Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. <•"" nürkcn bır yandan kültürel yaşamın diğer alanl.ırında da aynı durumun ya^anciı^ını, ömeg'in mii/ik alanmda benzcr bir gclişmcnin yansmıalarıııı belirtnıck gerek. En çok satan kasetlerin listesinc baknıak bunun ıçin yeterli bir gösterge olabilir. Televizyonda video kliple rini izlemedi£imiz için piyasad.ıki talcp durumunu da bilemcdiğimiz bazı kasetlcr, reklama bilc ıhtiyacı olmadan gcniş bir toplumsal kesimin sesi olabilmelcri nedeniyle satış rckorlanna ulaşabiliyorlar. Tıpkı şiir gibi, nıü/ik dc bizc sunulanın dışına çıkabiliyor vc "acısız arabcsk'in yapıklığı bir ülkede (birileri hiç duynıadan) kitlelerce dinlcncbiliyor. Melımet Yaşın'ı bu sorunsal üzerinde bıı ^ckilclc detaylı olarak düşünmeye ıten nedcnlere gelince, öncelikle yazarınşairin kişisel tarihinc eğilmek gerckiyor. "Yazarşair" diyorum, çünkü Yaşın'ın şiirlcıinin yanı sıra roman, aıaştırma vc deneme nitclıği taşıyan çalışmaları da var. Kitabm arkasında yer alan özgeçmişten ög'reniyoruz ki, Yaşın Kıbrıs do£uınlu, Siyasal Bilgilcr Fakültesi'nde Uluslararası Ilişkiler okumıış vc Birıningham Üniversitesi'nde BizansOsmanlı ve Modern Yunan Merkezi'ndc "şiir ve kimlik ' konulu doktora çalışmasına başlaımş. Bir "Kıbrıslıtürk" olarak Atina'da Yunan Dili vc Edebivatı kurslarma katılmış. Yaşın'ın kültürel donanınu özgfcçmişiyle bizinı için şu şckılde somutlaşıyor. Gerek şiirlcri gerekse romanı ve araştırmalarında ise l)u özgeçmişin izlcri bclirlcyici kuşkusuz. 1958 doğumlu Yaşın'ın ilk kitabı Scvgilim Ölü Asker 1984 şiir ve 1985 Akademi şiir birincilik odiilii ve A. Kadir (kiülünii almış, sonra bu kitap toplatılmış vc Yaşın da Türkiye'de yaşayan, öğrcnim görcn bir KKTC vatandaşı yabancı olarak oturma izni ajamayarak sınırdışı edilmiş. Scvgiliın Olü Askcr'de Heimatlos adlı bir şiir yer alıyor. "Vatansız kişi" anlannna gelen bu sözcügün Yaşın'ın içindc yaşadıgı toplumsal çalkantılarda trajik bir karşılığı var. Oıııın kuşağı Kıbrıs tarihinin en kanlı döncmlcrindcn birini yaşamış, kcndileri olmasa bile ya kınları savaşmış, öldürülmiiş, csir kamplarmda korkııkı giinler geçirmişlcr vc yaşamayaniarın bilemcyeceği, düşleyemcyeceği acılar vc yok olaıı nayatlar, unıut lar.... Sonra Yaşın'ın dediği gibi; "Odyssscııs'un yorgun gcmisi/ yıg'ınla pasaport varken cebinde/ I leimarlos oluyor ncrcye iltica etsc"'. Yaşın'ın kişisel seriivcni 1983 yılında bu dizeleri yazdı^mda çoktan başlaımş ve 1986 yılında bu trajik serüven dcvam cderkcn tamamlannıış bir şiirden dizclcr; "Biz iki tarafta da olaınayız/ çünkü ikisiyiz ve başka biriyiz/ inanmak istemcdin/ Biz yalnızlığın ta kendi siyiz""'... Sonra 1991 yılında yazılmıs bir şiirden şu dizelcr; ....Hangi tiilde ajilayacagımı bile şaşırırdım çoğu kez/ yabancf da degil, çeviri bir lıayattı yaşadığını/ anadilim başkaydı, anavatanım başka/ ben dcrseniz bambaşka/ Daha o karartma günlcrinclcn görünmüştü/ hiçbir ülkenin şairi olamayacaAım.1 Şiiıicrdc yansıy.ın kişisel tarih, gerçekte pek çok Kıbrıslıtürk'ün dc yaşaılığı bir tarih. Yaşın'ın dört şiir kitabıııdan başka, 1994 yılında Soydaşımız Balık Burcu adı nı taşıyan romanı yayımlanmış ve aynı yıl Cevuct Kudrct roman ödülünü almış. Bu romanın da bir "kişisel bir tarih" niteli^i taşıdıöı kendisi tarafıntlan belirtiliyor"1 ve o tarinin içinde Türkiye'de yaşayan farklı etnik kökcnli insanlar yer alıyor. Yaşın'ın melez kültürler ve çok kültürlülüklc ilgilı bir derdi olduğu bu romanda da açıkça ortaya cıkıyor. Şu cümle bu durumun öncmli bir göstcrgcsi: "Sizin şu köksiizlüğünüz korkunc hir kültürcl aitsizlik! "'. Kültürel aitsizlik tanımlamasını ti|ilcnıc lerde de göruvoııız. Romanda gecen tiplere bakın; Aİeksandros: Kendini Istan bullu lilen toplumuna ait hissedcr. Bu yüzden, hcm lstanbul, hem Atina'da yabancılık çeker. Ulus: Kendini Türk topSAYFA 4 3 vatan, üç kimlik arasında bir şairyazar Mehmet Yasın lumuna ait saysa da, toplunı ona karşı aynı duyguları bcslcme/. Tıirk dostlarıyla birlikteyken, kcndılcrı Türk değilmiş gibi Türklfri eleştırir, yabancıların yanındaykcn Türklerin savunusunu üstlenir. Eser: Kendini Türk topluıııundan çok Türkiye'yc ait hisseder. Türklük simgeleri ilc Türkiyclılik simgeleri arasmda kesin bir ayrım yaparak ikincilcri yeğler ve kendini hiçbir topluma ait hissetmeyen digcr iki tip'.... S'aşııı'ın ürün sıralamasında Kıbrıslıtürk Şiiri Antolojisi geliyor. Son kitap Poeturka'da yapılan sorgulama, 1994 yı• lıııda Yapı Ktedi Yayınlan'ndan çıkan Kıbrıslıtürk Şiiri Antolojisi'ne de yazdı£ı gıriş yazısında yapılmış. Aııtak bu antoloji üzerinde edeniyat çevrcleri tarafından yeterincc durulmadı ya da önemsenmedi. Oysa 18. ve 20. yüzyılı kapsayan bu antoloji hemen yanıbaşımızda, paylaştı^ımız vc paylaşmadığımız kültürüyle başka bir toplumu yansıtıyor: 3 Kuşak, 3 Kimlik, 3 Vatan arasında bir Türk azınlık şiiri . Bir başka Tütkçe'nin şiiri... Mehmet Yaşın da o gelenekten gelen biri. C) halde nasıl bir Kİmlik taşıyor? Bu kişi Türkiyeli gibi düşüncn biri mi? Ele aldığı, dc^indi^i konulaıda kendi yaşıtlarına göre çilclı sayılan bir kişisel tarihin bclirlcyici olması, tarklı tarihı nedeniyle Türkiyc'dekı diğer sanatçıların temel konularmdan avniması onun tarzını bclirlivor. Tıpkı ülkclerinin çilcli tarihi nedeniyle yaşanıları savrulmuş başka sanatçılar gibi. Kimligini, dilini sorgulamaya zorlanmış, öl'keleriııi yasamlarınm yarattı^ı örnekleı hiç dc az ucgil tarihtc. iki büyük dünya savaşını yaşayan ve yaşanıına, savaşın o giine kadar oluşturdugu hcr şeyi yok etmesi nedeniyle son veren Stefan Zwcig'ın anılarında anlattığı ilk sanatçının tcpkiselliğinden burada söz etmck istiyorum'. Zvveig savaş sırasında Zürih'te tanıştıgı James Joycc'dan şöyle bahseder: "O Irl.ındalı'ydı; tngilizce yazıyordu ama, lngili/ce düşünnıiiyor, düşünnîek dc istenıiyordu bcn demişti 'bütün dilkrin üstünde kalacak vc herkesc yararlı olacak bir dil istiyorum. tngilizce'de, düşündügümü gefencğc bağlı kalmadan anlatamıyorum ' Belli bir öfkeliliği vardı, ço^u zaman. Ama onun iç dünyasındaki vcrimlilik aslında işte bu öfkodon ıleri gcliyordu. Dublin'c, Ingiltere'yc, belirli kişilcrc karşı beslediği hınç içindc dinamik bir güç biçimini almış vc ancak cdebi eserlerde gcrçekten bir özgürlüğe ulaşmıştı..." Zweig'ın bahscttijii iki nıillct arasında ikili yaşayanlardan biri de Faust operasınm yaratıcısı Ferruccio Busoni'dir. Onu şöylc tanıtır: "Do^uştan ve yetişmeden yana ltalyan, yaşayışı bakımından Alman'dı... Erginlij^in en güzel örne£ini müzikli elleriyle yaratırken, hafifçe geriye bıraktığı müzige • içini doldurmak istercesinc kulak verirdi... Bir dcfasında bana: 'benim ycrim nercsi? diyc sordu." (icccleri uykumun ortasında uyandıgıımla az önce rüyada Italyanca konııştuguınu bilirim. Ama sonra kalcmı elımc almca Almanca yazarım..." Türkiye gibi çok kültüıiü bir iilkede dc, resmi itlcolo|inin sınırlarına kendi tarihlcri nedeniyle gircmeycn, girmeye zorlanmış vc bcnzer sorunları yaşayan kişilcrın varlı^ının olması, olmama sından daha do^al dcğil mi.J Zamanla "konuşan Turkiyc" hayalı gcrçeklcştikçc bcnzer öfkeleıie, övkülerlc daha çok karşılaşllııı.iM il.ı ol.ısı ı'.oıııuiıvoı Sonuç olarak, ulusal olan her şeyin dcğişime u^radifîı bir dönemdc, Poeturka'da yapıldığı gibi Türk(çe) edcbiyat/ Türkç(çe) şiir kavraıııının yeniden sorgularıması, Yaşın'ın kendi geleneğinin ne olduğu üzerinc düşiinmcsi, geçmiş ve gc lccck arasında içten, somut, gcrçck bir baji olarak ortaya çıkıyor. Mehmet Yaşın'ın yazdıklarına bazı tepkilcr gcldi' Bu tcpkilcrden yola çıkaıak bir saptam, yapılanilir. Pocturka iki türlü okunabilır. Daha önce üzerinde dıııulmayan birçok sorunu gündcme getirdiği için bu sorıınlar üzerinde durulabilir ve statükoya, kişilere yöneltilcn clcştirilcr çcrçevesindc uhıkları gcnişlctccek bir tartışma ortamına girilebilir. Ya da, "bu ne rezalet, şu şair hakkında bu yorumu nasıl yapar" diyc bakılıp bir savunmaya girilebilir ki bu da statükoyu korumaya, dinamik açılımları cngellemcyc yönclik bir çabadan ötcyc gcçmez. Ne yazık ki kitaba yönclik eleştiriler bu düzeydc kalmış ve onun "Türk aydınlarımn çoğu resmi kimlik anlayışına a priori bir kabulle yaklaşıyor. Merkczi kimlik nötrmüş, doğal olanmış ve böylc " Şiir kavramının sorgulanması Kişisel bir tarlh CUMHURİYET KİTAP SAYI 306