06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 8 E K I M 1 8 8 7 ü Musa Seyirci, Kütahya çinilerinin anlatıldığı bir kataloğu, "Yadigarı Kütahya"yı değerlendiriyor 3. sayfada • Dursun Akçam, Adnan Binyazar'ın 'Edebiyat ve Toplum'unu tanıttı 8 \ayfada • Ali Akay, Enis Batur'un hazıriadığı "Modernizmin Serüveni"ni irdeledi 12 sayfada üFatmaOran, AdaletAğaoğlu'nunyeniöykülerini değertendirdi 13. sayfada Cumhuriyet P A R A S I Z E K KITAP ••• €> Hannan Arenat ve Şiddete politika "Şiddet Üzerine" Hannah Arendt'in hacimce en küçük, ama en çarpıcı ve tartışma yaratıcı kitaplarından biri. Arendt bu eserinde, şiddeti sözle yan yana gelemeyecek, sözün/konuşmanın karşısına çıktığında onu çaresiz bırakacak bir olgu olarak ele alıyor. Bu özelliğiyle şiddet, politika dışıdır, politikayı dışlayıcıdır. Beri yandan, 20. yüzyılda şiddet en ağırlıklı politik olgu olma eğilimi içindedir. Tarihin en eski fenomenlerinden biri olan savaşın ve modern çağın bir ürünü olan devrimin güncelliği, şiddeti her zamankinden daha 'şiddetle' hissedilir kılıyor. Arendt, işte bu paradoksu tartışıyor. Arendt'in temel vargısı şu: "Şiddetle değişen bir dünya, ancak aaha çok şiddetin var olduğu bir dünya olur." "Terör", "Terörizm", "Şiddet" kavramlarının büvük bir yaygınlıkla ve dehşetengiz Dİr tehditkârlıkla kullanıldığı günümüzde, Arendt'in bu geniş ufuklu eserinin özel bir değeri var. NİLGÜN TOKER elsefe, Sokrates'le birlikte, kendisinin şiddete altcrnatif bir etkinlik, bir diyalog olduğunu iddia ederek Batı kültür sahnesine çıkmıştır. O, kendisinin söz, şiddetin ise sözün olmadığı yerde varolan bir şey olduöunu ilan cttiğinde, şiddetin ifade edebileceği hiçbir nakikatin olmadığını, çünkü hakikatin logosla, sözle ifade edebilecek bir şey olduğunu bildirir. Bu ilanla başlayan ve sonuna kadar meşruTaştırılmış sözü, soylemi kurnıa isterninin bir ifadesi olan felsefe, evrenscl ve dogru bir sistemle, hakikati ifade edcn bir söylemle kultürü kavramsallaştırmaya yöneldiğinde, her türliı ınsansal etkinliği kendisine konu edinmiştir. Ancak şiddet, felsefenin temel konularından biri olmamış ya da filozof nadircn şiddeti konu edinmiştir. Çünkü felsefe, söz dışı olan bir şeyi söze dökerek, onu meşrulaştırmak istememiştir. Ayrıca, insansal varoluşun cn karşı F l önemli gerçekleşme alanı olarak polis, dolayısıyla politika, konuşmaya dayanan bir alan olduğu için felsefeve avnı ana göndermeleri bakımından politika felsefesi, bir konusma acizliği olarak gördüğü şiddeti, polisin, politik alanın dışına atmıştır. Politik olmayan bir jcy, insansal bir etkinlik de olamavacağına göre, eskier için şiddet, felsefenin konusu dışınua kalmıştır. Politik alanı, insan doğasının gerçekleştiöi alan olarak tanımlayan ve Platoncu geleneğin çağdaş politika felsefesindeki birkaç temsilcisinden biri olan 1 lannah Arendt için de temel insansal eylem, politik eylemdir ve politik eylem de konuşma, dıyalogdur. Politikanın böyle tanımlanması, Arendt için de şiddetin politika dışı olacağı anlamına gelir. Ancak Aıendt, aynı zamanda şiddeti konu edinen ve hatta ona bir kitap tahsis eden bir politika felsefecisidir. Arendt, şiddeti politika felsefesinin konusu kıldığına göre acaba artık şiddet poDevamı 4. sayfada. « " • CUMHURİYET KİTAP SAYI 400
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle