzakta kaldı değil mi? Çocuklarla birlikte dışanya her çıkış adeta bir ıssız adaya kamp kurmaya gidiyormuşçasına hazırlık gerektirir. Ya da yağmurlu bir günde çocuklarla evde kapalı kalmak, gerekli önlemleri almaz, hazırlıklı olmazsanız, kâbusa dönüşebilir. Hele bir de taşındığınızı ya da yani bir bebeğiniz daha olduğunu düşünün!.. îştc bu kitap çocuklu yaşamınızı kolaylaştırmak ve günlük yaşantınızı organize edebilmenize yardımcı olmak amacıyla yazılmış. "Akıl DefteSAYFA 16 ri"nin sayfalan içinde; Doğumdan sonra bebelde eve geliş, Oyuncak karmaşasına son, Taşınma, Hastalık durumları, Okul seçimi, Doğum günleri, Ve daha birçok konuyla ilgili ipuçlan bulabileceksiniz. Kolay toparlanmanıza yardımcı olacak, pratik uygulamalara yöneük, çocuklarla ilgilenen herkes için eşsiz bir kaynak, Cankurtaran 08 Yaş Çocukları tçin tlk Yardım Bilgileri/ Elena Bosque & Sheila Watson/ Çevıren. Feza Papirüs Yayınları/ 149 s. Toplumdakı en önemli ve sorumluluk gerektiren ışlcrden birisi de çocuk bakımıdır. Bu yorucu ve rizveri isteyen işi daha güvenli bir şckilde yapmanız, acil durumlarıiu ne yapacağınızı bilmeniz, çoc üklannızı daha keyifli ve sağlıklı büyütebilmenize yardımcı olacaktır. Ama en önemlisi çocuklannıza sevgi ve sabırla yaklaşmanızdır. Bu yaklaşım, onların uzun, mutlu ve sağlıklı yaşamalarının temelini atar. Annebabaların, çocuklarla ilgili işi ve çocuklarla yakın ilişkide olan herkesin sahip olması gereken, çocuklara uygulanabilecek ilk yardım tekniklerini içeren, el kitabı niteliğindeki bu kitapta, acil durumlarda alınacak önlemler, kazalar ve çocuklarınızı olabilecek kazaiardan koruma yöntemleri gibi pek çok konuda aydınlatıcı, uygulamaya yönelik bilgi bulabilirsiniz. Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi/ Prof. Dr Metin Sözen/ Türkıye tş Bankast Kültür Yayınları/ 102 s Türkiye îş Bankası, "Başlangıcından Bugüne Türk Sanatı"nı konu alan bir dizi yayımlamaya başladı. Okuyuculara kolaylık sağlamak için "el kitabı" boyutlarında hazırlanan 10 kitaplık bu dizi, resim, heykel, halı, hat, mimari, seramik gibi çeşitli sanat dallarını konu alıyor ve uzmanlan tarafından yazılıyor. Dizinin, Prof. Dr. Metin Sözen tarafından hazırlanan ilk kitabı "Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisi" adını taşıyor. Prof. Sözen, kitabın ilk bölümünde 1908 Meşrutiyeti'nden sonra gelen ve Ziya Gökalp'in öncülüğünü yaptığı Türkçülük akımıyla birlikte gelişen "Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi"ni ele alıyor. Sözen, 30'lu yıllara dek süren bu dönemde, mimarların daha çok Selçuklu, Osmanlı dönemi yapı öğelerini ön plana aldıklarını, diğer kültürlerin etkilerinden sıyrılma eğiliminin gıderek güçlendiğini belirtiyor. Söz konusu dönemin ardından kaydedilen gelişmeleri ele alan ikinci bölümde, mimarlık olgusu, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yaşadığı siyasal, ekonomik ve toplumsal dönüşümlerin ışığında inceleniyor. Prof. Sözen, bu bölümde Türk ve yabancı mimarların, şehir planlamacılarının çalışmalarını, mimarlık eğitimi veren kurumlarda görev yapan hocalan ve ulusalcılıktan fonksiyonalizme yönelişi örnekliyor. "tkinci Ulusal Mimarlık Dönemi" bölümünde ise Sözen, 194050 yılları arasında yaşanan dönemi ele alıyor. Yazar bu dönemi, Avrupa'da ortaya çıkan ve 2. Dünya Savaşı'nın patlamasına neden olan nasyonalist akımların ülkemize yansımasının bir biçimi olarak nitelendiriyor. Bu dönem sonrası mimaride yaşanan gelişmelerin konu edildiği son bölümde hin'in ilk ve en önemli romanıdır. "Kapalı bir dünya olarak uzay gemisi" temasının ışlendiği ılk roman değildır kuşkusuz, ancak bu temanın tutarlı ve kapsamlı bir bi çimde ele alındığı sınırlı sayıdaki romandan biridir. Heınlein'in Orphans of the Sky (Uzayda Kaybolanlar) romanı da aynı temayı işler, ancak orada gemi sakinleri evreni gemilerinden ibaret sanırlar. Ergenlik Ayini, herhangi bir yanılsamaya yer tanımadan, belirli sayıda bir insan topluluğu evrenlerini bir uzay gemisiyle sınırlamayı seçselerdi ne olacağını, bunun toplumsal, kültürel, politik ve ekonomik sorunlannı irdeleyen, bunu da çocukluktan yetişkinliğe yeni geçmekte olan bir kız çocuğunun gözünden yapan bir roman. Ülkelere Değil Savaşa Düşmanım Gezi Yazıları/ Mustafa Balbay/ Çağdaş Yayınları/ 25i s. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ "Gezme sözcüğünün bende ilk çağrıştırdığı, yeniden doğmak, çoğalmaktır. Bir kenti, bir ülkeyi tanımanın verdiği hazzın eşdeğerini düşünemiyorum. Yaşamımın gelecek dilimlerine ilişkin dileklerimin başında, "gezme duygusunu" yitirmemek gelır. Gezi kitaplannın artmasını, yeni kuşaklann dünyayı görme duygusunu canlandırması bakımından çok istiyorum. Biz Türkler içişlerimizle çok ilgiliyiz ama, dışa açılmaya merak salanımız da yok değil. Orhan Şaik Gökyay'ın, "Türkçe'de gezi kitapları" başlıklı araştırma yazısında Osmanlı'dan günümüze bu alanda eser verenleri okumuştum. Trabzonlu Mehmet Aşık'tan, Evliya Çelebi'ye kadar... Sayının sandığımdan fazla olduğunu görünce sevindim. Kitabın adını koyarken, onlarca seçenek arasından, Hiroşima'da atom bombasının düştüğü yerde kurulu Banş Parkı'nda, Kobe Üniversitesi öğrencisi Takasi Arakı'nin söylediği bir sözde karar kıldım. Araki'ye, "Amerikalılar'a düşman mısın" diye sordum. "Hayır" deyip karşılık verdi: "Ben, ülkelere değil, savaşa düşmanım." Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya her "insanın" özlemi. İnanıyorum ki, önümüzdeki binyılda bu başanlacak. O zaman sınırlar da anlamsızlaşacak. Böyle bir dünyada gezmek kimbilir ne kadar güzel olurdu. Önümüzdeki kuşaklara sırursız yolculuklar dileğiyle..." diyor Mustafa Balbay. Seni Seviyorum Rosa/ lsıl Özgentiirk/ Anadolu Sanat Yayınları/ 98 s. Işıl Özgentürk, 1991'de çektiği Seni Seviyorum Rosa'nın çekim senaryosunu, iç dış basın dosyasını ve yönetmenin çekim öncesi çalışmalarını bu kitapta toplamış. Kitap, bir yönetmenin filim öncesi çaİışmalarını, bir filme verilen emeği göstermesi açısından ülkemizde ender rastlanan çalışmalardan biri. Ayrıca çok detaylı bir çekim senaryosu, senaryo yazma konusunda bilgilenmek isteyen pek çok genç senaryocuya yol gösterecek nitelikte. Belleği zayıf bir toplumda bu tür çalışmaların ayn bir önemi var. Sinema okulları için bir ders kitabı niteliğindeki bu yayını basmayı göze alan Anadolu Sanat Yayınları kitapevini ayrıca kutlamak ge rekiyor. Yurt dışında çok sayıda basılan bu tür kitapların sayısının çoğalması hepimizin dilcği olmalı. Vatan Yahut SusurlukSiyasi Cinayetler/ înci Hekımoğlu/ Papirüs Yayınları/ 155 s. "Vatan Yahut Susurluk", 3 Kasım 1996'da Susurluk'taki kazayla açı ise "uluslararası sisteme açılış", mimarlık ortamında başlayan "demokratildeşme", pek çok gelcneksellikten postmodernizme çeşitli eğilim ve akımlar, örneklerle birlikte ele alınıyor. Ergenlik Ayini/ Alexeı Panshin/ Çevıren: Ferhan Ertürk/ Metıs Yayınlart/ 239 i Ergenlik Ayini, daha ziyade bilimkurgu üzerine yazdığı incelemeler ve eleştirilerle tanınan Alexei Pans luıurıuk ğa çıkan ilişkjlerin Türkiye'deki gelişmelerde oynadığı rolleri ve işlenen cinayetleri teşhir eden bir çalışma. Inci Hekünoğlu, araştırmacı gazeteciliğin sunduğu imkanlar ve röportajlarla, devlet çeteleri tarihini yeniden yazıyor. Susurluk ile ortaya çıkan gerçekler, bugüne dek, üçbeş isimden oluşan bir "çete"ye takılı kaldı. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 373