07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kultur, ıktıdarm ussallaştırılmasında vc muhalıf duşun<elerın yonlendırımınde ıkırcıklı bıı rol oynayacaktır Bu ulkeler dckı kıtle ıletışım araçlarının sıyasal ve kulturcl ışlcvınm onemlı bır sorunsal oluşturacağını behrten Oktay a gore, ar tık çokmuş bulunan Dogu Bloku nda ve Sovyetler Bırlığı'nde Batrlı yaşama standartları şu anda toplumun temej gudu lcndırıcılerı olmuş durumdadır Özgurleşim kavramı ıse, genel çozulmc surecı ıçınde kapıtalızme ozgu bireyci ozgürlük anlayışına yenık duşmuş gorunmektedır Bu olgulann, çokmuş sosyalıst toplumla rın kulturel yaşamında bır baskılanmış ya da uyumlandırılmış ıçcrık sorununa ışaret ettığı soylenebılır Oktay, yaşanan çokuşun kokenlerının daha gerıye U7an dığını ve bu ulkelerın yakın geçmışlerın de de, butünsel insanın engellenmesi açısından bunalım ıçınde bulunduklarını belırtır fah duzeyı, toplumsal statude yukselme Bıreysel motıvasyonlar bunlar şımdı Bunların kışkırtılması sonunda bireycilik guçlenıyor dayanışma, yardımlaşma fe dakarlık duyguları körleşiyor, sonuyor." Oktay, yerleştırılmeye çalışılan bir yaşama biçiminin yanlışlığını vurgular Bu, hcrkcsın bır koşeyı donmeyı duşunduğu, ınsanların bırbırlcrıyle dayanışma duygu larının yok edıldığı bır donemde ortaya konması gereken t ı r aydın tavrının gos tergesıdır Eğlence sanayının t ı r kolu halıne gel mekle, kultur de ozgurleşmenın en bu yuk dayanağı olmaktan çıkmaktadır Ta şıdıkları tarınsel bırıkım yadsınamasa bı le, bugun ıçın edebıyat, kultur, sanat ın sanlann hayatında oldukça gerı plana atılmış gorunuyor Ahmet Oktay, populer kulturu kuşatıcı nıtelığıne karşın kıtle kulturunun demokratikleştinci yonlerı uzerınde gelıştı nlen kuramlar bulunduğunu, ancak, kıt le ıletışım araçlarının merkezılıkJerını yı tırmesının, Turkıye'de demokratık ıstek len hızlandıracağı konusunda, mevcut koşullar çerçevesınde fazla ıyımser olma dığını ıfade eder Ama ne olup bıttığını anlamaya çalışmanın tarıhsel bır onemı bulunduğu açıktır Bu anlama çabasının temehnde ıse, kulturel açıdan nereden gelıp nereye gıttığımıze ıfışkın bır soru yer almaktadır "Bu soru her zaman bı zım onumuzde, mevcut olması gereken bır soru"dur Toplumsal ve kulturel açı dan geçmışımıze bakıhnca gorulecektır kı, Turkıye'nın sorunları fazla bır değı şım gostermeden duruyor ve çozum bek Iıyor Kıtabın son sayfalarında, başlangıcın da olduğu gıbı, ınsanı uyarıcı ve duşun durucu cumleler yer alıyor "Tarıhın bır yonu yok Soldan ya da sağdan, tarıhe bır son bıçmek, ıstedığı kadar laık goru num altında sunuluyor olsun, ıster ıste mez eskatalogya'dır Yaşamı da toplumu da bıçımleyecek olan insanın kendısıdır Eşıtlıkçı ve ozgur toplum duşuncesı bı reylere ıçselleşmedıkçe, bıreyler boyle bır toplum kurulması ıçın mücadele et medıkçe bır şey yapılabıleceğıne manmı yorum Dolayısıyla ıletışım ağlan, onları sureklı sınamadıkça, eleştırmedıkçe bızı gönüllü kulluğa da surukleyecektır" Gönüllü Kullluğa Karşı Uyarı Haldun Taner'in oykuculugu •• B Sıddıka Dilek Yalçın'dan... •• ••.