29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Orda bir vazar var uzakta "Sonsuzluğa Nokta" bir iç atmosfer romanı. Mekan Türkiye; dönem 12 Eylül öncesini andırıyorsa da günümüz de olabilir ve mekan 20. yüzyıl sonunda dünyanın pek çok ülkesinden biri. Saat gibi işleyen kurgu iki farklı zamansal düzlemden iki yolculuktan oluşmuş. ERENDİZ ATASÜ olunuz hiç Sincan'a düştü mü? Ankara'ya yarım saat uzaklıktaki bu toz rengi kasabada ağaç yok, park yok, pastane, kafc, birahane yok, kütüphane, kitapçı yok! Bagnazlıöın kurak solueu üfürüp geçmiş kıraç kazanın üstünuen... Bcton yığını gecekondu apartmanlarda durmadan çoğalan çocuk kitlelerini karşılayacak yeter11 ilkokul bileyok! Ve orda bir yazar var!.. Ismi Hasan Ali Toptaş! Kendisini görmeden öncc, yeteneğini görüp bildim ilk yapıtı "Sonsuzluğa Nokta"âa\ Hasan Ali Toptaş 1992 yılında Kültür Bakanlığı'nın açtığı bir yarışmada, ülkemizin önde gelen eleştirmenlerinden oluşmuş bir jüriden ödül almış, romanı "Sonsuzluğa Nokta" ile. Duymuş muydunuz? Haberiniz var mıydı? Gcncl sağırlıktan ben de nasibimi almış olmalıyım ki, benim de yoktu, taa ki tümüyle rastlantı sonucu "Sonsuzluğa Nokta" elime geçinceye dek. Daha ilk tümcesindeki içtcnlikle ve imge gücüyle beni kendine çekiveren kitabı bitirdiğimde iki şeye şaştım. Bir, ilk yapıttaki bunca ustalığa ve bu güçlü kalemi Sincan'da unutan kültür duyarsızlığına! Niçin degerlerimize yeterince sahip çıkamıyoruz? Neden yalnızca hırpalamayı biliyoruz? Neden?.. Ier arası esitliğin üzerinde yükseleDİleceği temelden hızla kaymaktadır. Kasaba yaşantısı ve evlilik çemberlerinin dışındaki alan özgürlük kokmaz. "Herkesin farkedilmeyecek dcnli büyük bir cemberin çevresinae yorgun atlar gibi dönüp" durdugu (s.118) büyük kentte Bedran'ın yaşaması veya ölmesi, iş bulması, issiz kalması, "bedenlennt unutmuş" (s.124), özbenlerine yabancılaşmış gençler arasında zihni boş ama eli tabancalı bir eyiemciye dönüşüp dönüşmeyeceği yalnızca rastlantıların insafındatlır! tnsan iradesiııin, insan zekâsının ve o n u r u n u n sıfır noktasına indirgen Hasan Ali Toptaş'tan "Sonsuzluğa Nokta" italizminde alt sınıf genç Eitlelerinin ortak ve altorta Aynı gençkaderidir! ler Batı metropollerinin varoşlarında, Güney Amerika'da, Asya'da, Doğu Avrupa'dadır. Dönem ve mekan ayrıntıları Romanda dönem ve mekan ayrıntılarının bulunmaması işte bu ortak kimliksizlik atmosferini güçlendirir. Roman kişilerinin adları bile olmayabilirdi. Zaten adlar kişilerin üstünc yapıstırılmış e^reti etiketler gibi dıırur ve DU duruş içimizi acıtan kimliksizligi büsbütün güçlendirir. Bir tek Isvan'ın kişiliğinin belli bir şekli vardır; belki bir tek o "birey"dir. Ve sistem onu öldürür. Ve belki Bedran romanın sonunda yaşamının tek bilinçli kararını eyleme dokecek, tek bir kez "birey" olacaktır, kendini vurarak "sonsuzluğa" bir "nokta" koyup da... "Sonsuzluğa Nokta"y\ bir "kara" romana çeviren, kendine özgü dehşetini yaratan ne kazadır, ne sakatlanma, ne ölüm, 21. yüzyıl arifesindeki insanlık trajedisini, kimliksizliği dile getirmesidir. Son yıllann pırıltılı romancısı Orhan Pamuk'un "Kara Kilap'mâa görkemli bir yıgınsallıkla beliren kimsizlikleşme izleği "Sonsuzluğa Nokta"nın alçakgönüllü yahnlıgıyla bizi canevimizden vurmakta. "Yazar" yalnızca çağının olaylarına ve olgularına tanık olmakla, onlara işaret etmekle veya olguların kendisine esinlediği zekâ oyunlarını kurmakla yetinemez; O çağının "ruhıınu" içimizde yeniden yarataoilendir. Hasan Ali Toptaş işte bunu başarmıştır. • Sonsuzluğa Nokta / Hasan Ali Toptaş / Kültür Bakanlığı / 215 s. Y "Sonsuzluğa Nokta" bir ıç atmosfer romanı. Mekan Türkiye; dönem 12 Eylül öncesini andırıyorsa da günümüz de olabilir ve mekan 20. yüzyıl sonunda dünyanın pek çok ülkesinden biri. Saat gibi işleyen kurgu iki tarklı zamansal düzlemden iki yolculuktanoluşmus. Birinci düzlem şair ruhlu, kasaba delikanlısı Bedran'ın büyük kente yolculugu, diğeri kazazede, yatalak Bedran'ın "son"a yolculuğu. Roman 12 bölüm. Her yolculuk 6 DÖİüme ayrılmış ve birbirine ardışık dizilmiş. Romanın pek çok yerinde karşımıza çıkan "kaza" ve "tabanca" imgeleri iç gerilimi pekiştiriyor ve kitabın sonuna dek okuru ürpertili bir merakla tutukluyor! Dil son derece güzel; nercdeyse tümüyle şiir "Sonsuzluğa Nokta". Pek çok paragrafı dönüp bir kez daha, yavaş yavaş, sözcüklerin tadını alarak, imgelerin rengini, sesini ve kokusunu özleyerek okuma isteğini duyuyor insan. Ancak "Sonsuzluğa Nokta"mn özgünlügü, kurgunun ve dilin başarısından öte birşey. Romanın yalın öyküsü (kasabah Bedran'ın büyük kente gelişi, şiddet dolu siyasal munalefetin kıyısında yaşaması, belki eşcinsel bir çekimle de yakınlaştığı arkauaşı Isvan katledildiğinde çektiği acı, işsizliği, iş bulması, seviştigi kadınlar, tsvan'ı seven kızla evlenmesi, umut ve mutlulukla başlayan cvliligin sıradanlıgın şekilsiz çamuruna batması, kaza, sakatlanma) ve bu SAYFA 8 imgelerln rengini, sesl öyküyü ileten kurgu aslında yalnızca geçirgen bir kılıf. Romanı dolduran, ona can ve devinim veren, bizeokura ulaşan ve bizi etkileyen, Bedran'ın bu zarımsı kurgudan bize süzülen iç dünyasıdır. KUŞKUSUZ bu başarıyı kurgu ve sözle yaratıyor yazar ve onların gerisindeki bir başka şeyle, insanlık hallerinin her türlüsünü küçük ayrıntılara, hafif titreşimlere dek hissedebilen duyarlığıyla. "Sonsuzluğa Nokta" kimliksizliğin şiiridir. "Insan"ın "birey"den insanlık hallerine indirgenmesinin umutsuz ezgisidir. Yaşam yoksul, durgun ve donuk kasabada sonsuza dek dönüp duran bir çcmber gibidir; Bedran'ın önünde babasına veya dayısına dönüşmekten başka scçenek yoktur. Kimliksizleşme, kişiliksizleşmc, toplumsal rollerin içinde erime öylesine yoğundur ki, Bedran sık sık kendi gövdesini bile kendisine ait göremez ve bedenini babasınınkiyle veya dayısınınkiyle karıştırır. Yazgı baştan belirlenmiştir. Çemberin merkezi kasabanın kalıplaşmış aile ilişkileridir. Kışiligin defiil, toplumsal işlevin veya rolün önemli olduğu, sevginin bile baskıya dönüştüğü bu kalıptan soru sorabilen, "Hayır!" diyebilen "birey"in çıkması mümkün müdür? Bedran'ın toplumsal ve siyasal ilişkilerde ve evlilikte sorgulayıcı tavır almamasını, örne^in karısınm eşya satınalma tutkunu bir küçük burjuva kopyasıne dönüşmesine karşı çıkmak yerine, bu sürecin sessiz izleyicisi kalışını eleştirmenin bir yararı yoktur. Bedran gibiler edilginliğe koşullandırılmıştır; duyarlıkları bir iç kanama gibi bitiricidir yalnızca. Bedran'ın karısı hangi düş kırıklıklarının, hangi incinmişliklerin ve doyumsuzlukîarın itkisiyle yönelmiştir tüketime? Bedran'ın duyarlığı bu alana uzanmaz. Içimdeki fcministin erkek bencilliğinin Bedran'daki kendisine ve belki Hasan Ali Toptaş'a bile malum olmayan izlerini saptamasının da fazla bir öncmi yoktur. Zira, toplumsal adalet ülküsünün silindiği "birey"in un ufak olduğu bu ortam cins mesi! Ne acı! Kabul etmek istemesek de biliriz, bu indirgeniş 2ü. yüzyılın ikinci yarısında dev bir bunalıma düştüğünden habersiz, uygarlığın pek çok mekanında yaşanmaktadır. Türkiye'nin çapulcu ka Öykü Katherine Mansfield Bayan Brill Katherıne Mansfield Bir Fincan Çay Fakir Baykurt Cumlenin Berberi Feride Çiçckoğlu Bcrlin de Bis Margarct Drabblc Bir Bafart öyküsü Jane Harris Nasıl Değil Neden Vecihi Sarısözen Kapana Düfmek Erkan Karagöz Anadolu 'da Bir Çam Ağacıydı Anastas Amca \ Hürriyet Ya}ar Kâkülüm Vladimir Korolenko Jfiklar György Spiro Erginlefmenin Yollart Seni Gördtim Düfümde Sibel Bilgin Jozefina'ntn Yüzü Funda Aksüt tsmit Adem Eryürük Korkuyu Korkutan Korku Bu Sayının Konuşması Muzaffer Buyrukçu ile Dünden Bugüne Yazılar GeofFrey N. Leech Michacl H. Short Üslup Düzeyleri Uğur Kökden Refik Halid Karay 'ın Gurbet Hikâyeleri Mustafa Durak Tahsin Yücel'in Büyükbaba öyküsünde Kifiliksel Olma ve Bölünme Aydoğan Yavaşlı Onlar... Hikâyeleri... Biz... Nedret Tanyolaç Bir Füruzan Okuması: Gül Mevsimidirya da Bir Tutku öyküsü Dönence Yazma Bilincimn YurduruLt Feridun Andaç, Ayla Kutlu, Osman Şahin arası eşitHk Unutulmuş Öyküler Faik Bercmen Kurtaramadığım Kadtn Bir Kitap Bir Yazı Bir Yaz Gecesi, Fatma Gürel • Yılbaşında tki "Kalamış", Eyiip Şeker Çeviriler : Yurdanur Salman, Aykut Derman, Kemal Atakay, Şengün Oral, Şenay Kara, Gamzc Vanm, Banu Aksu • Desenler: Semih Poroy, Necati Abacı AdamöykU : 160 sayfa, 1. hamur, 500.000 lira Adaın Yayınları, Küçükparmaklupı Sokak, N o : 17, Beyoğlu, 80060 Istanbul Tel: (0212) 293 41 05 Faks : (0212) 293 41 08 CUMHURİYET KİTAP SAYI 344
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle