22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ayrıntılar önemlidir!. KÖTÜLÜĞÜN ŞEFFAFLIĞI/Jean Baudrillard Aşırı Fenomenler Üzerine Bir Deneme •'.•.I'' Ç«».ı I. *b*r«/l. Irf «rf*n Geçmişte, özgürlük/eşitlik/kardeşlik gibi tüm insanlığı derinden etkileyen evrensel değerlerin kurucusu olan Batı, 21. yüzyıla girerken artık eskisi kadar inandırıcı değil! 1960'larda görece refah ortamını yaşarken kendini hiç bitmeyecek sandığı bir orji halinde, bir safahat âleminde bulan Batı, yirminci yüzyılın sonuna gelindiğinde orjinin çoktan bittiğini anlamıştır: Sistem yok olmamış; ama bir zombi ya da vampir gibi can çekişme halindeki ölümsüzlüğünü yaşamaya mahkum olduğu ortayâ çıkmıştır. Baudrillard, Kötülüğün Şeffaflığı adlı bu eserinde, Batı'yı var eden temel kavramlardan olan gelişme, ilerleme ve kendini koruma ilkesinin, her yerde, yok oluşurv ve ölme halinin sürekliliğine dönüştüğünü gösterir. 1960'ların "cinsel devrim"i, cinsel özgürlüğe değil; travestiliğin hükümranlığına, kadın ve erkek kategorilerinin birbirine karışmasına yol açmıştır. "Sanatta devrim" ile iyi ve kötü gibi estetik düzeye dair kategoriler terk edilerek "kötünün de kötüsü" türünden transestetik kopyalar hayatlarımızı doldurmuştur. Sibernetik devrim, makjne ile insan arasındaki ayrımı makine lehine ortadan kaldırmış; politikanın sonuna yol açan "politik devrim" ise eski politik biçimlerin simülasyonu olan 1ranspolitika"nın egemenliğini kurmuştur... Batı'nın politik bağışıklık sistemi, kendi bünyesindeki virüsler nedeniyle tehdit altındadır. Sömürgecilikten bu yana, farklı olanı ve "ötekfni yok etmiş olan Batı, artık "aynı"nın aynasında, kendi kendinden üreyen ve türeyen cinsiyet ve zihniyetleriyle birbirinin kopyası olan bireylerin dünyasıdır. Artık "öteki cehennemi"nde değil, kendi cehenneminde yaşayan bu insanın bir diğerinde keşfedebileceği hiçbir şey kalmamıştır; çekici tek şey nesnelerdir... Kendisini "kuramsal terörist ve nihilist" olarak tanımlayan Baudrillard'ın bu eseri, insanın ve insanlar arası ilişkilerin yok oluşuna bir ağıt, bir çığlıktır. Seçimi insandan yana olan ve bu çığlığı güçlendirip bir karşı çıkış manifestosuna dönüştürrriek isteyen herkesin okuyarak, düşünerek ve tavır alarak katılabileceği bir eser... Çev.s Tuncay Blrkan ENTELEKTÜEL/Edward Said Sürgün, Marjinal, Yabancı Düşünceyle arası zaten hiçbir zaman hoş olmamış bu topraklarda, son zamanlarda, düşünceyi ve onu cisimleştiren entelektüeli "terörize eden", doğrudan doğruya "vatan hainliği" ile damgalayacak kadar pervasızlaşan bir zihniyet iyice egemenliğini kurmuş durumda. Milliyetçi ve dinsel fanatizm kendisinden başkasına düşüncesini ifade bir yana, yaşama hakkı bile tanımıyor. Bu toprakları "sevme hakkı"nı kendi tekeline almak istiyor. Batı'nın Islam anlayışjnın ikiyüzlü önyargılarına karşı koymasıyla ünlendiği halde, Salman Rushdie'nin ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunarak gerçek bir entelektüel tavrı sergileyen Edvvard Said'ln bu önemli kitabının Türkiye bağlamında son derece ayrıştırıcı bir yere oturduğu düşünüyoruz. Said, entelektüeli öncelikle otorite ve iktidara hizmet etmeyi reddedişiyle, sonra da milliyeti, dini, geleneği ile arasına koyduğu mesafe ile tanımlıyor. "Entelektüel, eskiden olduğu gibi, toplumda bir uzlaşma oluşturacak genel simgeleri yaratan biri değil, bu simgeleri sorgulayan, kutsal sayılan gelenek ve değerlerin ikiyüzlülüğünü, ırkçılığını, cinsiyetçiliğini teşhir eden; hiçbir fikir ayrılığına tahammülleri olmayan kutsal metin gardiyanlarıyla mücadeleden çekinmeyen kişidir. Profesyonelleşmenin baskısı giderek artarken, amatör kalıp kamusal alanda yoksullar, yok sayılanlar, güçsüzler adına kendi görüşünü ve tavrını temsil etmekte ısrar eden bireydir entelektüel. Hiçbir kahramana ve siyasi hiçbir tanrıya inanmaz. Düşünceden korkanların bu kitapla hiçbir ilişkisi yoktur! SINIRSIZ RUYALAR DIYARI/J.G. Ballard BlllmKurgtf/Ro ÇmM.ı İr*ın S ğ l Dış uzaylara ve geleceğe yolculuk temalarının kısırlığından kurtulamayan klasik bilimkurgunun, giderek bir teknoloji tapınmasına dönüşüp, verili dünyayı sorgulamadığını öne süren Ballard, alternatif bir bilimkurgu yaratmaya çalışan yazarlardan... Geleceğin Şimdi'de yaşadığını ve "asıl yabancı gezegenin dünyamız olduğunu" belirterek bizleri "iç yolculuklara" çağırıyor... Sınırsız Rüyalar Diyarı'nda ise tam bir sınırsızlık söz konusudur. Televizyonun karşısında sınırlı hayatlar yaşayan insanların rüyalarıyla yaşadıkları hayatlar arasında büyük bir uçurum olduğu gösterilerek, onların yavaş yavaş kendi sınırlarını aşmaları anlatılır. Kendi rüyasında yaşamaya başlayan düzen kaçkını Blakein düşleyip, tropikal bir cennete dönüştürdüğü kasabanın sakinleri, kendilerini arzularının sınırsızlığına bırakırlar... İnsanların uçabildiği; kuşa, balığa ve memeli hayvanlara dönüşebildiği; çalışmaktan vazgeçtiği; bankaların kasalarındaki paraları dağıtmak istediği; kısacası, zihinlerin ve bedenlerin ruhlara koyduğu bütün sınırlamaların yok olduğu bir rüya yolculuğudur anlatılan... Bütün cinsel arzuların serbestçe yaşandığı, herkesin çok cinsiyetli bir hayat sürdürebildiği; "bu dünyanın ahlaksızlıklarının öbür dünyada erdemlilik sayılabileceğini" düşündüğü bir tür cinsel ütopya betimlenir romanda. Hâlâ rüyaları olanlar için... AKINT1 Piyer Lotl Cad. 17/2 34400 Çembertliaş/lstanbul Tel: (0 212) 51B 76 19 Fax: (0 212) 516 45 77 AYRINTI YAYINLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle