07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vıtnndekıler Felsefenin Çağrısı/ Nermi Uygur/ Yapı Kredi Yayınları/ ne kaçan, düşjerin, sessizliğin, hayallerin, hayaletlerin 1X7 ^ öyküleri var "Gözün Kahverengi Suyu"nda. Ülkemizin felsefe ve edebiyat yaşamında önemli bir yere sahip olan Soğuma/ Mahır Öztaş/ Yapı Kredi Yayınları/ 389 s. Nermi Uygur'un "Felsefenin ÇağŞiir ve öyküleriyle büyük beğeni rısı" adlı kitabının yeni baskısı. toplayan ve ödüller kazanan Mahir "Felsefenin Çağrısı", "özel bir bilÖztaş, uzun süren sessizliğinin arme alanı olarak felsefenin bağımsız dından bir romanla yeniden varlığını" konu ediniyor. Nermi okurların önüne çıkıyor. 1951, IsUygur, "Bir Felsefe Sorusu Netanbul doğumlu Mahir Öztaş, 1983 dir?", "Felsefede Temellendirme", yılıntja "Unutulmak Tozları" adlı "Felsefe mi, Metafizik mi?", "Böilk şiir kitabının ardından Türk lükPörçük Felsefe" ve "Felsefeokurunun belli bir merakla izlediği Dünü ve Yarını" başlıklarını taşıyan beş ana böliim hayazarlarımızdan biri olma konulinde hazırladığı kitabında, temel yapısıyla tüm felsefemunu korumasını bilmişti. Daha nin kuruluşunu ele alarak "Felsefe nedir?" sorusunu sonra öykü alanına geçen Öztaş, "Ay Gözetleme Komiaydınlatıyor. Kitabın sonunda yer alan adlar ve kavtesi" ile 1988 Sait Faik Hikâye Armağapı, "Korku ramlar dizini de okumayı kolaylaştıracak bir öğe. Oyunu" ile 1989 Yunus Nadi Ödülü, Öykü Kitabı îkincilik Ödülü'nü kazanmıştı. "Soğuma" onun ilk romanı. Ama okuduğunuz zaman içiçe geçmiş iki romanAşkımumya/M«rd/ Yalçın/Yapt Kredi Yaytnlart/101 t. la karşılaşıyorsunuz. Cemil Raşit, kaybolmayı seçen ün'Aşkımumya', Murat Yalçın'ın ilk lü yazar. Nedim Eren, idol haline getirdiği yazarın izlekitabı. Murat Yalçın 1970 doğumlu rini süren, bu izlerin içinde kendi yaşamını parçalayan genç bir yazar. Halen Istanbul Ünibir araştınnaci rolünde. Soğuk Tanrı, ise kitap boyunca versitesi Psikoloji bölümünde öğpeşinden koşulan bir son roman. içinde, gövdeleri birrenci ve gazetecilik yapıyor. Anlatıbirine çeken umutsuzluk sahibi Düş Kadın'lar, yağmularını daha önce çeşitli edebiyat run ve sonsuza değin sadece karanlığın sahibi Deliler dergilerinde de yayımlayan Murat Gemisi. Bir türlü gerektiği gibi yazdamayan düş kırıkYalçın'ın öne çıkan en önemli özellıkları, sıradan ayrılamayışlar, gclgeç düşünceler. Son liği dil ve duygu ile yarattığı kaos. anda her şeyi "bellek unutmasın diye" diye yeniden yaüna bir kaos yazarı(dır) diyebilir zan üçüncü bir yazar. Kısaca unutuş, bellek ve öfke miyiz? Anlatılarını okurken sayfaüzerine bir roman... larca biletsiz bir yolcu gibi tedirginlik duymanıza neden oluyor. Bu yüzden, belki de ona bir kaos yazarı denilebilir. Aşkımumya'nın yazarı Murat Yalçın size Geçkin Yaş Oyunları/ Luis Landero/ Çeviren: Ytldtz "Her Halde Bir Hayal" bu dedirtmek için toplam on Ersoy Canpolal/ lletışim Yayınları/ 550 s üç anlatı sunuyor. Bütün gününü tek başına bir odaufak, tekdüze, sıOeçknuyaş da, masa başında,işlerle geçiren, kırHarran'da Dolunay/ Yeştm Dorman/ Yapı Kredi Yayınkıcı oyunlan kına vc anlamsız birdenbire herları/ % s. varmış adamın "Harran'da Dolunay", Yeşim Dorkesin hayran olduğu ünlü bir şair man'ın öykülerinden oluşuyor. Yehaline gelmcsi olacak iş midir? Saşim Dorman 1957 doğumlu. DTCF hidcn olması şart mı? O "hcrhalde Tiyatro bölümünde okudu. Tiyatro şair kılığı budur" dcdiği tuhaf giysiyazarlığı ile uğraşan Dorman'ın bu lere bürünüp, kendine bir geçmiş kitabı ile yayımlanan kitapları dörvc yeni bir kimlik yaratıp hayalleri dc ulaşmış oldu. Daha önceki yıliçinde yaşamaya başlayabilir. Dünlarda yazarın "Mcrdivenaltı", "Roya ile tek bağlantısı "kcntli" birine ücra birtakım köysalba Pansiyonu" ve "Gölge Ustalerden şarap ve zeytin siparişleri yazdırmak olan gezgin sı" adlı eserleri yayımlanmıştı. satıcının gözünde "kent"i temsil eden, "dünya"yı, "bi1977'de Ulvi Uraz oyunculuk, lim"i, "ilerleme"yi temsü ediyordur. Şairlerin, bilim 1982'de dc Sanat Kurumu'nun övgüye değer yazarlık adamlarının veya müstakbel aydınların bir araya geldiğı ödülünü alan Dorman, son kitabı "Harran'da Dolunkahveler, toplantılar, tartışmalar, uzak köylerin kırık ay"da dört farklı öykü ile çıkıyor karşımıza. Her bir öydökük telefon kulübelcrinden "dünya"ya ulaşmaya çakü ayr ıbir iklimden, ayrı bir bellekten süzülüp geliyor. balayan gezgin satıcı için hayalin de ötesindedir. GezTabii ki ya/arm kendi iklimi ve belleğinden. Ancak begin satıcı bu hayal alemine geçebilmek için "düşünür" lirgin ve ağırlıklı bir Doğu coğrafyası hakim öykülerde. olmasının zorunluluğuna inanmıştır bir kere; "düşünDorman'ın oldukça başarılı kalemi sayesinde Doce"ler bulur. Kaybettiği asker kocasına yanıp yakılmak ğu'nun insani ve kültürel coğrafyasına yapılan hüzzam dışında yapacak iş bulanıayan kadının "hayal etme" sobir yolculuk sayılabilir "Harran'da Dolunay". runu yoktur. Bütün gün örgü ören, dikiş diken, akşamları kocasının yanına uzanıp uyuyan kızı için de hayatın sıntrları bcllidir; burada hayale falan yer yoktur. Oysa Gözün Kahverengi Suyu/ Memet Baydur/ Yapı Kredi kelimcler, anlamlar, sesler peşinde her şeye hayret edeYayınları/ S6 s rck koşan amca, kalın bir kitabın sayfalarında parmak"Gözün Kahverengi Suyu", Memet larını dolaştırarak dünyanın köşesini bucağını keşfetBaydur'un 19741994 yılları arasınmiş kadar olmaktadır... Ispanyolca edebiyatın önemli da yazdığı öykülerinden yapılmış yazarı Luıs Landcro'nun elimizdeki romanında, hayatıbir seçme. Memet Baydur, 1951 na anlam kazandırmaya uğraşan yaşı geçkinler başrolAnkara doğumlu. Öğrenim için gitde. Landero her şeyden önce "hikâye"yi çok güzel antiği Londra ve Paris'tc uzun yıllar latıyor Ayrıca, hayatî önemdeki soruları ve sorunları yaşadi. Türk okurunun, dergılerdc edebiyatın âleminden çıkmaksızın kurcalıyor: Hepimiyayımlanan öyküleri ve daha çok zin kendine özgü hayatında, kişiliğindc, faaliyetinde da tiyatro oyunları ile tanıdığı yaza"değerli" olan nedir? Dört elle sarıldığımız bütün o rın, tiyatro oyunları Ingilizcc, Franyaşantılar, aslında ncye sahip çıkmaktır? Ya da: sahip sızca ve îspanyolca'ya da çevrildi. çıkacak neyimiz var? Ya da: sahip çıkacak hiçbir şeyi"Yangın Yerindc Orkideler", "Düdüklüde Kıymalımiz yoksa? Ya da: nc vakit "artık çokgeç"tir? Bamya", "Vladimir Komarov", "Tensing" gibi oyunları ile Türk tıyatroseverlerinden büyük beğeni toplayan Baydur, halen Bonn Tiyatro Bienali'nin Türkiye DanışModernleşen Türkiye'nin Tarihi/ Erik }an Zürcher/ manlığı'nı yürütüyor. Hikâye ve dcncmc yazmayı da iletışım Yayınları/ 523 v sürdürüyor. "Gözün Kahverengi Suyu", Memet BayErik Jan Zürcher'in 1800'lerden bu yanaTürkiye tarihidur'un on altı öyküsünü içcriyor. Bazılarını daha önceni özgün bir modernleşnıe sürecı olarak elc alan bu kileri çeşitli edebiyat dergilerinden bildiğimiz bu hikâyetabı, Avrupa ve ABD'nın bclli başlı üniversitelerinde ler, müthiş dcrecede canı'sıkılan bir dünyada, canı sıkıders kitabı olaraic okutuluyor. Daha önce Türkiye lan bazı adamların sessiz öyküleri. I layattan insanın içiCumhuriyeti'nin kuruluş dönemiyle ilgili parlak araşSAYFA 18 tırmalarıyla dikkat çeken Amsterdam ve Nijmegen Üniversiteleri öğretim üyesi, Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsü Türkiye Bölümü Başkanı Dr. Zürcher, Türk modemleşme sorunsalının bütün boyutlarını bir ders kitabından beklenemeyecek bir vukufla, derinlikli teshislerle ve sade bir anlatımla ele alıyor. Hâlâ yatışmayan bir ideolojikpolitik atışmanın alanı olan tarihimizin bu dönemini, yetkin bir tarihçinin titiz bir dikkatle sunduğu olgular zemininde okuma imkânı bulan okur, bu kitapta birçok konuda yeni bilgilerin yanı sıra tutarlı ve yeni bir yaklaşımla tanışmış olacak. Melekler Zamanı/ Iris Murdoch/ Çeviren Nıhal Yeğınobalı/ Ayrıntı Yayınları/ 256 s Iris Murdoch romanlarında ahlâki, dini ve etik sorunları işlemesinin yanısıra, fantastik dünyalar vc karızmatik tipler yaratmada çok usta bir yazar. "Melekler Zamanı"nda hem bu ustalığını sergiliyor hem de tanrı ve inanç kavramlarını bir filozof cüretiyle sorguluyor... Gündelik hayatı bir arada tutan şey, herkesin benimsediği bir değerler düzeni ve tanrı kavramında yoğunlaşan metafizik bir anlam arayışıdır. Insanlar üzerinde durdukları zeminin ayakları altından kaymaması uğruna, o günün geçerli değerlerine ve tek bir tanrıya olan inançlarına sımsıkı sarılırlar. Oysa bir çözülmenin yaşanması çoğu zaman kaçınılmazdır. "Melekler Zamanı" böylesi bir çözülmenin romanıdır... Baş kişisi Peder Carel varolan ahlak düzenini ve tanrıyı tartışan biridir. Sıradan insanIarı baştan çıkaran güçlü bir karizmaya sahiptir; Mefisto gibi... Kızı, hizmetçisi ve yeğeni üzerindeki etkisi bir büyüden farksızdır. Dışardakilerin sızma çabalarına başarıyla göğüs gerdikleri, her şeyin sislerin arasına gizlendiği rahip konutunda beraberce yaşarlar. Ta ki "çözülme anı"na kadar.... "Tut ki gerçek korkunçtur, kapkara bir uçurumdan ibarettir ya da izbe bir dolabın tozları arasında birbirine sokulan kuşları andırır..." Peder Carel'in bu sözleri metafizik bir boşluğun açıldığı ve gerçeğin ürkütücülüğü karşısında insanİarın acizliğine işaret eden "an"ı betimler. Oysa genellikle insanlığın tüm çabası böyle bir boşluğun açılmaması, inançların desteklediği kurulu düzenin bozulmaması yönündedir. Melekler Zamanı bu çabanın ne kadar işe yarayacağı ya da yaradığı konusunda bir soru ortaya atıyor. Kimlik ve Farklıhk/ Wıllıam E Connoly/ Çeviren. Vermâ l.ekeuzalın/ Ayrıntı Yayınları/ 2HH v Soru belli: Biz kımiz? Ama cevaplar muhtelif, üstelık hepsi de "doğru" olduğu iddiasında. Her düzeyde kimliklerin kuşatması altındayız. Milli/etnik kimlikler, dinsel kimlikler, cinsel kimlikler, siyasalkurumsal kimlikler, sınıfsal kimlikler...Hcpsi de bizi kendilerine çağırıyor: Türklüğe, Islama, Avrupa'ya ("çağdaşlığa"), proletaryaya, girişimciliğe, bireyliğe, erkekliğe, kadınlığa, yurttaşlığa, insanlığa vs. çağrılıyoruz. Hatta bazıları çağırmıyor bile, çoktan bizc dayatılmış oluyor. "Doğru" kimlik hangisi? "Kim bu 'biz'"? Sahi "onlar", "ötekiler" kim? Kimlik ve Farklıhk, kimliklerin oluşum sürecini araştırarak bütün sorunlara cevap arayan bir kitap. Şu önermelcrden yola çıkıyor: Her kimlik bir dizi farklılıkla bağlantılı olarak ve bu farklılıklardan bazılarının da kötü, anormal veya akıldışı, özetle "Öteki" olarak tanımlanması üzerine kurulur. Ötcki sırf varlığıyla bile kimliğin kesinliğini, doğruluğunu, normalliğıni, akılcılığını şüpheli kılar. Bu yüzden dc öteki, tarih boyunca hep "doğru" kimliği benimscmcyc davet edilmiş, olmuyorsa üzerinde baskı kurulup susturulmuş, fethedilmiş, o da olmuyorsa yok edilnıiştir. Connolly bu tavrın kökeninde, Nietzschc'den ödünç aldığı bir kavramı, "hınç"ı görür. Insanlık durumunun temelinde insanüstü bir hakikat (tanrı, akıl vs.) olmayışının sonucu olan olumsallığı ve belirsizliği bir türlü kabullenemeyen varoluşsal hınca işaret eder. Connolly, Foucault'nun bu hıncın toplumsal ve siyasal ifadesinin nasıl olduğunu araştıran analizlerine dayanarak tartışmacı ve demokratik bir kimlik siyaseti öneriyor. Bu siyaset, ötekilere kimlik dayatmaktan, farklılığı cezalandırmaktan ve anormal olarak nitelemekten kaçınıyor. Yaşadığımı/ günlere denk gelen bu ilginç ilgin araştııma okurlarımızın bir hayli ilgisini çekecektir sanırız. CUMHURİYET KİTAP SAYI 309
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle