25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ONER YAGCI ılmaz Odabaşı, 1985'te yayımlanan Siste Kalabalıklar adlı şiir kitabından sonra altı şiir kitaoı daha çıkardı: Yurtsuz Şiırler, l'alan îklımi, Aynı Göğiin Ezgısi, Fcrıde, Her Ömür Kendi Gençlig'inden Vurulur, Cehennem Bıleti. Odabaşı'nın bunlardan başka seçilmiş şiirlerinden oluşan Günlenn Çarmıhtnda adlı bir kitabı ve yine seçilmis şiirlerinden oluşan Nicc Küllcrden adlı şiir kaşeti var. Oykülcrini Kıil Aşklar ve Çocuklar ve Adresler adlı iki kitabında toplayan şair Yılmaz Odabaşı, Şeyh Said Isyanı adlı araştırması dışında anlatı ve denemc türü kitaplarıyla da özgün bir yazar kimliğini kazandı. Gazetelerde ve dergilerde yazdığı sürükleyici, kuşatıcı, sarsıcı yazılanyla kendisini yazar olarak da var eden Odabaşı, bu yazılarında şiirdeki başarısının hiç de altında kalmayan bir dil ve düşünce ustalığı gösterdi. Yazann kitaplaştırarak gazete ve dcrgi sayfalarında unutulup kaybolmasını önlediği bu yazılarında bilincin ve duyarlığın, tavır alışın ve direnmenin, sevginin ve öfkenin, umudun ve başkaldırının egemen bir söylcm olduğunu görüyoruz. Bu yazıda, sistemin soysuzlaştırmasına ve işlevsizleştirmesine karşın, bir sanatçının direnme ruhuyla dolu olduğunu kanıtlayan yazılaıını bir araya getiren kitaplanndan söz etmek istiyorum. Y tlk basımı 1991'de yapılan, genişletilmiş ikinci basımı 1996'da çıkan Eylül Defterleri, yazarın 19751985 yılları arasındaki anılarından oluşan bir anlatı kitabı. Bir roman sürükleyiciliğiyle bir solukta okunan bu yapıtında kendisiyle, yaşamının on yılını alan bir tarihsel dönemiyle ve yaşamla hesaplaşıyor Odabaşı. Yaşamını sorgularken yaşamı sorgulayıp dürtüyor, siikeliyor okurunu. 13 yaşındayken iik gözaltına alınışından, Ecevit'in Karaoğlan olduğu günlerden başlayan bu yaşam, lise yılları, şiir sevdası, yeni gözaltılarla 12 Eylül'e geliyor. 12 Eylül dönemi Odabaşı için napislik, işkence, açlık grevi yıllarıdır. Sonrası ise sanatçı ve gazeteci kımliğiyle yaşama yeniden katılmasıdır sanki. "Yaşadıklarımızın, tanıklıklarımızın içinde özeleştirisi gerekenler belki çok, ama pişmanlık yok!.. Eleştirilerle yol alınır, gidilir ama pişmanlık dönüştür. Yaşadıklarımıza sahin çıkıyoruz. Onları eğrisiyle doğrusuyla yaşadık biz!" diyor Odabaşı kitabının sonunda. Bu dedikleri bile kitabının içeriği hakkında bilgi veriyor okuyucuya. "Külün derininde de, yangının alazında da biz vardık." diyerek "yangın ve kül" diye tanımladığı bir dönemi anlattığı bu kitabında "yitik kuşak" olarak tanımlanan kuşağının yaşadığı toplunv salsiyasal süreci, tanıklığıyla aktarıyor. Genç kuşağa, "doğruları için tereddütsüz her an ölmeye nazır olan " kendi ku şağını anlatma kaygısıyla dolu olduğu ncr satırından belli oluyor. Kendi deyişiyle, "direnmenin, inanmanın, ccsaretin, dostuluğun, coşkunun, özverinin ve nefretin de çok görkemli yaşanabildiği 70'li vıllarda bir fırtına vardı ve biz fırtınalardan kaçmayanlardandık." diyerek tanımladığı kuşağını canlı bir tanık olarak bir kez daha yaşatıyor. Sanığı ve tanığı olduğu bir dönemin yargıcı gibi üstüne gittiği bu kitabıyla Odabaşı, anılarından bir tablo yaratıyor. Bu tabloda ülkemiz insanlannın, özellikle gençliğinin viğit ve duyarlı bir kesiminin nasıl tarihleştiğini görüyoruz. Kitabı bitirince yazann amacına ulaştığını, yeni kuşaklara, "Yeni Dünya Dü CUMHURİYET KİTAP SAYI 366 Eylül Defterleri zeni"nin değerlerip gazeteciliğe, proGazetelerde ve dergilerde riyle yetiştirilen mosyon gazetecüiğiyazdığı sürükleyici, kuşaklara '80 önnin Güneydoğu'dakuşatıcı, sarsıcı yazılanyla ccsi genç kuşağının ki açmazından bölyaşadıklarının bage gazeteciliğine kendisini yazar olarak da şanyla aktarılmış PKK müdahalesine var eden Yılmaz Odabaşı, olduğunu düşünizlenimlerini aktardüzyazılarında düm. dıktan sonra kitle şiirdeki başarısının hiç de iletişimiyle ilgili düHiizün mii? Göşüncelerini ek olazüm Başım Üstüaltında kalmayan bir dil ve rak sunuyor. Gü ne, yazann üzgıir düşünce ustalığı neydoğu da doğan Cjündctn vc Aydıngösteriyor. yeni bir gazetecilik lık gazeteleriyle Soahlakını sorguluyor. kak ve Gerçck Korku, şiddet ve dergilerindc yazB I B K D I D D S güç odaklarının, dığı denemelerikontrgerillanın ve ni, söyleşilerini EYLÜL DEFTEBLESİ Hizbullah'ın emrintoplayan kitabıde gelişen yeni gazenın adı. teciliği anlatıyor. Bu kitabında Bölgcdeki tanıklıkda yine yaşamı larından damıttığı sorguluyor, yaşa ve kendi deyişiyle mın çirkinlikleri "bir vicdan borcunu ni aktarıyor, bu ödemeye çahştığı " çirkinliklere karşı bu kitabında Odabaşı, Güneydoğu'daki duyarlı insan tavrını belirliyor ve güzelgazeteciliğe ayna tutuyor. Bu aynanın likler arıyor Odabaşı. ülkemiz siyasaltoplumsal tarihini öğDiyarbakır'ı, orada tanıdığı kimi kişirenmek isteyenlere önemli, ilginç, ayrınlcri, örneğin Dağkapı'daki tezgâhında tılı görünümler sunduğuna inanıyorum. gazete, dergi satan Doşo'yu; Mardinli Yılmaz Odabaşı'nın Giindem, AydınKör Şeyhmus'u anlatıyor. 78 Kuşağınlık ve Sıyah Beyaz gazeteleriyle 2000'e dan, Diyarbakır kentinden söz ediyor. Doğru ve Ekspress dergilerindeki yazılaKimileriyle söyleşi yapıyor; örneğin Vdrını topladığı kitabının adı Sevginin maz Güney'in amcasının oğlu Hacı PiiHerkesten Şikâyeti Var. tün'lc, Hilvanlı Seydo'yla, Halepçe Katliamı'ndan kurtulan Peşmergc liderleYine şiir gibi bir dille insanı sıcaklariyle. Kürt düğünlerini, Mem u Zin türyan, yine çocuksu denüebilecek içtenbcsini, Çingeneleri, Cizre'yi, Karacalikli duyarlıklarla dolu olan bu kitaptaki dağ'ın kızlarını anlatıyor şair ve insan yazılarda da, kişilerden, kimliklerden, yüreğiyle. "Bak Cizre ellerimize/ Hayat yok edilen güzelliklerden, vurulanlardüşlerimize yeter..." diye bitiriyor. dan haberler veriliyor. Yazıların bitişlerindeki çarpıcılık "Hayat düşlenmizin geristndeki ktrtnOdabaşı'nın hüznünü ve öfkesini nasıl tılardır" diyen bir sesin yaşam parçacıkaktardığını kolaylıkla gösteriyor. îşte lanndan verdiği haberler gönlümüze ve birkaç örnek: "Ve bir giin bütün yıldızyüreğimize giriyor. Sevgi çığlıkJarı atıyor lar kendi göklerinde yerlerini aldıklarınbu ses; bazen ürküyor fısıltıya dönüşüda o görkemli, ışıltılı güzelliği düşüneyor. biliyor musunuz?"... "Karacadağ'ın bü"însanlığın gönlündeki Leyla'lar ölütün yükünü dehşet verici bir dirençle yor mu?" diye soruyor bazen; bazen de, sırtlamış o uzak kadınları tanıdığınızda, "Çekilmez miydi hayat rüyalar olmasayacıma değil, daha çok saygı duyuyorsudı?" diyor. Teknolojinin yalnızkk getirnuz." ... "Ve taşrada sabahlar, topal, kör diğini söylüyor. "Bu utanç daha ne kabir dilcncinin gün boyu dilenmeye gididar büyütülecek?" diye soruyor. şi gibi ezik ve isteksiz doğar." ... "Şimdi Kimi portreler çiziyor, kimi güzel innerkes kendince, kendi çölünde bir besanları tanıştırıyor okuyucusuyla; Ismail devi ya da herkes günlerin çarmıhında Beşikci'den, Sedat Yurttaş'tan, Karanfil Isa'lar gibi" Ümit ten, Hafız Akdemir'dcn, Erdinç'ten, Vivaldi Zülfo'dan, AbdülseGüneydoğu'da Gazeteci Ohnak lam dan selamlar getiriyor, onlara seOdabaşı, Çağdaş Gazeteciler Dernelamlar gönderiyor. ği'nin Yıan GazetetLleri Yarışması'nda Bir sanatçının direnme ruhu Yılmaz Odabaşı nın düzyazılan Kitabına Ozdemir Asal'ın, "Inanmadıklarını yazan yazardan aşağı kimse yoktur./ Vardır... tnandıklarını yazmayan..." dizeleriyle giriyor Yılmaz Odabaşı. 7 Aralık 1994'te Kumrular Sokağı'nın karşısındaki evinden sivillerce alınıp küfürlerle minibüse sürüklenmesinden başlıyor. Sorgulanmaya mı götürülmektedir, yoksa faili meçhul bir öldürülme mi, bilmemektedir. Emniyctin nezaretine atılınca kurtulur kuşkularından ve korkularından. Bir kitabındaki bölücülük propagandasından yargılandığı tstanbul DGM'nin verdiği hapis cezası onaylanmıştır. Ertesi gün Ankara Merkez Cezaevi'ndedir; lsmail Beşikçi'nin de bulunduğu 5. koğuşta. Kitabın bundan sonrası yazann cezaevi günlerinin anılarından oluşuyor. DEP'lilerin ceza aldığı gün, gelen mektuplar, tartışmalar, açlık grevi ve 28 aralıkta Haymana ('ezaevi'ne nakil. Odabaşı'nın 7 Nisan 1995'teki tahliyesine kadar geçirdiği günlerde yaşadıklarını, gördükierini, izledikJcrini okuyoruz ki tapta. Koğuş arkadaşlarından cezaevi arkadaşlarına, siyasal tartışmalardan gelen ziyaretçilere, yazdıklarından gelen mektuplara kadar içtenlikli bir "gün paylaşımı" buluyoruz. C'ezaevlerinin bir okul olması gerektiğine inananlar için önemli uyarıları olan yazdar bunlar. Kimi insan lann yaptıklarını öğrenince düşkınklığına uğrarkcn kimi isimleri bilinmeyen nice insanların gerçek kahramanlar olduklarını görüyoruz. Kısacası, Odabaşı'nın bu hapishane günlüğü bir şairin duyarlığının, bir aydının sorumluluğunun boyutlarını ortaya koyan değerli bir yazın ve tarih örneği olarak okuyucusuyla buluşmayı bekIıyor. Odabaşı, Aydıniık, Sıyah Beyaz ve Ronahi gazeteleriyle Ekspres ve Edebıyat ve Eleştıri dergilerinde yayımlanan yazılannı da Düş ve Yaşam adıyla bir araya getirmiş. Denemeanlatı biçimindeki yazılarında şiirler, düşünceler ardı ardına karşımıza çıkıyor. Yumuşak ve çocuksu bir duygu ırmağının aktığını gördüğümüz yazılarda kimi zaman öfkeli, kimi zaman çılgın, kimi zaman coşkulu, kimi zaman mahzun olan bir Yılmaz Odabaşı'yla karşılaşıyoruz. Hangi konuyu işlerse işlesin, ister Marilyn Monroe'den ister Aziz Nesin'den, Yılmaz Güney'den söz etsin, ister promosyon savaşını ister dengbejleri anlatsın hep aynı içtenlikli ve insancıl yaklaşım var Odabaşı'nın yazdıklarında. Yaşamı anlatıyor, yaşamı sorguluyor, yaşamı yargılıyor hep. Böyle olunca da kitabını okumak, onunla bir yaşam gezisi yapmak gibi oluyor. Bu yaşam gezisinde, "Gündüzlcr yaşamın katı ve örseleyen gerçekliğiyle düellomuzdur bizim; geceler düş gündüzler ise yaşamdır. Düş ve yaşam tkilemi bu yüzden hep ayrışan beraberliklerdir. Ve biz iflah olmayız; ne düşten cayarız, ne yaşamdan." diyen Yılmaz Odabaşı çığlığını atıyor: "Kapitalizmin vahşi dünyası ile bizim hesaplaşmamız bitmiş olamaz!" Işte Odabaşı'nın tüm kitaplanndaki hesaplaşma bu! • Yazıda adı geçen kitaplar: Eylül Defterleri, 1991, 2. basım, Doruk Yayımcılık, Ankara 1996, 26f} s. Hüzün mü? Gözüm Başım Üstüne, Yön Yayıncılık, tstanbul 1993, 150 s. Güneydoğu'da Gazeteci Olmak, Kaynak Yayınlan, lstanbul 1994, 192 s. Sevginin Herkesten Şikâyeti Var, Do ruk Yayımcılık, Ankara 1996, 110 s. Bütün Kanamalar Umuttan, Doruk Yayımcılık, Ankara 1996, 186 s. Düş ve Yaşam, Doruk Yayımcılık, Ankara 1996, 110 s. SAYFA 7 Düş ve Yaşam Bütün Kanamalar Umuttan 1993 Araştırmalnceleme Ödülü alan Güneydoğu'da Gazeteci Olmak adlı Bütün Kanamalar Umuttan adlı kitayapıtında, 1982 Ocak ayında ilk adımını bında ise "günlükler'i var Odabaşı'nın attığı günden va da şöyle söybaşlayarak Dilemek daha yarbakır'da gedoğru olacak. çen gazetecılik "Cezaevi Günserüveninden lüğü". Belki de bazı kesitler su120 günün anınuyor. sı. Deneme, öykü, şiir tadında Yazar bu kitaiçdökümü bunbında, 1980'li lar; yakınmaları, yıllarda "Olağaumut ve direnç nüstü Hal" böltazelemeleri, gesindeki gazesevgileri ve nefteciliğinde yaşaretleriyle bir şadıklarından ir yüreğinin G ün eydoğ u kendisini açmaGazeteciler Cesı. miyeti'ndeki ga Yılmaz Odabaşı. Azlz Neslnle blrllkte.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle