Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekilen Ak Şeytan/ john Webster/ Çeviren: M. Hamit Çaltşkan/ Yapı Kredi Yayınları/ 193 s. YapıKredi Yayınları Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi'nin yeni kitabı, Shakespeare'den sonra 17. yüzyılın en iyi tngiliz trajedi yazarı kabul edilen John Webster'ın en tanınmış oyunu olan"Ak Şeytan". Kitabın çevirnıeni, daha önce yine aynı dızjden Shakespeare'den "II. Richard" çevirisi yayımlanan M. Hamit Çalışkan. John Webster, yaklaşık 1598 yılında başladığı hukuk öğrenimini 1602 yılında yaııda bırakın oyun yazarlığına geçti ve on yıl kadar sürcn bir "çıraklık" donemi boyunca, değişik tiyatro kumpanyalarıiçin ortak oyunlar yazdı. Tek başına yazdı£ı ilk oyun olan "Ak Şeytan" (The White Devil), 1612 yılında sahnelendi vebasıldı. Webster yine aynı yıl " Amalfi Düşesi" (The Dushess of Malri) adlı ikinci oytınunu yazdı. Tek başına yazdığı bilinenlcr içinde günümüze kadar gelen üçiincü ve son oyunu The Devil's Law Case (Şeytanm Davası) ise yaklaşık 1617 yılında sahnelendi. Webster, yaşamının sonraki yıllarında yine ortak oyunlar yazdı. Dönemin diğer yazarlarının pek çok oyununda da olduğu gibi gerçek bir olay üzerine kurulu olan Ak Şeytan, kötülüğün her zaman erdem maskesinin ardına saklandığı, doğruyla yanlışın ayırt edilmesinin mümkün olmadığı ve dolayısıyla ahlaki değerlerin bıılunmadığı bir dünyayı simgeler. Webster'in alabildiğine karamsar biı dünva yaıattığı bu oyun, toplumdaki ak saklıkların ancakköktenci yaklaşımlarla giderılebileceğini aıııa böyle bir yaklaşımın olanaksız olduğunu tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Sirte Kıyısı/ julien C,racq/ Çeviren \smail Yerguz/ Yapı Kredı Yayınları/ 264 ı "Sirte Kıyısı ".Julien Graeq'ın 1951 yılında Goncourt Oülü'nü alan roSIKTK KIYISI manı Diuyazı şiirler, eleştirel denemeler, oyunlar ve sürrealizmin etkisinde romaniar yazan, ülkemizde da ha çok "Balıkçı Kral" ile ünlenen Gracq, bu romanında çok iyi tasarlanmış bir üslup ve bir gizlilik havasıyla sıradışı bir dünyayıaktarıyor. Sirte Denizi'nin iki kıyisında bulunan Fargestan ile (Orsenna Senyörlüğünün kendilerini Gözlemci Aldo'nun ansızın, adeta ken dibini tutaınayarak düşman toprakları topa tutmasıyla patlak veren bir savaşın içinde bulmalarını hikâyc eder. Bu ilginç romanı tsmail Yerguz Tiirkçe'ye kazandırmış. Sokollu Mehmed Paşa/ Radovan Smarcic/ Çeviren. Me ral (la\p/rıtlt/ Sabah Kıtapları/ 40S ç 16. yüzyılın başlarında Bosna'da, Türklci" taralından kan vergisi olarak ailesinden koparılıp alınan Bayo Sokoloviç, papaz okulu ögrenciligindcn ve çobanlıktan, Osmanlı sultanının hizmetindc yükseleceği merdivenlere do^ru ıızanan bir yola girmiştir. Melı med adını alan Bayo'nun yükseli^i ile Obinanh tmparatorlugu'nun akıl almaz genişleyişi arasında büyük paralelliklcr vardır. Alısılm.ıdık yeteııekleri sayesinde Bosnalı bu küçük ^oban, imparatorluk hiyerarşisinin biiyük basaınaklannı bııs döndürücü lıiı lıızln çıkarak kendiııi, Akdeııiz'den 1 lindistan'a, Viyana'dan Mısır'a uzanan bir impdratorkıgun sadrazamı olarak bulacaktır. Sokollu Mehıııed Pa^a, kitap olarak üsmanh'nın ihrişamını, büyüklügünii anlatC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 2 8 5 makla kalmıyor, bu tutkular, güzcllıkler ve acımasızlıklar dıinyasını çızcrkcn, harem entrikal.ırını, saray içi çekişıııelerini, kıskançlıkları da dile getiıiyor. Rönesans Avrupası'nı; ticaretle, siyubctlc, korkuyla üi'iılınüş bu kıtayı aıılatırken Samarcic'in kalemi diplonıatları, maccrapcrcstlerı, bankacıları.casusları, tiiccar ve misyonerlcri bir bir gözlerinin önünden geçiriyor Sokollu Mehmed Paşa kitabının sunıış yazısım yazan gazeteei Cengiz Çandaı'ın sözleıiyle, "...Kitap sadece bir 'tarih kitabı' dcöil. Bir edebi romaıı da sayılabilir. Hatta adeta 'Freud cu bir yaklaşım tekniği ile kalcme alınnıış bir psikanalitik tahlil kitabı olarak dahi addedilebilir. Bu sayeıle, başta Sokollu olmak üzere, ılcvrin, isinılerini hayatıınızı her gün çevıv1 leyen caınilere, sokaklara, semtlcrL vermiş, tüm öncmli şalısiyctlcrinin iç dünyalarında, ki^iliklerinin gizeminde, beyinlcrinin kıvrımlarında dolaşıyor vc aynı zamanda da Saray'ın esrarlı ve bir o kadar da çekici iç mekânlarında, haretmn kulislerinde geziniyor; iktidar çekişmesine derhal dönüşebilen, amansız ve acımasız kişisel rekabetlcrin giıdabına dalıveriyorsunuz..." Sokollu Mehmed Paşa, az buluııur bir tarihsel tresko olmanın ötesindc, Akdeniz uygarlığı üzerinde kendine sorular soran insanlar için bir başvuru kitabı, aynı zamanda da sürükleyici bir roman nitclig'ini taşıyor. Av/ Martin Waher/ Çeviren: ilknur Özdemir/ Can YaytnItm/ 1% s. İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman Kdcbiyatı'nın scçkin yazarlarından olan, almanya'da çşeitli ödüller kazanan Martin Walser, "Av" romanıyla 1'iirk okurıınun karşısına ilk kez çık maktadır. Romanları yanında dene ıneleri ve konusınalanyla da ünlenen \azar ilginç toplumsal görüşlcriylc de scs getirmektedir. Walser, çoğu romanında olduğu gıbi "Av"da da erotik . ,ıyimı aramakta, ya da yaşamı erotik yokl.ııı aramaktadır. Bu romanın yiizeydeki işaret ta^ları cinsellik, evlilik ve serüven tutkusu ise de, derinde yatan asıl (cma yaşama ve ölme istegi arasındaki ilişkidir. Pek az v.ızar insan ilişkilcrindeki çırkinlıklerı ve uçurumları Martin Walser kadar ınceden inceye araştırmıştır. (Jottli eb Zürn'ün on sekiz ya^ındaki kızının ortadan kaybolmasıyla ba^layan olaylar, Zürn'ün kızının izini sürerkcn seriıvenler yaijadıgı, ya^arken de heın kendini ve evliligini hem de çevresindeki ınsanları, onların zayıflıklarını, zavallılıklarını irdelediği bir sürek avına dönüşür. Bayan Kristof Kolomb'un Kefifleri/ Paula DiPerna/ Çet't'rcıı Pürcn Uzgörcr// Can Yavmları/ 117 i Taşlartn DiÜ/ jim Crace/ Çeviren: tlknur Özdemir/ CanYayınlart/ 164 s. 1986'da yayımlanan ilk romanı 'Continent' (Kıta) ile Ingiltere'de 'Whitbread İlk Roman Ödülü'nü, "Guardıan Roman Ödülü'nü ve 'David I ligham Ödülü'nü kazanan Jim Crace in bu kitabı on dile çevrilmiştir. 1988 yı lında yayımlanan ve yine büyük alkış alan "Taşların Dili" de 'GAP UluslararasıEdebiyat Ödülü'nü kazanmıştır. Genç Ingiliz romancıları arasında kendisine sağlam bir yer edinmekte olan Jim Crace'in, yine ödül kazanan 'Arcadia' adlı ıomanından sonra son olarak 'Signals of Distress' (Sıkıntı Sinyalleri) adlı romanı yayınlanmıştır. "Taşların Dili", bu ünlü Ingiliz romancısının Türkçe'de yayınlanan ilk kitabı. Taş Devri'nde, dünyanın herhangi bir yerindeki bir kıyı köyünde, dış dünyaya kapalı, kendi içlerine dönük yaşayan insanların şaşırtıcı öyküsü, zengin bir hayal gücüne dayanan, dantef gibi işlcncn, şiirscl bir anlatımla verilmiştir. iki değişik ağızdan anlatılan çclişkili öykülerin örgüsü içinde karşılaştığımız aşklar, yalanlar, günlük yaşam ve çalışma hayatı, değişim ve değişimin gücü, bucünün insanıyla binlerce yıl öncesinin insanıarasında hiçbir fark olmadığını göstermektedir bize. Karşılıksız bir ask öyküsünün çevresinde gelişcn olaylar ve umulmadık bir sona ulaşan gclişmclcr, bu çarpıcı, insanın içıne işleycn romanı unutulmazlar arasına sokacaktır. Yavaşlık/ Milan Kundera/ Çeviren: Özdemir Ince/ Can Yayınları/ 150 s, "Yavaşlık"ın kıssasından çıkan hisse şu: "Yavaşlığın düzeyi anının yogunluguyla doğrıı orantıhdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğrıı orantıhdır." Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşü nü nızlandınr. Osmanlı Âdet Merasim ve Tabirleri/ Abdülaziz Bey/ Tarih Vakfı Yurt Yayınları/ 614 s. Abdülaziz Bey'in (18501918) özgün adı "Âdât ve Merasimi Kadime, Tabirât ve Muamelâtı Kavmiyei Os maniye" olan ve on dört defterden oluşan eseri, birbirini tamamlayan iki kitap halinde ilk kez yayımlanıyor. tlk bölümü toplum hayatına ayrılan eserın bu ikinci cildinde Osmanlı toplu mundan bazı kesimleri, çeşitli inaniş lan, spor ve eğlenceleri, ayrıca sğlık, musiki, dil ve edebiyata dair bazı bilgileri okuyacaksınız. Halk bilimine ilgi duyanlar, mernum Prof. Dr. Kâzım Arısan ile Duygu Arısan Günay'ın yıllarca emek vererek sadcleştirdikleri vc dipnotlarla zenginlcştirdikleri eserin sözlük, dizin ve kaynakçastna da başvtırabilecekler. Ne tdim Ne Oldum/ Nubar Terziyan/ lletipm Yayınları/ Kitapta Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Griik, tzzet Günay, Ediz I lun yok. Yeşilçam'ın altın yıllarından, si yahbeyaz sahnelerden, film setlerindcn de söz edilmiyor. Veya, çok dolaylı olarak sözediliyor. Meselâ, bir çekim arasında sete kavuncu gelmesi sayesinde kavun seçmeyi öğrentlığinı anlarıyor Nubar Terziyan. Ve eşi Katrin'le nasıl tanıştığını, eski Istanbul'u, deniz scfalarını, çapkınlıklarını, yarıamatör bir Ermeni tiyatrosunun maceralarını, Hamlet oyunu için mez.arlıktan loırukafa çajma Kikâyesini, askerSAYFA 21 Kristol Koloınob'u bilnıeyen var ınıdır? Ya onun evlendigi kadını, Dona Felipa Moniz e Perestrello'yu? Bayan Kolomb, ünlü bir adamla cvlcncn çoğu kadının yazgısını pavlaşıp sevdi^i adamın gölgesintle kalmış olsa da, dünyayı sonsuza kadar değiştiren ke ^illerin keskiıı bir dille yoıumlanı^ı olan bu anlatı, onun da kaleminden çıkınüj olabilirdi. Çagdas bir yazarın şiırsel bir dille ve duv.ıı lılıkLı kaleıne aluıöı nu roman, tarihin karanlık sayfalaııııda kalmış bir kadının anılarındaıı, tarihsel bir anlatıdan daha fazl.ısıdır. Bayan Kolomb'un Portekiz'in kıyıl.ırında başlayan yolcıılugu güneşlı Atlantik kıyılarına, Alrika'nın yağmur ormanlarına, ıınutulma/ güzelliklerle dolıı, her tüılü tehlikeye açık yeni topraklaıa luaıurken kcndisi de kişisel bir uüzlcmdc temel, evcil beklentilerden çıkıp dstansı koşullara geçer, gerçeğe, benli^inin keşHne yönclir. 140 s + 16s.Albüm