25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çok yazan bir şairdir Dağlarca, şiir kitaplarının sayısı elliye ulaşmıştır. Istiklâl Savaşı'nın şiirini yazdığı gibi, Vietnam Savaşı'nın, direnen Cezayir halkının şiriini de yazdı.îlk kitabınuan son kitabına kadar insancıl bir türküdür onun söylediği. ARSLAN KAYNARDAG F azıl Hüsnü Dağlarca'nın şiirlerini ilk kez, liseyi bitirdiğim yıl okumuştum. Yıl 1941 idi. Birinci kitabı Havaya Çizilen Diinya 1935'te, ikinci kitabı Çocuk ve Allah 194O'ta yayımlanmıştır. Dağlarca, şiirimizdc o zamana kadar ele alınan konulardan daha değişik konuları elc ahyor, onlara ycpycni bir biçimde yaklaşıyordu. Duygu, düşünce ve imgeleri doğaüstü anlamlarla yüklüydü. Rvrcndc varolşıımuzu bir çocuğun, yalnız kalmış bir adamın, ya da ilk toplumlardaki insanların gözüyle bakıyor, onların duygu vc düşüncclcrini dile getirmcye çalışıyordu. Onun subay olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım. Böyle bir şiiri bir askerin kişiliği içine yerleştirmekte güçlük çcktim. 1950'li yılların sonlarında kitapçılığa başlamıştım. Dostum Oktay Akbal bir gün kitabevime geldi. Yanındaki arkadaşını göstcrcrek "Seni Fazıl Hüsnü Dağlarca ilc tanıştırayım" dedi. Böylecc tanışmış olduk. Bir kitap arıyordu, bulııp verdim. O gün çok konuşamadık, mrbirimize birkaç saygı ve sevgi tümeesi sövlemeklc yctindik. Aradan kısa bir süre geçti. Dağlarca'nın Aksaray'da, Atatürk Bulvarı'nda kitapçılığa başladığını işittim. tşe başlamasımn onuruna verdiği kokteyle beni de çağırdı, gittim. Işyeri oldukça büyüktü. Bu kez epeyce konuştuk, yayın da yapacağını sövledi. Bizde çoğu aydının, yazarın ve şairin cönlündc kitapcı olma isteği vardır. Düslerini bu istek süsler. Bu isteği gerçekleştirenlerden şu kimseleri natırlıyorum: Aziz Nesin, Kemal Ozer, Adnan Cemgil, Şükran Kurdakul, Demirtaş Ceyhun, Tank Dursun K., Arif Damar. 1940'larda kendisiyle konuştuğum Sabahattin ÂIi, de bir kamyonete çeşitli kitaplar vükleyerek onları Anaclolu'da satmak istediğinden söz etmişti. Fazıl Hüsnü Dağlarca yukarda adını saydığım kitapçılar kalilesinin ön sırasında yer alclı. On yıl kadar sürdürdüğü bu meslekteki maddi kazancını bilemem anıa, manevı kazancı lıcrhaldc az nlmamıştır. Fırsat buldukça, Beyazıt'a benim kitabevime gelirdi, bcn de Aksaray'a ona giderdim. Çoğıınlukla, kitapçılık dışındaki konular üzerindc söyleşiyorduk. Türk Dil Kurumu üyeferindcndi Dağlarca, başta dil devrimi olmak üzere, Cumhuriyet devrimlcrinden ödün verenlere çok kızıyordu. Şiirlerinde yabancı sözcük kullanmamaya büyük özen gösteriyordu. "Türkçem, benim ses bayrağım" dizcsini o günlerde söylemiştir. Yine o günlerdeydi, dil devrimini savunan, dile ilişkin konular üzerinde duran bir dergi çıkarmak istedi. Dil Kurumu'ndaki bazı söz sahibi kimselerin dili sınırlama eğilimi içinde olduklarını görmüştü. Onun bütün uyanlarına ve çağrılarına karşın, kurumun dergisindeki kimi yazarlar arınmış yazmıyorlardı. Ülkenin tanınmış on dcrgisinde, bir yıda Mecdut Mansuroğlu, lsmet Sungurbey, Konur Ertop, Hilmi Yavuz, Arslan Kaynardağ'ın yazıları, Akşit Göktürk'le Turan Oflazoğlu'nun çevirileri, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Ozdemir Asaf'ın şiirleri yer almıştı. Benim yazım "I'elsefe Dilimizin Gelişmesi" konusundaydı. lsmet Sungurbey "Töre (hukuk) Dilinin Türkçeleşmesi" başlığı altında bir yazı yazmıstı. Konur Ertop "Gövde Yapısı Sözieri"ne deöiniyordu. Akşit Göktürk'ün, o yıllarda bizde az tanınan ünlü Alman filozofu Martin Heidegger'den çevirdiği "Şiirin Ozü" başlıklı yazı, dil konusunu olduğu kadar telsefeyi de ilgilendiriyordu. Derginin ikinci sayısında çok çarpıcı bir konu üzerinde durdum: Yanyalı Ali Rıza'nın 1908'de kaleme alarak ya karsılıklan için derleme ve türetme örnekleri veriliyordu. Çoğu sayıclaki F.D. imzalı yazıları, sanırım Dağlarca kaleme almaktaydı. Bunlar Türk diline, onun sorunlarına ilişkin yazılardı. Dergi 43 sayı çıkarak 1964'te yayınına son vcrdi. Keşke bugünlere kadar süriip gelebilseytli... Dağıarca kitap da yayımladı. "Kitap Kitabevi Yayınlan" olarak dörtbeş kitap çıkardı. Estetikçi Suut Kemal Yetkin'in Düşün Payı adındaki denemeleri, yazın ve dil tarihçisi Agâh Sırn Levent konuş.undaki kitap, kendi şiir kitabı olan Ozgürlük Alam onun yayınlan arasında çıktı. Kitabevinde çok ilgi çekivi bir eyleme girişmişti. îjiirlerini okutmak, sevdirmek, devrim karşıtlarını, sömürü ve haksızlıkları eleştirmek için vitrinden yararlanıyordu. Insan boyundaki bcyaz bir kartona el büyüklüğünde harflerle şiirlerini yazdırarak oraya asıyor, geceferi aydınlatıyordu. Onbeş günde bir değiştirirdi onları. Dcğişen bu şiirleri çok lcimse merakla beklerdi. Dağlarca "Karşı Duvar" gencl başlığını verdiği bu şiirleri daha sonra Horoz adındaki kitabında topladı. Toplumcu şiirleri, bu şiirlerle dolu kitapfarı birbirini izlemeye başlamıştı. \ lalkın, insanımızın, tüm insanlığın, kölelikten, yoksulluktan kurtulmasını istiyor, başta Amerikan sömürgeciliği olmak üzere, her türlü sömürgeciliğe kafa tutuyordu. Onun devrimciliği, emektcn yana olması hükümeti rahatsız etti. Savcılığın emriyle gelen polisler vitrindeki "Horoz" başlıklı şiirini yerinden kaldırdılar. O da hemen "Savcıya" başlıklı bir şiir yazdı, yine vitrine astı. Bu şiirin son dizeleri şöyleydi: Savcı, nedir düşündün mü, Yazıları suçlu kılan? Usla, yürekle büyümüş gündüzler geceye karşı, Ama neair çağlar üzre, Beni sendcn güçlü kılan? Onu böyle sataşmalarla yıldıramayacaklarını anlavınca, evinde arama yaptılar. Subaylık zamanından kalma tabancasını bahane ederek gözaltına aldılar. Evindeki birkaç kitabına el kon du. Onbeş gün cezaevinde yatırdıktan sonra serbesr bıraktılar. Çok yazan bir şairdir Dağlarca, şiir kitaplarının sayisı elliye ulaşmıştır. Istiklâl Savaşı'nın şiirini yazdığı gibi, Vietnam Savaşı'nın, direnen Cezayir halkının şiriini de yazdı. Yeryüzünden sınırların ve sömiiriiniın kalkmasını istedi. Insanın, bütün tutsaklıklar ötesinde varolma bilincini dile getiriyordu. (2) tlk kitabından son kitabına kadar insancıl bir türküdür onun söylediği. "Kim gülmüşse onunla birlikte gıiluii, kim üzülmüşse, ağlamışsa, açsa, çınlaksa, i^sizse, onunla birlikte kahroldu." (3) Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın elliye yakın şiir kitabı olduğunu söyledim. Bu kitaplartn çoğu bugün satışta yoktur, tükenmiştir, arayanlar bulamıyor. Bütün şiirlerini, yeni bir dizi içinde yayımlama zamanının geldiğini düşünüyorum. Kendisi için yazılanlar, yapılan konuşmalar da bu dizide yer almalıdır! Bugün 82 yaşında olan Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya sonsuz saygılar ve sevgiler. • (1) Kutluk'un Evindeki Konuşma, s. 74, D.E.V. Yayınları, 1986 (2) Fazıl 1 lüsnü Dağlarca, Ozgürlük Alanı, 5. şiir, 1960 (3) Türkçe'nin Ses Bayrağı Fazıl Hüsnü Dağlarca, 6. tstanbul Kitap Fuarı Yayını, 1987, sayfa 25. (kendisiyle yapılan konuşmadan) CUMHURİYET KİTAP SAYI 340 "kapşıDuvar" Şiirleri, Kitaphğı, Türkçe Dergisi ve Yayıncılıgı Üzerme Anılar, Düşünceler Fazıl Hüsnü Daâlarca Kitapçı olma isteği bildiri niteliğinde olan "Türkçe Katında Yaşamak ' şiirini yayımladı. Okuyucularına bundan böyle yabancı sözcük kullanmayacağına söz verdi. "Türkçem, benim ses bayrağım" dizesi o şjirin sonunda yer almıştır. Dergi çıkarmaya büyük bir coşkunluk içinde karar vcrmcsi işte o günlerdeydi. Bunu bir eylem olarak nitelendiriyordu. içinde bir tek Osmanlıca sözcük bulunmayan bir dergi çıkaracaktı. Böylece Türk Dil Kurumu'na, onun yayınlarına karşı yapılan eleştirileri de etkisiz kılacaktı (1). Türkçe adını verdiği aylık derginin ilk sjyısı 1960'da yayımlandı. Sahibi ve sorumlu yönetmeni kendisi idi. Yazıişjeriyle uğraşmayı arkadaşımız Konur F.rtopvbasın i^lerini şair dpstumuz Ozdemir Asaf üzerine aldı. Ozdemir Asaf'ın basımevi vardı. Türkçe'ye gönül veren, dil devrimine sahip çıkan birçok yazarın imzaları dcrgide görülmeye başjadı. Birinci sa yımladığı Okuma Yazma adındaki kitabını tanıttım. Kitap, salt Türkçe yazılmıs, içinde yabancı sözcüklerin nemcn heınen hiç bulunmadığı bir yapıttı. Çağını yıllar boyu aşmış bir yazardı Ali Rıza. Günümüzdeki birçok yazardan daha ilerde bir dil bilincine sahipti. \ liç yabancı sözcük kullanmadan kitap yazılabilcceğini kanıtlamak istemiş ve bu isteğini büvük ölçüde yerine getirmişti. Yazım, "tlliiki Yıl Önce Ateşli Bir Türkçeci Vardı" başlığı ile yayımlandı. 27 Mayıs Devrimi olduğunda Türkçe beşinci sayısına ulaşmıştı. Devrimin getirdiği sevinç, dergide nemen yankısını buldu. Birinci sayfasının yarısı bu tarihsel olayın kutlanmasına ayrıldı. Kadro gittikçe genisjiyordu. Tahsin Yücel, Vecihi Timuroğlu, Arın Engin, Suat Baydur, Sami Ozerdim, Doğan Hızlan gibi yazarlar da yazı yazdılar. Her sayıda yabancı sözcüklerin Türkçe SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle