Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Tapınağın Öbiir Yüzii SENNUR SEZER rkeklerin tehlike olarak al ;ıladıkları, yakın ilişkiye ya valanmak (bağlanmak) kay gısı, bunun sonucunda da aldatılmak ya da reddedılerek küçük düşmek korkusudıır. Kadınların tehlike olarak tanımladıklarıysa, başarı ve rckabet durumlarında, yalnız bırakılma, ayrı kalma kaygısıdır. Araştırmacılara göre, kadınlar ve erkekler birliktelik ve ayrılığı farklı algılar, tehlikeyi de diğer cinsin göremediği yerlerde hissederler: Erkekler tehlikeyi birliktelikte ve ilişkide; kadınlarsa tehlikeyi uzaklaşmada ve ayrılıkta görürler." Bu satır ların altını çi/.meye /anıanım yoklıı. Sayfanın hcm alt yanını hem üst yanını kıvırdım. Leylâ Navaro'nun Tapınağın Öbür Yüzü adlı kitabı henüz geçmişti elime. Bitirmeye uğraştığım bir çalışmanın ortasmda, soluklanmak için öylesine göz gezdiriyordum. Navaro'nun saptaması, saptaması, bcnim düşüncelerime denk düştüğü için mi işaretlemek gereğirîi duydum yoksa çalışmamdaki kadın vc erkck kimliklcrinin, bir uzman gözüyle doğrulanmasına mı sevindim, anımsamıyorum. Ancak, işaretlediğim yerin öncesini ve sonrasını okuma kararını ilk kez o gün verdim. Lcylâ Navaro, adını bildiğim bir ruhbilimci. Aile içi iletişim ve kişisel gelişim konularında yazdıkları, yaptığı söylcşiler hep ilgimi çekti. Saygı duyduğum bir uzmanın çalışmasını tanıtmak bcnim için doğal bir istek. Elimi kolumu bağlayan iki kaygı var. Birincisi, kitabı bilimsel bir tavırla tanıtıp, sıradan okur için "sevimsiz", "okunmaz" imgesi yaratmak. ıkincisi, kitabın hcr düzeyde okura seslenebildiğini vurgulamak isterken, bilimsel yanını gözden kaçırmak. Eğer, bu yazıyı okuyorsanız, lütfen, kaygılarımı anımsayın. Vc tanıtımdaki anlatımımın tutuklulıığunu bağışlayın. Bilin ki, Tapınağın Öbür Yüzü, benim yazdıklanmla özetlenebilecek bir çalışma değil. Kitabı, kendiniz okunıalısınız. Navaro, insan ilişkilerinin, daha doğrusu evlilik, birliktelik, ailc gibi yakın ilişki sistemlcrının ürettiği sorun ve çıkmazları irdeliyor çalışmasında. Bu irdelemede, şuçlamalar ya da hazır rcçctclcr yok. Özcl sanılan sorun ve d 'imların bile, sistemin ürettiği ve ' .uıl ettirdiği "rollerin" sonucu olduğu açıklanıyor. Navaro, bu açıklama için, uzman olarak karşılaştığı olaylar kadar, kendi deneyimlerinden dc örnckler scçmiş. Bu da, bilimsel özelliktcki kitabına, yaşayan, tanıdık çizgiler kazandırmış. Navaro'nun kitabındaki, ilk kişisel deneyim aktarımı, kitabın yazılma süreciyle ilgili. Çalışmalarımla yoğunlaşabilmek için bir sürc ailc vc iş ortamından uzaklaşması gerekiyor. Ancak bunu gerçekleştirebilmesi, çevresindekilerin bunu onaylamasıyla olası. Bir yazarın, düzelteyim, bir kadın incelemeci ve yazarın, böyle bir kararı onaylatması gerekenler kimler olabilir: Eş (koca) ve çocuklar. Bu konuda Leylâ Navaro, büyük bir zorlukla karşılaşmıyor. Destek görüyor. Ama aile yalnızca bu kişilerdcn oluşmuyor ki.. Yazarın annesi bu karara karşı çıkıyor. "Son derece akıllı ve çağdaş düşünceli bir kadın" olduğu altı çizilerek belirtilcn bu anncnin, üç çocuk anası kızının SAYFA 12 LEILA NAVAR( TAPINAÖII Ö B tt I y ü ı i Leyla Navaro insanı çözümlüyor scvgilı, ister anaoğul ya da babakız olsunlar. Sonuç pek dcğişmeyecektir. Bu ruhsal hırpalannıalar, kimi zaman açıklanamayan bcdenscl ağrılarla cla görünür. Sağallımı ise olanak.sız dcğilse de zordur. Olayın ruhsal kökcni saptandığında, yaş.ım biçimini dcği.ş tirmek ve bunu içine sindirmck gere kır çunkü. Tapınağın Obür Yıı/u, kadın \c cı keğin cinsiyete baglı toplumsal rollcıi ni sorgulayıp iıdeicrkcn, birlıktelıklerı de nitelikleri ve etkilcri bakımından inceliyor. Uzun, dışardan uyumlu görünen bırliktclıklcrin hangilcri sağlıklı? İnsanların birlıkteliklcrinin uzun sürmesini sağlayan, bırbirlcrine bağlı lıkları mı, bağımlılıklan mı? l^şini viti ren ya da boşanan erkck vc kadınların ruh çöküntüsü yaşaması ya da diren mcsi nclere bağlı? Navaro, bu soruları, yaşanmış kimi olayları anlatarak soru y or. Kimi olayların çözünılenerek nnıt y Li sona ulaşmasını veriyor. Kimi olayİL lar ise, çözümsüz kalıyor, çünkü olayın kişileri, sorunlarının gerçek nedcnleriylc yüzlcşmek istemiyorlar. Hcr iki biçimde sonuçlanan olaylar, okur için, yaşamla ilgili ipuçları veriyor. Ben/erı ni kendisinin cle yaşadığı sorunlar için düşünme olanağı sağlıyor. Lcylâ Navaro'nun kitabının son bölümü 'bireyscl özgürlük' kavramına ayrılmış. Birliktcliklerde, 'bağlılığı (sadakati) garantilemek adına karşıkonulmaz bağımlılıklar yaratmak ve Dİrcyscl özgürlüğü kısıtlama'nın yanlışlığından geçiyor bireysel özgürlüğün tanımına: "Bağımlılık bağlılığı geliştirmez ilişkide zoraki ve çaresiz Kalmamızı sağlar sadece. Popüler anlayışta özgürlük oldukça yanlış tanımlanır. Sanki, hiç kimseye hesap vermeden, her istediğini dilediği zamanda yapabilmck tir özgürlük. Tatil gibi sınırlı zamanlar için oldukça gcçerli olan bu tanım özgürlük değildir; sorumluluklardan arınmış sınırlı bir tatil zamanıdır sadece. (...) Özgürlük, yaptıklarının sonucuna sahip çıkabilmeyi, kendinden başkasını da suçlamamayı gerektirir. (...) Tayin edilmis rollcr içindc hareket etmek, sorumluluk yüklenmemc kolaylığını da getirir bcraberin de, (...) davranış kalıplarına sığınmak, kcndini sorgusuzca toplumsal rolüne hapsetmek, çevre baskısma bağımlı kılmaktır. Bu da davranışlarımızdan sürekli başkalarını sorumlu tutma kolaylığını sağlar. (...) Gerçek özgürlük önemli dcrccede sorumluluk içeren bir varoluş tarzıdır. Kendi başına karar vermck, yaptıklarının sonuçlarına, günah ve sevabına katlanmak, bunun sorumluluğunu da taşıma cesareti ister. Özgür olmak, yaşamının, davranışlarının, düşünce ve değcrlerinin sorumluluğunu ve sonuçfarını yüklenebilme yürekliliğidir." Lcylâ Navaro, ilişkilcrde sağlıklılık ve mutluluk için bircylerin özgürlüğü doğru kavramış olmasını şart koşuyor. Bireyscl özgürlük, sağhklı bir toplum için de doğru anlaşılrnası gcrekli bir kavram. Tapınağın Obür Yüzü'nün bir yanını özetlemeye çalıştım. Bu çahşmanın ikinci kitabı iki Boy Ufak Pabuç yayınlandığında, iki kitabı birden daha scrinkanlılıkla okuma vc değerlendirme şansım olacak sanıyorum. Günümüz, Navaro'nun irdelediöi insan ve toplum yapısını, toplum şablonlarını kavramamız, değiştirmemiz gereken günlerde çünlcü. Bugün, şablonlar yalnızca ruh çöküntülerine yol açıyor. Yarın, bu şablonlar karşı çıkılamaz, kutsal nitelikler edindiğinde bir toplumsal kriz yaşayabiliriz. Tapınağın O b ü r Yüzü/ Navaro/Varhk Yayınları /181 s K İ T A P Uyumlu sanılan birliktelikler. Leyla Navaro, insan ilişkilcrinin, daha doğrusu cvlilik, birliktelik, aile gibi yakın ilişki sistemlerinin ürettiği sorun ve çıkmazları irdcliyor çalışmasında. Bu irdelemede, şuçlamalar ya da hazır reçeteler yok. Özel sanılan sorun ve durumların bile, sistemin ürettiği ve kabul ettirdiği "rollerin" sonucu olduğu açıklanıyor. düşünce çalışmaları ve yazmak için ailesinden ayrılmasına, şehir dışına çıkmasına vc bir sürc yalnız yaşamasına cngel olmaya çalışması neden? Navaro, okura bu soruları sordururkcn ve yanıtları açıklarkcn, toplumdaki rollcrimizin nasıl cinsiyct üzerine kurulduğunu da açıklamış oluyor. Yazarın kişisel öyküsü, Türkiyc'dckı ve kuşkusuz dünyadaki pek çok kadının öyküsiıyle örtüşüyordu, kadının, toplum içindcki rol vc görcvlerinin ortak noktaları bakımından: "Bcnim için kadın olmanın en önemli göstergcsi daha iyi, daha seri (hızlı) vc daha güzel hizmet ctmesini bilmekti. Bunu bcccrdikçe daha çok beğcnildiğimi vc daha çok kabul cdildiğimi kavramıştım. Ya bunun dısında kadın olmak... evet, tabii, bakımlı olmak ancak fazla gözc batan, hcle hclc dişiliğini scrgilcycn şekildc katiycn giyinmemek, öylc fazlaca dişi görünme mckti. Kadın olmak, alçakgonüllü ol mak vc alçakgonüllü görünmekti. Ka dın olmak, sürckli diğerlerini düşünmck, başkaları için uğraşmak, onlan mutlu ctmcye çalışmaktı. Kcndini tlü şünmek, kendi isteğini yerine getirmck, kendine zaman ayırmak En Büyük Ayıp, En Büyük Bcncillikti". Toplum ya da toplumlar, insanların cinsiyete bağlı rolleri vc sorumlulukla rını, din, ulus, toplumsal sınıf ve kat man aymmlarını aşarak, tek şablonda belirlcmişlerdi. Yüzyıllardır yinelcncn bu sablon, insanlarca kabullenilmiş ve içsellendirilmişti. Kişi bu şablona uymadığında, çcvrcsinden önce, kendi kendince eleştiriliyor, suçluluk duyuyordu. Navaro'nun yazdıkları, yalnızca ka dınların toplumsal konumunu saptasa, bilimselliğinden belki bir şey yitirmezdi. Ancak toplumsal ilişkilerc vc sorunlara çözüm de getiremczdi. Toplumda cinsiyete bağlı rolleri açıklar ve irdelerken, toplumların erkck için çizdiği kalıp rolleri ve benzer noktaları da gözden kaçırmıyor yazar. Toplumumuzun, erkekler için, daha doğrusu crkek sayılmak için, sıraladığı ve bcklcdiği kurallar şu buyruklarda gizli: Hcp başarılı ol. I ler /aman güçlü ol. Hcp iktidar ve otoritc sahibi ol. Bankamatik erkek ol. (jnscl olarak daima güçlü ol. Daima kazanan taraf ol. I ler şeye çözüm gctir. Duygularını bellli etme. Alkol, sıgara gibi .sağlığa zararlı maddeleri kullanmak bir crkcklik göstergesidir. Kadından mutlaka üstün ol. Yalnız crkeklerce değil, kadınlarca da kabul edilen bu ölçütlcrin, toplumumuzdaki "kesinliği" kuşkusuz, cinayet davalarındaki savunmalarda, boşanma davalarındaki taleplerde de görünüyor: "Erkekliğiyle atay edilmek", "ailenin geçimini sağlayamamak", "iyi yemek pişirememck', "yemek hazırlamasını gcciktirmck" cinayctlcrin, boannıaların, dayakların nedeni olarak, hafifletici ncdenlcr olarak ileri sürülüyor. Suçlama olarak da. "Sarhoş olduğu için ne yaptığını bilmemek" ise erekliğin şanından gibi. Evlilik ve birlikteliklcrde, bir yanın hep güçlüyü, öteki yanın becerikliyi oynamak zorunda olması, bir yanın hep haklı ötcki yanın kabul eden ve başeğen durumu koruması ilişkilerin dcngesizliğine yol açıyor. Hem erkek hem de kadın ruhsal bakımdan hırpalanıyor. "Sürckli seferberlik halinde, insanca yaşama dürtülerine yabancılaşmış, yakınlık ve duygu ihtiyaçlarını 'erkeklik' adına ertelemiş bir insan" ile "ihtiyaç, duygu ve düşüncelerini başkalarının gelişimi için ertelemiş, öz duygu, ihtiyaç vc istcklerine yabancılaşmış, potansiyel, zeka ve yctcncğini başkalarını koruma uğruna kullanmamayı özümscmiş, yaşam engellenmisi bir kadın"ın birlikteliği nasıl sağhklı olabilir ki. Bu insanlar ister eş, ister Kişisel deneylmler Ve erkekler Leyla C U M H U R İ Y E T S A Y I 3 60