•• w •• Oktay, kıtle ıletışım araçlarının once lıkle boş zaman a ıfışkın bır ışlev ustlen dıklerını belırtır Boş zaman kavramı ye rıne, ozgıir zaman kavramını yeğledığını soyleyen Oktay'a gore, ıster kapıtalıst ıs ter sosyalıst olsun, her ıkı toplumsal ya pıda da çalışan kesımler boş zamanlarını kendılennı emekçı olarak ıstıhdam eden sınıf ve kesımler adına urettıkJerı mal ve hızmetlerın arasında geçırıyorlar Tum ulusal servetı ureten ve sağlayan ınsanla rın yaşamında suıeklı bır ilerleme olsa da, bu kesımler yonetıme geçme ımkânı na sahıp olamıyorlar Yanı bugun kıtle ıletışım araçlarıyla ve bu araçlarla uretı len kulturle doğrudan doğruya sistemin satılmakta olduğu soylenebılır Yabancılaşma sorununa da değınen Oktay'a gore, yabancılaşmanın aşılması, gunumuzde hcm kapıtalıst hem de sosya lıst toplumlar ıçın başlıca bır sorun olma durumunu korumaktadır Yabancılaşma ya da şeyleşme olgusu yalnızca ekonomık duzeye ilışkın bır kavram olarak ele alın mamalıdır Çunku yaşanmış olan dene yımler yalnızca ekonomık alandakı değış melerın yabancılaşma sorununu çozum lemede yeterlı olmadığını açıkça goster mıştır Anomi ıle yabancılaşmayı bırbırıne ka rıştırmamak gerektığıne de ısaret eden Oktay, populer kultur ve kıtle kulturu urunlennın gunumuz toplumlarında ya bançılaşmış/şeyleşmış bıreylerı hedef al dıklarını ve onları sıstemc uyumlandır ııuyı ongorduğunu belırtır Bu nedenle, insanın özgurleşmesi ve butünsel insanın getçekİL^mesı bıı utopya olarak gorulu yorsa, bu, aşılması gereken yolun ne ka dar uzun ve engcllcrle dolu olduğunu ılade edcr Oktay'a gore, eşıtlıkçı tasavvur nasıl ozguı ve dunokratık toplum proiesının değişmezi ısc mutluluk ımajları da ege mcıı sınıflaıın uyumlandırıcı bağımlandı rıtı polıtıkalaıının bır değı^mezt duru mundadır Çunku, mutluluk ıma]ları çalı şan kesımlerın ış zamanının sıkıntılannı, yaşam yoksulluğunu gıdermek ısteyen fantazya dunyasına dcnk duşmektedır Bu nedenle, çalışan kesımlerın boş zaman etkınlıklerının bır araştırma alanı vc hatta bır mücadele alanı oluşturduğu soylenebılır Çunku her değerın, her şe yın dışlandığı ve eğlenccye donuşmuş ol duğu bır kulturel yozlaşma ortamında bu bır gereklılıktır Topluma değer olarak sunulan şeylcrın maskesı de ancak boyle duşurulebılır Dunyayı kuşatmış durumda olan tek nolojık gclışmeden ulkemız de etkılenı yor Teknolojık gelışmeyle bırlıkte bazı "yukselen değerler" arasında bır bağıntı da soz konusu "Llektronık bılgı toplu munıın çekım alanına gırmış bulunan Turkıye'de dc sorunlar gıderek karma şıklaşıyor Daha da otcsınde tarıhın, ın sanın, ıdcoloıının sonunu ılan etmış bu lunan kuramtaı Turkıyc de de futurolog soyleme cklcmlcnıyotlaı Herkes mutlu gelecck duşlerı pcşınde Mal cdınme, re CUMHURİYET KİTAP SAYI 309 Boş Zaman ya da Özgür Zaman Haldun Taner'in oyun yazarlığı Ayşegül Yülcsel tarafından incelenip irdelenmiş ve "Haldun Taner Tiyatrosu" adı ile okurlara sunulmuştu. Bu kez de Sıddıka Dilek Yalçın, hikâyelerini ele aldı ve "Haldun Taner'in Hikâyeleri ve Hikâyeciliği" adlı ile yayımladı. MU2AFFER UYGUNER Haldun Taner, hikâyeleri ve oyunları ıle yazın tarıhımızde onemlı bır yerı olan sanatçıdır Bunların dışında, gazetelerde bırçok yazı da yayımlamıştır Oyunları de obur yazı ve hikâyeleri kıtaplaştırılmış ve yayın alanına sunulmuştur Oyun yazarlı ğı konusu genış olarak Ayşegul Yuksel tarafından incelenip ırdelenmış ve Haldun Taner Tiyatrosu adlı bır kıtap olarak okurlara sunulmuştur (1986) Bu kıtapta, Taner'in oyunları ve oyun yazarlığı genış bır yelpaze ıçınde ele alınmıştı Bu kez de sıddıka Dilek Yalçın, hikâyelerini ele almış vc Haldun Taner'in Hikâyeleri ve Hikâyeciliği adlı bır kıtabı yayımlamıştır Bu kıtapta, ılkın Taner'in yaşamı uze rınde durulmuş, bu konuda genış bılgı verılmıştır Hıkâyelerının ıncelemesıne gırışılmeden once de Cumhunyet done mı Turk kısa hikâyeciliği konusunda yazılan yazılara yer venlmıştr Taner hıkâyecılığıne ayrılan bırıncı bolumde ıse Haldun Taner'ı hıkâye yazmaya yonelten nedenler konusu ele alınmış ve hıkâyelerc çeşıtlı açılardan yaklaşımı uzerınde durufmuştur Burada, çeşıtlı nedenler, yazarın goruş açısı odağında incelenip değcrlendırılmıştır Bundan sonra da hıkâvelerın konuları genış bır yelpaze ıçınde ele alınarak açık lamalarda, saptamalarda bulunulmuştur Insan ve ınsancıl değerler genelınde yaslı ınsanların dunyası, aldatılmalar, azınlık lar, kuçuk ınsanlar konularına değınıl mıs, ayrıca, ınsan, kultur ve toplumsal açılardan değerlendırılerek hıkâye konu ları ıncelenmıştır Çok değışık bakış açı sıyla, genış bır değerlendırme yapıldığını goruyoruz Kıtabın ıkıncı bolumunde, hıkâyelerın yapı ozellıklerı uzerınde durulmuş, ay rıntılı bılgıler verılerek ırdelenmış, değerlendınlmıştır Sozgelımı, çızgısel kur guya sahıp hıkâyeler, çağdaş kuruluştakı hıkâyeler, mektup bıçımındekı hıkâyeler, ınsansız hıkâyeler ve sınıflanamayan hı kâyclcr gcnel başlıklan yazarın bakış açı sını ortaya koymaktadır Kıtabın uçuncu bolumunde ıse hıkâyelerde bakış açısı u?erınde durulmuş ve sekız ana başlık al tında değerlendırme yoluna gıdılmıştır Kıtabın dorduncu bolumunde ıse bazı hıkâyelerın tıyatro oyunları olarak nasıl ya7ildıklarına eğılınmış ve çeşıtlı oyunla rın hareket noktası olan hıkâyelerlc ılış kılcrı uzerınde durulmuştur Fazilet Eczanesi, Keşanlı Ali Destanı, Dışardakiler, Ayışığında Şamata adlı oyunları boy le bır bağlantı suzgecınden geçırılmıştır Sıddıka Yalçın, bu çalışmasını Hacet tepe Unıvcrsıtesı Ldebıyat Fakultesı'nın Furk Dılı ve Ldcbıyatı Bolumu'nde yuk > c lısans te/ı olarak vapmıştır Kıtabı >k butunuylc okuduğunu?da nesnel bır da\ranışla konuya bakıldığı ve bu bakış Teknoloji ve Kültür Gerçekten dc sıyasal hareketlılığın du zen ıçı bır etkınlık halıne gclmesı de mokratık ozgurlukçu bır utopık boyutun duşuncc ve eylem ufkundan sılınmcsı, varolanı donuşturme konusunda buyuk bır engeldır Ayrıca "kurtarıcı" kuramla rın ve kışılerın "otorıterleşmesı" sorunu da, \aroluşsal bır onem taşımaktadır Bu nedenle toplumu ve kulturu değıştırmek ıçın, uzun yol ya da kestırme yol ayrımı bulunmadığını ve yalnızca çıkar yol çık maz yol ayrımının bulunduğunu unut mamak gerekır tçınde yaşadığımız kulturel ve toplum sal sorunların çozumu, ancak ulkemızın 9O'lı ve 2OOO'lı yıllarda ulaştığı gelışmıs lık derecesıne ve Turk sıyası, ekonomık ve toplumsal hayatının gerçek ıhtıyaçları na ilışkın doğru saptamalarla mumkun olabılecektır Bu nedenle, demokrasıyı her yonden gelıştırecek bır tasan ya da gelecek duşuncesının bıze yol gostermesı gereklıdır boyle bır duşunce, nem kendı toplumsal butunluğumuzu farklılıklan yoK etmeden sağlamak açısından hem de ınsanlık kulturune eklenen ozgun bır halka olmamız açısından onem taşımak tadır Kultur ve ıdeolojı sorunlarını cleştırel bır yaklaşımla sorgulayan Ahmet Ok tay'ın yenı çalışmalarını beklerken, aynı zamanda bu konuda başka araştırmala rın da ortaya konmasını beklıyoruz Çun ku kendı gerçeklığımızı araştırıp sorgula madan, onu degıştırme ımkanına sahıp olamayacagımız açıktır Turkiye'de Populer Kultur/ Ahnul Oktay/ Yapı KnJı Yaymları Toplumun ve Kültürün Geleceği açısı ıçınde değerlendırmelere gıdıldığı anlaşılmaktadır Onsozde, "Bu kıtap, Haldun Taner uzenne vc hıkâye tahlıllerî alanında yapılan ne ılk ıncelemedır ne de son olacaktır Ustelık bu alanda yapılan en yetkın ornek de olamaz" denıfmekte dır Ama, bana gore, bu kıtap, bır yaza rın sanatının değerlendırılmesı konusun da ınceleme yapacaklar ıçın bır ornek kı taptır Yazar, gene onsozde, kıtabındakı yorumların, "ne derecede guçlu kanıtlara dayanırsa dayansın, bızım Haldun Ta ner'ın hikâyelerini nasıl gorduğumuz ve nasıl değerlendırdığımız sorununun bır cevabı nıtelığındedır Ve bu yonuyle de bır açıdan oznel" olduğuna değınmıştır Elbette, her kışının bır yazarı degerfen dırmesınde ozncl bır kavramı olabılu, ama, bu oznellık çok dar bır alanda ka lırsa ortaya nesnel bır yorum çıkar Yal çın da bu kıtabında oznellıkten uzak, çok nesnel bır ınceleme, değerlendırme yapmıştır Kışılerın goruşlerı elbette de ğışık oıabılır ve bu da olağandır Ama bu kıtapta Taner'ın oykuculugu çok genış bır yelpaze ıçınde alınarak ıncelenmıştır, bu bakımdan noksanlık sozkonusu değıl dır Yazarın belırttığı gıbı, "Edebıyat ku ramları ayrı ayrı da olsalar, aynı temel go ruşten ve amaçtan yola çıkarlar Bu amaç, edebî eserdekı anlamı bulmak ve metındekı estetık guzellığı ortaya çıkar maktır " Bu goruş yerındedır elbette Ya zara gore, "nıkâye hakkında soylenen sozlerın ve yapılan araştırmaların, bırkaç bıreysel çabanın urunu Iduğu" yolundakı goruşune katılamıyorum Dıpnotta bu konuda verdığı kaynaklar elbette yeterlı sayılamaz, dergılerde yerlı ve yabancı ya zarların bu konuya donuk bırçok yazısı yayımlanmıştır Kıtabın gınş bolumunde belırtıldıgı uzere, "ancak Turkçe olarak yayımlanan lar toplanabılmıştır Çunku, yazarın Al manca olarak kaleme aldığı ve dağınık halde Alman dergı ve gazetelennde (Mc rıan, Dıc Zıet gını) yayımlanmış bırçok hıkâyesının dc varlığından bılgımız var Bunların da bır an once toplanmasının tercume edılmesının \e ıncclenmesının yazarın sanatının açıklanmasında ycnı anlam boyutları oluşturacağına ınanıyo ruz" Burada, Sıddıka Yalçın, hıç olmazsa bıldığı bu konuyu ele almalı ve hıkâyelc rın adlarını anmalıydı Çunku, okurda Almanca hıkâyelerın Turkçe de yazılıp yayımlananların aynı olup olmadığı kuş kusu doömaktadır Bu belkı yorucu bır çalışma olurdu, ama ıyı olurdu Kıtapta hıkâyelerın dokumu de yapıl mıştır (s 45 46) Bu arada kıtapların ılk baskılarında yer alıp da sonradan çıkarı lan hıkâyelere de değınılmış ve lıstede yer verılmıştır Bana gore "Ayışığında Çalışkur" ayrı olarak alınmalıyuı, "8'dcn 9'a Kadar" adlı hıkâyenın değışık adı dd burada verılebılırdı Bu arada, "Gulerek Olmek" hıkâyesı 1971 yılın hikâyeleri arasında anıldıktan sonra tarıhsu hıkâye ler bolumunde de anılmıştır Bu, sanırım kı, hıkâyelerın sonunda tarıhlenn olma dığına değınmek ıçındır Sıddıka Dilek Yalçın, bu kıtabıyla nes nel bır ınceleme anlayışı ıçınde bır sağ lam kıtap ortaya koymuştur Inceleme yapacaklar ıçın de bu kıtap ornek bır kaynak olacaktır Haldun Taner'in Hikâyeleri ve Hikâyeciliği/ Sıddıka Dıhk Yakın/ Bılgı Yayı nt/Ankara 1995 344 i SAYFA 1 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle