Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Pencere Kırlangıçları Çamları anımsıyorum, havayı sert. Burada, pus içinde, karaaçlar görüyorum, Görmüyorum, akarsuyu gizliyor tepeler. Ne var ki verici çatı, Koruyabiliyor yuvaları. Vc yine kırlangıçlar fısıltıyla Gevezelik ediyor, cıvıldaşıvor gündelik işlerle ilgili, Aştıktan sonra buzuflar, yüksek dalgalar üzerinden, Kimileri için ölümcül, kilometrelerce yolu. "Mavnalar, kocaman deniz kuşlam derin uvkuda..." 1924 Berlin doğumlu. 1933'te ailesiyle Edinburgh'a, oradan da Londra'ya taşınmış, 1939'da Büyük Britanya uyruğuna geçmiş. Orta öğrenimini Westminster School, yüksek öğrenimini Oxford'da, Christ Churche'de tamamlamış. Askerlik görevinden sonra yazar ve çevirmen olarak çeşitli yayınlarda çalışan Hamburger 19521964 yılları arasında Londra ve Reading üniversitelerinde Alman Edebiyatı dersleri vermiş. O tarihten beri geçici öğretim görevlerini, gerek kendi yazı ve şiirleri, gerekse yirminci yüzyıl Alman şairlerinden yaptığı çevirileri yayımlamayı sürdürüyor. Yayınları arasında Flowering Cacius (1950), The Dual Site (1958), Weather and Season (1963) ve Travelling (1969) adlı şiir kitapları, Reason and Energy (1957), From Prophesy to Exorcism (1966) ve The Truth of Poetry (1969) gibi eleştirel denemeleri vardır.Hamburger ayrıca Hölderlin, Hugo von Hormannsthal ve Baudelaire'den yaptığı çevirilerle Avrupa şiirinin Ingiltere'de daha iyi tanınmasına katkıda bulunmuştur. • ^ / • .ı Homo Sum: Humani Nihil Vs. ', Belgi Yalnızca sevi sevgisi için Ateş etti avcı yukarılarda Iskaladığı o kar beyazı güvercin. ' c '' • f Michael Hamburger/ Şiirler/ Çeviren: Nezih Onur Geldiler, hangi rüzgârla ulaştılarsa, Her türlü rüzgârda uçmaya, yerleşip rüzgâr alan yanda, Kendi kanlarıyla ısıtmaya soğuk çamur duvarları. Arayış Buyrulduğu üzere, aradım kökenimi, Buyukbabamın yerleştiği kasabadan geçtim de Tanıdığım bir sokak bulamadım; Geçtiğim varoşları, kör kır evlerini, Seyrek çiçeklenen İeylakları, sarısalkımları Ve dağlara vurdum, ormanlara, Uzak yerlerc, sonsuz yeşilliklere. Gündüz, gece, yürüdüm, vürüdüm, lnsanlar daha yabancı, daha garip geldiyse de Hep biliyorum doğru yoldayım; Ve kuşlar, bilinmedik türden, anımsadılar beni. Bir köye vardım sonunda Orada dediler bana: Burada doğdun. Bir yer ki olanaklı değil ne benzın pompası, ne iş hanı, ne afiş?yadsıyamadım yine de sordum adını: Aa, Mors, söylemeye ne gerek, mors, MORS. Gözlemci Hlimdeki gazete Hiç görmeyeceğim Bir kcntin sokaklarındaki Dört yanlı savaşı yazıyor. Göreceklerım, okuyacaklarım Bu savaşa bağlı olacak, Her bir yanda sakat kalan ya da öldürülen Insanların toplamına ve oranına. Elimdeki gazete Boşluyor kayıplarını saymayı Beşinci yanın insanların. Yine de ycncnler, olursa eğer, sayacaklar tnsanları, olursa eğer, geriyc kalan Çünkü yönetecek insan olmayınca Yenenler olmayacak yenen, Savaş, savaş sayılmayacak. Elimdeki gazete Ateş yakmaya yarayacak, Yanıyor olacak dünün kayıplan Yarın şöminemde Ya da belki bahçedeki kuru yapraklarla birlikte; Yarınki gazete bana Dünün ara toplamını Geçersiz kılan başlıklar sunacak. Elimdeki gazete Başlıyor içten yanmaya, kokuşmaya Günün iş dünyası ve moda Dedikodularını okurken, Partileri, birleşen şirkctleri ve Şu dedikodu tacirinin Dağmlan basın bülteni üzerine görüşlerini Bir moda pezevengini anlatan kitaba ilişkin. Elimdeki gazete Ellerimi çürütmeye başlıyor. Düşürüyorum gazeteyi, bakıyorum: Sağ işaret parmağımda Çekiyor bir kurt çıkarıyorum, sonra bir tane daha. Sol elime bakıyorum: Kemirilmiş, kara bir kütük. Kaçışan tespihböcekleri arasında gözüme Kocaman bir sümüklüböcek ilişiyor. Kurt yemiş Parmaklarla tuttuğum bir kibrit çö'püyle Sümüklüböceği şişliyor, alıyorum. Hiçbir şey yakmıyor canımı. Hiç. CUMHURİYET KİTAP SAYI 360 Çok doğru. Deme. Hayır. Trujillo. Kahramam, sahibi bir ulusun, ln&anlarca onurlandırılan, hizmet edilen, kendi de insan, Onanan, kışkırtılan para babalarınca, Şeker tüccarlarınca, leş tacirlerince.. Tümü insan. Başka ne olacaktı? Üstelik leş de insan. Ot olmak, ineklere geviş nesnesi olmak. Etin tadını Ya da şekerin tadını bilmemek, Yenıden çamurdan doğrulmak ve yeşermek, Çamur ye, leş ye, ama insan ağzıyla yeme. Kedi Yüreği geniş kiracı, ne istediğini bilir, alır: Yiyecek, minder, ısınacak yer, gezecek bahçe. Bense, ona geç saatlerde kapıyı açan gece bekçisi Dert cdıp nomurdanmam, ekşi bir yüzle alırım içeri. Onaylar soğukluğu mırıltıyla, Doyurur karnını tıka basa, benden kurnaz davranır, Saklambaç oynar karanlık evde. Ancak ara sıra, rasgele karşılaşınca Kayın gövdesi, eğrelti ya da çayıra dikildiği gibi Üzerime dikilebilen kehribar gözlerinin bakışıyla Kutlama isteği duyarım bir arada geçirdiğimiz yılları, Uzaklığı, yakınlığı: Parmaklarım gezinir başında . Onaylar sevecenliği mırıltıyla. SAYFA 14 ' '' •• Sonra, inince düze, Kapkara bir ormana daldı ;: Vc, ateşledi yeniden, körü körüne. ! • Uğruna güvercinıni, dağdaki gün ışığının ve karın Derinliklerinde yaralı dişi geyik arar karanlık ormanların. * Paddington Kanalı Alaycı ayna, kara su, çevirir Yüksek evleri tepe takla, okumııs kişileri Baş aşağı yürütür parıldayan ışıklı alanlarda; Örtünmüş yarasalar gibi sevgililer öpücükte asılı, Salınırlar sanki bir esintiyle ayrılacakmışçasına. Mavnalar, kocaman deniz kuşları derin uykuda, Uzanmışlar su yüzeyine, demir atmış, kıpırtısız; Sonra, boğularak usulca, aşağıya çekilirıer katılmak için Batmış sevgililere, cambazlara. Bir sokağın kasvetli ölçülerinden Başka bir görünümün yavaşça geliştiğini görüyorum Yitirilmiş bir gcrçekliğin içine aşağıya doğru; lü ayna, kara su, anlatır Öyküsünü tersine çevrili bir Atlantisin ustalıkla kurulmuş Yakalayıp dönüştürmek için Boşa harcanmış özünü gündelik edimlerimizin, Barındırmak için çılgın ve sevimli ikizimizi Daha zarif bir kentte sonsuza değin. Bir şeyin ucu görünüyor. Tutup