Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Klasik yapıtları yayımlamak hem pahalı hcm de özveri istcycn bir çalışma. Milli Eğitim Bakanlığı klasik yapıtların yayınlarını durdurmasından bu yana bu çaba özel yayınevlerinin özverisiyle sürdürülüyor. Aşağıdaki yazı, bu yapıtlarından, son ydlarda yayımlanan bir bölümünü tanıtmayı amaçlıyor. TANSU AÇIK Sürmesi gerekli vavınlar... klasiklerin bir dizelgesinın ekleııdigi bol örnckli Eski Yunan Edebiyatı (Remzi Kitabevi, tstanbul, 1990); 19. yüzyılın sonlarında Oviditıs'un Fasti'si ile Pausanias'ı alabildığine genış çıknıalarla yayımlamış, klasik filoloji ile yenice serpilmekte olan insanbilim arasında köprü kurulmakla kalmayıp etkisinin erimi bu yüzyılın öncü ya/,arlarından E. Pound, T.S. Eliot, D.H. Lawrence'a dck uzanan Frazer'ın ünlü Altın Dal'ının kısa baskısının çeviri si de (Çevi ren: M. H. Doğan, Payel Ya yınları, lstanbul, 1991,1992) var. Erendiz Özbayoğlu, Lucretius'ta Clinamen Kavramı, Klasik Yayınlar, tstanbul, 1988,25 s. Eskiçağda oluşun niteliği, kaynağı konusunda Empedokles'in şiir yazdığını biliyoruz Yunanca en eski düzyazı örneği Herakleitos'unkidir, Lucretius da, Latiııcc'nin ilk kcz felsefe yaptığı şiiıinde durumun ayırdındadır: "Kolay degil biliyorum Latin ^iirinde,/ Karmaşık bulgulannı sergilemek Yunanın./ Düimizin yoksulluğu, ko nunun yeniliği,/ Uygun sözcükler türetmeye zorluyor beni" der (I, 137140 Tomris UyarTurgut Uyar çevirisi); Tanrısal diye övdüğü Epikuros'un öğretisini sergileyecek, bu arada Venus'a övgüyle açılan ilk kitapta, Yunanlılar'ın evrenin kurucu öğesi konusundaki kurgularını, Herakleitos'u (668), aduıı anmadan Empedokles'i (756758), Anaksagoras'ı (857858) eleştirecektir. Diogenes Laertios'un, Epikuros'un ogretısını ozetledı^i içın aktardıgı üç mektubundan birinde, 1 lerodotos'a mektubunda andığı ana savlar yepyeni birbağlamda, "Ozdekçi metafizik"in başyapıtında kullanılır. Bu savlar, hiçbir şeyin hiçliğe indirgenemeyeceği; evrenin hep olduğu, olacağı; evrenin boşluk ile nesnelerden yapıldığı; nesnelerin atom ilebile^enlerine ayrılabileceği; evrenin sonsuz oldu^u; atomların sayıca sonsuz olduğu, uzayın sınırsızolduğu; benzer biçimdeki atomların sayıca sonsuz olduğu ama, biçimlerinin çeşitlıliğinin sonsuz değil sayıca belirsiz olduğu; atomların deviminin sürekli olduğu, iki devim türü olduğu; atomların duyulur nesnelerin üç özelliğini biçim, ağırlık, kütleyi paylaştığı biçiminde dile getirilebilir. Epikuros'un sonsuz, özeksiz, dipsiz evreninde atomlar çarpışma ile titreşım aracılığıyla devinirler. Lucretius'un buna ek olarak geliştirdiği iki sav salt kendi gucüyle nesnelerin yukarı çıkamayacagı (II. 184215) bir de atomların dıştan bir etki olmaksızın sapması "cinamen"dir (II. 216294). Kitap dogrudan Epikuros'ta bulunmayan, ancak doksografi yazarlarında anılan bu kavramın ızini, Yunanca kaynaklarda da sürüyor, sözkonusu bölümün Latince metnini dilbilgisi açıklamalarıyla veriyor. Sapma yazgının bağlannı (foedera) koparır, siirgıt nedcn nedeni izlemesin diye (254255). Sapmanın kaynağı insandaki istence (voluntas) benzer bir iç Bir kaç klasik filoloji yayını üzerine P laton'un Parmenides'inden sonra (Çeviren: Saffet Babür, Ara Yayıncıhk, Ankara, 1989) Yasalar'ının da yayımlanmasıyla (Çeviren: Candan ŞentunaSaffet Babür, Ara Yayıncılık, Ankara, I. cilt 1988, II. cilr 1992), epigramları, kuşkulu soyleşileri, düzmece söyleşileri, tanımlan dışında Platon'un tüm yapıtları, çoğu pek eskiden hem de ikincil dillerden çcvrilmiş olsa da, Türkçe yayımlanmi!} oldu. Aristoteles'in Nikomakhos'a Etik'i (15) çift dilli birbaskıyla (Çeviren: Saffet Babür, Hacettepe Üniversitesi Yayınları B 30, Ankara, 1988), Seneca'nın mektuplarından kapsamlı bir seçme (Epistula Morales Kitap IXX, Çeviren: Türkân Uzel, T.T.K. Ankara, 1992) ile Plutarkhos'ıın ya^am öykülerinden Marcus Antonius (Çeviren: Mehmet üzaktürk, T.T.K., Ankara, 1992), Strabon'un "Coğrafya"sının Anadolu'ya ilişkin XII, XIII, XIV, bölümlerinin yer aldığı çevirisi (Çeviren: Adnan Pekman, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, lstanbul 1991), Titus Livius'un Roma tarihinin, destan geleneği olmayan Romalılarda HintAvrupa kalıtının "tarih" kilığında korıınduğu ilk bölümü, pck okunaksız bir çeviriyle (Çeviren: Sabahat Şenberk, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, lstanbul, 1992)yayımlandı. Son beş yılda, kaynak dilden ilk kez Türkçe'ye çevrilen bu yapıtlar dışında, yayımlanan kıtapların kimileri arasında, Erendız Ozhayoğlu'nıın kısaca değineceğımiz kitapları, MeühaKulaoğlu'nun geleneksel dilbilgisi çerçevcsinde yalnuca, ad durumlarının, eyIcmden türemeadlann isjevlerineeğildiği kitabı (Latin Dili Syntaksı, I. Bölüm, Ankara, 1989), eskıçağdan mimarlık konusunda bııgüne kalan tek yapıt Vitruvius'un "Mimarlık Uzerinc"sinin, çızimlcrlc, fotoğraflarla birlikte özenİi bir baskısı (lngilizce'dcn çeviren: Suna Güven, Şevki VanlıMimarlık Vakfı Yayınları, 1990), Güler Çelgin'in sonuna gerck Tercüme dergisinde yayımlanmış gerck kitaplaşmış 1 2 piaton S A Y F A Empedokies güçtür (potestas). Bu arada çagdas, bilimdeki atomlarla yalnı? ad benzerligi taşıyan Lucretius'ıın aromlarını kar^ı laştırmak. (Gerlo, "Lukrez", Das Altertum, V. 1959) ne dc Cîuissani'nin yaptığı gıbı "feodara naturae" oluşun bağlarına doğa yasası, türlerin degi^mezliği anlamları yüklemek Lucretius'un metni içinde temellendirilemez. "6.371 Bütün çağdaş dunya görüşünün temelinde, sözümona doğa yasalarının, doğadaki görünüşlerin açıklamaları olduğu yanılgısı yatar. 6.372 Böylece, doğa yasalarının kaı^ısında, sorgusual edilmez bırşeymışçesine kalakalırlar, tıpkı eskilerin Tanrı ve Kader kar^ısında yaptıkları gibi. Ve işte, onlar da, ötekiler dc, hcm haklı hemdehaksızlar. Amagenedc, eskiler şu açıdan daha açıktırlar ki, onlar bir açık sonnokta tanıyorlardı, oysa yeni dizgeye bakılırsa her şeyin açıklanmış olmastgerckir" L. Wittgensteın,Tractatus LogicoPhilosophicus, Çeviren: O. Aruoba, lstanbul, 1984. Erendiz Özbayoğlu, Latince Ozdeyişler, Deyimler, Atasözleri, Klasik Yayınlar: 2, tstanbul, 1988,92 s. Okumuşlann yazı dilinden ortak Avrupa kültürüne girmiş Latince sözlerden kimilerine, bir sözlükten ötekine az çok değişiklik göstersc de, herhangi bir batı dili sözlüğünün sonundaki yabancı dilden deyimler bolümü içinde rastlanır. Yayımlanan kitap ise, aşağı yukarı bin sozbaşıyla çok geniş bir derleme (bununla birlikte sav, temellendirme türlerine ilişkin çokça kullanılan argumentum ad auctoritatem, argumentum ad hominem, argumentum ex silentio gibı deyimlere ycr verilmemış). Sozlerın kaynağı, daha eskiçağda derlenen eğitim amaçlı atasözü seçkileri, Yenidendoğuşun compendium'lan, okuma yorumlama aktarma zincirinin bir yerinde bir çağın özlüsöz değeri yükleyerek bağlamı dışında andığı, yeniden dolaşıma soktuğu sözler, Kutsal Kitap'tan çıkma öz lüsözler, Roma hukukunun terimlerı, ortaçağda yeniçağda üretilmiş sözler, sloganlar gibi çok geniş bir alana yayılmıştır. Bunlardan kimi, Romalıların Yunanlı yazarlardan öğrenip çevirdiği sözler, kaynağını çıkarabildıklerimiz; Horatius'un Seneca'nın yalnız başını andığı ars longa, vita brevis sözünü, Hippokrates bütüncesindc "yol yordam uzun, yaşam kısa, uygun an kaçıcı.deneme kaypak, karar güçtür" biçiminde buluruz; festina lente de bir Yunan atasözüdur, aher ego'nun kay nağında Aristoteles bulunur (Nikho makhos'a Ethik, 1166a) respicefinem de, ölmeden önce hiç kimse için mutludur denemeyeceğini söyleyen Solon'dan tiıremedır, Epikııros bu biçimiylc anıp bir karşı sav onesürecektır (25. aforizma, Mektuplar ve Maksimler, Çeviren: H. Örs, lstanbul, 1962). Doğrudan Kutsal Kitap'tan gelen ataK İ T A P S A YI 26 0 C U M H U R İ Y E T