25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Göç Türküsü", bir doğa scnfonisinin iç yıkayan scsiylc kuşatıyor insanı. Toros insanını, fırtınasını, gccesini; yclin selin sustuğu, düş serilip düş derilen günleri, solgun ayın isırıp öptüğü dcnizi... ölümün rengini, sanki bir dağ ermişinden, gülün nara, narın güle sarındığı koyağınua nöbet tutan bir eski zaman adamının imbiktcn geçirilmiş sesinden dinliyorsunuz. ABDÜLKADİR PAKSOY Ali F. Bilir'den "Göç Türküsü" B u dizc, Ali F. Bilir'in ilk şiir kitabı G ö ç Türküsü'ndcn. "İlk şiir kitabı" dedimse, Ali F. Bilir'i gcnç bir şair sanmayın, ya da yeni şiir yazmaya başlamış biri. Ali F. Bilir, ilk şiirini 1959 yılıncîa haftalık Yelpaze Dergisi'nde yayımlamış. Şinııli clli yaşında olan şair, dcmek ki otıız altı yıldır yazın yaşamının içinde. Ali F. Bilir'i aslın.da öykücü olarak biliyorıız; ilk yapıtı bir öykü kitabı: Üşüyen Sıcak Düşlerim. Geçen yıl E Yayınları nca yayımlanan bu yapıt hakkında yazarken, aslında, öz olarak bir şiir kitabı sayılabileceğini belirtmiştim. (Cumhuriyet Kitap, sayı: 263). Ali F. Bilir, beni haklı bıılurcasına ikinci yapıtını şiir kitabı olarak çıkardı karşınııza. lyi tle etti. Göç Türküsü daha dün elime geçti ve bugün yazmak için sabırsızlanıyorum. Evet, yazmak için sabırsızlanıyorum bıı küçük kitap hakında! Kitaplar vardır, okıır kaldırıısınız raia. Kitaplar vartlır, beklersiniz başkalan yazsın, tanıtsın diye. Kitaplar tla vartlır, hiç kimscye bırakmak islcnıezsiniz yazma işini. Illc dc sizin imzanız olmalı o kitaptan söz edcn yazının altında. Neden? Yazarıyla olan dostluğunıız yüzüntlen mi? Olabilir. ama daha çok, yapıtla öztleşlcştiğiniz, yapıtta kendinizi bııldıığunıız içindir bıı dııygu. Yapıtla birlikte kcndinizi tle anlatacağınızı umarsımz tla ondan... İste, Ali F. Bilir'in Göç Türküsü için dc ben, bu duyju kabarmasını yaşadım. Yazacak o kadar çok şcy var i, doğrıısu, neretlen başlayacağımı da bilcmiyorum. ()kurken notlar almışım. Başlıktaki dizc dc o notların ilki; oradan başlayalım: Şiir hakkında nc kadar çok şiir yazılmıştır!.. Diycbilirim ki şairlcrin cn güzcl ürünlcridir bunlar. Insan acemilik dönemlerinde yazmaz şiir hakkında; artık kendi kcndisiyle, şiirle hesaplaşmaya başladığı, yaptığı işi ve yaşaını cidtli olarak sorgııladığı bir dönemdc anlatmaya baslar şiiri şiirle... Evet, "buzu eriten sözcük"tür şiir. O nuz ki, insanın insana yabancılaşmasından, kcntlinc yabancılaşmasından, kinden, neîretten, yüzyıllarla kuşaktan ku.şağa geçen budalalıklardan, kıskançlıktan, çekemczliklerden... oluşmuştur. Şiirdir işte bu kalın buz tabakasını eriten; şiir olmalıdır, "söz ola kese savaşı/ söz ola kestire başı/ söz ola ağulu aşı/ balıla ya ede bir söz" tlcdiği gibi Yunus'un. Şu günlerde ne ço gereksinmemiz var bu söze, "kara bir bokböceğp'ne dönüşmüş zamanımızda... Ali Bilir'in Zaman acılı şiirinde geçen dizelerden daha iyi anlatılabilir mi zamanımız, bilmiyorum. Şöyle diyor Bilir: "Şiir: Buzu eriten sözcük" .ş • . sırtında ale; yarası elcbeği mor bir kclcbeğin kanat larında 'çek taşıyor Sıvaslı çolar" (Çiçck Taşıyor, s. 38) Yinc, "hayat bu/ eğirilir bir sevdanın ucunda" tlediI ği gibi özenle, ince incc eğıriyor şiirini acılardan... Bilir'in bu dııyarlılığı, biraz da 68'liliğinden kaynaklanıyor. O, kendini inkar etmeyen sayılı 68'lilcrdcn; şöylc diyor 68'li adlı şiirindc: "Ateş yakardık dağlarda kentlerin yüreğine . * söndü çoban ateşleri küllcri savuruyor rüzgâr a 4r Ü Ali F. Bilir'i aslında oykucu olarak biliyoruz: ilk yapıtı bir öyku kitabı: Usuyen sıcak Duslerim atom çağı ve medya kara bir bokböceği oluyor zaman, kabuklu, kınkanatlı bir böcck, yuvarlayıp götürüyof dünyayı (...)" (s. 53) tşte bu dünya ilc yuvarlanmamak, bu böcek zamanın dışına çıkmak ancak şiirle olasıdır. Şiirin bir topkımsal işlcvi varsa, bu olmalıdır. Kitabın arka kapağında ne güzcl betimlemiş Ümit Sarıaslan bu bağlamda Bilir'in şiirini: (îöç Türküsü, bir doğa senfonisinin iç yıkayan sesiyle kıışatıyor insanı. Toros insanını, lırtınasını, gccesini; yclin sclin sustuğu, düş serilip düş derilen günleri, solgun ayın ısınp öptüğü denizi... ölümün rengini, sanki bir dağ ermişinden, gülün nara, narın güle sarındığı koyağında nöbet tutan bir eski zaman adamının imbikten geçirilmiş sesinden dinliyorsunuz. Kendi zamanını kendi kurarı bir geniş zamanlar tanığının, gizli bir üzgüylc kıırıılu bu şiirlerini Pan'ın yedi kamışlı kavalından escn ezgiler gibi tlııyumsuyorsunuz. (...)" "Çöle diişen bir damla suyu" kurutmayıp, kt)ta bir orman yaratmış Bilir tlizclcriyle. İmge dediğimiz şey tle bu değil midir? Şairin önceden kafasında tasarladığı, sonra da vapıtının bütünlüğiiyle yarattığı bir ötckilik?.. Kinıi çayları, ırmakları kurutur; kimi dc iştc böylc bir damla sudan orman yaratır. Sanatın gücüdür bıı... CUMHURİYET KİTAP SAYI 306 1.6.1.S. Ali Bilir'in şiirlerine bir ad vermck, bir sınıfa koymak gerckirsc, lirik şiirler diyebiliriz. Hemcn her şiirdc, her dizedc lirizmin kalp atışlarını duyabilirsiniz. Genclliklc, şairin kendini anlatmasından dolayı yapılır lirik tanımlaması; ama, aslında biz değil miyiz şairin 'ben' diverek anlattığı' Kendi yasamı olarak sunduğu, hep başkalarının yaşamı değil midir? Son yıllarda ülkemiz yazınında lirizme burun kıvıranları, lirik şiirleri şiirden saymayanları anlamak zor... Ali Bilir'in şiirlerinin önemli bir özelliği de doğa betimlemeleri. Yaşadığı çevredcn seçtiği simgelerle, bizi nicedir koptuğumuz, çok uzağında olduğıımuz doğanın kucağına götürmesi, tertemiz bir kır havası solutmasıdır: "(...) üşüyen bir çiek buhurumeryem dağların uçurumunda yol açmaz bir gcmici feneri ışır mı sabahı beklcr mi ölüm (...)" (s. 8) derken Toroslar'da, "iistii açık bir kamyon"la, "çıplak kanamış yürekler"le birlikte yola diişersiniz. Acının, "denize varmadan kuruyan pınar"ın başında konaklamışkcn, "yağmur kuşları" geçer düşlerinizden. Geçenin derinliğindc bir çıkrık sesi dııyıılur, "aralıksız öterek: çıkıdı çık/ çıkıdı çık!.." Uyanıp "sabah ayazında yunmuş/ sarı katırtırnağı kanatlarına" sarınarak, kenditıizi bulduğunuz sııada, dizinin dibinden "küçük, uslu bir çocuk" gibi bir gelinçiçcği uzatıvcrir başını; "kıyıyla öpüşen/ güneşin altın saçlarını, dorukta/ bir at yelesinin savruluşunu" görürsiinüz Toros Sevgisi'yle. Umit Sarıaslan'ın çok ycrinde benzetmesiyle "bir doğa senfonisinin iç yıkayan siesi" kuşatır sizi... Ama acılar; "Sıvas'ta kara ateşe atılan 37 güzel insan"ın acısı, Uğur Mumcu'nun, öteki aydınların... Acılar komaz ki bizi doğayla kcndi halimizde... Bilir, toplumsal sorumlulıığunun bilincinde bir aydın olarak, yakın tarihimizin kıyımlarını, kırımlarını da dökmüş dizclere. (Çiçek Taşıyor, Sıvaslı Çocuklar, Ağlama Yüreğim) Ama oağırmadan, çağırmadan; karlı dağlardaki bir nergis çiçeği gibi usulca, yumuşak dizclerle; Yunus Gibi: şimdi, öperck koydum sevgimi ıssız dağ kovıığıına " (s. 22) Iştc yaşam bu; kimisi "Yeni Dünya Düzeni'nin teorisyenliğine soyunarak, holding danışmanlığmıla kat üstüne kat, dolar üstünc mark koyuyor; kimisi de, cğilip yerdcn aldığı bir ckmck parçası gibi usulca öperek sevgisini ıssız bir dağ kovıığuna... ]98ü'den sonra özelliklc genç şairlcrdc görii len, "imge" adına simgelcre boğularak şiiri süslü söz yığınlarına, ya da nir bilmeccye dönüştürmenin kırıntısı yok Bilir'dc. şairaneliktcn uzak, yalın bir anlatımı yeğleyen Bilir'i okurken Türkçc'nin güzelliğinin de tadına varıvor, Karamanoğlu Mehmet Bey'in topraklarmda kalıtmın sahipsiz kalmatlığmı anlıyorsunıız. "İmge" savmda olmayan şair, kendiliğinden, çok bovutlu bir imgelemi varatıyoı okuyucuda. Yalın anfalım, dilin bilinçli kullanımı, içtenlik ve bir dc yukarda söz etıiğim lirizmin büyük payı var bu yaratıda... Ali F. Bilir, kendisi şiir, şiiri dc kendisi olan bir insan iyisi. Bizi, Toroslar'm o bozıılmamış toprak yollarında önümiize düşerck, "kıyıdan kıyıdan" uc'a götüıüyor. Aslında, hcrkcsc kısmct olmayan onurlıı bir yaşama teşekkür etliyor. Bence, yazmak eyleminin de bir ereği varsa, btı olmalıdır. Yaşamdan öç almanın bıı dcnli yaygınlaştığı dünyamızda, yaşama teşekkür edebilcnlerc ne mut lu... tyi bir sanat yapıtı, kimilcyin, izleycndc benzerini yaratma duygusu uyandırır. Işte ben de, Göç Türküsü'nü okuduktan sonra elime kalemi aldım ve Ali Bilir'e teşekkür etmek istedim dizelerle. Olduğu gibi aktarıyorum: GÜLÜN YÜREĞÎ Ali F. Bilir'e Sevginin güvenlikte olduğu biri var Toroslar'ın koynunda Gülnar'da, gülün yüreğinde Nöbet tutar çınarlar, köknarlar, ladinler... O uyurken cvinin çevresindc Gülün yüreğinde olan o mu Yoksa giil mü onun yüreğinde tkisi de anlatmaya yetmiyor Doğrusu gülün yüreğidir o Nerede onun adı geçse Güle döner sözcükler Birdenbire gül kokar Güneyden escn yeller de Bir gün elimi uzattım da Başkent'ten Dokunuverdim eline Nasıl oldu anlayamadım Yoksa o muydu sevginin güvenliğinde Nerde apansız bir giil açsa Kim tutuşturur bilemem Belki de kendiliğinden Bakarım şapkam elimde Bir şiir yazmasanız da, 'kcnt'in boğııcu havasından bir an ıızaklaşmak istiyorsanız, Göç Türküsü'nü okuyun derim... • Göç Türküsü/ Ali V Bilir/ E Yayınları/ Ka\ıır/ /5 SAYFA 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle